Sosyal Güvenlikde Kadın Erkek Adaletsizliği Giderilmesi Çalışması

6 Şubat 2014

Uyumlu bir hayatın gerekliliği için oluşturulan toplumsal kurallar,  hepimizin bildiği gibi toplumu meydana getiren bireylerin daha rahat bir şekilde yaşamasını amaçlar. Toplumu oluşturan tüm bireylerin uyması beklenen bu kurallar yazılı olabileceği gibi örf ve adetler gibi herhangi bir yazılı kaynağa dayanmıyor da olabilir. Bireyin içinde yaşadığı toplumdaki düzenin korunması için uyması beklenen toplumsal kurallar; örf ve adetler, hukuk kuralları, görgü kuralları, dini kurallar ve ahlak kuralları olarak sıralayabiliriz.
Adaletin kadın-erkek zengin fakir demeden  varolduğu bir toplum inşası için bir takım genel kuralların belirlenmesi gerekmektedir. İnsanların uyumlu ve birbirinin hakkını ihlal etmeden  hayatı paylaşması için belirlenen bu kurallar, toplumda karmaşanın hakim olmasını engeller ve belirli bir düzenin oluşmasını sağlar. Bazen bir arada paylaşım ve uyum içinde yaşamak için oluşturulan bu toplumsal kurallar bizi temsil eden  yasa koyucular tarafından adaletin terazisinde yeterince tartılmadan yasalara sirayet eder. Bazen de adil olması gereken bireylere eşit haklar vermesi gereken yasalar bireyler arasındaki hak dengesini yeterince yerine getirmeyebilir. Bireyler arasındaki gelir dengesi eşitsizliğini gidermek içinse Sosyal Güvenlik Sistemi ve bu sisteminin kuralları da Sosyal Güvenlik Kanunu ile mümkündür.
Kısaca , Sosyal Güvenlik ; “Mesleki, fizyolojik ve sosyo-ekonomik riskten ötürü geliri veya kazancı sürekli ya da geçici olarak kesilmiş kimselerin geçinme ve yaşama ihtiyaçlarını karşılayan bir sistemdir.” şeklinde tanımlanabilir.
T.C. Anayasası’nın 60. Maddesine göre de “ Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar. “
Bir kişinin sosyal güvencesinin olmaması yaşamı boyunca hayat kalitesini olumsuz yönde etkiler. Kişiyi maddi olarak etkilediği gibi ruhsal olarak da etkiler. Kendisini güvence altında hissetmeyen bireyler ruhsal olarak sorun yaşar ve ruhsal sorunlar çalışma zevk isteklerini aşağı yöne çektiği gibi kişilerin birbirlerine karşı tutum ve davranışlarını da bozar. Sosyal güvence açısından da toplumumuzda , yasalar önünde pek çok konuda maalesef ki kadınlarımız mağdur edilmektedir. Bu yazıda kadınların mağduriyet yaşadığı konulardan sadece iki tanesinden bahsedilecektir.
1-   Kadınların doğum borçlanması
****  Mevcut Kanuna göre hizmet akdi veya doğum tarihinde hizmet akdi çalışması bulunup daha sonra kendi nam ve hesabına bağımsız çalışma kapsamında sigortalı sayılanlar,
– Daha önce hizmet akdi çalışması bulunup 2008 yılı Ekim ayı başından sonra ilk defa Kanuna göre kamu görevlisi kapsamında sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar,
– 5510 sayılı Kanunun 5 inci maddesi gereğince haklarında bazı sigorta kolları uygulananlar,
– 2925 sayılı Kanuna tabi sigortalılar ile bunların hak sahipleri, doğum borçlanması talebinde bulunabilir.
Kanun karşısında karşılaştırma yapabilmek için bir de askerlik borçlanmasına bakalım.
Erkeklerin Askerlik Borçlanması
Askerlik borçlanmasında, sigortalının askerlik hizmetini ilk defa sigortalı olduğu tarihten önce yapması halinde sigorta başlangıç tarihi borçlanılan süre kadar geriye götürülecektir. Sigorta giriş tarihi askerlikten önce ise borçlandırılan sürenin karşılığı olan gün sayısı sigortalının prim ödeme gün sayısına katılır. Özellikle sigorta başlangıç tarihi askerlikten sonra olan sigortalıların askerlik sürelerini borçlanmaları halinde emeklilik süreleri borçlanılan süre kadar geriye götürülecektir. 
·         Bilindiği üzere toplum ve devlet kuralıdır kadın için doğum erkek için askerlik. Erkeğin askerlik borçlanması hakkı sigorta başlangıç tarihini öne çekerken , kadının doğum borçlanması neden öne çekmez. Anayasanın 60. Maddesi ve Sosyal Güvenliğin adaleti yerine getirilmelidir. Kadın sigortalının doğumu da ilk defa sigortalı olduğu tarihten önce doğum yapması halinde sigorta başlangıç tarihi borçlanılan süre kadar geriye götürülmelidir.
 
2-   Eşinin İşyerinde Ücretsiz Çalışan Kadın
5510 Sayılı Yasanın , Sigortalı Sayılmayanlar Kısmında 6 ıncı maddede  ; İşverenin işyerinde ücretsiz çalışan eşi , sayılmıştır.
Eşinin iş yerinde ücretsiz olarak çalışan toplumca öğretilen bir öğreti olan destek olmak için özveride ailesine katkıda bulunan istisna hariç kadındır. Boşanma , kaza , ölüm ve diğer nedenlerle eşinin sosyal güvenlik şemsiyesinden istemeyerek de olsa çıktığında hayatının devamı için önemli riskler taşıyan kadın aile işletmelerinde ciddi bir emek ve efor sarf etmekte , psikolojik fiziksel yıpranmalar yaşamakta buna karşılık eşinin işyerinde çalıştığı için sosyal güvenlikten faydalanamamakta , çalıştıkları süreleri borçlanamamaktadır.
2/1963 Esas no ile Meclis Komisyon Başkanlığında , Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi Teklif ile, 5510 sayılı Kanun’da değişiklik yapılmak suretiyle, işverenin işyerinde ücretsiz çalışan eşinin sigortalı sayılmamasına ilişkin hükmün yürürlükten kaldırılması ve işverenin işyerinde sigortasız ve ücretsiz çalışan eşlerine sigortasız çalıştıkları süreleri borçlanabilme imkanı verilmesi amaçlanmaktadır.
Erkek egemen toplumumuzda ve meclisimizde umarım bunlar ve diğer eşitsizlikler giderilir.