ÖLÜM AYLIĞI-900 GÜN-BORÇLANMA-YARGITAY OLMAZ DİYOR

20 Mart 2014

5510 sayılı Kanunun 32.maddesinde ölüm aylığı bağlanması için 5 yıldır sigortalı olmak ve 1.800 sigortalı günü bulunmak, 4a kapsamında sigortalı olanlar içinse, Fıkra 2a  “ …her türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, 900 gün… primi bildirilmiş olmak”  koşulu getirilmiştir.

           SGK 4a yani eski SSK lıların  5510’un yürürlük tarihi olan 1.10.2008 tarihinden önce ölümleri halinde askerlik dahil her tür borçlanma ile ölüm aylığı bağlamakta bu konuda ihtilaf çıkmamaktadır.

           Ancak ölümü 1.10.2008 sonrası olan sigortalıların 900 günü tamamlamak üzere yaptıkları borçlanmalar 900 gün tamamlanmasında nazara alınmamakta yerine 1.800 gün koşulu aranmaktadır.

          SGK’nın kabul etmediği ve davaya konu olan bir olayda Yargıtay 21.Hukuk Dairesi 23.06.2011 tarih ve E.2010/5071, K.2011/5968 sayılı Bozma kararlarında sigortalının, 01.05.1997 ve 29.10.2008 arasında  663 sigortalı günü olduğu, 240 askerlik borçlanması ile 903 güm prim ödendiği, kanunda yer alan her türlü borçlanma süreleri hariç ibaresinden anlaşılması gerekenin borçlanma ile 5 yıllık sürelerin doldurulamayacağı, borçlanmanın 900 gün hesabında nazara alınacağına karar vermişti.

          Karar bir çok olayda uygulanabilir olmakla pek çok değerlendirme ve habere konu edilmişti. Yargıtay’ın 2012 kararlarının değerlendirildiği İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Derneği(Türk Milli Komitesi)nin 22-23 Kasım 2013 tarihinde Ankara Hukuk Fakültesinde yapılan Seminerin ikinci gününde sn. Prof.Dr.Nurşen Caniklioğlu’nun değerlendirmeye aldığı bu kararda  karar ve yaklaşım açısını isabetli bulunmuş, aynı işlere bakan Yargıtay 10.HD’nin konuya nasıl baktığı , kararlarını merak ettiğini söylenmişti. 10 Hukuk Dairesi tarafından söz alınmadığı bir evrede, Bu kararın verildiği 21.Hukuk Dairesinin Sayın Başkanı söz alarak kararın, kaçak karar olduğunu belirtmişti.

        Sonraki süreçte  bu konuda verilen ret kararlarının  Onandığı izlemekteyiz.

        Bu yol kapandı mı sorusuna cevap ise,  zorlaştığı şeklinde olmalıdır. Zira verilen kararların ret kararı değilde kabul kararı olması halinde Yargıtay yerel mahkeme kararlarını bozacak, Bozma sonrası yerel mahkeme hakimleri ise direnme kararı verebilecektir. Direnme kararları üzerine dairelere dosya yeniden gidecek daire ya görüşünden dönecek ya dosyayı Hukuk Genel Kuruluna gönderecektir. HGK’nın vereceği kararın daire kararlarının aksi yönünde olması halinde ise uygulama değişebilecektir.

       Yapılan değerlendirmelerde borçlanılan hizmetin hangi yıllara mal edildiğinin tartışma konusu yapılmadığını görmekteyiz. Örneğin askerlik borçlanması yapılan 540 günün 2001-2002 yıllarında geçtiğinin, sigortalının 2000 yılından 1 gün sigortası olduğunu kabul ettiğimizde askerlik borçlanmasının mal edileceği tarihler 2001-2002 yıllar olacaktır. Yani hizmet verilen dönemde yürürlük kanunu 5510 değildir. 506 sayılı SSK’dır. 506’da ise bir sınırlama bulunmamaktadır. Borçlanılan hizmetin 5510 döneminde geçmesi halinde bir ölçüde 900 güne dahil edilmeme makul karşılanabilir. Zira kurallar önceden belirlenir. Kişilerde buna göre hazırlanır. Kuralları aleyhe değiştirirseniz, aleyhe kısmı kişilere uygulanmaz, lehe değiştirseniz uygulanır. Aksi halde Örneğin 30.09.2008 tarihinde ölen 600 günü olan kişinin hak sahipleri 300 gün borçlanarak aylık alabilirken, 1 gün sonra ölen kişiler bu haktan mahrum olurlar. Borçlanılan sürelerin yurtdışı başlangıç sayıldığı durumlarda da bu fark daha da açığa çıkar.

      Öncelikle hizmetin mal edildiği dönemin 506 sayılı yasa döneminde olması halinde ölümün ne zaman olduğunun önemi olmamalıdır. Eski memurlar nasıl halen eski kanuna tabi  ise eski SSK lılar içinde ölüm aylığı koşulları kazanılmış hak kabul edilmelidir. Borçlanılan hizmetin mal edildiği yılların 506 sayılı yasa döneminde olması ve sigortalının başlangıç tarihinin 1.10.2008 den önce olması halinde 900 gün borçlanma ile sağlanabilmelidir.

       Bizim hukukumuzda Avrupa ülkelerinde yer alan sosyal güvenliğin sigortalı olmayan eş bakımından tasfiyesi özellikle boşanmalarda uygulanmamaktadır. Bize özel çözümler olmalıdır. Ölüm nedeni ile aylığa hak kazanamayan eş eşinin sigortalılık haklarını kendine mal ederek eksik günleri dilerse düşük bir ölüm aylığı yönünden tamamlayabilmeli, evlenmesi halinde, kendi sigortalılığı ile ölüm aylığına esas hizmetleri birleştirerek yaşlılık aylığı alabilmeli veya kendi yaşlılık aylığında başlangıç ve gün olarak değerlendirebilmelidir. İleride bu yönde bir yasal değişiklik düşünülebilmelidir.