TORBA YASA 90 GÜN KURALI İLE SOSYAL GÜVENLİK YARGISINA BLOKE Mİ KONMAK İSTİYOR?

3 Haziran 2014

TORBA YASA -900 GÜNÜ OLMAYANA 1 GÜN YETERMİŞ 9000 GÜNÜ OLANA 90  GÜN YARGI ÜSTÜNDEN BLOKE MAVİ KARTIN BAŞLANGICIN ACISIMI ÇIKIYOR YARGIYA NE YAPILMAK İSTENİYOR     

   Torba yasanın/tasarısının konuşulacak çok yönü olacak ama dava öncesi  90 gün bekleme zorunluluğu birçok açıdan hukuka aykırıdır.
 

  Tasarının 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununu değiştiren 54 ve 55. maddelerine  göre hizmet tespit davaları hariç diğer dava konuları için SGK ya başvuru tarihinden 90 gün geçmedikçe dava açılamayacak,devam eden davalarda da dava içinde başvuru şartı tamamlanmış olacak.

TASARININ FARKLI NEDENLERDEN ELEŞTİRİSİ

1– İdari yargı süreleri idari eylemlerde başvurudan itibaren idarede 60 vergide 30 gün olmakla sevkedilen taslak bu sürelere benzer değildir.

2– İdari yargıda idari işlemlere karşı doğrudan dava yoluna gidilir.İdareye yeniden başvuru gerekmez,zaten işlem vardır.Dava açmak için süre 60 gündür. Sosyal güvenlik yargısında adli yargıda dava açma süreye tabi olmadığından 90 gün bekleme süresi boşlukta kalır. Zira pek çok davanın konusu Aylığın kesilmesi, fazla ödemenin geri istenmesi gibi işlemlerde ortada zaten bir işlem olduğundan yeniden başvuru anlamsız ve gereksizdir.

    Bu kural eski memurlar ve 5510 4c lileri/memurları arasında farka neden olur. Bu husus aynı kişinin aynı işlemden idari yargıda ve adli yargıda dava açma zorunluluğu halinde karmaşaya neden olur.Örneğin önce SSK emeklisi olup sonra memur emeklisi olan kişiye çift aylığı yerine memur aylığı halinde süre karmaşası oluşur.

3– 90 günlük süre ile eşleşebilecek yegane süre SGK nım aylık bağlama süresidirü5510 md.​MADDE 42- Kurum, sigortalıya veya hak sahiplerine bağlanacak gelir, aylık veya toptan ödemeleri, gerekli belgelerin ve incelemelerin tamamlandığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde hesap ve tespit ederek sonuçlarını yazı ile bildirir. (Mülga son iki cümle: 17/4/2008-5754/67 md.) düzenlemesidir ki burada süre herşeyden önce ay cinsindendir. Gün değildir. İçinde işlemi zorunlu kılmakta ve uzun bir süreci yani kurumun en zor işlemi olan aylık bağlama süresini sınırlamakta sigortalı,hak sahibi lehinedir. Torba İle gelen süre aksine sigortalı/hak sahipleri aleyhinedir.5510 un yapısına terstir. En zor işlem sınırlanmış iken örneğin askerlik borçlanması için 90 gün beklemeden dava açılamayacaktır. Ancak 5510 md 42 in uygulamada pek görülmesede sınırlayan bir başka yasal hükümde avans verilmesine dair 5510 md 97 nin ilgili fıkrası ​Sigortalılar ile bunların hak sahiplerinin, genel sağlık sigortalıları ile bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, bu Kanunun uygulanması bakımından hak ettikleri alacaklarının süresi içinde ödenememesi halinde, avans verilmesine Kurum yetkilidir. hükmü de nazara alındığında üç aylık sürede kesin işlem ve bu süre içinde hemen avans verilmesi ile işlemlerin hiç gecikmeden yapılması sigortalının korunması düşüncesi ile tasarı zihnen,fikren zıttır.

4- Davalar arasında hizmet tespitinin ayrılması yeterli değildir.Kurumun aylık iptali,hizmet iptali,aylık bağlanma isteminin reddi,malül degildir kararı gibi işlemlerde her zaman bir işlem olduğundan yeniden başvuru ve 90 gün koşulu gereksizdir.

5-Her davanın,dava dilekçesi SGK ya tebliğ edilir.Dilekçeyi alan kurum davacı yanın çoğu elde bir avukat tarafından kaleme alınmış itirazlarını görür,Kurum bir idaredir.İdare her zaman işlemini geri alabilir.Dava dilekçesinin ulaşması tasarının aradığı başvuru yerine geçerken gerek dava öncesi gerek dava içinde sanki kurum davadan bihabermiş gibi 90 günlük süre. getirilmesi hiç bir anlam taşımayacaktır.

6-Yasal değişikliklere çoğu zaman yargı içtihatları neden olur.Borçlar Kanunu,İş Kanunu gibi pek çok değişen kanun aslında kanun öncesi içtihadın geldiği nokta olup içtihadın kanuna dönüşmesidir.  Torba tasarısında yer alan mavi kartlıların ve sözleşmeli ülkeler çalışma başlangıçlarının ülkemiz başlangıcı sayılmasında 40.000 sayısına yakın verilen dosyadaki kararların etkisi vardır.Açık yasal dayanaklara rağmen kurum var olan yasaları uygulamak yerine yeni bir düzenleme ile dava yoluna gitmeden çözüm yoluna yönelmiş görünmektedir. Biten bu sayıda dosyaya rağmen geri adım atmayan kurum 90 günle neyi hedeflemektedir. Düzenlemenin hukuki ve işlevsel bir değeri olmayacaktır. 90 gün süre getirilmesi ancak ve ancak yargıya bloke ve kurum işlemlerine yargı kararlarına karşı gereksiz bir çıkış örneğidir.

7-5510 sayılı kanunda Genel Sağlık Sigortasından yararlanmayı düzenleyen 67.maddedesinde 4a sigortalılarının zorunlu sigortalılıklarının sona ermesinden itibaren 10 gün süre ile sağlıktan yararlanma hakları getirilmiş ve aynı kişilerden(4a lılardan) geçmiş bir yılda 90 gün sigortası olanların ve bakmakla yükümlülü olduklarının 90 gün süre ile genel sağlık sigortasından yararlanacaklarına dair hüküm sadece 4a lılar bakımından olmakla ölçü olarak kullanılamaz.

8-Sosyal güvenlik haklarından feragat mümkün değildir. Geçici süreli de olsa 90 gün içinde yargı yoluna başvurulamaması feragat anlamına geldiğinden korunamaz.

9-5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8.maddesinin 4 fıkrası "Kanun yoluna başvurulan kararlar, bölge adliye mahkemesi ve Yargıtayca iki ay içinde karara bağlanır.göre iş mahkemelerinden verilen kararlara karşı temyiz inceleme süresi 2 aydır." şeklinde olmakla Yargıtay'a tanınan 2 aylık bir süreden daha fazla olan 90 günlük bir sürenin SGK'ya tanınması ve ilk derece mahkemelerinin verecekleri kararların 90 gün geciktirilmesi, hukuk sistemimize de terstir.

10-Tasarının 55.maddesi ile getirilmek istenen hüküm yürürlük tarihinden önce açılmış bulunan davalara da uygulanır düzenlemesi, karara çıkan, halen yargıtay'da bulunan binlerce dosyanın yerel mahkemelerine iadesi anlamına geleceğinden, hatta hatta biten davalar bakımından dahi açık bir sınırlama getirmediğinden ille de bu kurallar yürürlüğe girecekse bir sınırlamanın getirilmesi, açılan davalardan yasanın yürürlüğe girdiği tarih itibariyle 90 gün geçmemiş olanlar,  için geçerli olması daha elverişli olacaktır.

11-Yaşadığım iki basit örnekte şöyledir. Örnek 1-Yaşlılık aylığı 3.300 TL olması gereken bir sigortalının, 1998 yılı kazancı 1.150TL yerine sehven 150TL girilmiştir. Bu üst gösterge rakamını 11 binlerden 15 binlere taşımaktaktadır. Sigortalı tarafından 1 vekili olarak 3 dilekçe yazmamıza rağmen 10 aydır Kurum nezdinde işlemi düzeltememiş bulunmaktayız. Sigortalı bu nedenle her ay 400TL yaşlılık aylığı az almaktadır. Örnek 2- Sigortalı son 3 yılını isteğe bağlı olarak tam gün üzerinden prim yatırarak geçirmiş ve Temmuz 2011 döneminde yani isteğe bağlı ile çakışacak dönemde bir yakını aklıs sıra iyilik olsun diye 7 gün 4a-sigortalısı olarak bildirmiş ve sigortalı aylık aylırken bu hizmet iptal edilmiş, gün koşulu yerine gelmedi gerekçesi ile aylık kesilmiş birikmişler geri istenmiştir. Vekili olarak kuruma 2011 yılı Temmuz ayından primi yatmış bulunan isteğe bağlı sigortadan çakışma nedeni ile sayılmayan ve prim tutarı halen kurum hesaplarında fazla ödeme olarak görünen 7 günün isteğe bağlı olarak işlem yapılması istemimiz, kurumun bir biriminden diğerine hizmet iptalinin yazısının gönderilememesi nedeni ile 6 aydır işlem yapılamamıştır. 2 örnekte açıkça ve asla 90 günlük süre uygulamasına gerek olmadığını göstermektedir.

      İşlemsiz dava açılır diyen yargı uygulamalarının  bir çoğu zaten bu tasarı ile değiştirilen yurtdışı işlemlerden vatandaşlıktan çıkanlar ve başlangıç davaları olduğundan, işleme ihtiyaçta kalmamıştır. 

12-Tasarı 300 ölümü bir felaket kabul ederken, ölümde  900 günü askerlik borçlanması ile tamamlama imkanı vermeyen yargı kararlarını bile dudak uçuklatırcasına 1 günü olana 900 günü varmış gibi aylık bağlama yolunu açmaktadır. Unutulmamalıdır ki burada depremdeki gibi sosyal güvenliksiz kalma söz konusu değildir.İlgililer zaten iş kazası nedeni ile gelir kapsamındadır.  1 dosyadan değil de sanki sosyal güvenlik şemsiyesi sağlanamamış gibi 2. dosyadan ölüm aylığı yolu açılmaktadır. 300 kişilik ölüm nasıl felaketse halen SGK nın hasım olduğu  yıllık 40.000 dava felaket değilmidir? 1 günü olanı 899 günü olandan daha çok hukuki korunur kabul eden tasarının 9000 günü olanları 90 gün korumasız bırakması hukuka aykırıdır. Doğrudan dava hakkının özel sigortalarda sigortacıya karşı, kazalarda sorumlulara karşı gerek TTK, gerek 2918 sayılı KTK ve bir çok yasa açık koruması varken SGKya sanki yargı zulmediyormuş gibi adaletin 90 gün geciktirilmesinde hak ve hukuk yoktur. SGK her zaman özellikle dava dilekçesi eline ulaşınca işlemi geri alıp,davayı konusuz bırakabilir. Devam eden davalarda ise bu işleme hiç gerek olmadığından mutlaka açılan dava içinde bir kural getirilmek istenecekse, davanın açıldığı tarihten itibaren 90 gün geçmemiş olanların Kuruma başvuru zorunluluğu getirilmesinde kendi içinde daha tutarlı olacak, aksi halde Temyiz aşamasında olan binlerce dosya salt bu nedenle yerel mahkemelerine iade edilme tehlikesi ile karşılaşacaktır. 

     SGK kurumsal yapısı; sigortalı ve hak sahiplerini itirazlarına değer verip işi yargıya bırakmayacak yukarıda 11 nolu başlıkta verilen örneklere bakıldığında sayısal işlem olgunluguna erişmeden (çok nadirde olsa işlem yapılıyor olmakla)  bu kural çok uçuk ve tek yanı korur olacaktır.

     90 günlük bir sürenin konulmasının sigortalı ve hak sahiplerinin haklarının aynı süre kadar geciktirilmesinden,yargının hak dağıtmasını engellemesinden başka hiç bir etkisi olmayacağı gibi yukarıda sunulmaya çalışılan nedenler ile kabulü doğru olmayacaktır.