ALİ TEZEL

HABERTÜRK-Bebeğin açlıktan ölmesinde SGK’nın suçu büyük


Bebeğin açlıktan ölmesinde SGK’nın suçu büyük


 


İş kazası sonrasında ayağını kaybeden baba, evde çalışan olmadığından dilenen bir anne. Ancak, SGK görevini zamanında ve tam yapsaydı ayda 1000 liradan fazla gelir ve aylık sahibi olması gereken bir baba var. SGK görevini yapmadığında bir bebek açlıktan ölüyor. Bakandan, Müsteşardan, SGK Başkanından bu konuyla ilgili çıt yok.


 


Samsun’un Tekkeköy İlçesi’nde geçen 17 ocak tarihinde açlıktan ölen 2.5 aylık bebeğin babası 30 yaşındaki Murat Bakırcı, 2008 yılında geçirdiği iş kazası ile sağ ayağını kaybediyor ve 2011 yılı gelmiş SGK hala gelir-aylık bağlamadığı gibi mahkemelere de cevap göndermiyor.


 


***SGK 40 günde aylık bağlıyormuş


Geçen hafta, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Ömer DİNÇER ile basın mensupları arasında sohbet toplantısı vardı. Sayın Bakan emekli aylığı bağlama işlemlerinin 40 güne düşürüldüğünü ifade ediyordu. Ben de bunun doğru olmadığını ülke genelinde aylık bağlama işlemlerinin yazışmaların SGK’ya girmesinden sonraki süreçte 40 gün olabileceğini ve mutlaka Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müşavirliği meslek kanununun çıkması gerektiğini belirttiğimde müsteşar karşı çıkmış ve bakanı yanıltmıştı.


 


***Halkım haklarını bilmiyor


Sosyal güvenlik haklarımız biz daha anne karnına düşmeden başlıyor bir ömür boyunda devam ettiği gibi biz öldükten sonra eşimiz ve çocuklarımızla yaşıyor. Yani, sosyal güvenlikten gelen haklarımız bizden uzun yaşıyor.


Öte yandan, ömrümüzün yarısından, günümüzün de büyük bir kısmı iş hayatında  geçiyor ama biz ne sosyal güvenlik haklarımız ve nede çalışma hayatımızdan doğan hak ve borçlarımızı bilmiyoruz. Sadece çalışanlar mı işverenlerimiz ve onların vekilleri de ne hakları biliyorlar ne de borçları.


İlkokul, ortaokul, lise ve üniversite okuyoruz, hayatımızın en büyük amacı olan çalışmak ve sosyal haklarımızla ilgili tek bir ders yok. Hayatımız boyunca hiç kullanmayacağımız tüm bilgilerle ilgili dersler ise doruk noktasında. Hanginiz, logaritma, türev, integrali hayatınız boyunda bir kere kullandığınız. Tanjant, kotanjant, sinüs, kosinüse bir defa ihtiyacınız oldu mu?


Bize ihtiyacımız olmayan bilgiler pompalayıp, ihtiyacımız olanları ise vermiyorlar bunu da bilinçli yapıyorlar.


 


***Haklarınız bilen ise alamıyor


Hakkınızı bildiniz, öğrendiniz hadi arayın bakalım. Alabiliyor musunuz? Koskaca Dilekçe Kanunu’muz var ve her kamu kurumu kendisi ile alakası olmayan bir konuda dilekçe yazmış bir vatandaşın dilekçesini almak zorunda. Bırakın alakası olmayan kamu kurumunu örneğin, gidin SGK Göztepe Sosyal Güvenlik Merkezinde emeklilik dilekçenizi bile almıyorlar. Önce, bir memur dilekçenizi inceliyor ve göz ucu incelemesi sonrasında sizin emeklilik zamanınız gelmemiş deyip dilekçenizi elinize veriyor. Olması gereken dilekçeyi işleme alıp, ağızla-sözle değil yazıyla cevap vermesi, işlem yapması ama yapmıyorlar işte. Israr ederseniz de bir ağız dolu laf işitiyorsunuz. Hatta, bir çok okurumdan biliyorum memur ağızla hatalı cevap verdiği için geç emekli oluyor. Vatandaşın haklarını öğreten ve haklarını takip eden emekli müfettiş ve müdürler kapıdan içeri sokulmayacak diye de müdürün talimatı varmış. Yani, vatandaşa eziyet edeceğiz ama eziyetimiz engelleyecekleri de iş yaptırmayacağız diyorlar.


 


***Açlıktan ölen bebeğin babası da aynı durumda


Gazeteler, TV’ler günlerce haber yaptılar. Bir bebek açlıktan öldü. Gerçi devlet bakanımız Hayati YAZICI konuyu incelemeye almış ve bebeğin açlıktan öldüğü belli değil diyor ama anası bas bas bağırıyor. Dileniyorum günde 10 lira ile ekmek ve çaydan başka bir şey alamıyoruz, sütüm gelmiyor bebeğime süt veremediğimiz gibi mama da alamadım, öldü diyor. Hadi analar, babalar o ana-baba yerine kendinizi koyun, birazcık empati yapın. Bebeğiniz açlıktan ölse ne hissedersiniz.  İsyan edersiniz değil mi? Ancak, o ana babanın isyan edecek takatleri bile yok. Sesleri çıkmıyor. Kendimi o baba yerine koyuyorum içimdeki ateşle sağı solu ateşe verirdim herhalde. İsyanım ölene veya öldürülene dek sürerdi.


 


***Babaya 2 yıldır iş kazası geliri bağlamayan SGK’nın suçu büyük


Baba işçi ve iş kazası geçirmiş. Ne zaman biliyor musunuz 2008 yılında. O yıldan beridir çalışamıyor, evine ekmek götüremiyor. Ancak, gerek eski 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve gerekse de yeni 5510 sayılı SS ve GSS Kanunu gereğince SGK’nın derhal babaya kaybettiği işgücüne karşı babaya sürekli işgöremezlik geliri bağlaması gerekirdi. Ayrıca, rapor oranına göre de malüllük aylığı da vermesi şarttı. Yani, SGK vermesi gereken gelir ve aylığı vermeyerek aileyi aç bırakmış durumda.  Her ay tıkır tıkır ayda 1000 liradan az olmamak kaydıyla evlerine para girse bebek açlıktan ölür mü ana dilenir mi?


 


***Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müşavirliği şart


2008 yılı Ekim ayında SGK’dan başmüfettişlik görevimden ve memuriyetten istifa ettim. O günden beridir gördüğüm lüzum üzerine beynimdekileri tecrübelerimiz gençlere aktarmak ve halkımın ihtiyacı olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müşavirlerini yetiştiriyorum. Sosyal Güvenlik Uzmanları yetiştiriyorum. Bakın, 2008 yılında tüm sosyal güvenlik kanunlarını halkımızın aleyhine değiştirdik ama hemen herkesin geçmişten gelen hakları var. 5510 sayılı Kanun ile ortadan kaldırılan, 506 sayılı SSK, 1479 Bağ-Kur, 2925 Tarım SSK, 2926 Tarım Bağ-Kur, 5434 Emekli Sandığı kanunlarından gelen haklarımız en az 90 yıl daha devam edecek ama 5-10 yıl sonra eski kanunları bilenleri parmakla göstereceğiz. O zaman daha çok Uzmana ve müşavire ihtiyacımız olacak.


Ayrıca, SGK hemen her ilçeye  Sosyal Güvenlik Merkezi (SGM) açıyor, buna da gerek yok zira SGM’lere koyduğu memurlar da işi tam bilmiyor ve vatandaşı doğru yönlendiremiyorlar. Öte yandan her açılan SGM, kira, elektrik, döşeme gibi masrafları da SGK’nın başına yıkıyor bunun yerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müşavirlik Kanunu olsa, SGK bilgisayarına iletişim hakları olsa SGM’ye gerek olmadığı gibi tıpkı ABD’deki gibi her kasabada bile Müşavirler iş ve işlemleri SGK adına yapardı. Gecikme ve hak kayıplarından da müşavirler sorumlu tutulurdu.


 


***SGK Mahkemeye bile cevap vermemiş


Bacağınız kaybeden babaya SGK gelir ve aylık bağlamadığı gibi babanın işveren aleyhine açtığı tazminat davasına da 2 yıldır cevap yazmayan SGK ile karşı karşıyayız. Baba, Bakırcı;


2008 yılının Mayıs ayında özel bir işyerinde sigortasız çalıştırılırken kaza geçiriyor ve bacağını kaybediyor. Kazadan 3 ay sonrada şirket yetkilileri hakkında tazminat davası açıyor. Yani, 3 yıla yakın bir zamandan beri SGK babanın iş kazası geçirdiğini biliyor ama 3 yıl olmuş hala işlemleri bitirip, aylık-gelir bağlamadığı gibi mahkemenin defalarca talebine rağmen cevap bile göndermemiş.

Exit mobile version