ALİ TEZEL

HABERTÜRK-Bekçi kıdemini alamadı AİHM’nin yolunu tuttu

Devlet hukuk emsal olacak diye korkar mı?



Mehmet Ali Tekeli 1960 doğumlu ve 1986 yılında Akhisar Çiftçi Malları Koruma Başkanlığı emrine ÇMK Koruma bekçisi (benim çocukluğumun ismi ile çeştiman-kır bekçisi) olarak işe başlamış ve 16.04.2004 günü de SSK’dan emeklilik dilekçesi vererek emekli olmuş. Olmuş ama kendisine kıdem tazminatı ödeyen olmayınca hukuka güvenip dava açmış. O zamanki parayla 4500 lira kıdem tazminatı, 4500 lira da fazla mesai parasını kazanmış davayı Yargıtay 25.06.2007 günü oybirliği ile onamış ama bu güne kadar devletten parasını tahsil edememiş.



 



Bu arada hatırlatma Yörük Ali Efe, Çakıcalı Mehmet Efe gibi niceleri de Osmanlı’nın her affından sonra kır bekçisi olarak atanmış ve yeniden dağa çıkıncaya kadar da bu işi yapmışlardır.



 



 



Kıdem tazminatını kazanan ilk kır bekçilerinden



Kır bekçileri yasalar karşısında ne işçidir ne memur ve devletin uygulamaları gereğince işçi olup kıdem tazminatı, memur olup ikramiye alamazlar. Ancak, Mehmet Ali Tekeli bu duruma boyun eğmemiş gitmiş gitmiş kıdem tazminatının ödenmemesi nedeni ile Akhisar İş mahkemesine dava açmış, davayı kazanmış, Yargıtay onamış ve Türkiye’de ilkler arasına katılmış. Devletin vermediği kıdem tazminatı hakkını hukuk yoluyla kazanmış.



 



 



Mahkeme kararı var uygulayacak devlet-kaymakam yok



Anayasamıza göre, “Türkiye Cumhuriyeti Sosyal Hukuk Devletidir.”



Hukuk devleti; kamu hizmeti görenlere hukuki güvenceler sağlayan, güvence sağlamak için koyduğu kurallara bağlı olan ve verilen yargı kararlarını ilgililerin başvurusuna gerek kalmadan infaz eden devleti ifade eder.



 



Yine,  Anayasamızın 138. maddesinin son fıkrasına göre, “Yasama ve yürütme organlarıyla idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez” ama işte Akhisar Kaymakamlığı işte Akhisar ÇMK Başkanlığı her ikisi de mahkeme kararlarını uygulamamakta ısrar ediyorlar.



 



Dava kazanmak yetmemiş- Kıdem tazminatını dava yoluyla kazanmış ama bu kere Akhisar Kaymakamlığı Çiftçi Mallarını Koruma Başkanlığı’nın (ÇMK) hışmına uğramış, çünkü artık diğer Kır Bekçileri de emekli olduklarında, işten çıkarıldıklarında kıdem tazminatı alabileceklerdi, Mehmet Ali Tekeli arkadaşlarına bu yolu açmıştı.



 



İşte bu nedenle hem Kaymakamlık hem de ÇMK Başkanlığı hangi davayı kazanırsan kazan, biz sana tek kuruş para ödemeyeceğiz git bildiğin yere şikayet et demişler.



 



 



Hukuk Yolları denenmiş ama sonuç yok



***Önce gitmiş Akhisar İcra Müdürlüğü’ne gitmiş ve elindeki mahkeme kararına göre hak ettiği parayı tahsil etmelerini istemiş ama icra dairesinin işlemi karşınızdaki yer kamu kurumu o nedenle malları haczedilemez denilerek durdurulmuş



 



***Ardından, mahkeme kararını uygulamayan ÇMK Başkanlığı yetkililerinin görevlerini kötüye kullandıklarından haklarından Akhisar Cumhuriyet Savcılığı’nda suç duyurusunda bulunulmuş ama Akhisar Kaymakamı bunlar devlet görevlisi soruşturma izni vermiyorum demiş.



 



*** Bu kere Akhisar Kaymakamlığı’na ÇMK Başkanlığı yetkilileri hakkında şikayette bulunulmuş ama sonuç yine hüsran.



 



 



Artık tek yol Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi



Mehmet Ali TEKELİ’den önce de aynı süreci yaşayan, devletten alacağı kıdem tazminatlarını alamayan, devlet mallarını haczettiremeyen, devleti devletin Kaymakamıma şikayet edip üstüne bir de fırça yiyenler oldu. Onlar Avrupa İnsan hakları Mahkemesine gittiler hem paralarını aldılar hem de maddi manevi tazminat paralarını da Avrupa üzerinden tahsil ettiler.



 



Garip ülkede vatandaşa karşı höt zöt yapan Kaymakamlar, devlet görevlileri emir Avrupa’dan gelince daha önce vermem dedikleri paraların 10 katını koşa koşa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin hesaplarına yatırdılar.



 



 



İşte örnek kararlar



 



ABİDİN ŞAHİN/Türkiye



Başvuru No. 45559/04



Strazburg- 18 Aralık  2007



 



Abidin Şahin, 1960 doğumludur ve Gaziantep’te yaşamaktadır.



2000’de Belediye’deki işinden emekli olmuştur. 28 Ağustos 2000’de belediye meclisi, başvuranın emeklilik tazminatını 11,981,741,000 Türk Lirası olarak belirlemiş ve ödenmesi talimatını vermiş ama para yok gerekçesiyle ödeme yapılmamıştır.



18 Mayıs 2001’de Abidine Şahin, icra dairesine başvurarak emeklilik tazminatının  %95 oranında faizi ile birlikte kendisine ödenmesini istemiştir. Belediye, başvuranın faiz ödenmesi talebine itiraz etmiştir.



5 Haziran 2001’de başvuran, Belediye’nin itirazını geçersiz kılmak için Islahiye İcra Mahkemesi önünde dava açmıştır.



6 Aralık 2001’de Mahkeme, başvuranın talebini kısmen onaylamıştır. Belediye’den, 15 Eylül 2000’den itibaren işleyen yasal faiz oranı ile birlikte başvuranın maaşlarını ve tazminatlarını ödemesini istemiştir. Başvuranın, en yüksek yıllık mevduat faizi ile birlikte ödenmesi gereken kıdem tazminatına ilişkin talebini onaylamıştır.



İtiraz edilmemesi nedeniyle karar, 20 Aralık 2001’de kesinleşmiştir.



İcra makamları, borcun ödenmesini temin etmek üzere Belediye mülkünü haczetmek için birçok başarısız girişimde bulunmuştur.



1 Ağustos 2002’de başvuran Cumhurbaşkanı’na bir yazı göndermiş ve Belediye’nin emekli maaşını ödememesi hususunda şikayette bulunmuştur.



9 Eylül 2002’de Cumhurbaşkanlığı bu yazıyı, konuyu araştırması için İçişleri Bakanlığı’na göndermiştir.



Islahiye Belediye Başkanı, 11 Ekim 2002 tarihli cevabi mektubunda Belediye’nin, emekli olan 60 personeline olan borcunun, bütçesini aştığını açıklamıştır. Bu nedenle Belediye’nin taksitle ödeme yapmayı teklif ettiğini ileri sürmüştür. Ancak, başvuran bu teklifi reddetmiştir.



6 Ocak 2003’te başvuran Gaziantep Valiliği’nden, İcra Mahkemesi kararının ifa edilmesini kolaylaştırmak için kendi adına müdahale etmesini istemiştir.



Dava dosyasındaki bilgiye göre, mahkemece hükmedilen meblağ halen ödenmemiştir.



            Ardından Olay Avrupa İnsan hakları Mahkemesine götürülmüş ve mahkeme,



1. Başvurunun kabuledilebilir olduğuna;



2. AİHS’ye ek 1 nolu Protokol’ün 1. maddesinin ihlal edildiğine;



3. (a) Kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç ay içinde, Savunmacı Hükümet tarafından başvurana, yerel mahkemece ödenmesine hükmedilmiş ve halen kendisine ödenmemiş olan alacağın,  iç hukuk uyarınca uygulanan yasal faiz ile birlikte ödenmesi gerektiğine;



    (b) Ayrıca, ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden Yeni Türk Lirası’na çevrilmek üzere ve her türlü vergi ve kesintiden muaf tutularak Savunmacı Hükümet tarafından başvurana manevi tazminat olarak 1000 euro ödenmesine,



    (c) Sözkonusu sürenin bittiği tarihten itibaren ödemenin yapılmasına kadar, Avrupa Merkez Bankası’nın o dönem için geçerli olan faiz oranının üç puan fazlasına eşit oranda faiz uygulanmasına,



karar vermiştir.



 



 



 



 



 



EKİCİ VE DİĞERLERİ/Türkiye Davası*



Başvuru No. 28877/03



Strazburg- 23 Eylül 2008



 



Çalışmakta oldukları Diyarbakır Sur Belediyesi’nden çıkarılmışlardır. Başvuranların her biri ödenmemiş maaşları, işten çıkarma tazminatı, kıdem tazminatı ve diğer maddi zararları için Diyarbakır İş Mahkemesi’nde dava açmıştır.



Mahkeme 11 Kasım 1999 tarihinde başvuranlar lehine karar vermiş ve belediyeyi başvuranlara masraflar ve 15 Haziran 1999 tarihinden itibaren işleyen yasal faiz dahil olmak üzere Türk Lirası cinsinden belli miktarlar ödemeye mahkûm etmiştir.



Takip eden aylar içerisinde kendilerine ödeme yapılmaması nedeniyle başvuranlar mahkeme kararlarının uygulanması amacıyla müdahale edilmesi talebiyle Diyarbakır Valiliği’ne başvurmuşlardır. Valilik, zararların tazmin edilmesi için belediyeden talepte bulunulduğunu ancak mali yetersizlikler nedeniyle belediyenin ödeme yapmadığını bildirmiştir.



Somut başvurunun yapıldığı tarihte sözkonusu ilamlı borçlar halen ödenmemişti. Bu nedenle aşağıda belirtilen tarihlerde, belirtilen başvuranlarla belediye arasında dostane çözüme varılmıştır:



          Müzeyyen Kalkan (15 Mart 2005)



          Şükrü Güntoğar (23 Ocak 2006)



          Bayram Akbulut (11 Aralık 2007)



Diğer başvuranlara ilişkin olarak bir çözüme ulaşılmamış ancak belediye, kalan başvuranlara ödenmek üzere icra dairesinin ilgili hesabına kısmi bir miktar yatırmıştır. 21 Şubat 2005 tarihinde Salih Demircan’a 822 Yeni Türk Lirası ödenmiştir.



Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi olay hakkında,



 (a) Sorumlu Devlet’in Niyazi Ekici ve Salih Demircan’a, AİHS’nin 44/2 maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç ay içinde, halen ödenmemiş ilamlı borçların iç hukukta mevcut yasal faizi ile birlikte ödenmesine;           
(b) Sorumlu Devlet’in aynı üç ay içerisinde, başvuranların her birine, ödeme tarihinde geçerli kur üzerinden Yeni Türk Lirası’na çevrilmek ve tüm masraf ve vergilerden muaf olmak üzere 3,000 Euro manevi tazminat ödemesine;           
(c) Sözkonusu sürenin bittiği tarihten ödemenin yapılmasına kadar geçen süre için Avrupa Merkez Bankası’nın marjinal kredilere uyguladığı faiz oranına üç puan eklemek suretiyle elde edilecek oranın gecikme faizi olarak uygulanmasına,



Karar vermiştir.



 



 


Bu kadın gibi en az 10 bin kadın var


Reyhan Uçar2003 yılında 1111 günü varken vefat eden babanız üzerinden 1800 günü yok diye dul aylığı alamayan annenizin 2006 yılı kasım ayından (dul aylığı şartının 1800 günden 900 güne düştüğü andan) itibaren aylık alma hakkı vardı. Acele gidin aldığınız parayı SSK’ya iade edin ve annenize SSK dul aylığı versin. Bu konu o zamanlar SSK tarafından halka iyi duyurulmadığı için anneniz gibi en az 10 bin dul aylık hakkı olduğu halde bundan habersiz, çile ve açlık çekerek tıpkı anneniz gibi yaşamaya devam ediyor.


Exit mobile version