ALİ TEZEL

HABERTÜRK–Devlet sosyal ise İŞSİZLİK devletin sorunudur değilse milletin derdi olarak kalır

 Devlet sosyal ise İŞSİZLİK devletin sorunudur değilse milletin derdi olarak kalır


 


***İşsizlik rakamları resmi açıklamalara göre yüzde 15’i aşmış durumda ama bu kadar işsiz olsa bile devletin giderlerin artış olmazsa o devlet sadaka devletidir…


 


***İşsizlik rakamları arttıkça devletin bu işsizler için bütçeden harcadığı para artıyorsa bu devlet sosyal devlettir…


 


***Devlet sosyal devlet ise işsizlik sorunu devletin, devlet sadaka devleti ise işsizlik milletin sorunu olarak kalır…


 


2009 yılı Ocak ayı işsizlik istatistikleri açıklandı ve rakam yüzde 15,5’e ulaşmış durumda da bundan devletin zararı ne derseniz hemen hemen sıfıra yakın. Yani, siz işsiz iseniz hiç iş bulamamışsanız Türkiye Cumhuriyeti devleti sizin için bir şey yapmıyorsa, bu vatandaşım ne yer ne içer nerde yatar diye düşünmüyorsa işte o devlet sosyal devlet değildir.


 


Şimdi her ikisinin de Anayasasında “Sosyal Devlet” ibaresi geçen iki devleti karşılaştıralım ve hangisinin sosyal hangisinin sadaka devleti olduğuna siz karar verin.


 


 


Sosyal devlet ve vatandaşın asgari ihtiyaçları ;


Alman Anayasa’sında sosyal devlet ilkesi Temel Yasa’nın  20. maddesinde yer bulmuştur ve yeni bir anayasanın çıkarılması durumunda bile değiştirilemeyecek maddelerdendir. Dolayısıyla Temel Yasa devleti, yurttaşların özgürlüklerinin dışında temel yaşam koşullarını sağlamakla da yükümlü kılınmaktadır. Ama bu arada herkes sosyal güvenliği için kendine düşen sorumluluğu üstlenmek durumundadır.


 


Türkiye Cumhuriyeti’nin 1982 Anayasa’sının 2 inci maddesine göre devletin son niteliklerinden birisi sosyal devlet olmasıdır…ama içeriği doldurulmamıştır.


“Madde 2 – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.”        


 


Anayasamızın 5 inci maddesine göre Sosyal Devlet, “…sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.” diyerek bizdeki sosyal devletin sınırını çizmiştir.


 


 


Sosyal Yardımlar;


Almanya’da


Sosyal koruma ağı – vergilerden karşılanan – sosyal yardımla tamamlanıyor. Eğer biri kendisinin veya yakınlarının olanaklarıyla asgari yaşam koşullarını sağlayamıyorsa bu sistem devreye giriyor. Bu sayede, yaşlılıkta veya sürekli işsizlik durumunda “taban ödeme güvencesi” ve geçimi sağlamak üzere veya belli ihtiyaçlar için yapılan devlet yardımı, insanların sosyal güvenliğini sağlıyor. Yani eviniz yoksa ev, aşınız yoksa aş, paranız yoksa para veriyor. Diyor ki madem ki sen benim vatandaşımsın ben de senin asgari ihtiyaçların olan, barına, giyinme, ısınma, yeme-içme ihtiyaçlarını karşılamak sosyal devlet olarak benim boynumun borcu.


Türkiye’de


Genel Bütçeden 65 yaş aylığı ile daha yeni başlayan evde bakım parası hariç fakire-fukaraya pay verilmez ama kamuoyundaki adıyla FAK-FUK FON olan Sosyal Dayanışmayı Teşvik Fonu ile çık cüz’i yiyecek ihtiyaçları karşılanır. Geri kalan ihtiyaçların özel Sadaka Kurumları ile sağlanması istenir.


 


 


İşsizlik Sigortası;


Almanya’da


Almanya’da işsizlik sigortası bize göre daha geniştir. Son üç yıl içinde toplam en az on iki ay (360 gün)  süreyle, yasayla öngörülmüş işsizlik sigortası kasasına prim ödemiş olan herkes, işsiz kalınması durumunda işsizlik parası almaya hak kazanır (ödenecek meblağ son net ücretinin yüzde 60’ı ile 67’si arasındadır).


İşsizlikte ödenen paraların kaynağı olan sigortanın gelirlerinin, yarısı çalışanın yarısı da işverenin ödediği primlerden karşılanır. İşsizlik parasından yararlanma süresi bir seferde en çok on iki aydır; 55 yaş üstündekilerde bu süre on sekiz aydır.


İşsizlik parasından sonra (Asgari Geçim Parası) başlar


Bu süreden sonra, iş arayanlar için geçerli olan “taban ödeme güvencesi” için başvuruda bulunabilir (“işsizlik parası II”) bunun miktarı ihtiyaca göre belirlenir. Yani ailenizdeki kişi sayısı ve oturduğunuz ev, okumakta olan çocuk, eşin çalışıp çalışmaması gibi kriterlere göre kişiye temel ihtiyaçlarını karşılaması için iş bulununcaya kadar para verilir.


Kısa mesai parası


Kişi (gerek işyerinden gerekse de kendinden kaynaklanan nedenlerle) tam iş göremiyorsa kendisine 6 ile 18 ay arasında kısa mesai ödeneği verilir.


Türkiye’de


            Avrupa Sosyal Şartı ve 1952 yılında imzaya açılmış olan “Sosyal Güvenliğin Asgari Normları” hakkındaki 102 Sayılı Uluslararası Çalışma Sözleşmesi’ne imza koyan üye ülkeler aşağıda yazılı olan risklere karşı çalışanlarını güvence altına almakla yükümlüdür.


            1-Hastalık (Sağlık Yardımı)


            2-Hastalık (Gelir Kaybını Karşılayan Ödenekler)


            3-Yaşlılık (Emeklilik)


            4-İş kazası ve meslek hastalığı


            5-Analık (Doğum)


            6-Sakatlık (Malüllük)


            7-Ölüm 


            8-Aile yükleri (çocuk ve kira yardımı)


            9-İşsizlik


            Bahse konu Uluslararası Sözleşmeye Ülkemizde imza koymuş olmakla birlikte,


            İlk yedi sosyal riske karşı ülkemizde var olan Sosyal Güvenlik  Kurumu (SGK), kendisine bağlı olanlara güvence sağlamaktaydı.


            Son ikisi olan Aile Yükleri (Temel İhtiyaçları Karşılama) ile İşsizlik riskine karşı ise 1999 yılına gelinceye kadar herhangi bir güvence ortada yok iken 4447 Sayılı Kanun ile bağımlı çalışan işçiler için İşsizlik Riski güvence altına alınmıştır. Ancak aynı kanun gereğince ilk prim kesintisi Haziran 2000’de başlamış ve ilk  işsizlik sigortası ödemeleri de 2002 yılının Şubat ayında başlamıştır.


            Ne var ki; Devletin Aile Yüklerini (Temel İhtiyaçları Karşılama) sosyal güvenceye alması gerekirken henüz bu konuda bir adım atılmış değildir.


4447 Sayılı Kanuna göre;


İşsizlik ödeneği alabilmek için dört temel koşul öngörülmüştür.


            1-    Hizmet akdinin sona erdiği tarihten önceki son 3 yıl içinde en az 600 gün sigortalı olarak prim ödenmiş olması,


            2-    İş akdinin feshedildiği tarihten geriye doğru sürekli 120 gün prim ödenmiş olması,


            3-    Hizmet akdinin, İşsizlik Sigortası Kanununun 51’inci maddesinde sayılan hallerden birisine dayalı olarak sona ermiş olması, (yukarıda açıklanan sebepler)


            4- Sigortalı işsizin, İşten Ayrılma Bildirgesini işten ayrıldığı tarihten itibaren 30 gün içinde İŞKUR’un ilgili ünitesine doğrudan başvurarak vermesi.


 


Yukarıda sıralanan şartların hepsini taşıyanlardan;


      Son üç yıl içinde 600 gün prim ödemiş olanlara  180 gün, (Altı ay)


      Son üç yıl içinde 900 gün prim ödemiş olanlara  240 gün, (Sekiz ay)


      Son üç yıl içinde 1080 gün ve daha fazla prim ödemiş olanlara 300 gün, (On ay) 


süre ile işsizlik ödeneği ödenecektir.


 


                  Günlük işsizlik ödeneği, sigortalının son dört aylık (120 günlük) prime esas kazançları dikkate alınarak bulunacak günlük ortalama brüt kazancının yüzde kırkıdır. (Alt sınır 266 lira)


                  Bu şekilde günlük olarak hesaplanan işsizlik ödeneği aylık olarak, her ayın sonunda ödenecektir.


                  Kanun gereğince, işsizlik ödeneği miktarının asgari ücretin brüt tutarının yüzde 80’ini geçmesi mümkün değildir. (Aylık Üst Sınır 532 lira)


 


 


Sevgi Güneş-İst.-19.05.1980 doğumunuz, 17.11.2003 sigortalı işe girişinizle normal şartlarda 58 yaşında en az 7000 günle emekli olabileceğiniz gibi 4500 günle 60 yaşında da emekli olabilirsiniz. Ancak, halen devam ettiğiniz isteğe bağlı Bağ-Kur’a devam ederseniz  bu kere 58 yaşında 9000 günle veya 5400 günle 60 yaşında emekli olursunuz. SSK’dan emekli olabilmek için son 3,5 yılı bir işyerinde çalışarak prim ödemeniz yeter.


 


Dilara Egeli-Gebze-05.05.1969 doğum tarihiniz, 01.07.1987 işe girişinizle SSK’dan 44 yaşında en az 5225 günle emekli olursunuz. Ancak dikkat edin, son yedi yıllık (2520 günlük) prim ödeme gün sayınızın içinde Bağ-Kur (veya isteğe bağlı Bağ-Kur) prim ödeme gününüzü 1260 günden az olması gerekir. Bu nedenle de 1 Ekim 2008 sonrasında isteğe bağlı da 540 günü sakın tamamlamayın.


 


Şükran Payaslı-İst.-22.07.1962 doğum tarihiniz, 30.06.1989 Bağ-Kur başlangıcınız ve aralıklarla 3070 günlük prim ödemenizden sonra 01.12.2006 günü başladığınız SSK sigortasında en az 1260 gün prim ödemek ve Bağ-Kur ile birlikte de en az 5375 günü tamamlamak şartıyla emekli olursunuz. SSK emeklisi olan eşiniz veya siz hanginiz erken vefat ederseniz geride kalan her iki aylığı da alır bunun için evlenmemek yeterlidir ve kadın erkek ayrımı yoktur. 1990 ve 1999 yıllarında gerçekleştirdiğiniz doğumları SGK genelgesi gereğince borçlanma hakkınız yok. SSK’dan emekli olmak sizin için daha erken ve daha avantajlıdır.


 


Necati Afacan-Akhisar-Emekli olup şirket ortağı (veya vergi mükellefi) olanların emekli aylığından bu sene yüzde 13, seneye yüzde 14 kesinti yapılmaktadır. Siz de http://app2.sgk.gov.tr/BagkurEmekliBilgileri/AylikPrim.htm linkini tıklayıp vatandaşlık numaranızı girip emekli aylığından kesinti yapılıp yapılmadığını görebilirsiniz. Kesilmiyorsa dilekçe gönderip kesilmesini talep ediniz.



 

Exit mobile version