ALİ TEZEL

HABERTÜRK–HATAYLA ERKEN EMEKLİ EDEN SGK FAİZİYLE 100 BİN LİRA İSTEDİ



HATAYLA ERKEN EMEKLİ EDEN SGK FAİZİYLE 100 BİN LİRA İSTEDİ 



16 Ağustos 1975 günü SSK’lı olan Halil Arslan uzun yıllar Belediyelerde işçi olarak çalıştıktan sonra 2000 yılının mayıs ayında SSK’ya ne zaman emekli olabileceğini sorar…



 



İsimleri karıştıran SSK’dan dilediğiniz zaman emekli olabilirsiniz deyince de Belediye’deki işinden ayrılıp, SSK’ya emeklilik dilekçesi verir ve 2000 yılı Haziran ayında da emekli aylığı ödenmeye başlar…



 



SSK tam 10 yıl sonra 2009 yılında kendisine bir yazı gönderip, biz sizi 2 ay erken emekli etmişiz bu nedenle emeklilik işleminizi iptal ettik ve bugüne kadar ödediğimiz emekli aylıklarını da faiziyle beraber 100 milyar lira olarak istiyoruz diyor…



 



 



 



Ali bey, 1975 yılının 16 Ağustos günü SSK’lı oldum. İşçi olarak uzun yıllar Belediyelerde işçi olarak çalıştım. Hatırlarsınız 1999 yılında Reform diye emeklilikte yaş getirmişlerdi ben de 2000 yılına geldiğimde ne zaman emekli olurum diye SSK’ya dilekçe gönderdim. Bana gelen cevapta dilediğiniz zaman emekli olabilirsiniz dediler. Bunun üzerine de ben de 14 mayıs 2000 günü Belediyedeki işimden ayrıldım ve SSK’ya emeklilik dilekçesi verdim. Aslında emekli olmayacaktım ama şu an 23 yaşına giren özürlü bir çocuğum var. O’na bakabilmek ve O’nunla tam olarak ilgilenebilmek için emekli oldum. Tam 10 yıldır da emekli aylığı alıyordum.



Üç ay önce SGK’dan bir yazı geldi emekli aylığınızı kestik, çünkü siz 2 ay erken emekli edilmişsiniz, bu nedenle yeniden emekli olmak istiyorsanız emeklilik dilekçesi verin dediler. Ben de gittim yeniden emeklilik dilekçesini verdim emekli aylığımı tekrar bağladılar. Fakat, benden 2000 ile 2009 arasında tarafıma ödenen emekli aylıklarını ve faizlerini 100 milyar lira olarak geri istiyorlar. Bir yandan özürlü çocuğuma bakabilmek için didinirken şimdi de bu dert çıktı. Bu işte benim ne suçum var. Halil Arslan-İstanbul



 



Halil bey, gerçekten bu durum karşısında insan donup kalıyor. Siz aslında 2000 yılı Ağustos ayında emeklilik dilekçesi verme hakkı olan birisisiniz. Ancak, SSK’nın yanıltması ile 2000 yılı mayıs ayında emeklilik dilekçesini vermiş ve emekli olmuşsunuz.



 



***Hakkaniyet 3 aylık emekli aylığının kesilmesi olmalıydı



Aslında sizi SSK yanıltmış ama yanıltmamış olsaydı bile siz hiç SSK’ya sormadan emeklilik dilekçesi verseniz dahi şartlarınız tamamlanmamışsa sizi emekli etmemeleri gerekirdir. Buna rağmen SSK hata ederek sizi 3 ay erken emekli etmiş ama bunun karşılığında sizden 10 yıllık emekli aylıklarınızı geri istemesi aklın, vicdanın alabileceği bir olay değil. Esasen hakkaniyete uygun olanı, size bir mektup gönderip 3 ay erken emekli etmişiz bu nedenle 3 aylık aylığınızı kesmemiz gerekir ama bu da bizim Kurumumuzun hatası olduğundan size hediye ettik demeliydiler.



Hatta, siz SSK’ya emeklilik dilekçesi vermeseniz Belediye’deki işinize devam edip ordan aylık almaya aralıksız sürdürecektiniz. Hem sizi hatalı bilgi ile Belediyedeki işinizden edip hem de bize borcunuz var demeleri hukuki değil.



 



***Bu ülkede vicdanlı, hukuku bilen hakimler var



Şimdi yapmanız gereken, SGK’yı dava etmektir. Açacağınız dava sebepsiz zenginleşme davası olacağı gibi sizden istenilen parayı icraya koymamaları için de mutlaka İhtiyati Tedbir talep ediniz. Bu talep ile SGK’nın 100 milyarı tahsilini açacağınız dava sonuna kadar ertelemiş olursunuz.



 



Bu arada bu iş başına gelen ilk siz değilsiniz. Size aynı sizin gibi işler başına gelen bir emeklinin SSK’ya karşı açmış olduğu dava ve dava sonrasında kazanışına ilişkin örnek bir Yargıtay Kararı da veriyorum.



 



 



       T.C.



YARGITAY



10. Hukuk Dairesi



 



Esas: 2003/1057



Karar: 2003/1710



Tarih: 10.03.2003



 



ÖZET: Kurumun hizmet süresini yanlış hesaplaması sonucu, fazla ödenen yaşlılık aylığını alan davalının; yaşlılık aylığı talebi sırasında ve sonrasında kötüniyetli olmaması ve yaşam koşullarına göre de ödenen yaşlılık aylıklarım tüketerek elden çıkarmak zorunda olup zor geçinen kimselerden olduğunun anlaşılması karşısında kurum davasının reddine karar verilmelidir. (818 sayılı BK. m. 63)



 



KARAR METNİ:



Davacı, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 1.551.007.160 liranın kanuni faizi ile birlikte davalıdan tahsiline kadar verilmesini istemiştir.



 



Mahkeme, ilamında belirtildiği biçimde isteğin kabulüne karar vermiştir.



 



Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.



 



Sigortalıya 25.1.1995 günlü tahsis talep dilekçesine istinaden, Kurum tarafından aynı isim ve soyadlı Şaziye´nin 1.5.1963-31.12.1968 arasında geçen 469 tarih hizmeti de eklenmek sureti ile 1.3.1995 gününden geçerli olmak yaşlılık aylığı bağlanmış ve 22.7.1999 gününe kadar da bu aylık davacıya ödenmiştir. Kurum sonradan bilgisayar kayıtları kontrolü sırasında yaptığı yanlışlığı fark ederek davacının hizmet süresine eklenen 469 tarih hizmeti ve davacının yaşlılık aylığını iptal ederek ödediği 1.551.007.160 lirayı davalıdan talep etmiş bunun üzerine sigortalı Kuruma müracaat edip 1995-1996 yıllarının isteğe bağlı sigorta primlerini ödeyerek 10.9.1999 gününde yeniden tahsis talebinde bulunmuş ve Kurum tarafından da 1.10.1999 gününden itibaren yeniden yaşlılık aylığı bağlanmıştır.



 



Mahkemece 1.3.1995-22.7.1999 tarihleri arasında ödenen yaşlılık aylıklarının istirdadına ait açılan işbu davanın kabulüne karar verilmiş ise de davacının yaşlılık aylığı talebi sırasında ve sonrasında Kurumu yanıltmasının olmayıp, tahsis talebi üzerine Kurum davacının hizmet süresinin eksik olduğunu belirtmiş olsaydı şimdiki gibi davacının primlerini ödeyip yaşlılık aylığına hak kazanması mümkün bulunmaktadır. Ayrıca Borçlar Yasasının 63. maddesine göre; sebepsiz zenginleşen kişinin, iade borcu ile yükümlü tutulabilmesi için kötü niyetli olduğunun kanıtlanması gerekir Davacının iyi niyetli olduğunun kabulü asıldır. Davacının kötü niyetli olmadığı ve Kurumu yanıltmadığı dava dosyasındaki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Kaldı ki, davalı Kurumca davacının kötü niyetli olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. Öte yandan, birçok Yargıtay Kararında da belirtildiği gibi; iyi niyetle zenginleşen kimse, zenginleşmenin geri verilmesinden dolayı; zenginleşme hiç olmasaydı bulunacağı durumdan daha kötü duruma düşürülemez.



 



Yaşam deneyleri ve günümüzün ekonomik koşullarına göre davacının, kendisine ödenen dava konusu yaşlılık aylıklarını tüketerek elden çıkarmak zorunda kalan, günü tarihine ve kıtı kıtına geçinen kimselerden olduğunun da kabulü gerekir. Şüphesiz bu yönden bir kuşku ve duraksama duyulması halinde Mahkemenin gerekli inceleme ve araştırma yapabileceği de tartışmasızdır.



 



Açıklanan sebeplerle Kurumun davasının reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.



 



O durumda davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.



 



Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan sebeplerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istem halinde ilgiliye iadesine, 10.3.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



 



 

Exit mobile version