ALİ TEZEL

HABERTÜRK-İntibak davası açanlara örnek temyiz dilekçesi–E-Devlet’de SGK işkencesi çeşit çeşit

İntibak davası açanlara örnek temyiz dilekçesi


 


SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin emekli aylıklarına büyüme oranı-refah payı yansıması yapılmaması sebebiyle açtıkları davaların bazıları Anayasa Mahkemesine ulaştı. Bazıları da yerel mahkemeler tarafından reddedildi. Davaları, yerel mahkemelerde reddedilerek Anayasa Mahkemesine gönderilmeyenlerin konuyu Yargıtay’da temyiz etmelerinde fayda var. Biz de sizlere konuyla ilgili örnek bir temyiz dilekçesi örneği yayınlıyoruz.


 


 


               YARGITAY (   ) HUKUK DAİRESİ SAYIN BAŞKANLIĞINA


                                              -SUNULMAK ÜZERE-


                    ………… İŞ MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİNE 


                                                                                                                                                                                       Esas No  :2010/….                                                                                                                  Karar No:2010/…..


TEMYİZ EDEN


DAVACI                    :Ayşe Fatma


DAVALI                    : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı


VEKİLİ                             :Av.Ali Veli


T. KONUSU             : ………İş Mahkemesinin …/…./2010 tarih, E.2010/…. sayılı kararın yasal süresi içinde Temyizi talebi hakkında.


AÇIKLAMALAR           :


………………..İş Mahkemesinin …/…/2010 tarih, E.2010/…. sayılı kararın yasal süresi içinde temyiz ediyorum.


………………..İş Mahkemesi’ne açtığım davada, 2000 yılı öncesinde emekli olanlar ile 4447 sayılı kanunla getirilen hesaplama yöntemindeki değişiklik doğrultusunda 2000 yılı sonrasında emekli olanların emekli maaşı miktarında açık oransızlık olduğu ve bu eşitliğe , hakkaniyete aykırı durumun hakkımızı arayabildiğimiz tek yer olan yargı organı vasıtasıyla düzeltilmesi talebinde bulundum. Bu konuda davanın Reddine ilişkin Yerel mahkemenin kararı ilgili mevzuata ve hukukun genel ilkelerine aykırı olduğundan bahisle bozulmalıdır.


Şöyle ki;


Davanın esasına ilişkin gerekli inceleme yapıldığı takdirde görüleceği üzere 2000 ve 2008 yıllarında getirilen sistemlerden önce emekli olanlara sadece geçmiş dönemin TÜFE (enflasyon) oranı kadar zam yapılmakta iken ilgili yasalar yürürlüğe girdikten sonra emekli olanlara hem TÜFE hem de Gelişme hızı dikkate alınarak zam yapılması, eşitler arasında adalete ve Sosyal Devletin sağlamakla görevli olduğu  fırsat eşitliğine aykırı bir durum yaratmaktadır. Yerel Mahkeme ise kararında eşitlik ilkesine aykırılık olmadığından söz ederek ısrarla beyan ettiğim ve açıklamaya çalıştığım eşitler arasında eşitsizlik yaratan böyle net olan bir durumu göz ardı ederek hüküm kurması bozmayı gerektirmektedir. Anayasamızın 2.maddesinde yer alan Hukuk Devletinin bir uzantısı olan öngörülebilirlik ilkesine aykırı düzenlemeler yapılmış ve Vatandaşın, Devletin işlemlerini önceden tahmin edebilmesi, hayatını buna göre idame ettirebilmesinin önüne geçilmiştir.


Aynı yıl işe girmiş ve aynı miktarda prim ödeme gün sayısı bulunan ve tavandan prim ödemiş, aylık bağlama göstergesi de aynı olan SSK’lılardan 1999 yılında emekli olan ile 2010 yılında emekli olmuş kişi arasında %60 oranında fark olduğunu dilekçelerimde özellikle vurguladım. Böylece adalete aykırı bir durum oluştuğu açıkça görülmektedir. Yerel Mahkeme bu konuda gerekli araştırmayı yapmadan karar verme yoluna gitmiştir.


Yerel Mahkemenin kararı, Sosyal Güvenlikle ilgili hesaplamaları içeren teknik bir konu olduğundan ve Yerel Mahkemenin bilirkişi incelemesi yaptırmadan hüküm kurması gerekli araştırma yapmadığından bahisle Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 437. maddesine göreTaraflardan birinin davasını ispat için dayandığı delillerin kanuni bir sebep olmaksızın kabul edilmemesi” gerekçesiyle  bozulması gerekmektedir.


Her yıl ocak ve temmuz aylarında memur emeklilerine verilen zam oranları ile SSK ve Bağ-Kur emeklilerine verilen zam oranları da bu sebeple farklıdır. SSK ve Bağ-Kur emeklilerine, memur emeklilerine verildiği gibi ülkenin büyümesinden pay verilmemektedir. İş bu uygulamanın, Anayasa’nın 10. maddesinde ki  eşitlik ilkesine aykırı olmadığını ileri sürmek gerçekle örtüşmemektedir.


Ayrıca, aynı yasal şartlara ve  idari işlemlere tabi olması amaçlanan ve bu nedenle 2006 yılında SGK çatısı altında birleştirilen çeşitli Sosyal Güvenlik Kurumlarına tabi tüm emeklilerin arasında 5510 Sayılı Yasanın amacına aykırı olarak memur, işçi ve bağ-kur’lu emekli diye ayrım yapılarak farklı zamlar ve hesaplama yöntemleri uygulanarak eşitlik ilkesine aykırı davranılmıştır.


Yerel Mahkeme, somut norm denetimi yapılması yönünden yasaların iptali için dava tarihi itibarıyla yürürlükte olan bir yasa olması gerektiğine değinmiştir. Yerel mahkemece dikkate alınmayan ve göz ardı edilen diğer bir husus ise dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan kanun maddelerinin uygulanması suretiyle ilgili mülga kanun hükümlerinin uygulanması yoluna gidildiğidir. İkame ettiğim dava derdest iken ve şuan hala yürürlükte bulunun 5510 Sayılı kanunun Geçici 1. ve 2. Maddeleri uygulanmak suretiyle bağlanan veya hak kazanan; aylık, gelir ve diğer ödeneklerin verilmesine devam edilir. Bu gelir ve aylıkların durum değişikliği nedeniyle artırılması, azaltılması, kesilmesi veya yeniden bağlanmasında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili (506 sayılı) kanun hükümleri uygulanmaktadır.


Yani davamız ile Anayasa Mahkemesine götürülüp iptali istenen ilgili kanun maddelerinin şuan yürürlükte olan 5510 Sayılı Kanunun Geçici 1. ve 2. maddeleri uygulanmak suretiyle ve iş bu kanunun yollama yapması üzerine uygulandığı gözetilmediğinden Anayasa Mahkemesine aykırılık itirazımın dikkate alınmaması ve davamın reddi bozmayı gerektirmektedir.


Yasa hükümlerinin aleyhe olanlarının geçmişe yürümeyeceği genel bir ilke olarak kabul edilse de lehe olan hükümlerin geriye yürüyemeyeceğine dair herhangi bir düzenleme ve ilke mevcut değildir.


SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ve temyiz incelemesi esnasında rastlanılacak diğer nedenlerle ………….İş Mahkemesinin …/…/2010 tarih, E.2010/…. sayılı  kararının BOZULMASI doğrultusunda karar verilmesini Sayın Başkanlığınızdan saygılarımla talep ederim.


Davacı-Adı Soyadı ve imzası


 



 


 


 


E-Devlet’de SGK işkencesi çeşit çeşit


 


1-Şifre zor, işlem yapmak imkansız-Ali bey, e-eziyet ile şifre almakta eziyet. Her PTT alamıyorsunuz belirlenmiş PTT’lerden bunu alıyorsunuz. Ben, bugün ÜSKÜDAR PTT alamadım. Yoğunluktan sistem vermiyor.



Şifre alabilen arkadaşlarım da şifreleri ile işlem yapıp hizmetlerini SGK’dan göremiyor. Hizmet belgesi almak için gidilen SGK Müdürlükleri sorulara cevap vermemek için vatandaşı şifre almaya yönlendiriyor. İsmi Saklı


 


2-Gurbettekilere şifre vermiyorlar-Yeni uygulamayla SGK hizmetleri internet üzerinden görüntülemek için e-devlet şifresi gerekiyormuş. Ben yurt dışında yaşayan bir vatandaşım ve e-devlet şifresi alma yöntemlerinden hiç birini sağlayamıyorum. Çünkü, Türkiye’de olmam ve kimliğimle şahsi başvuru yapmam gerekiyormuş. Buradaki elçiliğe başvurdum ama elçilikten bu şifrenin verilemeyeceğini, Türkiye’ye gidip şahsen başvuru yapmam gerektiğini söylediler. Devlet gerçekten de yurt dışında yaşayan vatandaşlarını yok mu saymaktadır? Hakan Sır


 


3-Yatalak hastayı PTT’ye sürüklemişler- Ali bey, evde yatalak babam var. SGK hizmetlerini görmek ve işlem yaptırmam için babamın e-devlet şifresi alması gerekiyormuş. Ben de eve noter getirip e-devlet şifresi almak için vekalet çıkarttım. PTT’ye gittim bu iş vekaletle olmaz dediler. Mecburen yatalak babamı bin bir zorlukla kiraladığım özel bir ambulansla PTT’ye getirdim. Gelin ambulanstan babamı görün dedim olmaz dedikleri için adamcağızı acı çektire çektire PTT’ye götürdük ve şifresini aldık. Ancak, şifre ile işlem yapmak istedik devamlı hata veriyor. Bunu bize çektiren bakanlara da bürokratlara da hakkımı helal etmiyorum. Hepsini belasını bulur inşallah. Derbent Gedikli


 


 


 


 
Exit mobile version