ALİ TEZEL

HABERTÜRK-Krizden ve kapitalizmden etkilenen esnafı ne yapmalı?–Bağ-Kur’u mahkemeye vermelisiniz

Krizden ve kapitalizmden etkilenen esnafı ne yapmalı?


 


Gerek ekonomik kriz gerekse de global sermayenin ve kapitalizmin etkisi ile işleri ellerinden alınan, ekonomik zorluklar yaşayan esnafın artık ev geçindirmesi gerçekten zor.


Önce dev marketler açtılar, bakkallar ve küçük esnaf bitti, şimd,i beyaz eşya da dev marketler açıldı, beyaz eşya satan esnaf tükenmek üzere…


Daha bu bitmeden dev mobilya mağazaları açtılar, mobilya imalatçısı ve satıcısı esnaf bitecek…


Esnafın çocukları sağlıktan yararlanabilmesi için aktivasyon çeşidi değiştirilmelidir…


 


Ali bey; size yazacağım konuda bana yardımcı olursanız çok memnun olurum. Çünkü 2 yıldan beridir çok sıkıntı çekiyorum.


1993 yılından 1997 yılına kadar isim firması olarak kendi ismim altında mobilyacılık yaptım.1997 yılından beridir de limited şirketi olarak mobilya sektöründe 2006 yılının sonuna kadar aktif olarak hizmet verdim. 2006 yılından bu yana da pasif olarak şirket devam ediyor fakat iş yapamıyorum. Ekonomik krizinde sebep olması ile beraber  piyasadan aldığım çekleri tahsil edemedim ve iş yapamaz duruma geldim.


2006 dan beridir ne şirketimi kapatabiliyorum ne Bağ-Kur’umu kapatabiliyorum ne sağlık hizmetlerinden yararlanabiliyorum en kötüsü 4 ve 11 yaşında olan 2 çocuğum bile sağlık hizmetinden yararlanamıyor. 18 yaş altı olmasına rağmen kayıtlarda kapalıdır diyip hastanede bakmıyorlar.


Bu devlete kazandığımdan daha çok vergi ve SSK ödememe rağmen ekonomik çöküntümden dolayı maliye’yi 2004 yılından SSK’yı 2002 yılından Bağ-Kur’u 2000 yılından itibaren yer yer ödeyemedim. Bu nedenle borçlarım oluştu. Bu borçlar zamana bağlı olarak faizlerle beraber büyüyüp ödenemez bir hal aldı.


Şimdi işim  yok sigortasız geçici işlerde çalışarak evimi geçindirmeye çalışıyorum. Bu şartlarda Devlete olan borcumu ödeme şansım hiç yok. Babamdan kalma bile olsa gayri menkulum olsa satıp ödeyerek bu sıkıntılardan kurtulmak isterim ama hiçbir şeyim yok.


SORULARIM


1-Çocuklarımın 18 yaş altı yasa gereği sağlık hizmetlerinden nasıl yararlandırabilirim?


2- Şu an şirket kapanmadığı için Bağ-Kur’luluğum devam ediyor. Bağ-Kur’dan çıkıp nasıl SSK’lı olabilirim?                                        


3- Üç yıldır pasif durumdaki şirketimin borcunu ödeyemediğim halde (Hiç ödeme durumum yok şu an sigortasız bir işte düşük bir maaşla çalışıyorum) nasıl kapatabilirim?


4-Devlete olan borcumdan dolayı evime haciz gelir mi? İsrafil ÖZTÜRK-İZMİR                       


 


İsrafil bey, binlerce cevap bekleyen ileti içinden sizden geleni en öne aldım. Çünkü, binlerce esnafın sözcüsü gibi sormuşsunuz. Global kapitalizmin etkisi ile zaten fakirleşen, yok olan esnaf bir de gelen ekonomik krizlerden dolayı bitmiş durumda. Siz de buna örneksiniz. Bu nedenle cevaplarınızı başkalarına da örnek olsun  diye ayrıntılı vereceğim.


1-Çocuklarınız için aktivasyon yaptırın


18 yaşından küçük çocuklar 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gereğince sorgusuz sualsiz GSS (Genel Sağlık Sigortası) sigortalısıdır ve SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu) ile sözleşmesi olan tüm hastanelerde muayene ve tedavi olabilirler. Ancak, çocukların iki tür aktivasyona tabidirler, birincisi ana-babaları üzerinden ve diğeri de devlet üzerinden. Çocuklarınızı hastanede muayene tedavi etmiyorlarsa şu an SGK bilgisayarında sizin üzerinizde kayıtlı görünüyorlar demektir. Sizin de SGK’ya 60 günden fazla prim borcunuz olduğu için ne siz ne eşiniz ne de çocuklarınız GSS’den yararlanamıyorsunuz. Şimdi hemen gidip 18 yaşından küçük çocuklarınızı SGK Müdürlüğü’nde 18 yaş altı çocuk kategorisinde aktive ettiriniz. Aktivasyonu, eski adıyla sağlık karnesi almak olarak sayabilirsiniz. Zira biliyorsunuz artık sağlık karnesi yok, kişiler SGK ana bilgisayarına durumlarına kaydediliyorlar. Hastaneler de SGK bilgisayarına girip durumunuza bakarak muayeneye başlıyorlar.


2-Şirketinizi kapatmaya karar verin


İkinci ve üçüncü sorunuzun cevapları birbirine çok bağlı. Şirketinizi kapatmadığınız veya en azından kapatmak için “Tasfiye” kararı alın. Sosyal Güvenliğin tekliği ve zorunluluğu ilkesi gereğince, Limited şirketteki ortaklığınız devam ettiği müddetçe, işçi olarak işe başladığınız yerden SSK’lı (4/A’lı) olarak SGK’ya bildirilme hakkınız yok.


Şu an çalıştığınız işyerinden SSK’lı olarak SGK’ya bildirilebilmenizin iki yolu var. Birincisi şirketten çıkmak veya ikincisi de şirketi kapatmak için (tasfiye) karar almak.


Zira, 5510 sayılı Kanun’un  “Sigortalılığın sona ermesi” başlıklı 9 uncu maddesine göre;


“Madde 9 – Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık;


…8) (3) numaralı alt bent kapsamında iflas veya tasfiye durumu ile münfesih duruma düşen şirketlerin ortaklarından 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalışmaya başlayanların, çalışmaya başladıkları tarihten,… itibaren sona erer.”


demektedir. Bu nedenle limited şirketiniz için hemen tasfiye kararı alın ve kararı tescil ettirip, yayınlatın ve yayım tarihi itibariyle SSK sigortanız başlar.


Bu arada, vergi borcunuzun olması, piyasaya borçlarınızın olması, SGK’ya borçlarınızın olması şirketi tasfiye kararı almanıza engel olmaz.


3-Kamu borçları için evinize haciz gelebilir


“Devlete olan borcumdan dolayı evime haciz gelir mi?” diye sormuşsunuz. Evet, Ticaret mevzuatımız açısından piyasaya karşı olan borçlarınızdan sadece şirketin sermayesi kadar sorumlusunuz ama kamuya yani devlet kurumlarına karşı şahsi mal varlıklarınız da dahil olmak üzere tüm malvarlığınızla sorumlusunuz. Bu nedenle evinize haciz gelebilir ama evdeki eşyalar size değil eşinize veya çocuklarınıza ait ise bu mallar sizin olmadığı için haczedilemez.


4-Mutlaka prim affı gelmeli


Gerek Globalleşen sermayenin ülkemize gelmesi gerekse de ekonomik krizden etkilenen esnaf ve ticaret erbapları SGK’ya karşı olan primlerini düzenli ödeyemiyorlar. Hatta, yüzde 5 gibi yüksek bir prim indiriminin şartlarından biri olan SGK’ya borcu olmamak konusunda bile dikkatli olamayacak kadar esnaf SGK’ya borçlu. Hatta, son aylarda SGK’nın prim tahakkuk ve tahsilat oranları (getirilen teşviklere rağmen) çok yüksek oranlarda düşmüş durumdadır. İşte bu nedenle bir an önce SGK prim borçları ile vergi borçları için prim affı veya yapılandırılması mutlaka yapılmalıdır.


 

Bağ-Kur’u mahkemeye vermelisiniz


19.08.1956 doğumluyum, 01.10.1991 günü Bağ-Kur’lu oldum. Prim borçlarım vardı ve ödemek için 2003 yılında talepte bulundum bana her ay bankaya gidip ödeme yapmamı söylediler. O tarihten beri aksatmadan ödüyorum. Bu arada,ödeme sıkıntım var  borcumu nasıl öderim diye  sorduğumda, yeniden yapılandırma olacak dediler. Taksitle ödeyebilirsin dendi.Bende  taksitli ödeme için müracaat ettim. Ancak, öğrendim ki  benim 2003 -2006 yılları arası AY-AY ödediğim aylık primleri borcuma tahsil edilmiş. Tülin Dükancılar-Bursa


 


Hanımefendi, Bağ-Kur’a borcunuz varken, normal primlerinizi ödemeye daha doğrusu anladığım kadarıyla isteğe bağlı Bağ-Kur’a prim ödeme niyeti ile paralar yatırmışsınız. Ancak, Bağ-Kur bunları isteğe bağlı (veya normal) Bağ-Kur’a saymamış da eski borçlarınıza saymış. Anladığım doğru ise esasen Bağ-Kur’un yaptığı yasal ama siz elimde dilekçelerim var niyetim-amacım bu değildi diyorsanız iş mahkemesinde dava açmanız gerekir.


 


 

Exit mobile version