Mirası reddedenin aylığına da ikramiyesine de haciz uygulanamaz
Vefat edenin mirasını reddeden kişiler, Miras Hukuku çerçevesinde mirasçılık sıfatından sıyrılırlar ama Sosyal Güvenlik Hukuku çerçevesinde hak sahipliğinden vazgeçilemez, yok edilemez. Bu nedenle de geride kalanlara hem dul-yetim aylığı hem de ikramiye (veya kıdem tazminatı) ödenir. Bu arada hem aylıklar hem de ikramiyeler mirasa da (terekeye) dahil edilemez. Vefat edenin borçları nedeniyle de hem aylıklara hem de ikramiyeye haciz konulamaz.
Ali bey 31 yıldır memur olarak çalışan bir yakınım beyefendi bir insan kredi kartı batağına düştü bu nedenle de çalıştığı kurumdan da bir miktar para da almış. Durum ortaya çıkınca da bunu onuruna yediremedi ve intihar etti. Geride de yüklü miktarda temerrüd faizli kredi kartı borcu ile çalıştığı kurumun kasasında aldığı borç kaldı. Mirasçıları olan eşi ve çocukları da mirasın reddi için dava açtılar. Bu arada Emekli Sandığı eşine ve çocuğuna aylığı bağladı ama ikramiye üzerine çalıştığı kurum haciz koydurmuş. Şimdi bu ikramiyeyi eşi ve çocukları alamaz mı? İsmi Mahfuz
Sayın okurum, 31 yıllık devlet memuru iken vefat eden yakınınızın geride kalanları mirası red davası sonuçlandığında borçlardan kurtulurlar. Mirastan da olurlar. Ancak, vefat eden memur kendisi emekli olmadan öldüğü için ikramiyesi de geride kalanlarındır ve mirasa yani terekeye konu edilemez. Zira, Miras Hukuku çerçevesinde mirasçılık sıfatından sıyrılanlar Sosyal Güvenlik Hukuku çerçevesinde hak sahipliğinden vazgeçemezler. Gerek dul aylığı ve gerekse yetim aylığı alacak olan hak sahipleri kendi borçları yoksa hacze de konu edilemezler. Zira, hem ikramiye hem de aylıklar vefattan önce ortada olmadığı için terekeye mirasa konu değildir.
Bu nedenle de geride kalanlara (hak sahibi sıfatlarıyla) hem dul-yetim aylığı hem de ikramiye (veya kıdem tazminatı) ödenir. Bu arada hem aylıklar hem de ikramiyeler mirasa da (terekeye) dahil edilemez. Vefat edenin borçları nedeniyle de hem aylıklara hem de ikramiyeye haciz konulamaz.
Durumu anlayamayanlar için farkı tersten giderek anlatayım, Mesela, hiç evlenmeden 15 yıllık memur iken vefat eden birisinin ana ve babası da emekli ise ortada aylık verilecek ikramiye verilecek hak sahibi yoktur ama ana-baba ile varsa vefat edenin kardeşleri mirasçıdır. Mirasçı sıfatıyla ölenin ikramiyesini de alamazlar, ölüm aylığı da alamazlar. Çünkü, ikramiye de ölüm aylıkları da Miras Hukuku’nun değil Sosyal Güvenlik Hukukunun konusudur, Yani ikramiye de dul-yetim aylığı da terekeye dahil değildir yani mirasa konu edilemezler.
Şayet, intihar eden yakınınız emeklilik dilekçesi vermiş ve emekli edilmiş iken vefat etmiş olsaydı yani ikramiye kendisi adına çıksaydı bu durumda terekeye dahil edilirdi.
Yani, emeklilik talep dilekçesi verip işinden ayrılsaydı ve sonra vefat etseydi, tahakkuk eden ama daha ödenmeyen ikramiye mirasa konu edilir, terekeye dahil olurdu.
Konuyla ilgili olarak, Yargıtay 2.HD 20.01.1977 gün ve 295/414 sayılı kararı ile “Görevi başında ölenin aylığa hak kazanan eş ve çocuklarına verilen emekli ikramiyesinin terekeye dahil olmadığına” ( 5434 SK m.89 ) karar vermiştir.
Konuyu daha iyi anlatabilmek için örnek bir de Yargıtay Kararı veriyorum.
YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/23073
K. 2005/26042
T. 26.12.2005
• MİRASIN REDDİ ( Borçluların Murislerinden Kendilerine Bağlanan Maaşı Sahiplenmelerinin Murisin Mirasını Reddetmelerine Engel Teşkil Etmeyeceği – Terekeye Dahil Olmadığı )
• MURİSİN ALMAKTA OLDUĞU MAAŞ ( Terekeye Dahil Olmadığı – Borçluların Murislerinden Kendilerine Bağlanan Maaşı Sahiplenmeleri/Mirası Reddetmelerine Engel Teşkil Etmeyeceği )
• MURİSİN BORCU ( Borçluların Murislerinden Kendilerine Bağlanan Maaşı Sahiplenmelerinin Murisin Mirasını Reddetmelerine Engel Teşkil Etmeyeceği – Terekeye Dahil Olmadığı )
ÖZET : Borçluların murislerinden kendilerine bağlanan maaşı sahiplenmeleri TMK’nun 605. maddesi uyarınca murisin mirasını reddetmelerine engel teşkil etmez. Zira, murisin (miras bırakanın) herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan almakta olduğu maaşı terekesine dahil değildir.
Kısa Kısa Kısa
Dr. Veli Aldemir-Şehitkamil-Gerek 2005 yılı Bütçe Kanunu ve gerekse de 5335 sayılı Kanun gereğince nereden emekli olursa olsun bir kişi kamuda yeniden işe girerse, işe girdiği kamu kurumu SGK’ya bildirerek aldığınız emekli aylığını kestirmesi gerekirdi. Yani sizin gibi normal vatandaşların kamuda hem emekli aylığı alıp hem de çalışma hakları yok. Ancak, aylığı kestirme yükümü de işe girdiğiniz Belediyenin göreviydi. Şimdi sizden istenen paralar için iş mahkemesinde dava açın ve sebepsiz zenginleşmede iyiniyetli olduğunuzu ve aldığınız aylıklardan elinizde kalanını alabileceklerini, emeği ve emekli aylığı ile geçinen bir olarak da elinizde bir şey kalmadığını iddia edin.
İsmail Kekilli-Kadirli-31.01.1969 doğum tarihiniz, 18 aylık askerlik süreniz ve 65 aylık uzman çavuşluk süresinden sonra askerliğe elverişli değildir diye uzmanlıktan adi malül olarak çıkarılmışsınız ama 10 yıldan az çalışma süreniz olduğu için malülen emekli edilmemişsiniz. Şimdi ise 5510 sayılı Kanun ile malülen emeklilik süresi 5 yıla yani 1800 güne indirildi. Sizin 65 aylık yani 1950 günlük uzman çavuşluk sürenizle SGK’dan malülen emeklilik talebinde bulunun, SGK eski kamu görevlileri için hala 10 yıl diye diretirse yani talebinizi reddederlerse İş mahkemesinde dava açınız.