ALİ TEZEL

HABERTÜRK-Öğretmen, avukatı ile birlikte SGK’yı dize getirdi

Öğretmen, avukatı ile birlikte SGK’yı dize getirdi


SSK’dan emekli olduktan sonra kamuda öğretmenliğe başlayan İzmir’li öğretmen Ş.A.’nın SSK emekli aylığımı kesin demesine rağmen, öğretmenliğinin devamı süresince SSK emekli aylığını ödemiş sonrasında da 50 milyar borç çıkarmıştı. Avukatı Özlem Vardar ile sebepsiz zenginleşme davası açan öğretmen SGK’yı dize getirdi ve davayı kazandı…


 


***”SGK’yı dava ederseniz 50 bin lira borçtan kurtulursunuz” demiştik


2 Kasım 2009 günü bu köşeden okurumuza, ***”SGK’yı dava ederseniz 50 bin lira borçtan kurtulursunuz” demiştik. Kendisi de önerdiğimiz avukat Özlem Vardar ile birlikte İzmir 6 ıncı İş Mahkemesinde açtığı sebepsiz zenginleşme davasını kazanarak, SGK’nın kendisine çıkardığı borcu sıfırladı, iptal ettirdi.


***2001 yılında SSK’dan emekli oldu


Öğretmen A, 2103090719 tahsis numarasıyla 01.09.2001 tarihinden itibaren SSK’dan yaşlılık (emeklilik) aylığı almaya başlamış ve aylık almaktayken Milli Eğitim Bakanlığının 28.11.2001 tarihinde İzmir’de bir lisede devlet memuru olarak öğretmenliğe başlamıştır. 31.12.2001 tarihli dilekçesi ile de SSK’ya başvurup, kamuda memur olarak öğetmenliğe başladığını belirtip emekli aylığının kesilip kesilmeyeceğini sormuş olup, bu sorusuna o tarihlerde geçerli olan Kanun gereğince, emekli aylığınızın kesilmesine gerek yoktur cevabını SSK kendisine göndermiştir.


***2005 yılında aylığın kesilmesi gerekiyordu


Gerek 5277 sayılı 2005 yılı Bütçe Kanunu ve gerekse de 5335 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesi ile kamuda çalışan emeklilerin hem emekli aylığı hem de kamuda memur veya işçi olarak çalışması yasaklandı. Bu yasaklamadan sonra hem çalıştığı Kurum hem de SSK öğretmenin SSK’dan aldığı emekli aylığını kesmesi gerekiyordu. Ancak, SSK öğretmenin emekli aylığını kesmeyip ödemeye devam etti. Zira, 5335 sayılı Kanun’un 30. maddesine göre; öğretmenin yaşlılık aylığının kesilmesi konusunda bildirim yükümlülüğünün söz konusu değildir. Aylığı kesme yükümü SSK’ya aittir.


***SSK 5 yıl aylık ödemiş sonra da borç çıkarmış


Öğretmenin SSK’dan aldığı emekli aylığını kesme yükümü olan SSK, aylığı kesmeyip 5 yıl boyunca ödemiş sonrasında da 2009 yılı Kasım ayında hem SSK emekli aylığını kesmiş hem de 5 yıl boyunca ödediği emekli aylıklarını da faiziyle birlikte öğretmenden 50 bin lira olarak ödemesini istemiştir.


***Mahkeme; öğretmen iyiniyetlidir


Davaya bakan, İzmir 6 ıncı İş Mahkemesi hakimi Ayşe Yeşim Akçelik’de 5 yıl boyunca gereksiz yere ödenen SSK emekli aylığından öğretmenin kusuru olmadığını, esasen aylığı kesme görevi olan SGK’nın görevini yerine getirmeyerek, görevini ihmal ettiğine karar vermiştir. Ayrıca, SGK’nın elinde mevcut olan davacının tahsis dosyası içerisinde bulunan bildiriminin değerlendirmiş ve 5335 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği tarih itibariyle gerekli araştırmayı yapmış olması halinde, 01/01/2005 tarihinden itibaren o tarihte aylığını kesme ile ilgili işlemleri zamanında yapma imkanının bulunduğuna, elinde bulunan bildirimi değerlendirmeyerek işlem yapmayan kurumun fuzuli olduğu iddia edilen ödemeden de sorumlu olduğuna karar vermiştir.


***Öğretmenin tercihi vardı


Öte yandan 5335 saydı yasanın 30.maddesiyle kamu kurumuna emekli kişi çalıştırma yasağı getirilmiş olup, davacı kuruma çalışan emeklinin emekli maaşını direkt olarak kesme yetkisi verilmediği, yasağın yürürlüğünden sonra öncelikle emekliye, “çalışmayı mı yoksa emekli aylığı almayı mı” tercih ettiği hususunun sorulması, kendisine bu tercih hakkı tanındıktan sonra talebine göre iş aktinin feshi veya emekli aylığının kesilmesi işleminin tercihin kullandırıldığı tarihten itibaren yapılması gerektiğine, kurumun kendiliğinden eski tarihli olarak maaş kesme işlemini yapmasının, Anayasaya uygun olmadığını karar da özellikle belirtmiştir.


Ayrıca, SGK’nın talep ettiği 50 bin liranın öğretmenin borcu olmadığına karar vererek, borçtan da kurtarmıştır.


—Öğretmen sebepsiz zenginleşmiş


Davacı öğretmen, esasen hakkı olmadığı halde SGK tarafından kendisine ödenen aylığı her ay alarak sebepsiz yere zenginleştirmiş, SGK’da kendisini de fakirleştirmiş. Borçlar Kanunu’nun konularından biri olan “Sebepsiz Zenginleşme” Borçlar Kanunu’nun 62 ve 63 üncü maddelerinde şöyle ifade ediliyor;


Madde 62 Borçlu olmadığı şeyi ihtiyariyle veren kimse hataen kendisini borçlu zan ederek verdiğini ispat etmedikçe onu istirdat edemez. Müruru zamana uğramış olan bir borcu eda yahut ahlaki bir vazifeyi ifa için verilen şey, geri alınamaz.


 


Madde 63 – Haksız olarak bir şeyi istifa eden kimse, onun istirdadı zamanın da elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği miktar nisbetinde red ve iade ile mükellef değildir.


Şu kadar ki kabız, o şeyi suiniyet ile elden çıkarmış yahut onu elden çıkarır iken bilahare red ve iadeye mecbur olacağına vakif bulunmuş olursa red ve iadeye mecburdur.”


 


—İyiniyetli olan elinde kalanını geri verir…emeklilerin elinde de para kalmaz…


Yukarıda verilen Borçlar Kanunu’nun 62 ve 63 üncü maddeleri gereğince SGK’nın öğretmene haksız yere ödediği emekli aylıkları ile faizlerini geri alabilmesi için sizin öğretmenin kötü niyetli olduğunun SGK tarafından kanıtlanması gerekir. Mesela benzer bir olayda YARGITAY 10. Hukuk Dairesi, (Esas: 2002/2717, Karar: 2002/3160 ,Tarih: 08.04.2002) bir kararında;


 “ÖZET: Borçlar Kanununa göre; sebepsiz zenginleşen kişinin, iade borcu ile yükümlü tutulabilmesi için kötü niyetli olduğunun kanıtlanması gerekir. Davacının iyi niyetli olduğunun kabulü asıldır. Davacının kötü niyetli olmadığı ve Kurumu yanıltmadığı dava dosyasındaki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Kaldı ki, Davalı Kurumca davacının kötü niyetli olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. (506 sayılı SSK. m. 19, 26, 92) (818 sayılı BK. m. 63)”


Emeklinin iyiniyetli olduğunu bu nedenle sadece elinde kalanı iade etmek zorunda kaldığını belirtip hemen arkasından da;


Yaşam deneyleri ve günümüzün ekonomik koşullarına göre davacının,kendisine ödenen dava konusu yaşlılık aylıklarını tüketerek elden çıkarmak zorunda kalan, günü tarihine ve kıtı kıtına geçinen kimselerden olduğunun da kabulü gerekir. Şüphesiz bu yönden bir kuşku ve duraksama duyulması halinde Mahkemenin gerekli inceleme ve araştırma yapabileceği de tartışmasızdır.”


diyerek de emeklilerin ancak yaşamlarını devam ettirdiklerini ve ellerinde bir şey kalmadığından emeklinin SGK’ya borçlu olmadığına karar vermiştir.


 


 

Exit mobile version