Duyuru ve Açıklama
Belki basından takip duymuşsunuzdur. Geçen hafta sonuna doğru CHP İstanbul İl Başkanlığı’ndan gelen davet üzerine hayatımda ilk defa bir siyasi partiye üye oldum ve artık düşüncelerimi, ideallerimi CHP çatısı altında gerçekleştirmeye çalışacağım. Bu sebeple artık bu köşeden siyasi içerikli yazılardan çok sizlerin soru ve sorunlarına cevap ve çözüm getiren yazılar bulacaksınız…
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun gücü esnafa yetiyor
Eski adıyla Bağ-Kur’lu yeni adıyla 4/B’lilerin 2008 yılı ekim ayından beri prim ödeme rakamlarına esas tutulan basamakları kaldırıldı. Bunun yerine en az asgari ücret en çok da asgari ücretin 6,5 katı arasında kalmak kaydıyla bir kazanç rakamı seçme esasına geçildi. Ancak, vergi mükellefi olan esnaflara çalıştırdıkları işçilere verdiği en yüksek ücretten daha az kazanç bildirmeme yasağı getirildi. SGK, şirket ortağı Bağ-Kur’lulara ise bu yasağı uygulamaya cesaret edemedi…
***Ahilik Haftası başladı
Ülkemizde 11 -17 Ekim günleri Ahilik Haftası olarak kutlanıyor. Bu konuyla ilgili de önümüzdeki günlerde bu köşeden etraflıca haberler de okuyacaksınız. Ahilik esnaflık ahlakı olarak da algılanabilecek bir durum ama maalesef ahi olan esnafa Sosyal Güvenlik Kurumu zor günler yaşatıyor.
***Bağ-Kur’da basamaklar artık yok
1 Ekim 2008 günü yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gereğince, eski adıyla Bağ-Kur yeni adıyla 4/B’li olanların, her ay ne kadar prim ödeyeceğini belli eden basamaklar kaldırıldı. Bunun yerine, Bağ-Kur’luların ayda kaç para prim ödemek istediklerini belli eden bir sisteme geçildi. Bağ-Kur’lular kendileri için en az asgari ücret (760,50 lira) ve en çok da asgari ücretin 6,5 katı (4943,25 lira) arasında kalmak kaydıyla bir Kazanç Beyan Formu düzenleyip verirlerse belli ettikleri rakamın (işyerinin tehlike sınıfına göre) yüzde 33,5 u ile yüzde 38,5’u kadar primi her ay SGK’ya ödemek zorundalar. Hiç Kazanç Beyan Formu vermezlerse de aylık kazançları asgari ücret olarak kabul edilmektedir.
***İşçisinden az kazanç beyan edilemez
Yine 5510 sayılı Kanuna göre SGK’ya bildirdiği işçisi olan işverenlere ise ikinci bir yasak daha doğrusu kısıt getirildi. Verilecek Kazanç Beyan Formunda çalıştırdığı en yüksek ücretli işçisinden daha az kazanç beyan edilemez. Kural tüm işverenler için geçerli ama SGK uygulamaya yön veren genelgeleri ile bu kuralı sadece vergi mükellefi olan esnada ve tüccara, serbest meslek erbabına uygulama kararı aldı. Şirket ortağı işverenleri bu kısıt dışında tuttu.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun “Prime Esas Kazançlar” başlıklı 80. maddesinin 2. fıkrasında; “…4. maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançları aşağıdaki şekilde belirlenir.
…b) Sigortalı aynı zamanda işveren ise aylık prime esas kazancı, çalıştırdığı sigortalıların prime esas günlük kazancının en yükseğinin otuz katından az olamaz. Aylık prime esas kazancı, çalıştırdığı sigortalının otuz günlük prime esas kazancından düşük olduğu tespit edilen sigortalıların aylık prime esas kazançları, tespit edilen kazanç düzeyine çıkartılarak, aradaki farkın primi, 89. madde hükümlerine göre gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmak suretiyle tahsil edilir…” denmiştir.
***Tartışma da burada düğümleniyor
İşçisinden daha az kazanç beyan edilemez kuralı, 5510 sayılı Kanunla 1 Ekim 2008’den itibaren sosyal güvenlik hayatımıza getirilen yeniliklerden birisidir ve “aylık prime esas kazancı çalıştırdığı sigortalıların prime esas kazancının en yükseğinin otuz katından az olamaz” hükmü, sadece gerçek kişi işverenleri için uygulanması gerektiği, yoksa tüzel kişiliği olan şirket ortaklarına da uygulanıp uygulanmayacağı hususunda SGK yanlı davranmıştır. Gücünü sadece esnafa uygulamaya kalkmıştır.
***Kural tüm Bağ-Kur’lular için geçerlidir
Yasaya göre;
5510 sayılı Kanun’un 80. maddesinin ikinci fıkrasında; “…4. maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançları aşağıdaki şekilde belirlenir.
…b) Sigortalı aynı zamanda işveren ise aylık prime esas kazancı, çalıştırdığı sigortalıların prime esas günlük kazancının en yükseğinin otuz katından az olamaz.” Hükmü esasene tüm Bağ-Kur’luları kapsıyor diye düşünmekteyim.
Ayrıca, Yasa’da açık bir şekilde “işveren” tanımı yapılmasa da, başka bir Kanun olan 4857 sayılı İş Kanunu’nun 1. maddesinde işverenin tanımı; “işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar” şeklinde yapılmaktadır.
Bunlara göre, yanında işçi çalıştıranların işveren olarak kabul edilmesi için mutlaka gerçek kişi işveren olmasına gerek bulunmamakta olup, tüzel kişiliği olan şirketlerin ortakları da işveren olarak kabul edilebilir, zira şirket tüzel kişiliğini ortakları temsil etmektedir. Bu nedenle, işçi çalıştıran şirketlerin ortaklarının tamamı için 5510 sayılı Kanun’un 80. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “aylık prime esas kazancı, çalıştırdığı sigortalıların prime esas günlük kazancının en yükseğinin otuz katından az olamaz” şartı uygulanmalıdır.
***Uygulama kayıtdışılığı da teşvik ediyor
Esasen bu kuralın sonuçları da kayıtdışılığı körüklemektedir. İşçisinden daha az kazanç beyen edemeyip yüksek prim ödemek durumunda kalan esnaf bu kere işçisine ödediği gerçek ücreti SGK’ya bildirmek yerine, işçisinin ücretini de düşük hatta asgari ücret olarak SGK’ya bildirge etmektedir.
Ayrıca, sadece dar gelirli esnafa uygulana bu kuralın, yüksek gelir sahibi şirket ortaklarına uygulanmaması da vicdanlarda sorgulanmalıdır.
*********************************************************************
Aile Hekimi Hemşiresi
29.11.69 doğumluyum. 1989 Eylül ayında hemşire olarak devlet memurluğuna başladım.
1997 Temmuz ayında istifa edip özel hastanelerde çalışmaya devam ettim. Şimdiye dek 2350 gün SSK’lılığım var. 01.09.2010 tarihinde istifa sonrası yeniden devlet memurluğuna döndüm. Şimdi Aile Hekimliğine geçiş için devlet memurluğundan istifa ve/veya izin alarak bir hekimin yanında çalışmamı istiyorlar. Burada sorum şu: Emekliliğim nasıl etkilenir? Bu durumda SSK’dan mı emekli olurum ve ne zaman veya emekli sandığından mı? Ne zaman emekli olabilirim? Yoksa hiç böyle bir girişimde bulunmayayım mı? Zira, emekli sandığından benim bildiğim kadar daha yüksek bir maaş ile daha erken emekli olabileceğim. Hava Cambaz-Schlote
Hanımefendi, esasen Aile Hekimliği özeldir ama hem hekimleri hem de sizin gibi yardımcı sağlık personelini teşvik etmek amacıyla, devlet memuru olanlara aylıksız izinli saymaktadır. Ancak, aylıksız izinli de olsalar kendileri adına ödenecek primleri Emekli Sandığına ödeneceği de belirtilmiştir. Bu sebeple Aile Hekiminin yanına geçseniz de primleriniz Emekli Sandığına ödenecek ve memuru gibi değerlendirileceksiniz. Ancak, durum ilerde ne olur bilemem ve tahminime göre 2012 yılından sonra sizlere bundan sonra SSK’lısınız Aile Hekimlerine de Bağ-Kur’lusunuz diyebilirler. Çünkü, Aile Hekimi kendi muayenehanesinde hasta bakan, sizler de onun yanında çalışan kişisiniz esasında. Verdiğiniz bilgilere göre, emekli sandığından yani memuriyetten, SSK ve memuriyet toplamında 7200 gün (20 tam yıl) çalışmak kaydıyla 48 yaşından sonra emekli olursunuz, alacağınız aylık da 900 lira kadar olur. SSK’dan ise bundan sonra çalışmasanız bile 46 yaşından en az 5375 günle emekli olursunuz ki yaş hariç diğer şartları tamamlamış durumdasınız. 01.09.2010 gününden sonra 3,5 yıldan az memuriyette (veya aile hekimliğinde) kalırsanız 29.11.2015 günü SSK’dan emekli olacaksınız.