14 MART TIP BAYRAMINDA HEKİMLER SIKINTILI
14 Mart 2011
14 MART TIP BAYRAMINDA HEKİMLER SIKINTILI
14 Mart günü Tıp Bayramı olarak ülkemizde hekimler ve sağlık çalışanları tarafından kutlanıyor.
Aslında buna Tıp Bayramı değil de ”Tıp Hekimlerinin ve Sağlık Emekçilerinin Haftası” demeliyiz.
Tıp Hekimleri Günü ile Tarihte Nasıl Tanışmışız.
“Tıbhane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire” adlı tıp okulunun açılış tarihi olan 14 Mart 1827, ülkemizde modern tıp eğitiminin başlangıcı olarak kabul ediliyor.
14 MART 1827’DE TIP OKULU AÇILDI
Bizde tıp bayramının ne zaman kutlanacağı, ya da hangi tarihle ilişkilendirilmesi gerektiği sorusu ancak yakın tarihimizde cevap bulabilmiş. Sultan II. Mahmut’un yenilikçi hareketleri sonucu, hekimbaşı Mustafa Behçet Efendi’nin de katkılarıyla batılı anlamda ilk tıp mektebi olan, Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire 14 Mart 1827 Çarşamba günü Şehzadebaşı’ndaki Tulumbacıbaşı Konağı’nda kurulmuş. Bu şekilde, tıp tarihimizde 14 Mart yerini almış. Aynı bina içinde Tıphane ve Cerrahhane eğitimlerini ayrı ayrı yapıyormuş. Tıp eğitimi o yıllar batıda olduğu gibi dört yılmış, son sınıfta hocalar tarafından usta ve yetenekli olanlar tesbit edilerek sınava alını ve başarılı olanlar askeri hastanelere veya ordunun tabur alaylarına muavin tabip unvanı ile tayin ediliyorlarmış. Orada bir hekimin gözetiminde birkaç sene çalışıp deneyim kazandıktan sonra da serbest hekim oluyorlarmış.
Tıphane-i Amire 1827’den 1836’ya kadar Şehzadebaşı’ndaki Tulumbacıbaşı Konağında gündüz eğitimi yapıyormuş. 1836 yılında Sarayburnu’ndaki Askeri Kışla’ya (Otlukçu Kışlası’na) taşınmış. Ayrı binada eğitim gören Cerrahhane de burada tıp eğitimi ile birleşip, eğitim yatılı hale getirilmiş. Bu binanın yetersiz hale gelmesi ile Galatasaray’daki Enderun ağaları okulu tekrar elden geçirilip duzenlenmiş ve Tıbbiye 1839’da Galatasaray’ya taşınmış. Bu okula Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane adı verilmiş.
Bu okulun 17 Şubat 1839’da açılışı Sultan II. Mahmut tarafından yapılmış ve eğitiminde yeni düzenlemeler getirilmiş. Eğitim dili Fransızca olmuş ve öğrenci alınmaya başlanmış. Eğitim dilinin Fransızca olması zamanla hekim sayısında azalmaya yol açmış. Nitekim 1867 yılında Türkçe tıp eğitimi yapan Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye (Sivil Tıp Mektebi) açılmış. 1870 yılında da askeri tıp okulunda dersler Türkçeleşmiş. 1878 yılında şimdiki Sirkeci Tren İstasyonu yanındaki Demirkapı Askeri Kışlası’na taşınmış. 1894 yılında Sultan II. Abdülhamit’in emriyle Haydarpaşa’daki Tıbbiye Binası inşa edilmeye başlanmış. Bu görkemli binaya 6 Kasım 1903’te taşınılmış. Önce Askeri Tıbbiye sonra, Sivil Tıbbiye taşınmış ve 1909 yılında iki mektep birleştirerek Darülfünun Tıp Fakültesi olmuş.
İŞGAL KUVVETLERİNE KARŞI TIP ÖĞRENCİLERİ VE HEKİMLER AYAKLANDI.
Tıp Bayramı, ilk kez, 1. Dünya savaşı sonunda, İstanbul’un işgal edildiği günlerde, yabancı işgal kuvvetlerine karşı tıp öğrencilerinin bir tepkisi olarak 1919 yılında kutlandı. Tepkilerini bu şekilde dile getirmeye çalışan öğrencilerin bu törenine Dr.Fevzi Paşa, Dr.Besim Ömer Paşa, Dr.Akil Muhtar (Özden) gibi dönemin ünlü hocaları da katılmış.
1933’de “Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane” İstanbul Üniversitesi’ne dâhil olmuş. Peşinden de 1945’te Ankara Tıp Fakültesi, 1954’te Ege Tıp Fakültesi kurulmuş. Derken bugünlere gelinmiş…
Günümüze kadar gelen bu 14 Mart kutlamaları, artık içinde bulunduğu haftayı da kapsayacak şekilde, “Sağlık Haftası” olarak kutlanıyor.
13 Mart Günü Sağlık Çalışanları Ankara’da Meydanlara İndiler:
Ankara’da Sıhhiye Meydanında sağlık alanında çalışan Hekim,Eczacı,Hemşire,Sağlık Memuru,Acil Sağlık Teknisyeni ,Sağlık çalışanları,Tıp Fakültesi Öğrencileri ve Hastalar vardı.
Ellerinde taşıdıkları dövizlerle Sağlık Bakanlığına Tıp Bayramının kutlanmasına bir gün kala çeşitli mesajlar veriyorlardı.
-‘’Sağlıkta özelleştirmeye karşı çok ses tek yürek’’
-‘’Kadrolu iş, güvenli gelecek’’
-‘’Sağlık haktır, satılamaz’’
-‘’Taşerona başkaldırıyoruz’’
-‘’Sağlıkta ticaret ölüm demektir’’
-‘’Sağlık haktır’’
-‘’Sağlıkta dönüşüm yalanına hayır’’
-‘’Esnek ve güvencesiz çalışmaya hayır’’
-‘’Sağlıkta ticarileştirmeye sessiz kalmayacağız’’
-‘’Performans sağlığa zararlıdır’’
-‘’İlaç reklamı öldürür’’
-‘’Devşirme hemşire istemiyoruz’’
-‘’Holding değil tıp fakültesi’’
-‘’Hekime şiddete son’’
-‘’Doktorlar sözleşmeli, Vatandaşlar müşteri olmasın’’
-‘’Ciro baskısına son’’
-‘’Tüccar değil hekimiz’’
Tüm bu mesajları özetlersek,
Sağlık da özelleştirmelerin arttığını,Kadrolu çalışmanın artık kamu da 4/B ve 4/C dönüştürüldüğünü,Sağlık Kurumlarında hizmetlerin taşeron mantığında alındığının,Özel Hastanelerin hasta sağlığından ziyade ticari mantığa dayandığını,performansa dayalı maaş ödemesinin çalışanlar arasında haksız rekabete yol açtığını,ilaçların reklam ile değil sağlımıza uygun verilmesini,Hekimlere hasta yakınları tarafından uygulanan şiddete karşı duyarsız kalınmamasına,Hasta Hekim ilişkisinde müşteri kavramının ortadan kaldırılmasına kadar istekleri yer almaktadır. Meydana çıkan sağlıkçılar iş, gelir, can güvencesi ve mesleki bağımsızlık istiyor. Sağlıkçılara göre sağlık sektöründe çalışanlar ve hekimler için özelleştirme politikalarının uygulanması sonucu iş güvencesi, gelir güvencesi, can güvencesi ve piyasanın emir komuta zincirinde yürütülen bir sağlık alanı olduğu için mesleki bağımsızlık tehlike altında. Türkiye’de en fazla taşeron işçinin çalıştırıldığı alan sağlık alanı. Bunlarla iç içe geçmiş bir de performans uygulaması var. Sağlıkçılar bu sistemin değiştirilmesini istiyor.
AİLE HEKİMLİĞİ UYGULAMA YÖNETMELİĞİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİK
11.Mart.2011 tarihinde RG yayımlanarak Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliğinde değişikliğe gidilmiştir.
25/5/2010 tarihli ve 27591 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliğinin çeşitli maddelerinde değişikliğe gidilmiştir.
Yönetmeliğin 3.maddesinde aşağıdaki değişikliğe gidilmiştir.
-3 maddesinin (c) bendine acil tıp teknisyeni eklendi.
-3.maddesinin (e) Entegre sağlık hizmeti kavramı tanımlanmıştır.Bakanlıkça belirlenecek yerlerde, bünyesinde koruyucu sağlık hizmetleri, acil sağlık hizmetleri, muayene, tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri, doğum, ana çocuk sağlığı hizmetleri, ayakta ve yatarak tıbbî ve cerrahî müdahale ile çevre sağlığı, adlî tabiplik ve ağız diş sağlığı hizmetleri gibi hizmetlerin de verildiği, birinci basamak sağlık hizmetlerini yoğunlukla yürütmek üzere tasarlanmış sağlık hizmetine entegre sağlık hizmeti denilir.
-3.Maddesinin Geçici Aile Hekim ve Geçici Aile Sağlık memuru atamasında Asıl kadroda olan Aile Hekimi ve Aile Sağlık Memuru yıllık izin, hastalık izni ve benzeri nedenlerle ibaresi eklenerek görevlerinde olmaz ise yerlerine atama yapılacaktır.
Yönetmeliğin 6.maddesinde aşağıdaki değişikliğe gidilmiştir.
-6.maddesinde ise;
3.Fıkrası değiştirildi.
Aile hekimlerinin gezici sağlık hizmeti sunacakları bölgelerdeki yerleşim birimlerine bir plan dâhilinde periyodik aralıklarla ulaşmaları ve hizmet vermeleri esastır. Gezici sağlık hizmetine ilişkin planlama; coğrafi durum, iklim ve ulaşım şartları ile kendisine bağlı yerleşim birimlerinin sayısı dikkate alınarak ve her 100 kişi için ayda iki saatten az olmamak üzere aile hekimi tarafından yapılır. Her bir yerleşim birimine haftada en az bir kez gezici sağlık hizmeti verilir.Gezici sağlık hizmeti bölgesinde Bakanlığa ait sağlık tesisi var ise bu tesisler hizmet için kullanılabilir.
Bir önceki maddesinde üç saat olan ibare iki saate indirilmiştir. 750 kayıtlı kişiye kadar haftada en az bir kez, 750 ve üzeri kayıtlı kişiye ise haftada en az iki kez gezici sağlık hizmeti verilir İbaresi hasta sayısına bakılmadan hafta da bir kez gezici sağlık hizmeti verilecektir.
Yönetmeliğin 10. maddesinde değişikliğe gidilmiştir.
5) Adli tıp kurumunun doğrudan hizmet vermediği ve hastane bulunan yerlerde yerinde otopsi dışındaki adli tıp hizmetleri hastaneler tarafından verilir. Yerinde otopsi mesai saatleri içerisinde toplum sağlığı merkezi hekimlerince yapılır.
“Yerinde otopsi hizmetleri, mesai saatleri içinde toplum sağlığı merkezi hekimlerince, mesai saatleri dışında öncelikle toplum sağlığı merkezi hekimleri olmak üzere aile hekimleri ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarındaki hekimlerin de dahil edilebileceği icap nöbeti şeklinde sunulur.”ibaresi şeklinde değiştirilmiştir.
Altıncı fıkra eklenmiştir.
6) İhtiyaç olması halinde beşinci fıkrada aile hekimleri için öngörülen çalışma şekil ve koşulları aile sağlığı elemanları için de uygulanır. Entegre sağlık hizmeti sunulan merkezlerde tutulan nöbetler için aile hekimlerine ve aile sağlığı elemanlarına nöbet ücreti ödenmez veya nöbet izni verilmez. Bu çalışmaların karşılığı olarak farklı katsayı ile kayıtlı kişi sayısı ödemesi yapılabilir.
Yönetmeliğin 21. maddesine aşağıdaki değişikliğe gidilmiştir.
“(7) Aile sağlığı merkezlerine Bakanlıkça belirlenen kıstaslar çerçevesinde isim verilir.”
Yönetmeliğe aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“Yerleştirme süreleri
GEÇİCİ MADDE 3 – (1) 14/12/2011 tarihine kadar yapılacak olan aile hekimliği yerleştirme işlemlerinde, Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek-1 Aile Hekimliği Uygulamasında Atama ve Nakillerle İlgili Usul ve Esasların 2 nci maddesinin dördüncü fıkrasının ilk cümlesindeki bir aylık süre üç ay olarak uygulanır ibaresi olarak değiştirilmiştir.
Bütün değişiklikler 01.04.2011 tarihinde yürürlüğe girecektir.
Aile Hekimleri,Pratisyen Hekimler,Uzman Hekimler,Eczacılar,Hemşireler,Sağlık Memurları,Sağlık Teknisyenleri ve Sağlık çalışanları uygulamalardaki yanlışlıkların düzeltilmesini istiyorlardı.Hasta Hakları tanınırken hekim hakları tanınmayarak şiddete tabi tutuluyorlar.
Hastanelerin puanlandırılması ile birileri kazanırken sağlık çalışanları ise haklarını alamadıklarından şikayet ediyorlar.
Aile Hekimliği konusunda hekimler artık işletme dersi de almaları gerekiyor.Muhasebeci gibi vergi hukuku ve sosyal güvenlik hukukunu bilmeleri de gerekmektedir.
Hekimler artık hastaları ticari bir meta olarak görmek istememelerine rağmen ona doğru şartlandırmaya tepki gösteriyorlar.
20.000 Kişi Sıhhiye meydanında hastalarının hakları ile meydana doldurmuş iken hastalarda onları yalnız bırakmadılar.
Tam gün yasası ile hakları kısıtlanırken,sağlığın ticari bir kazanç kapısı olarak görüldüğü 1.Basamak ile Aile Hekimlerinin daha fazla hastayı 2 ve 3 basamak sağlık kuruluşlarına sevk etmesi ile ücretlerinde düşüreceğiz tehdidi altında çalışmanın yaratığı sıkıntılarını dile getirdiler.Tıp fakültesi öğrencileri de sorunlarını meydanlara taşıdılar.
Umarım bu sahneye seyirci kalınmaz.
Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi,
”Beni Türk Hekimlerine emanet ediniz ”sözü dikkate alınır.
Yoksa hekimlerimiz birer ikişer mesleklerini bırakarak ithal sağlık çalışanlarının eline kalmayız.
Kısacana Sağlık çalışanları 14 Mart gününe sancılı giriyorlar.
Vedat İLKİ