HABERTÜRK-Dinçer’den kendisi gibi sessiz bir devrim–İşten çıkanlar sağlıktan 100 gün daha faydalanır–Emekli Özürlüler de çalışabilir

4 Ağustos 2009

Dinçer’den kendisi gibi sessiz bir devrim



Geçmişin Başbakanlık müsteşarı, şimdinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer devletin vatandaşa karşı bakışını temelden değiştiren bir reformun uygulamasını geçen hafta başlattı. Bana göre devletin yapısını tersine çevirecek kadar önemli olan bu değişim ise yeterince ses getirmedi…



Bundan böyle, devlet yani kamu kurum ve kuruluşları vatandaşın beyanını doğru kabul edecek ve vatandaşa beyanlarını ispatla hem de imzalı, mühürlü belgelerle diyemeyecek…



Artık, kim olduğunuzu, nerede oturduğunuzu, ne iş yaptığınızı, nereden mezun olduğunuzu kanıtlayacak belgeler peşinde koşmayacaksınız…



Öte yandan işverenlerde işe giriş ve işten çıkışları sadece SGK’ya yapacaklar, Bölge Çalışma, İŞKUR ve Çalışma Bakanlığı’na yaptıkları bildirimleri yapmayacaklar…



 



Devlet; vatandaşa hizmet içindir kuralı geldi…



 



Devletin de tıpkı dernek gibi üyelerine hizmet götürmek için kurulmuş bir örgüt olduğunu, tıpkı dernekler gibi 4-5 yılda bir genel kurul (genel seçim) yaptığını, genel kurul sonrasında önce yönetim kurulu (TBMM) ve sonrasında da yönetin kurulu içinde İcra Heyeti (Bakanlar Kurulu) çıkardığını, amacın sadece üyelerin (vatandaşlarının) mutluluğu olduğunu ifade ettiğim bir çok yerde gülümseme ile karşılaşırdım. Gülümseyenlerin bir çoğu devleti üstün bir varlık, kendi kişiliği olan varlık olarak gösterirlerdi.



 



***Devlet millet için mi, millet devlet için mi?



Aslında temel soru bu, kim kimin için kime hizmet edecek, devlet memuru buyruk veren mi yoksa verdiğimiz vergi (veya primlerden) aylığını alan milletin hizmetkarı mı? İşte bu temel soruya verilecek cevap 31 Temmuz 2009 Cuma gününden itibaren değişti.



 



***İki temel Yönetmelik bakışı değiştirdi



Cuma günü Resmi Gazetede iki önemli yönetmelik yayınlandı birincisi, “KAMU HİZMETLERİNİN SUNUMUNDA UYULACAK USUL VE ESASLARA İLİŞKİN YÖNETMELİK” olup bundan böyle Kamu Kurum ve Kuruluşlarının vatandaşa hizmet ederken veya vatandaşların buralardan hizmet talep ederken kimin nasıl davranacağını açıklarken, ikincisi de 170 adet yönetmelik değişikliği ile vatandaştan istenilen bir çok belgenin ve noter onayının kaldırılması ile ilgiliydi.



 



Bundan böyle,



-Kamu kurumları vatandaşa ilk müracaat ettiği yerde hizmeti etmekle mükelleftir.



 



-Tüm kamu kurum ve kuruluşları basılı ortamdaki her türlü bilgi ve belgeleri elektronik ortama taşımak ve diğer resmi kurumlarla da bu bilgileri paylaşmak zorundadır.



 



-Aynı Resmi Kurumlar vatandaşların da başvurularını elektronik ortamda yapabilmesini temin etmelidirler.



 



-Resmi kurumlar, hangi hizmeti hangi belgelerle verdiklerini her türlü ortamda vatandaşa duyurmak ve istenilen formları da ücretsiz sağlayacaklardır.



 



-Özürlülerin de durumlarına uygun olarak bu hizmetlerden yararlanabilmesini temin etmek idarelerin görevleridir.



 



 



***Vatandaşının beyanına güvenen devlet geldi…



 



Ayrıca yönetmelik gereğince kamu kurum ve kuruluşları;



 



            a) Bütün düzenlemeler vatandaşın beyanı esas alınacak şekilde hazırlanır.



 



            b) Zorunlu olmadıkça, işlemin tekemmülü aşamasına kadar belge talep edilmez.



 



            c) İş sınavlarına müracaat safhasında sadece sınav için gerekli belgeler istenir; göreve başlamak için gereken belgeler ise sınavı kazananlardan istenir.



 



            ç) İdarenin görevi gereği kendisinde bulunan bilgi ve belgeler ile daha önce başvuru sahibinden alınarak kurum kayıtlarına aktarılan ve değişmediği başvuru sahibi tarafından beyan edilen belgeler yeniden istenmez.



 



            d) İstenen belgenin aslının getirilmesi hâlinde, belgenin fotokopisi, aslına uygunluğu kontrol edildikten sonra ilgili görevli tarafından isim ve unvan yazılarak tasdik edilir.



 



            e) Diğer idarelerin elektronik ortamda paylaşıma açtığı bilgi ve belgeler, başvuru sahibinden istenmez. Ancak, bu bilgi ve belgelere kolayca erişim için gerekli bilgiler istenebilir.



 



            f) Başvuru sahibinden adlî sicil kaydı istenmez, bunun yerine yazılı olarak beyan istenir. Başvurunun form kullanılarak yapıldığı hâllerde, formda adlî sicil beyanı bölümü ayrılır. İdare, beyanın doğruluğunu adlî sicil bilgilerini verebilecek mercilerden teyit eder. İlgili merciler, gerekli bilgileri, teknik altyapısı hazır olan kurumlara elektronik ortamda derhal, diğer hâllerde en geç üç işgünü içinde verir.



 



            g) Başvuruda istenen belgeler, idarece sayma suretiyle belirtilir. İstenen belgeler arasında, idare tarafından istenecek diğer belgeler veya benzeri belgeler gibi muğlâk ibarelere yer verilmez.



 



            ğ) Başvuru sırasında istenen formlar idarenin internet sayfasında da yayımlanır.



 



 



***Vatandaşının beyanı doğru değilse ne olacak?



İdareler, gerçeğe aykırı bilgi veren veya beyanda bulunanlar hakkında yasal işlem başlatacağı gibi yanlış beyan-bilgi yüzünden elde ettiği bütün menfaatleri de geri alacaktır. Ancak, bu durumu dahi vatandaşa duyurmak yine idarenin görevidir.



 



 



Artık belge toplamaya gerek kalmadı



Daha doğar doğmaz bürokrasi ile tanışıyor ve biz öldükten sonra bile devam ediyor bu olgu. Ancak, bürokrasinin gerçek yüzünü hayatın gerçeklerine adım attığımız yani okullardan mezun olup iş ararken öğreniyoruz. ilk işe girişte bizden istenen belgelerle gördük.



*Tam teşekküllü hastaneden Sağlık Kurulu raporu,



*Savcılıktan iyi hal kağıdı,



*Muhtardan ikametgah ilmuhaberi,



*Muhtardan veya Nüfus Müdürlüğünden nüfus cüzdan sureti,



*Noterden onaylı diploma veya çıkış belgesi örneği,



*Noterden onaylı taahhütname,



Üstelik bu belgelerin her biri için ödenen ücretler, harcadığımız zamanlar.



İşte bu belgelere toplamak zorunda değilsiniz.



 



Vatandaşına güvensizlik üzerine kurulmuş devletten, devletin güvendiği millete kadar gelebildik hem de sessizce sadece yönetmelikle.



Artık devlet,





  • Sağlıklı olduğunu devlete göster,


  • Sabıkasız olduğunu ispat et.


  • Nerede oturduğunu, nerede ne zaman doğduğunu, anne ve baba adını belgelendir.


  • Mezun olduğun okulu kanıtla.


Diyemeyecek, gidip kendi arşivlerinden bulacak.



Sessiz devrimde emeği geçen herkese binlerce teşekkürler özellikle de Bakan DİNÇER ile Müsteşar Efgan ALA’ya.



           



Artık SGK’ya bildirim yeterli olacak



İşverenler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı kurum kuruluşlarına her birine ayrı ayrı hem işçi alınca hem de işçi işten çıkarınca bildirmek zorundaydılar hem de bildirmezlerse de epey de ceza yiyorlardı. İşte burada da bir değişim yaşandı 1 Ağustos 2009 gününden itibaren SGK’ya yapılacak olan işe giriş ve işten çıkış bildirimleri, diğer Kurum ve Kuruluşlara da yapılmış sayılacak.



            Bundan böyle, işyeri açılışlarınızı, adres ve unvan  değişikliklerini, işyeri devrini ve kapanışı ile işe giren ve çıkan işçilerin bildirimini sadece SGK’ya yapmanız yeterli olacak. Ayrıca Çalışma ve Sosyal bakanlığına ve Bölge Müdürlüklerine veya İş-Kur’a ayrıca bildirim yapmanıza gerek kalmayacak.


 


Emekli Özürlüler de çalışabilir


Benim eşim yüzde 45 raporla 2009 haziran ayında emekli oldu. Kendisi 34 yaşında vergi muafiyetinden yararlanıyor. Sigortalı bir işte çalışmak gibi bir şansı var mı? Deniz Baş


 


Sayın okurum, özürlü emekliliği ile normal emeklilik arasında fark yoktur. Fark malülen emeklilik ile normal (yaşlılık) emekliliği arasındadır. Yasalarımız gereğince özürlü olarak erken emeklilik hakkından yararlanıp emekli olanlar, tıpkı diğer normal emekliler gibi yeniden işe girebilirler. İşe girdiklerinde sosyal güvenlikleri bakımında iki seçenekleri vardır. Ya emekli aylıklarını kestirip normal prim ödemeye başlarlar veya emekli aylıklarını kestirmeden SGDP (Sosyal Güvenlik Destek Primi) ödeyerek çalışabilirler. Bu hak eşiniz için de var.


 


İşten çıkanlar sağlıktan 100 gün daha faydalanır


SSK’lı 134 gün prim günüm ödenmiş olup 6 Haziran 2009 günü de işten çıkışım verilmiş. Sağlıktan faydalanma sürem kaç gündür? Emine Gedik


 


Gönderdiğiniz TC kimlik numarasına göre 13.10.2008 günü işe girmiş ve 29.06.2009 günü işten çıkmışsınız ve belirtilen tarih aralığında toplam 178 günlük çalışmanız var. Bunun 134 günü ise 2009 yılına aittir. 5510 sayılı SS ve GSS Kanunu gereğince, 30 günlük prim ödendikten sonra işten çıkanlara sorgusuz sualsiz 10 gün daha bedava sağlık hizmeti verilmektedir. Ancak, işten çıktıkları tarihten geriye doğru bir tam yıl içinde 90 günü olanlara 10 güne ilave olarak bir 90 gün daha sağlık hizmeti verilmektedir. Bu duruma göre 29 Haziran 2009 gününden sonra 100 gün daha sağlık yardımlarını SGK’dan almak hakkınız var.


Kısa Kısa


Nurhan Özen- 24.06.2009 günü boşanmanız kesinleşmişse, 06.06.2000 günü vefat eden babanız üzerinden, çalışmamak ve evlenmemek şartıyla yetim aylığı alabilirsiniz. Yetim aylığı almak demek aynı zamanda tek kuruş ödemeden SGK’dan Genel Sağlık  (GSS)  Sigortalı olarak sağlık karneniz olacak anlamındadır. Bu nedenle GSS’li iken yeşil kart alamazsanız, zaten de vermezler.