HABERTÜRK-İşe giriş konusunda SGK dava kaybetmeye devam ediyor

19 Ekim 2009

İşe giriş konusunda SGK dava kaybetmeye devam ediyor


İşvereniniz sizin için işe giriş bildirgesi vermiş ve bir şekilde prim belgelerini eski adıyla SSK’ya zamanında göndermemiş veya göndermiş ama sicilsiz tahakkuk olarak göndermiş. Siz de emeklilik zamanım geldi diye SSK’ya başvurduğunuzda sizin ilk işe girişinizi kabul etmeyen SSK’ya karşı açılan tüm davaları, sigortalılar kazanıyor…


SGK’da hem vatandaşlara eziyet edip hem de vatandaşların parasını dava ve avukatlık parası olarak çar çur etmeye devam ediyor…


İşveren 1999 yılı ve öncesinde önce işçiyi bir ay çalıştırır daha sonra da ben filancayı geçen ay işe aldım ve çalıştırdım diye “Sigortalı İşe Giriş Bildirgesi” verirdi. Daha sonra da her ay aylık “Sigorta Prim Bildirgesi” ile kaç işçi ve kaç günlük prim ödediğiniz belirten belgeyi verir, her dört ayda bir de bu primleri kimler için ödediğini belirten “Dört Aylık Sigorta Dönem Bordrosu”nu verirdi.


 


 


01.02.1962 doğumluyum 01.07.1979′ da Tekirdağ Çorlu ilçesinde Süleyman ÖZTÜRK’ e ait Reno tamir-bakım servisinde ilk olarak işe başladım. SSK’ya ilk girişim bildirilerek benim adıma SSK kartı ve sicil numarası alındı. Bu iş yerinde üç ay çalıştıktan sonra ayrılıp üniversiteye gittim. Üniversiteyi bitirdikten sonra SSK’lı olarak tekrar 1984 Ekim ayında işe başladığımda aynı sigorta kartı ve sicil numarası ile çalıştığım yerde primlerim yatırıldı. Emeklilik tarihim geldiğinde SSK’ ya müracaat ettiğimde benim ilk işe girdiğim yerde sigorta primi yatırılmadığı için işe giriş tarih olarak üniversiteden sonra girdiğim tarihe göre emekli olmam gerektiğini bildirdiler. Bunun üzerine İş Mahkemesinde dava açtım. Dava üç senedir devam etmektedir. Benim burada merak ettiğim olay, 01.07.1979′ da SSK bana sigorta sicil numarası veriyor, sigorta kartı veriyor da sonradan verdiği bu tarihi ve belgeleri kendi kabul etmiyor? Bu konuda bana çözüm yolu gösterirseniz size müteşekkir kalırım. Rasim BÖLEK


 


Sayın okurum, bu konuda yalnız değilsiniz bir çok kişi de sizinle aynı derde sahip buna “günsüz işe giriş” adı veriliyor. Bilindiği üzere o yıllarda (1999 yılına kadar) işçiler işe alınır ve bir ay çalıştıktan sonra SSK’ya filanca benim yanımda bir aydır çalışıyor diye işe giriş bildirgesi verilirdi.


Öte yandan işe giriş bildirgesini veren işveren (veya muhasebecisi) her ay da o tarihlerde adı “Aylık Sigorta Prim Bildirgesi” olan belge kaç kişiyi, kaç gün çalıştırdığını ve kaç para verdiğini de SSK’ya bildirdiği gibi her dört ayda bir de “hangi işçisinin hangi ayda kaç gün çalıştığını da “Dört Aylık Dönem Bordrosu” ile SSK’ya bildirirdi.


İşte bu belgeleri vermek yükümü işverende isteme yükümü de SSK’da iken, işveren bu belgeleri vermemiş (veya eksik bilgilerle vermiş)  ve görevini yapmamış, SSK’da işe girişi verdiği halde bu belgeleri göndermeyen işverenden bu belgeleri istemesi gerekirken istememiş yani görevini yapmamışken, tek görevi olan çalışma görevini yapmış olan işçiye eziyeti düşmektedir.


 


 


**İşveren ve SSK görevini yerine getirmiyor


Ancak, bir çok işveren işe giriş bildirgesini verdiği halde aylık prim bildirgesini ve/veya dönem bordrosunu vermemiştir. İşverenin bu belgeleri vermemesi durumunda yasal olarak 506 sayılı Kanun’un 79 uncu maddesi gereğince SSK’nın bunu bir tebligat ile istemesi ve işveren 30 gün içinde vermezse de resen (kendisi) düzenlemesi gerekirdi. SSK ve işveren görevini yapmayınca da sigortalının işe girişi var ama günü olmamış olunca SSK bu işe giriş tarihini geçersiz sayıp ilk prim gününün bildirildiği günü işe giriş olarak kabul etmektedir.


 


**Olan işçiye-sigortalıya oluyor


Görüldüğü üzere, işçi üzerine düşeni yapmış işe girmiş çalışmış ama hem işveren hem de SSK görevlerini yerine getirmediğinden sigortalığının prim ödeme günü hizmetine eklenmemiş olmasının günahını, suçsuz-günahsız işçiye-sigortalıya çektirilmektedir.


Öte yandan işçi işe giriş bildirgesindeki günsüz tarihin sigortalılık başlangıcı sayılması için iş mahkemelerinde dava açmaktadır ve dediğiniz gibi hemen hemen hepsi de açtıkları davaları kazanmaktadırlar. ,


 


**Milyonlar çöpe gidiyor


Dava kaybeden SSK olunca da her yıl trilyonlarda dava ve avukatlık masrafı ödemek prim ödeyen bizlere düşmektedir. İşin bir de avukatlık tarafı da var bu davaların her birine kaybedeceğini bile bile SSK avukat göndermektedir ve açılan binlerce davaya avukat yetişmeyince de Kuruma sözleşmeli veya kadrolu avukat almakta kadrolarını şişirmektedir. 2007 yılında sadece İstanbul’da bu nedenle yani günsüz işe giriş bildirgesi için açılmış 2 binden fazla dava vardı ve hepsini SSK kaybetti, işçiler kazandılar. Bunun karşılığında da SSK’ya küserek kaybedilmiş işçilerin yanında bir 1 buçuk milyon liradan fazla para da SSK’nın kasasında çıktı.


Aslında sizin dediğiniz gibi SSK’nın devredildiği SGK’nın artık durumu değiştirmesi gerekiyor, SGK yönetim kurulunun devreye girerek bir karar alıp buna son vermesi gerekiyor. Yıllarca vatandaşa eziyet çektirmeyi marifet sanan, bundan zevk alan, egolarını bu şekilde doyuran SSK eskilerinin görev verildiği SGK’nın buna son vereceği konusunda ben hala ümit varım. Zira, artık sizler gibi bilinçli sigortalılar, çalışanların sayısı gün geçtikçe artıyor, SGK içinde bu durumdan rahatsız olanlar da artmaya başladı. 


 


**Umarım davayı geniş açmışsınızdır


Yazınızda, zamanı geldiğinde SSK’ya başvurduğumda demişsiniz. Şayet, 45 yaşını ve 5000 günü tamamladığınız 1 Şubat 2007 günü SSK’ya emeklilik dilekçesi vermişsiniz ve yazılı emeklilik talebinize SSK, red cevabı vermişse, siz de bu red cevabına karşın İş Mahkemesinde dava açmışsanız doğrusunu yapmışsınız. Talebiniz doğru bulununca birikmiş tüm emekli aylıklarınızı alırsınız. Şayet red edilen emeklilik talebini değil de işe giriş için bir günlük hizmet tespit davası açmışsanız, hatalı dava açılmış demektir. Birikmiş emekli aylıklarınızı alamazsınız.


 


 


YARGITAY


HUKUK GENEL KURUL KARARI


Esas: 2006/10-629, Karar: 2006/669, Tarih: 18.10.2006


 


* SİGORTALI HİZMET TESPİT DAVASI


* HAKDÜŞÜRÜ SÜRE


* İŞE GİRİŞ BİLDİRGESİ


* ÇIRAKLIK HÜKÜMLERİNİN UYGULANMASI


* ÇIRAĞIN İŞYERİNDE ÜRETİMLE İLGİLİ ÇALIŞMALARA KATILMASI


 


ÖZET:Somut dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesine dayalı sigortalı hizmetin tespiti istemine ilişkindir. 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesine göre yönetmelikle tespit edilen belgeler kapsamında olan işe giriş bildirgesinin verilmesi durumunda, bildirgede ön görülen işe başlama gününden sonrası için 5 senelik hak düşürücü süreden bahsedilemez.


 


Davacının 18 yaşını ikmalinden önceki dönem için çırak olduğu ileri sürülmüş olduğundan taraflar arasında çıraklık sözleşmesi bulunup bulunmadığı ve sigorta primlerinin kim tarafından ödendiği araştırılarak, işyeri çalışma düzeni, çalıştırılan kişinin yaşı, aldığı ücret ve mesleği öğrenme gibi unsurlar dikkate alınarak karar verilmelidir. Çıraklar, çıraklık devresi sayılan süre içinde malullük, yaşlılık, ölüm sigortaları hükümlerine tabi olmaz ve belirtilen süreler sigortalılık başlangıcı olarak kabul edilemez. Çırak, işyerinde üretimle ilgili çalışmalara katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyorsa, bu halde çıraklık ilişkisinden söz edilemez. Bu durumda 18 yaş ikmali tarihinden önceki süreler prim ödeme tarih sayısına dahil edilecektir. (506 s. SSK. m. 3, 60/G, 79/10, 108, geçici madde 54)


 


 


 


YARGITAY


HUKUK GENEL KURUL KARARI


Esas: 2006/21-43, Karar: 2006/98, Tarih: 22.03.2006


 


* İPTAL VE TESPİT DAVASI


* HİZMET TESPİT DAVALARI


* SİGORTALILIK BAŞLANGIÇ TARİHİ


* SİGORTALILIK KOŞULLARI


* İŞE GİRİŞ BİLDİRGESİ


* EYLEMLİ VE GERÇEK BİÇİMDE ÇALIŞMANIN VARLIĞININ SAPTANMASI


 


ÖZET: Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda eylemli olarak çalışması da koşuldur. Hizmet tespit davalarının da kanıtlanması bakımından özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında; resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması, salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması, inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordroları, tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi sair kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.