HABERTÜRK-Her krizin faturası çalışan ve emekliye çıkarılması bir gelenek–Sosyal Güvenlik Eğitimi İstanbul’da devam ediyor-Grev zararları sendikalardan değil, işçilerin cebinden çıkacak…-18 liralık dernek kesintisinden ne olur diyenlere –
5 Mayıs 2010
Her krizin faturası çalışan ve emekliye çıkarılması bir gelenek
Yunanistan’da meydana gelen kriz sonrası alınan tedbirler geniş halk yığınlarında kriz yaratacak cinsten. Son 20 yıldır meydana gelen her krizde fatura hep dar ve sabit gelirlilere çıkarılması da gelenek haline gelmeye başladı…
***Ücretleri ve emekli aylıkları bizden yüksek
Yunanistan çalışanlarına ödenen en düşük ücret (asgari ücret) Türk parası ile yaklaşık 1400 lira civarında biz de ise 580 lira. Emeklilik konusunda da bizden iyi durumdalar ve 35 yıl çalışan birisi kadın ise 60 ve erkek ise 65 yaşında emekli olma hakkını elde ediyor. Tabi, bu yaşlar yeni işe girenler için geçerli olup tıpkı bizdeki gibi eski sigortalılar daha erken yaşlarda kademeli olarak emekli oluyorlar. Ortalama emeklilik yaşı 61 olan Yunanistan’da çalışanlara Noel’de tam maaş, Paskalya ile yaz tatili dönemleri için ise 14 üncü maaş olarak nitelenen yarımşar maaş ikramiye veriliyor.
***Maaşları bile ödeyemeyiz diye korkutuyorlar
Papandreu, gerekli ekonomik önlemlerin alınmaması halinde emekli maaşlarının dahi ödenemeyebileceğini söyleyerek, geniş halk kesimlerinin, emeklilerin, memurların krizin faturasını çekme konusundaki itirazlarının da önüne geçmeye çalışıyor.
Biz de benzer durum sosyal güvenlik reformu sırasında yaşanmıştı. Halka, sosyal güvenlik sisteminin açıkları çok diye haber pompalamışlar ve daha az emekli aylığı ve daha geç emeklilik konusunda halkın sesini kısmışlardı.
Ne var k, yapılan reform ile sosyal güvenlik açıklarının rakamı 2 katına çıkarken, para halk yerine ilaç şirketleri ile hastane sistemine akıtılmıştı.
***Bütçe yönetimini tersine çevirdiler
Normal şartlarda bir ülke bütçe hazırlarken önce giderlerini yazar sonra bu giderleri karşılayacak kadar geliri de elde edecekleri kalemleri belirlenmesi gerekir. Tıpkı, apartman yönetimleri gibi önce giderler sonra da gidere uygun gelir. Ancak, son 20 yıldır dünyanın sermayenin eline geçmesi sebebiyle, durum tersine çevrildi. Önce gelirler yazılıyor, sonra giderler yazılıyor sonra da aradaki farkı vergi vermesi gerekenlerden borç alınması sistemi seçiliyor.
***Vergi vermesi gerekenlere gidilmiyor
Ülke kimin yönetiminde ise yani bizdeki TBMM’de kimler çoğunlukta ise onların dediği olur. Bakın, TBMM’ye kaç tane işçi, kaç tane emekli temsilcisi var bir de kaç tane işadamı, sanayici var sayın. Meclis yani karar alma organı devletin giderlerini azaltmak ve işçilere, memurlara, emekliler verilen payları düşürmek için defalarca kanun çıkarırken, sermayeden vergi bile alınmamaktadır. Ülkemizde gelir vergisinin yüzde 60’dan fazlasını işçi ve memurlar öderken, nice sermaye sahibi vergi ödemesi gereken rakamları düşürmektedir. Kurumlar vergisinde ise yüzde 5 gibi bir gelir elde edilmektedir ki bu trajikomik bir durumdur.
***Yunanistan’da aynısı oluyor
Krize giren Yunanistan, da ilk iş olarak emekli aylıklarını düşürmek, dul ve yetimlere verilen aylıkları kaldırmak, işçi ücretlerini ve ikramiyelerini düşürmek için kolları sıvadı. Kriz süresince denilse bile artık bu kalıcı olacak. Öte yandan, KDV oranlarının yükseltilmesi, akaryakıta zam yapılması da zaten gelirleri azalan ve bu kesimlerin harcamaları üzerinden de daha fazla kesinti yapılması ile bu kesimleri daha da kötü duruma düşürecektir.
Sosyal Güvenlik Eğitimi İstanbul’da devam ediyor
Sayın Ali Tezel, Ankara’da serbest avukat olarak çalışıyorum. İş ve Sosyal Güvenlik konularıyla ilgileniyorum. Stajımı da bu alanda çalışan bir avukat yanında yapmıştım. Ancak özellikle sosyal güvenlik konusunda bilgi birikimini arttırmak kolay olmuyor. İlgi alanı böyle olunca sizi de mümkün olduğunca takip ediyorum, son programlarınızdan birinde eğitim seminerleri düzenlendiğini duydum. Ankara’da da olacak mı? Olduysa yenilenecek mi? Katılmayı isterim. Fırsatınız olur da yanıtlarsanız sevinirim. Ayşegül Önder
Sayın Önder, İş ve Sosyal Güvenlik alanında var olan bilgi eksikliğini gidermek ve “Sosyal Güvenlik Müşavirliği” gibi yeni bir meslek yaratmak için Nisan Danışmanlık ve Eğitim şirketi ile “Sosyal Güvenlik Uzmanlık Sertifika Programlarımız” aralıksız ve yoğun bir şekilde devam ediyor. Mesela, 15 Mayıs 2010 günü 7 haftalık yeni bir eğitim programı daha başlayacak. Ayrıca, 5 Haziran 2010 günü de sadece AVUKATLARA yönelik bir eğitim programı daha başlayacak. Konuyla ilgili bilgi almak ve Ankara’da eğitim konusunda, 0212 6352822 numaralı telefondan veya [email protected] adresinden e-posta ile bilgi alabilirsiniz.
Grev zararları sendikalardan değil, işçilerin cebinden çıkacak…
Halen TBMM’de devam eden anayasa değişikliği ile 1982 Anayasası’nın 54 üncü maddesindeki, “Grev esnasında greve katılan işçilerin ve sendikanın kasıtlı veya kusurlu hareketleri sonucu, grev uygulanan işyerinde sebep oldukları maddi zarardan sendika sorumludur.” cümlesi çıkarılmaktadır. Bunun referandum sonrası kabulü ve uygulamaya konulması ile grev sırasında meydana gelen zararlar için işçileri sorumlu hale gelecekler.
18 liralık dernek kesintisinden ne olur diyenlere
Basında geçen haftaki bir haber yine beklenen ilgili görmeden kayboldu gitti. Bursa Orhangazi’de yaşayan 3 çocuk babası Lütfü Özkan (64) çalıştığı fabrikadan 2 yıl önce emekli oldu. Emekli ikramiyesiyle borçlarını ödedi. Artık evde oturup emekliliğin tadını çıkarmak istiyordu. 3 çocuğu da öğrenciydi. Büyük oğlu İzmir’de üniversiteye gidiyordu. En büyük dileği onları okutabilmekti. Ama aldığı 680 lira emekli aylığı 5 kişilik ailesini geçindirmeye yetmedi. Lütfü Özkan iş aramaya başladı. Emekli Lütfü Özkan da, günlüğü 10 TL’ye inşaatlarda amelelik yapmaya başladı. Kazandığı parayı oğluna gönderiyordu. Öte yandan, Lütfü Özkan 15 gün önce eşini kaybetti. Yaşadığı acıya rağmen gündelik 10 lira ile inşaata tekrar dönmüştü. Emekli işçi çalışırken 3 katlı bir inşaatın çatısında çalışıyordu. İskele devrildi, 10 metre yükseklikten düşüp olay yerinde can verdi. Ne dersiniz 18 liralık dernek kesintisini emekliye sormadan yapan SGK yetkilileri vicdanınızda bir sızı oluştu mu?