HABERTÜRK-Çelik farkını göstermeye başladı–Kıdemde de Babacan’lık yaptı

22 Temmuz 2011


Çelik farkını göstermeye başladı


Çalışma Bakanımız Faruk Çelik Bakanlık koltuğuna yeniden oturur oturmaz farkını göstermeye başladı. Altı aydan beridir Bakanlık kapısından girmeyen sendikalar içeri girmeye başladıkları gibi 20 yıldan beri ilk kez olay Başbakana intikal etmeden Türk-İş ile TİS imzalandı, sırada Hak-İş ile TİS var ve hazır…


 


***Bakanlık buzdolabından çıktı


2821 sayılı Sendikalar Kanunu ve 2822 sayılı TİSGL Kanunu görüşmeleri sebebiyle Bakanlık ile araları açık olan sendikalar yeniden Bakanlık merdivenlerini aşındırmaya başladılar. Bu arada üst düzey bakanlık yetkililerinin verdiği bilgiye göre Bakan Çelik’in ilk önceliği 2821 ve 2822 sayılı Kanunlarda yapılması gereken değişikliklermiş, buna da çok önem veriyormuş. Bu arada 3 yıldan beridir yayınlanmayan işkolu ve işçi istatistiklerinin yayınlanması için de sendikaların yüzde 10 barajı da tamamen kaldırılıyormuş. (Bolu toplantısında tüm sendikaların evet dediği gibi) Bu gerçekleşirse sendikal hareketin önündeki en büyük engellerden birisi de kalkmış olacak.


 


***20 yıldan beri ilk kez sorunsuz TİS imzalandı


Dikkat ettiniz mi bilmiyorum sessiz sedasız Türk-İş ile Bakan Çelik görüştü ve 2 yıllık Toplu İş Sözleşmeleri (TİS) imzalandı. Geçmiş 20 yılda bu süreç hep sorunlu geçer ve iş sonunda Başbakanın devreye girmesi ile neticelenirdi. Ayrıca, Hak-İş ile de yapılan görüşmelerde sona gelinmiş kısa süre için TİS imzalanacakmış.


 


***Diyalog diyalog diyalog


Bakan Çelik, özgüveni yüksek bir kişilik ve sorunların üzerine girmeyi, sağduyu ile oturup konuşmayı seven birisi. Geçmişte yaptığı gibi bundan sonra da sorunları diyalog ve sosyal taraflarla görüşmeden çözmeyi de sevmeyen birisi. Şimdi de aynı yöntemi izlemeye başladı ve Bakanlığı ile ilgili tüm sosyal taraflarla oturup konuşmadan çözüme geçmiyor.


 


***Kıdem tazminatı fonu öncelikleri değil


Bu arada TOBB’un ve Bakan Zafer Çağlayan’ın kamuoyu gündemi getirip tartışma yarattıkları ve çalışanların büyük tepkisini çeken Kıdem Tazminatı Fonu da Çelik’in öncelikleri arasında değil. Bu arada bu sorunu da tüm sosyal taraflarla görüşmeden, çalışanların geçmiş ve gelecek haklarını da koruyacak şekilde sonlandırmadan da konuyu gündeme almayacaklarını da duyurdu.


 


***SGK’yı da unutmayalım


Kurulduğu günden beridir başkan vekilliğini Fatih Acar’ın yaptığı kısa bir dönem hariç berbat yönetilen SGK’yı da unutmayalım. 2007 yılında kurulan SGK, bu süre boyunca sayısı başkan  ve yardımcısı yedi ama gelen ve gidenlerin büyük çoğunluğu SGK’yı tanımayan hatta SGK’yı TMO gibi kolay yönetilir zanneden kişilerdi. Fakat, Bakan Çelik bu konuyu da yakından takip edebilecek ve yeterli önem verebilecek birisi. Bakın daha göreve gelir gelmez, müsteşarı gitti, SGK başkanı gitti ve yerinde bir gidişti. Şimdi gerçekten müsteşarlığa ve SGK başkan ve yardımcılıklarına bu koltukların hakkını verecek kişilerin geleceğini de eminim.


 


 


********************************************************


 


Kıdemde de Babacan’lık yaptı


Başbakan yardımcımız Ali Babacan, Çalışma Bakanlığı’nın yok dediği prim affında var ve yapıyoruz demiş ve yaptırmıştı. Şimdi de tartışılan kıdem tazminatı fonu konusunda milleti rahatlattı. Şimdilik ortada bir şey yok dedi ama Fon tartışmasını basın başlatmadı ki, Bakanlar Kurulu üyesi Zafer Çağlayan ile TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu başlattı. Bize düşen de her şeyi apaçık ortaya dökmek oldu.


 


Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, kıdem tazminatı fonu ile ilgili, “Çalışanlarımız rahat olsunlar biz onların kazanılmış haklarına ya da mevcut haklarına zarar getirecek bir çalışma yapmayız” dedi.


Hafta başında, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Kutadgobilik’i ardından da, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Ümit Boyner ve beraberindeki heyeti kabul eden Babacan, kıdem tazminatı fonuyla ilgili konuya açıklık getirdi. İşgücü piyasasıyla ilgili, çalışma hayatıyla ilgili bir dizi reformun gündemlerinde olduğunu, bunların hükümet programında yer aldığını söyleyen Babacan, hükümet programındaki ifadeye atıfta bulunarak, programda kıdem tazminatı fonunun sosyal taraflarla istişare edilerek uygulanmaya başlanacağı ifadesinin yer aldığını kaydetti. “Bizim kıdem tazminatı fonuyla ilgili çalışmamız mutlaka çalışanların haklarını koruyacak bir bazda oluşacaktır” diyen Babacan, “Çalışanların haklarını korurken işveren üzerindeki yükleri de daha makul, sürdürülebilir, daha öngörülebilir çerçeveye oturtmaktır, amacı budur” dedi.


 


***Çalışanlar rahat olabilirlermiş


Aynı konuşmada Babacan, hafta başında toplanan EKK’da bu konuyu değerlendirdiklerini, çalışmaların tamamlanmasının ardından gereken açıklamaların yapılacağını belirten Babacan, “Bizden duymadıkça, hükümet kararı haline gelmedikçe hiçbir duyuma inanmayın. Çalışanlarımız rahat olsunlar biz onların kazanılmış haklarına ya da mevcut haklarına zarar getirecek bir çalışma yapmayız” dedikten sonra nerden çıkarıyorlar bu haberleri diye de ekledi.


 


***TOBB ve Bakan Çağlayan gündeme getirdi…


Sanırım, Babacan basında çıkan ve özellikle yazı dizisi şeklinde çevirdiğimiz Kıdem Tazminatı Fonu’nun tartışılmasından rahatsız olmuş. Ancak, unutmasın basın bu konuyu durduk yerde gündeme getirmedi. Seçimden hemen sonra önce Zafer Çağlayan, sonrasında da geçen hafta Çağlayan ile birlikte TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu konuyu gündeme getirip, Fonu desteklediklerini ifade etti. Hatta haber gazetemizde manşetteydi.


 


***Tartışılmaktan korkulmamalı


Bir klasik haline gelmiş olan kıdem tazminatının kaldırılması ve yerine devasa bir fon getirilmesi hiç tartışılmadan olur mu?


 


***Seçim beyannamesinde olmayanlar hükümet programında olur mu?


12 Haziran seçimlerinden önce siyasi partiler halka “seçim beyannamelerini” bildirdiler, oy istediler. Yani dediler ki bizi seçer ve iktidar yaparsanız şunları yapacağız. Normal demokrasilerde de seçim sonrası iktidara gelen parti, seçim beyannamelerini “Hükümet Programı” haline getirirler. Ancak, biz de öyle olmuyor. Kıdem Tazminatının kaldırılması yerine fon getirilmesi, esnek çalışma modelleri ile işçilerin daha çok çalıştırılıp daha az ücret ödenmesi, bölgesel asgari ücret ile ücretleri düşürülmesi, seçim beyannamesinde yer almadığı halde, Hükümet Programında yer buldu.