Akşam–Basına bir darbe de sırada bekliyor–Memurların görev tazminatları basının desteğiyle aniden yok oldu
6 Mart 2008
Sosyal Güvenlik Reformu’yla yıpranma hakları ellerinden alınan gazeteci ve televizyoncuların yani basın çalışanlarının ellerinde bir tek kıdem tazminatı kalmıştı. Yakında çıkarılacak Kıdem Tazminatı fonu ile o da ellerinden alınacak… Yıpranma gidiyor… Dün (05.03.2008 günü) TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile gazetecilerin var olan haklarından biri daha gitti ama bu son değil. Daha gazeteciler yıpranmalarının kaldırılmasının acısını sindiremeden arkasından diğeri gelecek çünkü sırada o var. Sırada ne mi var? Kıdem Tazminatı Fonu var Mevcut düzenlemede çalışanlar kıdem tazminatına hak kazandıran 7 şekilde işten ayrılma sonunda tazminat alıyorlar. Fon Yasası çıktığında ise artık çalışanlar fonda birikecek olan tazminatlarını emekli olduklarında alabilecekler veya 10 yılı tamamlayınca alabilecekler. Bu durumda kıdem tazminatının işyerine bağlılık fonksiyonu ile işverenin işten çıkarmada güçlük olması fonksiyonu ortadan kalkacaktır. Yani işveren işçiyi işten çıkardığında cebinden bir kuruş tazminat çıkmadığını görünce daha rahat işçi çıkarabilecektir. Kıdem Tazminatı Fonu’na İş Yasası, Deniz İş Yasası ve Basın İş Yasası kapsamında çalıştırılanlar dahil edilecektir. Fondan kıdem tazminatı alabilme şartları ise tasarıya göre; a) Bağlı oldukları kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik, malullük aylığı bağlanması yahut toptan ödeme almak amacıyla hizmet akitlerini feshetmeleri halinde, b) İşverence hizmet akdinin feshedilmesi durumunda işçinin hak kazandığı yaşlılık, emeklilik, malullük aylığı veya toptan ödeme almak amacıyla ilgili kuruma veya sandığa başvurması halinde, c) Adına en az 10 yıl Fon’a prim ödenen işçinin isteği halinde, d) İşçinin ölümü halinde kanuni mirasçıları, kıdem tazminatına hak kazanırlar. Hak kazanma koşulları eskiye oranla bir hayli daralmış ve neredeyse sadece emeklilik geçerli bir neden haline dönüşmüş durumda. Yeni halde Fon’un sadece en az 10 yıl adına prim ödenenlerin istekleri halinde Fon’a başvurarak birikmiş kıdem tazminatlarını talep edebilmelerine olanak sağlaması çalışanların lehinde bir düzenlemedir. Fon’dan hak sahibine ödenecek tutar son bir yıllık ücret ortalamasına göre her yıl için 30 günlük ücreti tutarında olacak. İşte burada ülkemizde çalışanların gerçek ücretleri üzerinden değil, asgari ücret üzerinden sigortalı gösteriliyor olmaları sebebiyle ortaya çıkacak zararlar akla geliyor. Basına da tavan geliyor Halen var olan 5953 sayılı Basın-İş Kanunu gereğince kıdem tazminatı tavanı yoktur ama 854 sayılı Deniz-İş Kanunu ile 4857 sayılı İş Kanunu gereğince 2087,92 YTL tavan uygulaması var. Basın çalışanlarına ise fondan sonra tavan gelecek olması da fonun olumsuz yönlerinden biridir. Kıdem tazminatına baz alınacak ücretin üst sınırı şimdi olduğu gibi Emekli Sandığı’na tabi en yüksek devlet memuru ikramiyesi ile ilişkilendirilmektedir ama şu andan tavana tabi olmayan basın çalışanlarına da tavan uygulanacaktır. Yani bundan sonra basın çalışanlarının aylık brüt ücretleri ne olursa olsun KIDEM TAZMİNATI TAVANI olan 2087,92 YTL’den daha fazla para alamayacaklar. Memurların görev tazminatları basının desteğiyle aniden yok oldu Geçen haftalarda basında, bugüne kadar hiç uygulanmayan, “Görev Tazminatı” kaldırılıyor diye haberler okudunuz. Bu haberlerin hepsi tek merkezden çıkmış YALAN haberlerdi. Hiç uygulanmadı denilen “Görev Tazminatı” tam 7 yıldır uygulanıyordu ve halen de uygulanmaya devam ediliyor ama sadece üst düzey memurlara, yani daire başkanı ve üzeri makam sahiplerine uygulanıyor. Geçen haftalarda “İstihdam Paketi” olarak sunulan paket çerçevesinde, şube müdürü de dahil olmak üzere orta ve alt düzey memurların yıllardır beklediği hak da çöpe atıldı. Kimse ne olduğunu anlamadığı için de pek ses gelmedi. Özellikle memur sendikalarından biraz ses gelir diye düşünüyordum ama ben bir ses duyamadım. A Görev tazminatı nedir, ne zaman başladı? Enflasyonun dolu dizgin gittiği zamanlarda, bir de 2001 krizi de ortaya çıkınca 2001 yılı temmuz ayında zamanın hükümetince ekonomik krizden bunalan memurlara adeta bir nefes aldırmak amacıyla 631 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK’nin 1’inci maddesine eklenen C bendi ile görev tazminatı uygulaması getirilmişti. Buna göre; Aylıklarını 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 3466 sayılı Uzman Jandarma Kanunu, 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu ve 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’na göre almakta olan personel kapsamına giren ve temsil tazminatı almayan personelden; 1-7.000’den daha düşük göstergeler üzerinden makam veya yüksek hâkimlik tazminatı öngörülen kadrolara atanmış olanlara, 15.000 gösterge rakamını geçmemek üzere Bakanlar Kurulu’nca tespit edilecek gösterge rakamlarının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucunda bulunacak miktarda görev tazminatı ödenmesi, 2-Yukarıda sayılanların dışında kalanlardan en az beş hizmet yılını dolduranlara; hizmet sınıfı ve yılları, tabi oldukları personel kanunları, kariyerleri, kamu görevlerine giriş dereceleri ve öğrenim durumları birlikte veya ayrı, ayrı dikkate alınmak suretiyle ve 10.000 gösterge rakamını geçmemek üzere Bakanlar Kurulunca tespit edilecek gösterge rakamlarının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucunda bulunacak miktarda görev tazminatı ödenmesi, öngörülmüştü. 7.000 ve daha fazla makam tazminatı göstergesi olanlar zaten temsil tazminatı alıyorlardı. B Sadece daire başkanı ve üzerine verildi ve veriliyor Makam, görev ve temsil tazminatları emeklilik sonrasına da yansıyan önemli bir getiriyi oluşturduğundan, düşük emekli aylığı alan alt düzey memurlar için bu önemli bir umut kaynağı olmuştu. Bu sayede en alt düzeyde evrak memurlarından, şef yardımcılarına şeflere şube ve işletme müdürleri görev tazminatı hakkından yararlanmış olacaktı. Yasal zeminden sonra kime ne kadar görev tazminatı ödeneceği konusunda Bakanlar Kurulu karar alacaktı. Çıkan karar ile sadece Daire Başkanı ve üzeri memurlara “Görev Tazminatı”nın hemen ödenmesine, diğerlerinin ise bir müddet sonra bu tazminatı alacağı sonucu çıktı. İşte bu karar sonrasında, sadece yüksek unvanlı memurlara 15.01.2002 tarihinden geçerli olmak üzere zamlar ödenmeye başlandı ve halen de ödeniyor. C Şube müdürü ve altındakiler ağzı açık bekliyor Esas olarak kazancı düşük olan alt düzey memurlar yani yasal düzenlemedeki, “en az beş hizmet yılını dolduran kamu görevlilerine de 10.000 gösterge rakamını geçmemek üzere Bakanlar Kurulu’nca tespit edilmesi gereken gösterge rakamları” saptanmamış, bu memurların yasal haklarının üzerine adeta ölü toprağı serpilmişti. Bu nedenle de, yasal düzenleme gözardı edilip orta ve alt düzey memurları dışlayarak eksik çıkan BKK nedeniyle bu hakkın bir kesime uygulanırken hiçbir gerekçe gösterilmeksizin orta alt düzey memurlara uygulanmaması nedeniyle üst düzey kamu görevlileri ile orta ve alt düzey kamu görevlileri arasındaki aylık makası iyice açıldı. Bu açılma hem memur olarak çalışılırken hem de emekli olunca devam ediyor, çünkü bu tazminatlar emekli olunca da bir kuruş eksiltilmeden ödeniyor. D Danıştay ‘adaletsizliği durdurun’ dedi Yasal düzenlemeden verilmesi gerektiği yazdığı halde şube müdürü ve altı memurlara verilmeyen görev tazminatının açıklayıcısı, 2002/3546 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı aleyhine açılan iptal davası sonucu Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu Daire Başkanı altında bulunan memurların dışlandığı ve eksik düzenlendiği gerekçesiyle konuyu düzenleyen ilgili maddeyi iptal edilmişti. Bu karar sonrasından kendilerine de görev tazminatı geleceğini düşünen memurların bu hayallerinin üzerine şimdi ölü toprağı örtüldü. E Danıştay kararına yasal düzenleme ile cevap DanIŞtay, sadece Daire Başkanı ve üzerine değil bütün memurlara verilmesi kararını verince, orta ve alt düzey memurlar sevindiler ama şimdi basının desteğiyle “İstihdam Paketi” çerçevesinde 375 sayılı KHK’nin 1’inci maddesinin (c) bendinde yer verilen düzenleme TBMM Genel Kurulu’nda bir gece yarısı kabul edilen yasa ile yürürlükten kaldırıldı. Sonuç olarak, yönetenler üstte yer alanlara tazminatlarını zamanında verirken, veremedikleri ve maddi açıdan daha zor durumdaki orta ve alt kesime bu haklarını teslim etmek varken Danıştay’ın da altını çizdiği çarpıklığı gidermek yerine ‘hiç ümitlenmeyin şube müdürü ve altında kalan memurlara görev tazminatı vermeyeceğiz’ dediler. |