Akşam Gazetesi–Bağ-Kur’u haklı çıkaran o mahkeme kararı Yargıtay’dan döner–Prim affına sitem –Prim affı için bugün, yarın ve perşembe de dilekçe verin

29 Temmuz 2008







Bağ-Kur’u haklı çıkaran mahkeme kararı Yargıtay’dan döner

[email protected]


 





Ali Bey, 1985 yılından beridir vergi mükellefiyim ama Bağ-Kur’a kayıt olmamıştım. 04 Mart 2003 günü Bağ-Kur’a kaydoldum ama kayıt tarihimi 4 Ekim 2000 gününden başlattılar. Bu arada da aynı yıl bir başka dilekçem ile de 1985-2000 yılları arasındaki sürelerimi de Bağ-Kur’a borçlandım ve ödedim 21 yıllık Bağ-Kur’lu iken 2006 yılında Bağ-Kur’dan emeklilik için talep de bulundum. Bu arada doğum tarihim, 01.01.1961 olduğundan emeklilik için gereken yaşımı tamamladım. Fakat, Bağ-Kur bana, siz 4.10.2000 günü Bağ-Kur’lu oldunuz bu nedenle de emeklilik yaşınız 58 olup, 2000 yılından önceki 15 yıllık borçlanmanızı başlangıç saymayız diye yazı göndererek emeklilik talebimi kabul etmedi. Ben de İş Mahkemesinde dava açtım, bilirkişi de Bağ-Kur gibi görüş verdi ve mahkemeyi kaybettim. Şimdi dava Yargıtay’da bekliyor. Bu durumda 1985 Bağ-Kur başlangıçlı sayılmayıp 58 yaşında mı emekli olacağım? Meryem Amaç

Hanımefendi, 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu’na 24/07/2003 tarihli 4956 sayılı Kanunla eklenen geçici 18 inci maddesine göre; “Bu Kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 04/10/2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri 04/10/2000 tarihinden itibaren başlar. Ancak, bu Kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olanların sigortalılıkları, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde Kuruma yazılı olarak başvurmaları ve 20/04/1982-04/10/2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve belgelenen bu sürelere ilişkin olarak 49’uncu ve ek 15’inci maddelere göre hesaplanacak prim borçlarının tamamını, tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde, ödeme tarihinde bulundukları gelir basamağının yürürlükte olan prim tutarı üzerinden ödemek kaydıyla bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir” demektedir. Maddenin son cümlesinde görüleceği üzere “…bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir” yani başlangıcınız 04.10.2000 değil 01.07.1985 olarak dikkate alınmalıdır ve bu başlangıca göre de 2006 yılındaki başvurunuza göre emekli olurdunuz. Ancak, bahsettiğimiz yer Bağ-Kur’dur ve ne yapsa yeridir. Fakat siz doğru yapmış ve mahkemeye gitmişsiniz yerel mahkeme davanızı reddetse bile Yargıtay’dan döner diye düşünüyorum. Yargıtay 10’uncu Hukuk Dairesi’nin 2004/9817 esas ve 2005/111 karar sayılı, 26.01.2005 tarihli kararına göre, sizin durumunuza tam uyan birisi de açtığı davada yerel mahkemede kaybediyor ama bakın mahkeme kararını Yargıtay hangi gerekçeyle geri döndürülüyor?


Yargıtay

10’uncu Hukuk Dairesi

Esas 2004/9817, Karar 2005/111, Tarih 26.01.2005


  • ZORUNLU SİGORTALILIK


  • BAĞ-KUR SİGORTALILIĞI

    “Dava; Kurum kayıtlarına intikal ettirilmeyen giriş bildirgesinde yer alan 287 250 948 Bağ-Kur numarasına 18.01.1985-07.09.1986 tarihleri arasında primleri ödenen sürenin sigortalılık süresi olarak sayılması talebine ilişkin olup; davanın yasal dayanağı 1479 Sayılı Yasanın 24, 25 ve geçici 18. maddeleridir. Davacı talep konusu dönemde kendi adına bağımsız çalıştığını ve Kuruma sigorta primlerini ödediğini ileri sürmüştür. Geçici 18. Madde de “Bu Kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 4.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri 4.10.2000 tarihinden itibaren başlar. Ancak, bu Kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olanların sigortalılıkları, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde Kuruma yazılı olarak başvurmaları ve 20.4.1982-4.10.2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve belgelenen bu sürelere ilişkin olarak 49 uncu ve ek 15 inci maddelere göre hesaplanacak prim borçlarının tamamını, tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde, ödeme tarihinde bulundukları gelir basamağının yürürlükte olan prim tutarı üzerinden ödemek kaydıyla bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir” hükmü öngörülmüştür. Buna göre, 1479 sayılı kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 04.10.2000 tarihine kadar kuruma kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalılara vergi kayıtlarını belgelemek kaydıyla sigortalılık süresini değerlendirmek için yeni bir hak tanınmıştır. Davacının 20.04.1982 tarihi itibariyle yasa kapsamında sigortalılık niteliği taşıyıp taşımadığı araştırılmalı, sigortalılık niteliği taşıdığı belirlenir ise, 2654 Sayılı Yasa gereğince sigortalılığının bu tarihten itibaren başladığı kabul edilmeli, ne var ki, istemle de bağlı kalınarak Ocak 1985-Eylül 1986 tarihleri arasındaki dönem zorunlu sigortalı olarak sayılmalıdır. Şayet davacının zorunlu sigortalılık niteliği taşımadığı anlaşılır ise, kayıt ve tescil olmaksızın kendi adına prim yatırma ve Kurumun bu primleri itirazsız olarak kabul etme olgusu tescil olarak nitelendirilmeli ve bu dönem isteğe bağlı sigortalı olarak kabul edilmelidir.

    Mahkemece açıklanan maddi ve hukuki olgular üzerinde durulmadan yanılgılı düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir…”








  • Prim affına sitem

    Primlerini düzenli ödeyenler, prim borçlarını af beklentisine girmeden af gününden bir önce gecikme zamlarıyla birlikte ödeyenlerden gelen sitemlerden başka bir affın kendi içinde de haksızlıklar olduğunu dile getiren Muhasebeci-Mali Müşavir Kazım Karakoç bakın ne diyor? “…bu PRİM AFFI Yasası çıktığında bir muhasebeci olarak müşterilerimle görüştüm ve son günlere kalmamak için yapılandırma başvurularını haziran ayı içerisinde tamamladım. Haziran ayında başvuru yaptığımız için vadeli ödemelerin ilk taksitinin son ödeme günü 31.07.2008 olarak belirlenmişti. Şimdi temmuz ayında başvuru yapanların ilk taksitinin son ödeme günü ne zaman biliyor musunuz? 01.09.2008 eğer borçlarınızı yapılandırıp peşin ödeyecekseniz 28.07.2008 tarihinde ödeyeceksiniz. Ne güzel değil mi? Tam bir komedi.

    Tam biz Türk halkına uygun bir yasa eğer erken işini halledip son günlere kalmazsanız cezalandırılırsınız. Paranız var borcunuz ödeyip ilişiğinizi bitirecekseniz önce öde ama tembellik yaparda son gün devlet dairelerini doldurup harala gürele iş yaparsan aferin sana denip 1 ay daha ekstradan süre kazanıyorsunuz. Helal olsun valla. Müşterilerimizden işimizi erken yaptığımız için yemediğimiz hakaret kalmadı. teşekkürler bu yasayı çıkaranlar!!!”







    Prim affı için bugün, yarın ve perşembe de dilekçe verin

    26 Mayıs 2008 günkü Resmi Gazete’de yayımlanan 5763 sayılı kanun ile SSK ve Bağ-Kur prim borçları için af getirildi ama SGK yayınladığı 2008-50 sayılı genelge ise başvuru süresini bana göre hatalı düzenledi. Kanun’un ilgili maddesini birlikte okuyalım “…bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden iki ay içinde yazılı olarak başvurulması kaydıyla, bu maddede belirtilen şartlarla peşin veya 24 aya kadar eşit taksitler halinde ödenir” demektedir. Bu maddeden benim anladığıma göre, kanunun yürürlük tarihini takip eden iki ay yani haziran ve temmuz aylarının sonuna kadar müracaat edilebilir. Ancak, SGK’nın affa ilişkin başvurularla ilgili yayınladığı genelge yasaya aykırıdır. Çünkü başvuru süresini 28 Temmuz 2008 günü bitirmekte. Yani borçluların başvuru süresini 3 gün kısaltıyorlar. Bu nedenle bugün, yarın ve perşembe günü de SSK ve Bağ-Kur’a yani SGK’ya prim affı için dilekçe verin, sözle değil ama yazıyla müracaat edin, SGK bu yasaları da takmaz dilekçelerinizi almazlarsa PTT’den taahhütlü veya APS ile gönderin. Kabul edilmezse iş mahkemesi yoluyla prim affından faydalanma yolunu seçin.