Akşam Gazetesi-Bebeğe 50, buzağıya 140 lira süt parası–Milli eğitime tepkiler çığ gibi–İstirahatli çalışamaz adına prim ödenebilir

30 Ekim 2007

Bebeğe 50,  buzağıya 140 lira süt parası


Hukuk sisteminde sağlanamayan bütünlük, yenilenmeyen kanun ve yönetmenlikler enteresan uygulamalara neden oluyor. Çalışma Bakanlığı’nın doğum yapan sigortalıya 50 YTL,  Tarım Bakanlığı’nın ise doğum yapan ineğin sahibine 80 ile 140 YTL arasında yardım yapması enteresan örneklerden birisi.  506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun  “Emzirme Yardımı” başlıklı 47 inci maddesine göre, “Sigortalı kadına veya sigortalı olmıyan karısının doğum yapması dolayısiyle sigortalı erkeğe, çocuğun ölü doğmaması şartiyle, Çalışma Bakanlığınca onanacak tarifeye göre her çocuk için bir emzirme yardımı yapılır.” denilmektedir ama bu tarife en son 2003 yılında 50 YTL olarak belirlenmiş ve o zamandan beri rakamda her hangi bir artış yapılmamıştır.


 


Tarım Bakanlığı ise bu sene buzağı yardımının soy kütüğüne kayıtlı doğum yapan her inek için süt parası olarak 140 YTL. vermeyi kararlaştırdı.


 


Kendisi SSK’lı olan ve eşi çalışmayan sigortalı A.B. yeni doğan bebeği için Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğü’ne başvuruyor ve doğum nedeniyle bir defaya mahsus olmak üzere 50 YTL süt parası alıyor. Benzer şekilde ineği doğum yapan kardeşi İ.B. ise Tarım Müdürlüğü’ne başvurarak 140 YTL buzağı doğum yardımı alıyor.


 


Bebeklere verilen süt parası 4 yıldır artmıyor


Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından sigortalılara verilen emzirme yardımı (Kamuoyu süt parası diye biliyor) 4 yıldır artırılmamasının bu ilginç sonucu doğurduğu bir gerçek. Bebeklerin ana-babasına verilen süt parası miktarı SGK’ya devredilen eski SSK yönetim kurulu teklif ediyor ve çalışma bakanı da onaylayarak belirleniyordu. Yardım en son 2003 yılında 50 YTL olarak belirlenmiş ve bu SSK tarafından Mayıs 2003 tarihli genelge ile duyurulmuştu. O günden bu yana rakamda her hangi bir artışa gidilmedi.


 


Her buzağıya süt parası


İlginçtir, her doğan bebeğe emzirme yardımı yapılmıyor ana veya babasından birisi SSK’lı olmak zorunda ama iş buzağının doğumuna gelince herhangi bir şart yok, her doğan buzağıya bu para ödeniyor. Tarım Bakanlığı, buzağı yardımının her doğum yapan hayvan sahibi çiftçiye veriyor. Öte yandan Tarımsal Destekler kapsamında yapılan yardım her yıl artırılıyor. Buna göre, 2007 yılı için suni tohumlamadan doğan buzağı yardımı adıyla yapılan destek, soy kütüğüne kayıtlı hayvanlar için bu yıl 140 YTL belirlenirken,  ön soy kütüğüne kayıtlı (Görevlilerin gelerek aşılayıp, küpe takıp, kayıt altına aldığı hayvanlar) için 80 YTL olarak belirlenmiş durumda.


 


 


Buzağı parası için Tarım Müdürlüklerine


Bilmeyenler için ifade edelim, Tarım Bakanlığı (TÜGEM) ise, soy kütüğü veya ön soy kütüğü sistemiyle kayıtlı hayvanların süni tohumlama sonucu doğan yavrularına destekleme yapıyor. Bu rakam 2007 yılı için 80 ve 140 YTL belirlendi. Bu yardımdan faydalanmak isteyen çiftçi ve hayvan sahiplerinin bakanlık birimlerine başvurarak hayvanlarını kayıt ettirmeleri gerekiyor.


 



Emzirme (Süt) yardımları:
SSK’lıya emzirme yardımı        50 YTL.


Suni tohumlamadan doğan buzağı desteği
Ön soy kütüğüne kayıtlı hayvanlar için  80 YTL.
Soy kütüğüne kayıtlı hayvanlar için   140 YTL.


 


 


 


 


 


Milli eğitime tepkiler çığ gibi


İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ata ÖZER’in tam gün eğitim yapan okullardaki çocuklara verilen öğle yemeğini kaldırmasından sonra yüzlerce mesaj geldi hepsi bu uygulamayı eleştiriyordu. Bir çoğu ise isyan derecesindeydi, kolay değil çocuğunuz bütün gün okulda kalmasına rağmen, doğru düzgün bir yemek yemeyecek.


İşte Akşam okurlarının Ata Özer’e ve basında bu kadar yer almasına rağmen Ata Özer’in mantıksız uygulamasına seyirci kalan Milli Eğitim Bakanına yazdığı mesajlardan bir bölümünü aşağıda veriyorum.


***


Suna Yeşim Demirci’den,


Ümraniye İlçesinde Bilge Soyak İ.Ö.O. 8.sınıfta öğrencisi olan bir anneyim. Oğlum 6.sınıftan beri bu okulda okumakta ve o zamandan beri okulumuzun anlaşmalı olduğu Sardunya Gıda AŞ. den getirilen öğle yemeğini yemektedir.Yemeğimiz çorbası, ana yemeği, makarnası, pilavı, tatlısı, salatası, meyvesiyle mükellef bir yemek ve piyasadaki fiyatlara göre de çok uygun. Aylık yemek listelerini görünce benim bile öğlenleri gidip yemek yiyesim geliyor. Bugün oğlumu okula almaya gittiğimde Sn.Ata ÖZER Bey in talimatıyla yemeklerimizin kaldırıldığını öğrendim ve orada bulunan bir çok veliyle birlikte şok oldum. Obez çocuklar yetiştirmeyelim sağlıklı beslensinler derken Sn. ÖZER in kararını kınıyorum. Bakanlığınızın desteğiyle Sn.ÖZER in bu yanlışı düzeltmesini çocuğunu çok seven bir anne olarak sizlerden rica ediyorum. **********


 


***


Eyüp Türker’den,


Ali bey  okullardaki yemekhanelerin kapatılması  maalesef iki hafta önce başladı .


İlk gün 2 ekim 2007 de il milli eğitim müdürlüğüne  gidip gerekçe sorduğumuzda iki müdür yardımcısı da bilgileri olmadığını il müdürünün kararı olduğunu söylediler. Ertesi sabah 3 Ekim de il müdürü ile görüştüğümüzde bu konuyu  tartışmayacağını emrin bakanlıktan geldiğini söyledi ve kibarca bizi kovdu. Gerekçeleri belirttiğiniz gibi  tatmin edici değil.


Bir dilekçeyi  hem bakanlığa geçtik cevaplama için 30 ekime kadar süre tanımışlar hem de tüm gazetelere geçtik ancak 19 ekimde zaman gazetesi dünde siz konuya eğildiniz. Sağolun var olun. Allah beyninize ve gönlünüze sağlık versin bu mücadelede vereceğiniz destek için tüm veliler adına teşekkür ediyorum. Bakanlıktan gelecek  cevabı da velilerle paylaşmak ve fikri takip anlamında size göndereceğim. 304514 takip numarası ile bakanlığa verdiğimiz dilekçe ;


“Sayın İstanbul  il milli eğitim müdürü zehirlenmelere karşı tedbir aldığını söylüyor.


1 -Alternatif önerisi sefertası ile çocuklarımıza yemek vermemiz. 4 ile 65 derece santigrat arasında yemeklerin geometrik olarak bakteri ürettiğini bilmiyor musunuz? Kantinler daha mı sağlıklı ? Buralardan kaynaklanacak zehirlenmelere karşı yaptırılan sigorta yemekhanecilerden istenmiyor mu? Kantinden kaynaklanacak zehirlenmelerde kim sorumlu ?


Kantincilerin milli eğitime kaynak aktardıkları için öğrenciyi zımni yönlendirdiğiniz ve yemekhanelerin ise kaynak aktarmadıkları için kapatıldığı dedikoduları doğru mu?  Şuyuu vukuundan beter sözü bu durum için geçerli mi ?


2 – Kendi çocuk ve torunlarınıza sefertası ile mi yemek veriyorsunuz?


3 – Yasal zemininin olmadığını 4 yıl sonra mı fark edebildiniz? Dört yılık ihmalde kimlerin sorumluluğu var? Tüm ilgililer hakkında soruşturma açmayı düşünüyor musunuz? Yöneticiliğin gereği çözüm üretmek değil mi ?


4 – Sağlık bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 00TSH01200000/ 01.02.2005 1276 sayılı Okul Sağlığı Hizmetleri Yönetmeliği sizleri bağlamıyor mu ?


5 – Anemi ve vitamin eksikliğinin sağlık problemi olduğu ülkemizde obeziteyi ve beslenme sorununu bu şekilde mi önlemeyi düşünüyor musunuz?


6- Tam gün okulda olan çocuklarımızın sağlıklı beslenmesi için neler yapmamızı tavsiye edersiniz ? Tekrar yemek konulması için çözüm siz değilseniz neresidir?


7 – İl emniyet müdürü de trafik kazalarına karşı sokağa çıkmayı yasaklamayı düşünüyor mu ?


İlginize teşekkür ederim”


 


 


 


İstirahatli çalışamaz adına prim ödenebilir


Ali bey size sormak istediğim şu dayım kanser hastası ve yaklaşık üç aydır istirahatli fakat çalıştığı yer bu üç aylık süre zarfında sigorta primlerini ödemiş. Acaba dayım SSK’dan işgörememezlik parası alabilir mi? Rahmi Korkmaz


 


Beyefendi, hekim raporu ile istirahat verilen işçiler çalışamazlar ama çalışmadıkları halde işverenlerce atıfet kabilinden ücret verilebilir. Ücret verilince de SSK’ya bu ücretlerin bildirilmesi ve primlerinin de ödenmesi gerekir. Dayınızın işvereni de bunu yapmış ve dayınızı istirahatli olduğu halde SSK’ya bildirmiş bunda yasadışılık yok. Bu nedenle de SSK’dan istirahat parası yani geçici işgöremezlik parası alınmayacak diye bir şey yok gidip paralarını SSK’dan alabilirsiniz. Sadece işyerinden çalışmadığına dair bir yazı istendiğinden bu yazıyı götürüp vereceksiniz.