Akşam Gazetesi–Çukurova halkı sorun yumağıyla boğuşuyor-Bereketli topraklarda dert çok iş yok

11 Ocak 2008

Bereketli topraklarda dert çok iş yok



Ali Tezel’in izlenimleri…

Çukurova halkı sorun yumağıyla boğuşuyor


Halkla birlikte olmak onların arasında dostça, kardeşçe sohbet edebilmek Anadolu’nun sıcaklığını içtenliği yaşayabilmek gerçekten harikaydı.

Gazetemiz yazarı Mustafa Dolu ile birlikte 4 günümüzü “Çukurova Halkı” ile birlikte geçirdik. 7 Ocak günü Adana’ya uçtuk. Gazetemizin Adana Temsilcisi Tonyukuk Renklikurt’un bizden önce gerçekleştirdiği organizasyon ile ve aynı gün saat 11.45’te Seyhan Belediyesi’nin gerçekten adına yakışır “Hayal Dünyası Tesisleri”nde Adanalılar ile birlikte olduk. İkinci gün öğleden önce Tarsus’ta öğleden sonra Mersin’de halkla birlikteydik. 9 Ocak Çarşamba günü ise Ceyhan’da Bakü-Ceyhan-Tiflis Park’ında, ardından da Osmaniye Öğretmenevi’nde insanların sorularına cevap, sorunlarına çözüm getirmeye çalıştık.

HAYAL DÜNYASI GİBİ

İlk gün hizmetlerine ve özgeçmişine hayran olduğum Seyhan Belediye Başkanı Azim Öztürk bizi karşıladı ve 2 saatini ayırdı. Adanalı hemşehrileri için yaptırdığı “Hayal Dünyası Tesisleri”nde önce Adanalıları dinledik. Ellerinde kağıtları ile gelenlerin sorularına cevap verdik. Bizi aralarında görmekten duydukları sevinci gözbebeklerinden okuduğumuz gibi sık sık kulaklarımızla da duyduk. Açıkladığımız saat olan 11.30’da tesislere vardığımızda hepsi bizi ayakta karşıladılar ki birçoğunu yollarımızı gözlerken bulduk. Hepsini tek tek dinledik, çözümlerimizi de tane tane anlattık.

TARİH FIŞKIRIYOR

İkinci gün sabah Tarsus’a vardığımızda sanki tarihin yerden fışkırdığı yerdeydik. Nereye baksak yüzlerce medeniyetin ardında bıraktığı eserler bize gülümsüyordu. Geniş parkların yanında belediye başkanının Çanakkale kahramanları için yaptırdığı anıtlar ve hurdadan kurtarıp tamir ettirdiği “Nusrat Mayın Gemisi” bizi kente girişte karşıladı. Hava sanki bahar havası gibiydi. Tarsuslular ile Meydan Dürüm Salonu’nda buluşmak için sözleşmiştik. Gittiğimizde bizi bekler halde bulduk. Sorularla arka arkaya geldi. Aralıksız 2-3 saat her birinin sorularını tek tek cevaplandırıp yorulduk ama işyerinin işletmecisi Kemal Karagöz’ün babacan tavırları ve Tarsusluların misafirperverlikleri yorgunluğumuzu dindirdi.

Öğleden sonra Mersin’e geçtiğimizde ise havanın sıcaklığı bizi denize doğru çekiyordu. Randevu saatinden önce denize girme hevesimi Ahmet Çavuşoğlu’nun “hasta olursun” öngörüsü söndürdü. Bizi aralarında gören Mersinlilerin candan sarılışları ve sevinçleri bizi de duygulandırdı. Çarşamba sabahı Ceyhan’da Bakü-Tiflis-Ceyhan Parkı’ndaydık. Parkta bulunan Bakü Cafe’nin yöneticileri bizi sıcak sözlerle karşıladı.

Emekliliğim ne zaman

Eski Ümraniye Kaymakamı, dostum Zübeyir Kemelek’in valilik yaptığı Osmaniye “Kaleler Şehri” gibiydi. Her tepede kaleler bizi selamlayarak girdik şehre. Doğru “Öğretmenevi”ne gittik, Kahramanmaraş ve Gaziantep’ten bile gelenler vardı aralarında. Neden bize de gelmiyorsunuz soru ve sitemlerine “İnşallah bir dahaki sefere” diyebildik. 2 saate yakın sorularını çözdük, sorunlarını dinledik. Dönüşte hem Öğretmenevi Müdürü Ahmet Güçlü ve hem de Valimiz bizi şehrin en büyük geçim kaynağı olan yerfıstığı torbalarıyla ödüllendirdiler. Kahramanmaraş ve Gaziantep’ten gelenler ise baklava ve aci biberlerini hediye ettiler.


Mustafa Dolu’nun izlenimleri….

Hiç durmadan vasıfsız göç alan Çukurova insanı huzursuz. Gençler işsizlik nedeniyle geleceklerinden umutlu değil. İnsanlar iş ve aş peşinde.

Yıllardır il olma hayali ile yaşayan Tarsuslular hayallerinin gerçekleşmesini arzuluyor. En azından illere verilen imkanların Tarsus’a da verilmesini istiyor. Tarsuslunun diğer önemli talepleri ise üniversite kurulması ve sera alanı ile sahil bandının bir an evvel tahsis edilip başlaması.

Kuzeyi Toros Dağları ile çevrilmiş, güneyinde o güzelim maviliği ile Akdeniz. İşte bu iki doğa varlığı arasında kalan verimli topraklara Çukurova adı verilmiş. Bu ovanın tam ortasında her evinde mutlaka balkon olması gereken Adana.

Ülkemizde dert dinleme turuna çıkılıp da dertsiz insan bulmak mümkün değil. Çukurova’da da bu böyle oldu. O verimli topraklar üzerinde yaşayan ve binlerce yıl üzerinden gelip geçen sayısız kültürü barındıran bu ova üzerinde yaşayan insanlar arasında mutsuzların sayısı artmış.

HAYAL DÜNYASI’NDA DERT

Adana’da ilk durağımız Seyhan Belediyesi’nin yaptırdığı Hayal Dünyası adı verilen tesisler oldu. Orada başta Belediye Başkanı Prof. Dr. Azim Öztürk olmak üzere bir çok Seyhanlı ve Adanalı ile bir arada olduk.

Hayal Dünyası tesislerinde görüştüğümüz insanlar, hayalleri yerine dertlerini anlattı. Kimileri Ali Tezel’e ne zaman emekli olacağını sorarken, kimileri aldığı maaşın azlığından şikayetle, “Maaşımızla bizler değil artık torunlarımıza bakar hale geldik. Bu işsizlik sorunu nasıl çözümlenecek?” diyerek ilgililere sorması gerekirken bize yönelttiler.

Başkan Öztürk, sorunlarını anlatırken yaptırdığı tesislerden övünçle bahsetti. Yaz sıcağında kanala girip boğulan gençlerin ölümlerine dur demek için önemli bir adım atmış Öztürk. Açtırdığı bir kapalı bir de açık yüzme havuzunda artık 7 yaşından büyük tüm çocuklara yüzme öğretiliyor. Başkan bu adımın haklı gururunu taşıyor.

GÖZLER ADANA’DA

Bir ara Adana yönüne bakarak uzun süre dalan Başkan’a, “Hayrola Başkan gözünü Adana’ya mı diktin. Çok dalgın baktın” dedim. Uykudan uyanırcasına kendine gelen başkan bir iç geçirdikten sonra, “Olur mu Mustafa Bey, orada başarılı bir başkanımız var. O bizim büyüğümüz, ağbeyimiz” dedi. Ben, “Bilemiyorum. Halk sanki öyle istiyor. Hatta “Başkan Durak, sen bu işi bırak” diye slogan üretmişler” dedim. Başkan, “Halkımız şakacıdır. Durak Adana ile bütünleşmiş sembol bir isimdir” dedi.

Tarsus’u emekli merkezi yaptılar

Tarsus’taki durağımız misafirperverliği ile tanınan Meydan Dürüm’ün ve Ayna Gazetesi’nin sahibi Kemal Karagöz’ün yeri oldu. Tarsuslu hükümetlere küskün. “Herkes bize il olma sözü vermiş olmasına karşın bizi hâlâ il yapmadılar. O zaman bizim Tarsusumuza diğer illere verdiği haklarımız verilsin. Son üniversiteler kanunu ile birçok ile üniversite kuruldu. Bunlardan birisi neden Tarsus’a kurulmaz anlamakta güçlük çekiyoruz” dediler.

Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Karagözlü, Tarsus’un emekliler kenti haline geldiğini, vasıfsız göç yüzünden işsiz sayısının çok arttığını belirtti.

Tarsus’ta işsizliği önlemek ve halkı eski tarım kenti haline getirmek için 10 bin dönümlük arazide sera tesisleri kurmak için girişim başlatılmış. Hazineden tahsis edilmesi gereken bu alan tam tahsis edilmek üzere iken, Orman Bakanlığı kadastro geçirerek bu alanda hiç ağaç olmadığı halde olaman vasfı arazi kapsamına aldırınca proje yattığı gibi 15 bin insanın da iş umudu böylece bitmiş. Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Karagözlü, “ İlginçtir bu projemize Ankara ilgi göstermedi ve göstermiyor ama, İsrail ile Hollanda dahil olmak istiyor” dedi.

2008 Saint Paul yılı ama

Hıristiyanlığı kuran ve dünyaya yayılmasına sebep olan, Hristiyanların baş havarilerinden sayılan Saint Paul, Tarsus doğumlu. 2008 yılı da Saint Paul yılı ilan edildi. Tüm Hıristiyanlarca bu yılın Tarsus’ta kutlanması kabul edildiği ve hükümet, Turizm Bakanlığı bunları bildiği halde bu kutlama ile ilgili bir hazırlığın olmaması dikkat çekiyor.

“Bu durum ülkemiz için de büyük bir tanıtımdır “ diyen Tarsuslular ilçelerinde olan Eshabı Kehf’in yeterince ilgilenmediği, Danyal Peygamber’in yeterince tanıtılmadığı, tarihi eserlere ulayacak yolların ise olmadığını belirtiyor. Bunlar yapılırsa Tarsus’un gelişeceğine inanıyor Tarsuslu.







 






         11.01.2008