Akşam Gazetesi–Forma işten atılma sebebi olamaz — Hamilelikte ve doğumda verilen ilaçlardan katkı payı alınamaz–Görev adamı Başesgioğlu
3 Eylül 2007
Galatasaray, şampiyonluğu Fenerbahçe’nin elinden kapınca işyerine forması ile gelen Galatasaraylı işçi Fenerbahçeli patronu tarafından atıldı. Yasaya göre patron haksız Dün Hürriyet Gazetesi’nde hocam Şükrü Kızılot forma aşkı nedeniyle işten atılan işçinin işe iadesi için iş mahkemesinde açtığı davayı Yargıtay aşamasında kazandığını haber yapmıştı. Güzel de olmuş eline sağlık hocam. Olay kısaca şu: Galatasaray futbol takımı taraftarı bir işçi takımı şampiyon olunca formasını giyip işyerine geliyor, Fenerbahçeli olan işyeri sahibi formayı çıkarmasını istiyor ama genç giymekte ısrar ediyor. Israr sonrası işveren işçiyi işten çıkarıyor ve işçi de iş güvencesi kapsamında işe iadesini istiyor. Yerel mahkeme işçinin bu istemini reddediyor ama Yargıtay işçi haklıdır diyor. Aslında Yargıtay’a gitmeyecek kadar açık. 4857 sayılı İş Kanunu gereğince, 1-İşçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da 2-İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır. Yani yukarıda sayılan nedenle dışında bir sebeple işçi işinden çıkarılamaz ve işveren gösterdiği nedeni de mahkeme önünde kanıtlamakla mükelleftir. Kanun’un 18’inci maddesi gereğince, Özellikle aşağıdaki hususlar asla fesih için geçerli bir sebep oluşturmaz: a) Sendika üyeliği veya çalışma saatleri dışında veya işverenin rızası ile çalışma saatleri içinde sendikal faaliyetlere katılmak. b) İşyeri sendika temsilciliği yapmak. c) Mevzuattan veya sözleşmeden doğan haklarını takip için işveren aleyhine idari veya adli makamlara başvurmak veya bu hususta başlatılmış sürece katılmak. d) Irk, renk, cinsiyet, medeni hal, aile yükümlülükleri, hamilelik, doğum, din, siyasi görüş ve benzeri nedenler… Görüldüğü gibi bırakın tutulan futbol takımının farklılığını, siyasi görüş, dini inanç gibi sebepler yani subjektif değerlendirmelere tabi hususlar işçinin işten atılması için asla ve kat’a sebep teşkil edemez. Giyim ile ilgili yönetmelik olmalı Ancak, işyerinin ürettikleri özellik arzediyorsa veya firma markalaşma yolunda belirli kıyafetlerin giyilmesini zorunlu kılmışsa imzalanan iş sözleşmesi veya iş sözleşmesi eki yönetmelik-genelgeler gereğince giyim-kuşama riayetsizlik işten atılma sebebi olabilir. Yani, bir bilgisayar üretiminde belli elbiselerin giyilmesi gerekiyorsa ve ‘Bu dediklerinizi giymem’ derse o zaman işçinin bu nedenle işine son verilebilir. Hamilelikte ve doğumda verilen ilaçlardan katkı payı alınamaz Ali Bey, SSK hamilelikle ilgili ilaçlardan katkı payı almıyormuş. Ancak çoğu eczane bu uygulamadan habersizmiş hatta SSK yöneticileri bile habersizmiş. İzmir Ticaret Odası Başkanı Tuncay Sayılkan’ın söylediğine göre,”eczaneler SSK sistemine hamilelik ya da analık koduyla girdiğinde hastalıkla ilgili ilaçlardan katılım payı alınmaz. Bu uygulamadan faydalanılabilmesi için reçetede ‘hamilelik’ veya ‘gebelik’ ibaresinin bulunması şart.” Ben de SSK’lı hamileyim ve yukarda yazdığım uygulamadan faydalanmak istedim ama eczane reçetedeki Dr. teşhisine analık yazılması gerektiğini yoksa kabul etmeyeceklerini söyledi oysa benim reçetemde Dr. gebelik yazmıştı. Şimdi bu duruma göre ne yapmam gerekiyor ? Eğer böyle bir uygulama varsa bunun nerde yer aldığını öğrenebilir miyim? Çünkü o uygulamayı yanımda taşıyıp, kabul etmeyen eczanelere göstermek istiyorum. Emine Mutlu Saçlı Hanımefendi, SGK’ya (Sosyal Güvenlik Kurumu’na) devredilen SSK’nın uyguladığı 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nda hastalık, işkazası-meslek hastalığı, analık sigorta kolları olarak 4 adet kısa vadeli sigorta uygulaması vardır. Bu uygulamalardan sadece hastalık sigortası uygulaması gereğince sigortalılara, emeklilere (ve bunların bakmakla yükümlü olduklarına) verilen ilaçlardan katkı payı alınabilir. 506 sayılı Kanun’un 43 ile 51’inci maddeleri arasında düzenlenmiş olan “Analık Sigortası” gereğince, “Sigortalı kadının veya sigortalı erkeğin sigortalı olmıyan karısının analığı halinde, aşağıda yazılı yardımlar sağlanır: A) Gebelik muayenesinin yaptırılması ve gerekli sağlık yardımlarının sağlanması, B) Doğumda gerekli sağlık yardımlarının sağlanması, C) Emzirme yardım parası verilmesi, D) Sigortalı kadının doğumdan önce ve sonra işinden kaldığı günler için ödenek verilmesi, E) Analık hali sebebiyle gerekirse yurt içinde başka bir yere gönderilmesi. Kurumdan kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almakta olan kadın veya erkeğin sigortalı olmayan eşi, analık halinde yukarıdaki (A), (B), (C) ve (E) bentlerinde sayılan yardımlardan yararlanırlar.” Yukarıda sayılan tüm Analık Sigortası yardımları için ise eczanelerden aldığınız ilaçlar için herhangi bir katkı payı ödemeniz gerekmez. Yani aldığınız ilaçların çalışanlar yüzde 20, emekliler yüzde 10 oranında katkı payı ödemezler. Eczaneler de katkı payı alamazlar. Öte yandan sizi muayene ve tedavi eden hekimin gebelik yazması ile analık yazması arasında fark da yoktur. Birazcık da olsa akli melekesi olan kişiler bilirler ki olağandışı bir gelişme olmadıkça hamilelik analıkla sonuçlanır. Öte yandan hekimin gebelik yazması da tıbbi literatüre uygundur zira, analık diye bir hastalık (teşhis) olmaz, gebe kadın doğuruncaya kadar ana olmaz, ana olsa da bu hastalık değildir ama gebelik diye tıbbi bir gerçeklik olur. Teşhis kısmında gebelik, hamilelik yazması yeterlidir. Görev adamı Başesgioğlu ÇalIŞma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan Devlet Bakanlığı’na kaydırılan Murat Başesgioğlu yine çalışma hayatının içinden çekip alınmamış. Toplu ilişkilerin tam ortasına yerleştirilmiş. Toplu görüşmeler ile toplu iş sözleşmeleri konusu kendisine verilmiş. Kavga değil sükunet, ayrışma değil birleşme istendiğinde uzlaşmacı, babacan, sevecen tavrıyla benim aklıma Murat Başesgioğlu geliyor. Bugüne kadar kendisine ne görev verildiyse yerine getiren Başesgioğlu’nun bu görevin de üstesinden geleceğinden eminim. |