Akşam Gazetesi–Haklı sebeple derhal işten kovulana da kıdem tazminatı verilir — Hastaneyi mahkemeye verin–Oğlunuza aylık alınca sağlık karnesi alamazsınız–

9 Ağustos 2007







Haklı sebeple derhal işten kovulana da kıdem tazminatı verilir

[email protected]


 




Salı (05.08.2007) günü bu köşede yayınlanan, “Şükrü Kızılot hocamın pası” başlıklı yazıdan sonra beni hayrete düşüren yanıtlar ve tepkiler geldi. Bu yanıtları gönderenler ise kendilerini bu işi uzmanı olarak gören insan kaynakları ve personel müdürleri ile emekli iş müfettişleri idi. Mesela ismi bende saklı bir personel müdürü, “Sn. Ali TEZEL, 05/08/2007 tarihli Şükrü KIZILOT üstadımızın köşesindeki yazıya istinaden yazmış olduğunuz yazınızda bir konuda yanıldığınızı dile getirmek isterim. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25-I/a bendinde belirttiğiniz maddede kıdem tazminatı ödenmez” diyerek cehaletini gösteriyordu. Emekli bir iş müfettişi ise hayret edilecek bir şekilde ‘Yazınız hatalı, kıdem tazminatı ödenmez’ diyebiliyordu. Özetle hepsi de diyorlar ki ‘Ali Bey, hata ediyorsunuz 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25’inci maddesi gereğince işten kovulan işçilere kıdem tazminatı ödenmez, siz alkolik-ayyaş olduğu için işe gelemeyene kıdem verilir diyorsunuz yanılıyorsunuz’, mealindeydi. Hayret ki işçiler hakkında işlem yapma yetkisi ve görevi olanların işçilere hangi hallerde kıdem tazminatı verileceğinden haberleri bile yoktu. Bu nedenle bugün bu konuyu ele almaya karar verdim. Biliyorsunuz 1475 sayılı İş Kanunu, 2003 yılında yenisi olan 4857 sayılı İş Kanunu gelince ortadan kalktı ama “Kıdem Tazminatı” başlıklı 14’üncü maddesi hariç. Yani şu an işçiler, kıdem tazminatlarını eski 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14’üncü maddesine göre alıyorlar. Bu maddeye göre, “… 1. İşveren tarafından bu Kanun’un 17’nci maddesinin II numaralı bendinde gösterilen sebepler dışında,…” hizmet akitleri sona erenlere kıdem tazminatı verilir. Öte yandan, 4857 sayılı Kanun’un Geçici 1’inci Maddesi gereğince, 14’üncü maddesinin birinci fıkrasının 1’inci ve 2’nci bendi ile onbirinci fıkrasında, anılan Kanunun 16, 17 ve 26’ncı maddelerine yapılan atıflar, 4857 sayılı Kanun’un 24, 25 ve 32 nci maddelerine yapılmış sayılır. Yani, yukarıdaki 17’nci madde yeni 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25’inci maddesine denk gelmektedir. Bu durumda, Yeni İş Kanunu’nun 25’inci maddesinin I, III, IV’üncü bentleri ve bu bentlerin alt bentleri gereğince hizmet akitleri derhal feshedilenlere kıdem tazminatı ödenmek zorundadır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun “İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı” başlıklı 25’inci maddesinde yazan, “Süresi belirli olsun veya olmasın işveren, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir…” demenin anlamı ise bu şekilde çıkarılanlara ihbar süresi tanınmaz, ihbar tazminatı ödenmez demektir ki ihbar tazminatı ile kıdem tazminatı farklıdır aralarında hiçbir ilişki yoktur. Sonuç olarak, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25’inci maddesindeki, “II- Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri” başlıklı bendin alt bentlerine göre işveren tarafından derhal işten çıkarılanlara kıdem tazminatı ödenmez. Ancak aynı maddenin, “I- Sağlık sebepleri:, III- Zorlayıcı sebepler:, IV- İşçinin gözaltına alınması veya tutuklanması halinde devamsızlığın 17’nci maddedeki bildirim süresini aşması.” hallerinde ise kıdem tazminatı ödenir. Sonuç olarak, işveren tarafından işçi çıkarımlarda, 4857/25-II hariç diğer tüm çıkışlar için kıdem tazminatı ödenir.







Hastaneyi mahkemeye verin

Öncelikle çalışanların dert babası olduğunuz için çok teşekkür ederim. Ben K. Maraş Yenişehir Devlet Hastanesi radyoloji bölümünde sağlık teknisyeni olarak çalışmaktayım. Röntgen ve radyum ile iştigal edenlerin kanunen yatırılması gerekli olan fiili hizmet zammımın 1998 yılı ile 2003 yılı arası yatırılmadığını öğrendim. 5 yıllık kaybımın yatırılması için idareye müracaat ettim. İdare bana geçmiş yıllara ait ödeme yapamayacaklarını bunun için mahkemeye başvurmamı söyleyip olumsuz yazı verdiler. Bu 5 yıllık süre zarfında bilfiil röntgende çalıştım görevlendirme yazım ve hastanemiz röntgen nöbet listelerinde de nöbetlerim görünmekte dozimetre kullanmaktayım ve kayıtları da var fakat idare ile sürtüşmeden dolayı

1-2 yıl şua iznimi kullanamadım daha sonraki tüm şua izinlerimi kullandım. Şimdi sizlere sorum bu şartlar altında mahkeme

yoluna gideyim mi ? Mahkemeyi kazanma şansım ne? Eğer

dilekçemi geri çeker isem kaybım ne olur? Cahit Sayın

Cahit Bey, 5 yıllık şua (ışın) işinde çalışmanızdan vazgeçerseniz sizin emekliliğiniz 1 yıl, 3 ay daha gecikir. Zira aldığınız/alacağınız fiili hizmet zamlarının dörtte biri kadar emeklilik yaşınızdan düşecektir. Bu arada idare, hukukukun en temel kurallarından biri olan idare hatasından her zaman dönebilir, hatasını her zaman düzeltebilir kuralı gereğince aslında sizi T.C. Emekli Sandığı’na fiili hizmet zamlı olarak bildirmesi gereken dönemleri şimdi bildirebilir. Ancak, hastane bu işiniz yapmadığı için siz idari yargıda dava açın bu davayı da kazanırsınız bu nedenle davanıza devam edin. Ancak dava açmadan önce hastanenin bağlı olduğu Sağlık Bakanlığı’na durumu anlatan bir dilekçe gönderin ve hakkınızı isteyin. Sağlık Bakanlığı da durumunuza çare bulamazsa o zaman mahkemeye gidin.







Oğlunuza aylık alınca sağlık karnesi alamazsınız

SayIn Ali Tezel, size oğlumun durumunu sormak istiyorum. Oğlum, yüzde 80 oranında özürlü olarak 1997 yılında gerekli tahkikatları yapılarak, Keçiören Kaymakamlığı Mal Müdürlüğü’nce 2022 sayılı kanun gereğince malul maaşına bağlandı. Ben emekli memurum. Maaşın bağlandığında da emekli memur idim. Keçiören polis karakolunca da evime gelinerek tahkikat yapıldı.4 veya 5 yıl oğlum maaş aldı. Bu arada devamlı ilaç kullandığından Emekli Sandığı’ndan 3 veya 4 adet sağlık karnesi değiştirdim. Son değiştirmek istediğimde de ‘Senin oğlun sağlık karnesi alamaz şimdiye kadar aldığınız ilaçların parasını da geri ödemek zorundasınız bu da 30-35 milyar para tutar’ dediler. Bunu ödememiz imkansızdı. ‘Peki nasıl yapacağız’ dedim. Emekli Sandığı Sağlık Daire Başkanlığı’ndaki şef “Siz gidin Balgat Emekli Sandiğı’ndaki maaş bağlanan yere biz maaşımızdan feragat ediyoruz deyin. Oradan alacağınız yazıyı getirin biz de size sağlık karnesi verelim” dedi. Biz de o kadar parayı ödeyemeyeceğimiz için mecburen onların dediklerini yaptık ve yeni sağlık karnesini aldık. Oğlumun hiçbir yerden maaşı veya geliri yok yüzde 80 özürlü, biz bu durumda yeniden maaş bağlatabilir miyiz? Ömer Ünaldı-Ankara

Sayın okurum, olay 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SS ve GSS) Kanunu’nun yani GSS’nin yürürlüğe girmemesinden kaynaklanıyor. Oğlunuz kamuoyunda bilinen adıyla 65 Yaş Aylığı yani 2022 sayılı Kanun gereğince aylık alma hakkına sahip ama bu aylığı aldığı zaman da sizin üzerinizden SGK’ya devredilen T.C. Emekli Sandığı’nın sağlık karnesini kullanamaz. Zira, 65 Yaş Aylığı alanlar Yeşil Kart kullanmak zorundadır. İşte burada tercih yapacaksınız, aylık alırsa sizin sağlık karnenizi kullanmayacak yeşil kart kullanacak, aylık almazsa bu kere sizin sağlık karnenizi kullanacak. Öte yandan, hatalı sağlık karnesi kullanımı nedeniyle sizden para istememeleri lazım. Çünkü, 29.12.2006 günkü Resmi Gazete’de yayımlanan, 2007 yılı Bütçe Kanunu’na eklenen aşağıdaki madde gereğince de borcunuz kıyasen olmamalı. “8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı, 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı sosyal güvenlik kanunlarından herhangi biri kapsamında sağlık yardımı alması gerekirken, aynı dönemde diğer bir sosyal güvenlik kanunu kapsamında hak etmediği halde sağlık yardımı almış kişilerden, yersiz olarak sağlık ödemeleri yapan sosyal güvenlik kurumu tarafından tahakkuk ettirilmiş veya ettirilecek borçlar, varsa bu nedenle ilgililerin açtıkları davadan vazgeçmeleri halinde, tahsil edilmez. Bu borçlara ilişkin açılmış olan dava ve icra takiplerinden sosyal güvenlik kurumlarınca da vazgeçilir.”







Kısa…kısa…


  • Sait Karaca- Emekli Sandığı mensubu olup da 1984 yılında 6 yıllık devlet memur iken trafik kazasında kaybettiğiniz oğlunuzun 10 yıldan az hizmet süresi olduğu için size ve annesine yetim aylığı verilemez. Şayet, 10 yıldan fazla hizmeti olsaydı bu kere siz muhtaç olmadığınız (Bağ-Kur’lu olduğunuz) için alamazdınız ama eşiniz sizden boşansaydı aylık alabilirdi.


  • Nuri Kamberoğlu-Bursa-14.08.1989 sigorta başlangıcı ve 25.12.1961 doğum tarihinizle normal şartlarda 51 yaşında en az 5450 gün sayısı ile SSK’dan emekli olursunuz. Bu arada Bulgaristan’da ifa ettiğiniz askerlik sürenizden sadece 15 ayını borçlanırsanız, 50 yaşında yani 25.12.2011 günü en az 5375 günle emekli olursunuz.


  • Aydın Koçak- Verdiğiniz bilgilere göre, 5434 sayılı Kanun’un 15 ve 31’inci maddeleri gereğince, açıkta geçen sürelerin yarısı emekliliğe sayılır. Bu durumda 20 yıl, 8 ay, 14 gün memuriyet süreniz var demektir. Daha sonraki 630 gün SSK, 710 gün Bağ-Kur sürelerinizle birlikte, 6 ay yani 180 gün daha ister Bağ-Kur, ister SSK primi ödeyip 25 tam yıla (9000 güne) çıkmanız halinde ile T.C. Emekli Sandığı’ndan 46 yaşında emekli olursunuz. Sakın ola ki SSK’yı veya Bağ-Kur’u 1260 güne çıkarmayın. Bu arada ben de sizin mezun olduğunuz okuldan 1985 yılında mezun oldum.


  • Mustafa Üstün-10.04.1959 doğum tarihiniz, 01.08.1985 işe giriş tarihiniz ve var olan 8426 günle SSK’dan 01.08.2010 günü emekli olursunuz. Bu arada askerliğinizi borçlanırsanız emeklilik gününüz borçlanıp-ödeyeceğiniz askerlik süresi kadar öne gelir.


  • Cemile Tekin- Hocam, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu gereğince istifa edip, istifası kabul edilerek memuriyetten ayrılanlar 6 aylarını tamamlamadan yeniden geri dönemezler, istifa etmeden ayrılan yani müstafi sayılanlar ile 1 yılı tamamlamadan yeniden memuriyete dönemezler. Dönemezler diyorum ama sizinki açıktan atama olacak açıktan atama da biraz dost-ahbap ilişkisine bakar. İşte siz de istifa dilekçesi yazdıktan sonra bir aylık bekleme süresini ister bekleyin ister beklemeyin.