ASGARİ ÜCRET ZAMMI (Bir kaç söz)

5 Temmuz 2022

2021 ve öncesinde asgari ücretin 6 yıl üst üste yılda bir kez arttırılması uygulaması yerine (2006 öncesi de bir müddet yılda bir kez artış), 2007-2015 yılları arasındaki uygulama gibi 6 ayda bir artışı sağlanmış oldu.

son asgari ücretin neti 5.500,35 TL olmakla geçen yılın Aralık ayına göre yaklaşık bir  kat fazla olduğu % 100 arttığı söylenebilir. Ocak 2022 döneminde artış düzeyi daha yüksek olmuştu.

USD bazlı değerlendirmede ise  1 Temmuz 2021 tarihinde Amerikan Doları  8,70 TL iken 1 Temmuz 2022 tarihinde  16.80TL olmakla  % 93 lük bir artış olmakla Asgari ücretin dönemsel artışının  daha çok olduğu söylenebilir. Ama her para değer kaybediyor. Üzerine dolarda gerçekleşen değer kaybını-enflasyonu eklersek aşağı yukarı her ikisi de aynı artmış olur.

Bu asgari ücret zammının en güzel yanı asgari ücret artış dönemlerinde işçi çıkarmanın çoğalması olgusunun daha az yaşanmasıdır. Zira bu artış olur mu olmaz mı, olmaz herhalde denilen bir dönemde gerçekleşmiştir. Asgari ücret artışlarında işçi çıkarmak ve eski tutarlardan tazminat ödenmesi asgari ücret artışının açmazı olup, yargı da da bulunmuş bir çözüm yolu yoktur.

Mallar ve emeğin parasal kıymetlendirilmesinde  asgari ücret düzeyli de olsa zamların gecikmeden yaşanması emeği ve ederini korumuştur. Ancak asgari ücretten daha yüksek ücret alan kişilerin korunamıyor olması ise iş barışını zedelemektedir. Toplu iş sözleşmesi olmayan, ücretini altına, dolara endeksleyemeyen, her yıl % 20,30 gibi zam anlaşmış olan  kişilerin ücretleri yüksek iken asgari ücret seviyesine yaklaşacaktır. Zamların yetersiz yapılması nedeni ile haklı fesih yolunu seçen işçi yerine, ücretine enflasyon artışına yakın bir zam alabilmesi iş güvencesini pekiştirecektir. Belki de ücret artışlarına ilişkin genel bir düzenleme yapılması, enflasyondan az olamaz gibi bir hüküm eklenme zamanı gelmiş geçiyor olabilecektir. Aksi halde eğitim-vasıflı çalışanların iş değiştirmeleri kaçınılmaz olacaktır.

Emek değerini korumak istiyorsa düşünceme göre zam fırsatçılarına fırsat vermemeleridir. Eğer malların değeri artarsa emeğe gelen zamda eriyecektir. Yiyecek ve içeceklerimize, giyeceklerimizde tüketimi azaltan yöntemler seçebiliriz. Ürünü daha ucuza veren yerleri seçerek diğerlerinin de fiyatları aşağı çekmesini sağlayabiliriz. Yazın içindeyiz mevsimsel ve daha ucuz gıdaları seçebiliriz. Şeker yerine meyveye yönelebiliriz. Ekmeği azaltıp salataya yeşilliği artırabiliriz. Asıl olan dünyada arzın- malların piyasaya sürülüşünün kısıtlanarak talep çoğalması ve fiyat artışı yapıldığını görerek kriz fırsatçılarına dur diyebiliriz. Çip azlığı bahanesi ile otomobil üretiminin azalmasını fiyatları nasıl artırdığına şahit oluyorsak, küçük fırsatları dünyanın ekonomik yönüne hükmedenler fiyat artışı fırsatına dönüştürüyor görelim, biz de üretelim, madem zamları durdurmanın yolu malları çoğaltmak ise neye gücümüz yetiyorsa onu üretelim, bir paket fazla şeker, bir şişe fazla yağda olsa stokçuluktan vazgeçelim, ihtiyacımız kadar alalım.

Sorun ülke sorunu değildir. Küreseldir. Lazım değilse akaryakıt tüketen aracımıza binmeyelim. Lazım oldukça binelim. Kovide verdiğimiz komisyon adamlara yetmedi, yani demek istiyorum ki pandemi de dünya nüfusunun özellikle erişkin ve yaşlı nüfusun en az % 1’i Covid 19 nedeni ile öldü, bunlardan geride mallar kaldı, evler, arabalar yani insanların azalma oranı kadar mallar arttı. Kalanlar artık ölen ortalaması kadar daha zengin ama dünya nüfusunu hala fazla bulanlar insanları savaşa, ayaklanmalara, açlıktan ölümlere götürecek bir diğer senaryonun peşinde olabilirler. Kullandıkları yeni imkanları malların kıtlaştırılması, fiyatlarının artırılması, bize kalan çözüm  tüketimden geçiyor olabilir. Şu tüketime bir ayar verebilsek dünya rahat edecek gibi geliyor bana. (Bazı sektörlerde malların fiyatlarında ciddi gerileme var demir çelik fiyatlarının gerileme seyri izlenebilir)

Bayramda gönlünüz, yuvanız şen olsun, sağlıklı mutlu yaşamınız olsun dilerim.