AYLIK İPTALLERİNE KARŞI NE YAPILABİLİR
29 Nisan 2025
Bağlanan aylıklar Kurumun yaptığı hatalar dışında genelde sigortalının bazı hizmetlerinin fiili olmadığı gerekçesiyle gün iptaline bağlı olarak gerçekleşmektedir.
EYT ile gelen 2023 yılında emekli olanların sayısındaki artış ile 2024 yılı zamlarının yüksek aylığa neden olması gibi sebeplerle ile son iki yılda çok sayıda kişi aylık alma yolunu seçmiştir.
SGK nın aylık iptalleri zaman zaman mevzuat değişi ile de sonuçlanabiliyor. Bunun tipik örneği 4/1-a sigortalılarından 01.10.2008 öncesi sigortalılık kaydı olanları vergi indirimden emekli olmak hakkının 2025 yılı Ocak döneminden itibaren sonlandırılmasıdır. İmkan varsa yolda vardır diyen sigortalılar bazen yanlış yönlendirilmekte idiler, hakkı olmayan raporlar ile aylık alanlar nedeni ile her yıl binlerce vergi indirimi ile emeklilik iptal edilmekte idi.
Güncel olan hizmet iptallerine göz atmak gerekirse, ya kişiler son 7 yılda en çok gün olması gereken statü olarak SSK yı seçmekteydi. Zira SSK için aranan gün sayısının azlığı ve aylık tutarlarının çokluğu kendi işyeri olan kişilerin dahi başka işyerinde fiili çalışma olmaksızın bildirimleri nedeni ile az sayıda gün iptali dahi aylık iptaline neden olabilmekte idi. Ancak son yıllarda SSK -Bağ-Kur asgari aylıkları arasındaki farkın asgari aylıkların yüksek olması nedeni ile kalkması sonucu daha az rastlanır bir iptal halinde geldi.
Gün sayınız çok olsa bile başlangıç hizmetinin iptali halinde aylık kaybı yaşanmaktadır. Aslından bu durum her zaman fiili olmayan çalışma nedenine dayanmayabilir. Fiili çalışmaya rağmen çocukların çalışmalarına anne baba izni arayan, baba yanında çalışmaları yeterli izin olmadığı için başlangıç almayan Kurum uygulamaları (mahkeme kararları aksi yöndedir) aylık hakkına birikmiş aylık alınsa da geç ulaşmaya neden olmaktadır.
5510 sayılı kanun yürürlüğü öncesi ve 1999 yılı 506 sayılı Kanun değişikliği dönemi öncesinde yaş ve geç emeklilikten kurtulmak isteyen kişiler fiili olmasa da sigortalı olarak bildirilmişlerdir.
Fiili olmayan çalışmadan en çok etkilenen grup belki de yurtdışı borçlanması için 2019 öncesi 4/1-a kapsamında sigortalı bildirimi yapılan kişilerdir.
Belki daha büyük ölçüde şimdi 2023 ve 2024 emeklileri de fiili olmayan çalışma tespitlerinden nasibini almaktadır.
Evde çalışanı işyerinden bildiren, muhasebe işyerinde çalışanı defterini tuttuğu işyerinden bildiren, organik bağı olan işyerinde çalışanı ilgisiz bir diğer şirketinden bildiren kişiler fiili çalışma olmasına rağmen doğru işyerinden bildirmediklerinden Kurumca fiili olmayan çalışma tespitine konu olabilmektedir. Örnekler çoğaltılabilir. Fiili çalışma vardır ama işveren çalışılan yer değildir. Bu durumda her bildirim yapmayan ve bildirim yapan her iki işyerine dava açılarak aradaki organik bağ ,ilgi ortaya konularak 5 yıllık süre hak düşürücü süre geçse de çözüm aranabilecektir.
Bazen hizmet ve aylık iptaller sineye çekilebilir. Ancak 2024 yılı aylığı iptal edilen ve 2025 yılında yeniden aylık alabilecek bir kişi yüksek tutarlı aylık alıyor ise azalma % 35 lere yakın olacağından ömür boyu sürecek bu durum için geçmiş adına olmasa da gelecek adına uğraş anlamlı olabilecektir. Yani menfaat geleceği de ilgilendirmektedir.
Kurum içi ve yargı uygulamasında geriye ilk bağlanan aylığa dönmek için bir çok yol denenebilir. Ama giderek kayıt ve belgeli yaşanan dünyamızda kayıt ve belgelere yönelmek işleri kolaylaştıracaktır. Örneğin işe giriş bildirgesindeki imzanın size ait olması, vergi yoklama kayıtlarında adınızın imzanızın olması, gelen kargo gibi gönderiler, bir dosyada tanıklık yapmak, işyerinde çekilen resimler, işverence düzenlenmiş eski tarihli kayıtlar gibi akla gelebilecek kayıtlar aranabilecektir. Banka uygulamasında hesabınıza giren tutarların çok eskilerini size verilmiyor ise de çok eski kayıtları güncel tarihli bankadan alıp sunabilen dosyaları gördüm. Zor olsa da geçmişim kayıtlarına erişmek anlamlı olabilir. Örneğin SGK dönem bordrolarını siz el yazınız ile hazırlamış olabilirsiniz. Yoksa işiniz işyerinde komşu işyerlerin çalışmış hizmeti geçerli kalmış diğer tanıkların beyanına kalmış olur. Yargı süreci uzundur. Başka çarelere de bakmak gerekir. Örneğin kişinin yurt dışı sözleşmeli ülke başlangıcı var mı yok mu sormakta fayda vardır.
Yine farklı sicil numarası ile bildirilen birleşmeyen hizmeti araştırılması, tarımsal tevkifata dayalı sigortalı günü sağlanabilir mi gibi akla yatkın her yol tüketilmelidir.
Aylıkların borç çıkarılmasının sonucu olarak yapılmış ödemeler sizden istenecek 1 ay içinde ödenmemesi halinde icra ve dava yolları gerçekleşecektir.
Hizmet tespiti ile başa dönülme halinde borcun ödenmesi, taksitlendirilmesi, yapılandırılması ödemelerin geri alınmasına engel olmayacaktır. İcra masraf ve vekalet ücretlleri ile icraya itiraz halinde dava masrafları vekalet ücretleri toplamda alacağının nerede ise % 60-80 oranında fazla olarak ödenmesine neden olacağından itiraz işlemlerinde biraz daha dikkate alınabilecektir.
Başlangıç gününün, eksik hizmetin yahut yerine geçecek diğer hakların değerlendirmesi anılan ve daha bir çok hak ve kuralın sorgulanması ile başa yahut daha anlamlı diğer sonuçlara imkan verebileceğinden iptale maruz kalan sigortalıların işten anlar bir belki birden çok görüşünü alarak yapacaklarını şekillendirmeleri gerekebilir.
Çok çaresiz kalınan durumlarda dahi yargıdan kısmi çözümler bulunabilir. Bunun güzel örneklerinden birisi aylık alırken kamuda çalışan kişilerin aylıkları kesilerek çalışmaları gerekirken kesilmeden çalışmaları ve anlaşıldığında geriye doğru çıkarılan borçlar için son beş yılın faizsiz ödeneceğine dair uygulamalar olarak gösterilebilir.
Pek çok yargı uygulaması zamanla Kurum uygulamasına dönüşmektedir. Haklı sayılabileceğiniz davaların sonuçta Kurum uygulamasındaki etkileri de başka huzur nedenidir.
İptal varsa gerçek ile yüzleşip değişebilecek bir sonuç varsa uğraşılmalıdır. Dava uygulamasında kişilerin durumu birbirine benzer görünse de ispatlanan durum farklılaşmaktadır. Aynı konumdan olan iki kişiden biri için olumlu diğeri için olumsuz sonuç olsa da gerçekte toplanan delil, kabul şekli gibi sonucu etkileyen farklılıklar olabileceğini, emsal içtihatların zamanlar değişebileceğini hatırda tutmalıdır.
Kişisel görüşüm ise bildirimli, primi ödenmiş sürelerin üzerinden belirli bir zaman geçtikten sonra iptalinin önlenmesine yönelik yasal bir düzenleme yapılmalıdır. Örneğin 1995 yılındaki bildirimin primi döneminde ve 2001 yılında ödenmiştir. 20 yıl geçtikten sonra fiili olmayan çalışma nedeni ile iptal işlemi yapılmamalıdır. Primi ödenmemiş bildirimler için fiili tartışması yapılmalı, primi ödenmiş üzerinden örneğin 10 yıl geçmiş sigortalılık için iptal yolu yasal düzenlemeler ile kapatılmalıdır. Zira sigortalıların 20 yıl 30 yıl öncesi gibi kayıtların belgesini, kaydını, delillerini saklamaları, toplamaları beklenebilir olmaktan çıkmaktadır. Taşınmaz hukukunda sahipsiz mallar nizasız fasılasız 20 yıl kullanır ise kullanan adına tescili istenilebilmektedir. Sosyal güvenlik hakkında 10 yıllık sürenin makul süre olacağını düşünmekteyim.