Bugün Gazetesi–Kıdem tazminatı fonu gelir mi?

16 Kasım 2006

Kıdem tazminatı fonu gelir mi?

Henüz yasa çıkmamış olmasına rağmen çalışmakta olduğum işyerinde muhatap olduğum sorulara karşılık sizin önceki açıklamalarınız ve basında yer alan açıklamalar ışığında kıdem tazminatı fonunun yasalaşması halinde çalışanlar her 10 yılda bir talepleri halinde kıdem tazminatı hakkını kullanma talebinde bulunabilecek, işinden istifa edip ayrılanların kıdem tazminatı hakkı bu fon tarafından korunacak, hiçbir şekilde yanmayacak.



Bu açıklamalarınızla ilgili belki kanun çıktığında daha geniş şekilde bilgi sahibi olabileceğiz. Ancak bu aşamada bize sorulan sorularda;



1) İşveren çalışanın iş akdini herhangi bir sebeple sona erdirdiğinde kıdem tazminatı hakkı yine fonda saklı mı kalacak işveren hiçbir başka yükümlülük üstlenmeden işçinin iş akdini rahatlıkla sona erdirebilecek mi? Yoksa işveren için en azından haklılık arz etmeyen durumlardaki fesihlerde ek tazminat yükümlülükleri getirilecek mi? 



2) İş akdi herhangi bir sebeple sona eren işçi geçmiş 10 yıllık zaman süresine bakılmaksızın sadece iş akdinin feshedilmesi halinde kıdem tazminatı hakkını fondan talep edebilecek mi?

Mustafa Rafet Görkey Sayın okurum kıdem tazminatı fonu konusunda halen değişik bakanlıklarda, işveren örgütlerinde çalışmalar var ama hepsi birbirine benzemiyor. Sizin yukarıda bahsettiğiniz tasarı ise Sanayi Bakanlığı’nın hazırladığı tasarı taslağıdır. Bu arada şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Bundan önceki 1475 Sayılı İş Kanunu da ((14’üncü maddenin değişik fıkrası, 17/10/1980 – 2320/1 md.) Fon tesisi ile ilgili hususlar kanunla düzenlenir) diyerek, kıdem tazminatı fonu kurulmasını öngörmüştür ama bugüne kadar bir türlü fon kurulamamıştır. Halen geçerli olan 4857 Sayılı İş Kanunu da kıdem tazminatı fonu kuruluncaya kadar 1475 Sayılı Kanunun 14’üncü maddesinin uygulanmasına devam edileceğini öngörmüştür.

Sizin yukarıda sorduğunuz sorular ise gerçekten önemli sorular ve kıdem tazminatı fonunun kurulmasını geciktiren hatta engelleyen sorular ve hala cevapları bulunmuş değildir. Gerçi iş güvencesi kanunu var artık kıdem tazminatına ne gerek var diyenler de var ama bana göre iş güvencesinin en önemli hususlarından biri hala kıdem tazminatıdır. İşçiyi işten çıkaran işverenin cebinden para çıkacağını bilmesi ile cebinden para çıkmayacağını bilmesi arasında dağlar kadar fark var diye düşünüyorum.

En önemlisi de bir ömür boyu düşük ücretle çalışan emekli olduğunda alacağı kıdem tazminatı hayaliyle yaşayan insanların elinde hayallerinin alınması halinde toplumsal patlamaların çıkması da muhtemeldir. Bana göre kıdem tazminatı fonu hele seçimlerin çok yaklaştığı bu dönemde TBMM’den değil çıkmak gündemine bile gelmez.


            AB İlerleme Raporunda Sosyal Güvenlik


            Geçen hafta Avrupa Birliği tarafından yayınlanan Türkiye ilerleme raporunda 19 uncu bölüm olan, “ Sosyal Politika ve İstihdam” başlığı altında önemli açıklamalar vardı.


Sosyal Güvenlik ve İş Hayatının denetimi konusunda verilen tavsiyelerin başında, “…teftiş kurullarının (hem İş Teftiş hem Sigorta Teftiş) kapasitelerinin güçlendirilmesi de dahil edilmelidir”. Şeklinde tavsiyede bulunan AB;


“Sosyal Koruma alanında T.B.M.M tüm sosyal güvenlik sistemini tamamen değiştiren Sosyal Güvenlik Reformu konusundaki mevzuatı mayıs ve Haziran/2006 aylarında kabul etmiştir. Bu basitleştirilmiş ve bürokrasisi azaltılmış, nimet ve külfetin herkes için eşit olduğu, 18 yaş altı tüm çocuklara bedava sağlık hizmetinin öngörüldüğü bir sistem getirilmiştir. Reform, sosyal güvenlik sisteminin uzun dönemde sürdürülebilirliğinin sağlanması ve en yoksul durumda olanlara yapılan sosyal yardımların düzenlenmesini amaçlamaktadır. Yeni Kurulan Sosyal Güvenlik Kurumunun kapasitesinin güçlendirilmesi çalışmaları devam etmektedir. Sosyal Güvenlik sisteminin denetim kapasitesinin geliştirilmesi ihtiyacı bulunmaktadır.” demiştir.


Sonuç olarak, Türkiye’nin bu alanda sınırlı bir ilerleme kaydettiğini kabul eden AB,  Kayıtdışı İstihdam ile mücadeleye özel önem verilmesini önermektedir. Bu manada 24 kasım 2006 günü gerçekleştirilecek olan SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu) genel kurulu sonrasında, SSK, Bağ-Kur ve T.C. Emekli Sandığı’nın denetimle görevli teftiş kurulları da SGK’nın Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı adı altında bir araya gelerek, kayıtdışılıkla mücadelede güç birliği yapacaklardır.





Kısa Kısa Kısa


Erol Tunca-2007 yılında yürürlüğe girecek olan 5510 Sayılı Kanun ile gelecek olan isteğe bağlı sigorta ödemeleri şimdiki Bağ-Kura (4/b’ye) ödenmiş sayılacaktır. 53 yaşında ve 1976 SSK girişli annenizin var olan 500 gününü 3600 güne tamamlayıp SSK’lı gibi (4/a’lı) emekli olabilmesi için bir işyerinde işçi olarak çalışarak emekli olabilir. 2007’den sonra isteğe bağlıya girerse bu kere 3600 değil 5400 günle emekli olur. Yada sizin planlamanız gibi var olan 500 günü isteğe bağlıyla 2340 güne çıkarın sonra son 1260 günü de işçi olarak çalışarak prim ödeyerek yine SSK’lı gibi 3600 günle de emekli olabilirsiniz.


 


Recai Demirel-28.02.1976 işe giriş tarihiniz olmakla birlikte, ilk prim ödeme gününün 16.02.1981 günü olması nedeniyle 01.03.2006 günü emekli olmuşsunuz. 1976 işe girişiniz için hizmet tesbit davası açmışsınız ama bu işe girişe göre SSK’ya emekli müracaatınız olup da SSK’nın da red kararı olmadığından toplu bir emekli aylığı alma hakkınız olacağını zannetmiyorum ama 2001 yılındaki Tahsis Talebi Hazırlık Formuna verilen cevap nedeniyle zarara uğradığınızdan bahisle tazminat davası açma hakkınız var.


 


Selami Karaca-Özürlü kadrosunda devlet memuru olduğunuzdan, 30.11.2001 memuriyet başlangıcı ve bundan önceki 1065 günlük SSK primi ödemelerinizle birlikte 15 tam yılı yani 5400 günü tamamladığınız an emekli olursunuz. SSK’dan aktarılan günleriniz emekliliğe sayılır ama bu SSK günleri 657 Sayılı Kanun’un 36/C bendinde sayılan çalışmalardan değilse yıllık izin hesabında dikkate alınmaz.


 


Mehmet Acar-29.03.1965 doğum tarihi, 18.12.1989 sigorta başlangıcı ve var olan 5988 gün sayısı ile 1987 yılında ifa ettiğiniz 16 aylık askerlik süresini borçlanmazsanız 52 yaşında, en az 1 aylık süresini borçlanırsanız bu kere 51 yaşında emekli olursunuz. Bu nedenle 2007 yılı gelmeden sadece 1 aylık askerlik borçlanması yapmanızı tavsiye ederim.


 


Mehmet Yener-Emeklilik hakkını kazanmış bir kişi 2006 yılında veya 2007 yılında emekli olması arasında aylık hesaplama bakımından farklılık olmaz ama aralık ayında emekli olunursa ocak ayında işçi emeklilerine verilen zamdan faydalanırsınız, ocak ayında emekli olursanız  ocak zammından faydalanamazsınız.