BUGÜN-Prim Affı Dizisi 4

2 Mart 2006

PEŞİN ÖDEYENE AVANTAJ ÇOK…
SSK veya Bağ-Kur’a olan borçlar yeniden hesaplandıktan sonra peşin ödenirse ayrıca taksitlendirme faizi yok ama 60 aya kadar taksit imkânından yararlanılırsa yüzde 6 yıllık faiz var.
Taksitlendirmede genel şartlar

Ödeme şekilleri ve taksitlendirmede faiz Yeni kanuna göre yeniden yapılandırılmış olan borcun tamamının, yeniden yapılandırma için kanunda öngörülen başvuru süresinin sona erdiği tarihi takip eden ayın sonuna kadar ödenmesi halinde, borç peşin ödenmiş sayılacaktır.

Yeniden hesaplanan borç, borçlunun talebine ve seçimine göre 60 aya kadar taksitlendirilebilecektir. Borç;

-On iki aylık sürede ödenirse yıllık % 4,

-On iki ayı aşan ancak yirmi dört ayı aşmayan sürede ödenirse yıllık % 5,

-Yirmi dört ayı aşan sürede ödenirse yıllık % 6, oranında taksitlendirme farkı hesaplanarak ilave edilir ve taksit süresine bölünmek suretiyle aylık taksit tutarı bulunur.

Dört taksit öde sağlık karnesini al

Kanuna göre,

1479 ve 2926 sayılı kanunlar kapsamında Bağ-Kur’lu olan ve borçları yeni kanuna göre yeniden yapılandırılan sigortalılar veya bunların hak sahipleri; toplam borçlarının % 25’ini peşin veya dört taksidini cari ay primleri ile birlikte ödemeleri durumunda sağlık sigortasından yararlandırılacaklardır.

Taksitlendirmeden vazgeçilebilir

Başlangıçta taksitle ödeme yolu seçilip daha sonra taksitlendirilen borcun kalan kısmının peşin ödenmek istenilmesi halinde, uygulanan taksitlendirme farkının kalan aylara isabet eden kısmı indirilerek bakiye borç miktarı tahsil olunur.

Üç kere üst üste ödememe hali

Ödemelerin belirtilen rakamlar üzerinden ve ödeme zamanlarında yapılması esastır ve taksit veya cari aya ilişkin ödeme yükümlülüklerinin eksik yerine getirilmiş olması halinde, ödeme yükümlülüğü ihlal edilmiş sayılır. Borçlarıyla ilgili ödeme yükümlülüklerini bir takvim yılında üç defadan fazla veya taksitlendirme süresi içinde tahakkuk edecek aynı mahiyetteki cari ay borçlarıyla ilgili ödeme yükümlülüklerini bir takvim yılında üç defadan fazla yerine getirmemeleri halinde, yeniden yapılandırma hakkını kaybederler ve ödedikleri tutarlar Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ- Kur’un ilgili mevzuatı uyarınca borçlarına mahsup edilir.

Eski taksitlendirmeleri devam edenler

SSK veya Bağ-Kur’a olan borçlarını daha önceki 4956 veya 4958 Sayılı Kanunlar gereğince 2003 yılında yeniden yapılandırıp, taksitlerini ödemeye devam edenler de, kalan borç tutarları için başvuru süresi içinde talep etmeleri halinde, yeniden yapılandırma hükümlerinden yararlanabilirler. Bu takdirde, daha önce yapılmış olan tecil ve taksitlendirme işlemi bozularak taksitlendirme şartlarına uygun olarak daha önce ödenmiş olan taksit tutarları, ilgili kurumların mevzuatına göre mahsup edildikten sonra kalan borçlar vadesinde ödenmemiş alacak kabul edilir.

Mahkemeye son vermek şart

Yeni kanun gereğince borçlarını yeniden hesaplatmak isteyenlerin, SSK’ya veya Bağ-Kur’a yaptıkları itirazlardan ve yargı nezdinde sürdürdükleri davalardan feragat etmeleri ve ihtilaf yaratmamaları şarttır. Başvurmayana ve ödemeyene teşvik yok SSK’ya veya Bağ-Kur’a borçları olup da yeni kanun gereğince yasal süresi içinde müracaat etmeyenler ve müracaat edip de şartları yerine getirmeyip taksitlendirme hakkını yitirenlere sağlanan üretim, yatırım ve benzeri devlet yardımları ile teşvik ve desteklerden, daha önce başlayıp devam eden nakdi olmayan teşvikler hariç, yararlandırılmazlar ve yararlanmaması gerektiği sonradan anlaşılanlardan da yapılan devlet yardımı, teşvik ve destek ödemeleri kanuni faizi ile birlikte geri alınır. Söz konusu destek, teşvik ve devlet yardımları, ilgili sosyal güvenlik kurumundan borçlara ilişkin bilgilerin temin edilmesinden sonra sağlanır.

Borca alt sınır uygulaması

Toplam borç aslı (ana para) tutarı 100.000-YTL’den fazla olup da gerek BİLANÇO gerekse MALİ DURUM TABLOSU gereğince ve gerekse de iflas etmesi sebebiyle borcun bir kısmının silinmesi işlemine tabi tutulacak işverenler için ayrıca bir de alt sınır getirilmiştir.

Kanuna göre” …terkin edilerek, yapılandırmaya esas olan borç hesaplanır. Ancak, bu şekilde hesaplanan borç her halükârda bu maddenin ikinci fıkrasının (a) bendine göre hesaplanacak borç miktarından aşağı olamaz…”

Yani, borç aslı (ana para) tutarı 100.000-YTL ve üzerinde olan işverenlerin borçları için öncelikle gecikme zammı silinip gecikme zammı yerine daha önce hesaplama örneklerini verdiğimiz gibi TEFE (ÜFE) uygulanacak ve bulunacak toplam borç rakamı ile terkin edildikten sonra bulunan rakam karşılaştırılacaktır.

Bu karşılaştırma sonrasında bir kısmı silinmiş borç toplamı rakamı asla TEFE (ÜFE) ile hesaplanmış toplam borç miktarından az olamayacaktır.






Meslek mensupları çok dikkat etmeli…

Mali müşavirler göreve

BİLANÇO ve MALİ DURUM TABLOLARI için beyan edilen rakamlar konusunda mali müşavirler ile yeminli mali müşavirlere de görev verileceği kanun hükmüdür ki bunun aksini düşünmek de doğru olmayacaktır. Zira, bu tabloları hazırlayanlar da bu meslek mensuplarıdır. Ancak, görevi kabul eden meslek mensupları, yaptıkları hesaplamaların defter, kayıt ve belgelere uygun olmasından sorumlu olacaklardır.

Yanlış bildirime denetim ve ceza

Ana para borç tutarı 100.000-YTL ve üzerinde olan işverenler için hesaplanacak oranlardaki yüzdelik ayrımdan sonraki rakamlar (virgülden sonraki iki rakamdan sonraki rakamlar) dikkate alınmayacaktır. Ayrıca, gerek BİLANÇO ve gerekse MALİ DURUM TABLOLARI için beyan edilen rakamlar konusunda Sosyal Sigortalar Kurumu ve/veya Maliye Bakanlığı denetim elemanlarınca kontrol edilebilecektir.

Yapılan kontroller sonrasında beyan edilen bilgilerin doğru olmadığının anlaşılması halinde, işverenler borçların terkini ve taksitlendirmesi işleminden mahrum bırakılacakları gibi ayrıca, ceza kovuşturması da yapılabilecektir.






Hizmetleri (SSK, Bağ-Kur) çakışanlara müjde…

Özellikle, SSK ve Bağ-Kur arasında yaşanan en önemli sorun olan hizmetlerin iptali konusunda TBMM önemli bir kanunu genel kuruldan geçirdi. Kamuoyunda prim affı kanunu diye de bilinen, “Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” Çarşamba günü 22.02.2006 günü TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen 5458 Sayılı Kanun’un 16’ncı maddesi gereğince;

“MADDE 16- 8.6.1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile 506, 1479, 2925 ve 2926 sayılı kanunlardan birine tabi sigortalı iken, aynı sürede bir diğer sosyal güvenlik kurumuna adına prim ödediği anlaşılan sigortalılardan, yersiz tahsil edilen prim asılları, sigortalı ya da sahiplerinin talebi, T.C. Emekli Sandığı bakımından ayrıca kurumların da talebi halinde işsizlik sigortası primi hariç olmak üzere hizmetlerin çakıştığı sürede prim borcu aslına mahsup edilmek üzere en geç 6 ay içinde tabi olması gereken sosyal güvenlik kurumuna devredilir. Çakışan hizmet süresine ilişkin devredilen miktarın prim borcu aslını karşılamaması halinde, bakiye prim borcuyla ilgili kanun hükümlerine göre sigortalıdan veya 5434 sayılı kanuna tabi kurumdan tahsil edilir. Sosyal sigorta kanunlarındaki sigortalılığın tespiti ile hizmetlerin birleştirilmesine ait hükümler saklıdır.

Bu nitelikte olup bu kanunun yürürlük tarihine kadar çalışan hizmet süreleri sosyal güvenlik kurumlarınca iptal edilmemiş olan sigortalılar da bu hükümden yararlandırılır.

Bu madde ile daha önceleri birçok kişinin başına gelmiş ve mağduriyetlere son verilmiştir. Sosyal güvenliğin zorunluluk ilkesi ile sosyal güvenliğin tekliği ilkeleri gereğince, Bağ-Kur’a prim ödemesi gerektiği halde uzun süre SSK’ya prim ödeyen veya SSK’ya prim ödemesi gerekirken Bağ-Kur’a prim ödeyen kişilere kurum ödediği primleri faizsiz olarak geri veriyordu, prim ödemesi gereken kurum ise faizli olarak primleri talep ediyordu.

Mesela, Bağ-Kur’lu olması gerektiği halde SSK’ya bildirilen birisi için SSK ödediği primlerin işçi paylarını faizsiz olarak geri veriyorken, Bağ-Kur ödemesi gereken primleri faizli olarak talep ediyordu.

Enflasyonun yüksek olduğu ülkemizde bu durum 10 milyarları aşan zararlara ve mağduriyetlere yol açıyordu. TBMM tarafından yapılan düzenleme, Cumhurbaşkanı tarafından imzalanarak Resmi Gazete’de yayınlanınca yürürlüğe girecektir.






Sorularınıza cevaplar

1-Boş geçen süreler satın alınmıyor…

1973 yılında bir fabrikada sigortalı olarak işe başladım ve iki yıl kadar çalıştıktan sonra evlenip işimden ayrıldım. 2003 yılında da isteğe bağlı SSK’ya başladım ve halen ödemeye devam ediyorum. Şimdi, emeklilik için tek eksiğim prim ödeme günü eksikliklerim yani boş geçen yıllarımdır. Yani, emeklilik için gereken yaşa ulaştım, sigortalılık süresini de çoktan tamamladım ama prim günüm eksik. Yeni kanun gereğince boş geçen sürelerimi SSK’ya ödeyebilir miyim?

Müzeyyen Okuyucu

Üç gündür açıklamaya çalıştığım “Prim Affı Yazı Dizisi”nde ve 5458 Sayılı “Sosyal Güvenlik Prim Alacaklarının Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’la” sadece SSK’ya borcu olanlara taksitlendirme ve yeniden borçlarını hesaplama imkânı getirilmiştir. Yoksa, boş geçen süreleri satın alma imkânı verilmemiştir. Yani, geçmişteki gün boşluklarının doldurulması, boşta geçen sürelerin ödenebilmesi mümkün değildir.

2-Bağ-Kur’a ödeme yapmalısınız

Sayın Tezel ben ve ağabeyim 2002 yılı ocak ayında bir limited. şirket kurduk. Bu tarih itibariyle Bağ-Kur’a bildirim yapılmadığı için Bağ-Kur primi ödemedik. Ben Eylül 2005 itibarıyla ortaklıktan çıktım. Serbest muhasebeci mali müşavirlik stajını başlatabilmek için daha önce ortak olduğum bu firmada SSK’lı olarak çalışmaya başladım. Prim borçlarının yapılandırılmasında nasıl bir iş akışı izlemem gerekiyor? Daha önce bildirim yapmadığımız için Bağ-Kur’a yapmamız gereken bildirim benim açımdan bir ikilik ve sakatlık durumu oluşturur mu? SSK’lı olduğum halde Bağ-Kur’a bildirim yapmak durumunda mıyım? Bu konuda beni bilgilendirmenizi rica eder bu vesileyle hayırlı işler dilerim.

Mersat Layiç

Sayın okurum, 1479 Sayılı Bağ-Kur Kanunu’nun 24’üncü maddesi gereğince, şirket kurucu ortağı olduğunuz Ocak 2000 ayından, ortaklıktan çıktığınız Eylül 2005 ayı arasında mecburi Bağ-Kur sigortalısı sayılıyorsunuz. Burada sadece Bağ-Kur durumdan haberdar değil o kadar. Yapmanız gereken yukarda belirtilen tarihler arasını Bağ-Kur’lu yapmanız için bir an önce Bağ-Kur’a müracaat etmenizdir. Ayrıca, dizimizde bahsettiğimiz prim affından da Resmi Gazete’de yayınlanmasından itibaren yararlanabilirsiniz. Bu durum sizin SSK sigortalılığınıza halel-zarar getirmez, çünkü şirket ortaklığından ayrılmışsınız.

3- Bağ-Kur için 04.10.2000 milat

Ali bey, 1993 yılında vergi mükellefi oldum ve bu bugüne kadar devam ediyor. Şimdi geçmiş sürelerimin hepsini Bağ-Kur’a ödeyip, sigortalılığımı 1993 yılına kadar götürebilir miyim?

İdris Kuçar

Sayın okurum, 2003 yılında 4956 Sayılı Kanun ile 1479 Sayılı Bağ-Kur Kanunu’na ilave edilen aşağıdaki geçici 18’inci maddesi gereğince;

“GEÇİCİ MADDE 18- Bu kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 4.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri 4.10.2000 tarihinden itibaren başlar. Ancak, bu kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olanların sigortalılıkları, bu kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde kuruma yazılı olarak başvurmaları ve 20.4.1982-4.10.2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve belgelenen bu sürelere ilişkin olarak 49’uncu ve ek 15’inci maddelere göre hesaplanacak prim borçlarının tamamını, tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde, ödeme tarihinde bulundukları gelir basamağının yürürlükte olan prim tutarı üzerinden ödemek kaydıyla bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.”

Bu madde ile sizin Bağ-Kur başlangıcınız 1993 olamayacak olup, sadece 04.10.2000 ve sonrasında vergi kaydı olan döneminiz için şimdi Bağ-Kura prim ödeyebilecek ve prim affından yararlanabileceksiniz.