EKONOMİNİN LOKOMOTİFİ ESNAFLARIN AHİLİK HAFTASINDA SOSYAL GÜVENLİKLERİNE BAKIŞ (1)
20 Eylül 2011
EKONOMİNİN LOKOMOTİFİ ESNAFLARIN AHİLİK HAFTASINDA SOSYAL GÜVENLİKLERİNE BAKIŞ (1)
Ahilik:
Türk illerinde yayılmış bulunan “dinî-meslekî” karakterli kurumlardır Bu birlikler, başta mensupları olmak üzere, insanlar arasında dayanışma ve yardımlaşma kurmaya çalışmışlardır. O halde Türk tarihinde de, sivil toplum örgütlerinin toplum hayatını derinden etkilediği görülür. Bu örgütlerin başında Ahilik kurumu gelir.
Ahilik Vizyonu:
Ahilik vizyonunun çekirdek ilkeleri ise şöyle sıralanabilir:
– Örgütün toplumsal sorumluluğu
– Hizmette mükemmellik
– Dürüstlük ve doğruluk
– Ortak yaşama
Genel Anlamda Ahiler:
Ahilik örgütü, başlı başına bir yaşam biçimi oluşturmuş ve bu yönüyle başka kültürlere ve devletlere ilham kaynağı olmuştur. Oryantalistlerin Ahilikle ilgili araştırma ve incelemeleri bunun en önemli göstergesidir. Günümüzün yükselen değerleri olan temel ilkeler, asırlar önce Ahiler tarafından vizyon haline getirilmiş ve üyeleri tarafından “vazgeçilmez” kabul edilmiştir.Ahilerin misyonu, “herkese hizmet” biçiminde belirlendiğinden, bütün insanların kollanması hedeflenmiş, bu doğrultuda çalışılmış ve organizasyon oluşturulmuştur.Organizasyon biçimi, birbirinden bağımsız -bir o kadar da birbiriyle ilgili- yatay birimlerden oluşmuştur. “Görev esasına göre” önerilen dizayn modelinin en güzel türüdür.Ahiliğin doğru anlaşılması; vizyon, misyon ve organizasyon biçiminin günümüzde -özellikle iş dünyasında- uygulanması, Türkiye ve dünya için büyük bir kazanç olacaktır. Günümüzde Esnaf ve Sanatkar Odaları ve Konfederasyonları:
TESK sitesini ziyaret ettiğimizde Ahilik Kültüründen nasıl etkilendiklerini TESK ve diğer kuruluşların temelini bu kültürden etkilendiğini söylüyorlar.
17.yy sonra ‘’Gedik ‘’ kavramı ortaya çıkıyor. Ahiler Birliğinin Müslümanlara özgü yapısı 17’nci yüzyıla kadar sürmüştür. Osmanlı Devletinin Müslüman olmayan egemenlik alanı genişledikçe, çeşitli dindeki kişilerin birlikte çalışma zorunluluğu doğmuştur. Bu şekilde din ayrımı yapılmadan kurulan, eski niteliğinden bir şey kaybetmeyen yeni organizasyona “gedik” denilmiştir
Gedik sistemi, 1860 yılına kadar sürmüştür. O zamanlar, bir kişi çıraklıktan ve kalfalıktan yetişip de açık bulunan bir ustalık makamına geçmedikçe, yani gedik sahibi olmadıkça, dükkân açarak sanat ve ticaret yapamazdı. Ancak, ellerinde imtiyaz fermanları olan kişiler, sanat ve ticaret yapabilirdi. Bu fermanlar, esnafın sayılarının artırılıp eksiltilmesi, mülk sahiplerinin kiralarını artırmaması, gediği olmayanların sanat ve ticaret yapamaması, açık olan gediklerin esnafın çırak ve kalfalarına verilmesi, dışarıdan esnaflığa kimsenin kabul edilmemesi gibi hükümleri kapsıyordu.
Osmanlı İmparatorluğunun çöküşünden Ahilik de payına düşeni almış, giderek yozlaşmıştır. Sonuçta giderek, loncalar bozulmuş, gediklere töreye göre değil, iltimasa göre atamalar yapılmaya başlanmıştır. Esnaf ürettiği malı satamaz olmuştur.
Bu dönemde devlet tam bir çöküş yaşamıştır. Nihayet 1912 yılında loncalar tamamen ortadan kaldırılmıştır. Böylece 700 yıl boyunca yaşamış ve Anadolu halkının ekonomik, sosyal ve kültürel yaşamında belirleyici rol oynamış olan Ahilik sistemi tarihe karışmıştır.
İttihat ve Terakki döneminde esnaf ve sanatkârların yaşadığı bu çöküş çarkını tersine çevrilecek çözümler aranmış, bu kesimin devlet tarafından teşvik edilmesi, çıraklık mekanizmasının iyi işletilmesi gibi formüller üzerinde durulmuştur. Ancak bir sonuç alınamadığı için Osmanlı İmparatorluğu gibi Ahilik sistemi de çökmüştür.
Cumhuriyetin kurulması ile birlikte esnaf-sanatkârlar kesiminin günümüz modern örgütlenmesinin başlangıcı olan 5373 sayılı Esnaf Dernekleri ve Esnaf Birlikleri Kanunu
çıkarılmış, 1964 yılında yürürlüğe konulan 507 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Kanunu ile de esnaf-sanatkârlar teşkilatı bugünkü yapısına kavuşmuştur.Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşu Kanunu ile düzenlemeye gidilmiştir.
5362 sayılı Kanunun amacı;
‘’Esnaf ve sanatkârlar ile bunların yanlarında çalışanların meslekî ve teknik ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlerine uygun olarak gelişmelerini ve meslekî eğitimlerini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak, meslek disiplini ve ahlâkını korumak ve bu maksatla kurulan tüzel kişiliğe sahip kamu kurumu niteliğindeki esnaf ve sanatkârlar odaları ile bu odaların üst kuruluşu olan birlik, federasyon ve Konfederasyonun çalışma usûl ve esaslarını düzenlemektir.’’
5510 sayılı Kanun ile geniş anlamda esnafların Sosyal Güvenliği 4/1-(b) kapsamında alınarak değerlendirilmiştir.
Hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan ise;
Ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar,
Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlar,
Tarımsal faaliyette bulunanlar, sigortalı sayılırlar.
SGK Bildirimleri:
Sigortalılıkları vergi mükellefiyetlerinin başladığı tarihten başlayan sigortalılar için vergi mükellefiyeti işleminin tesis tarihinden itibaren iki ayı geçmemek üzere ilgili vergi dairesince vergi mükellefinin işe başlama işlemlerinin tekemmül ettirildiği tarihten ve diğerleri için 5510/7 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıcından,Tarımsal Faaliyette bulunanlar için ise kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıt tarihinden itibaren kendi mevzuatına göre kayıt veya tescili yapan ilgili kurum, kuruluş ve birlikler, vergi daireleri ve Esnaf ve Sanatkâr Sicil Müdürlüğü sigortalı işe giriş bildirgesi düzenleyerek Kuruma vermekle yükümlüdür.
Bu durumda 15 gün içinde tescil işleminin yapılması gerekiyor.Tarımsal Faaliyette bulunanlar için bu süre 1 aydır.
SGK bir ay içinde tescili yapılan kişilere, sigortalılık hak ve yükümlülüklerinin başladığını bildirir.
Sigortalılıkları Hangi Hallerde Sona Erer:
1.)Gelir vergisi mükellefi olanlar için, mükellefiyetlerini gerektiren faaliyetlerine son verdikleri tarihten,
2.)Gelir vergisinden muaf olanlar için, esnaf ve sanatkâr sicili kaydının silindiği,
3.)Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlardan, aylık faaliyet gelirlerinden bu faaliyetine ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarı, prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenler,
4.)Tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için, tarımsal faaliyetinin sona erdiği,
5.)Tarım işlerinde veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; tarımsal faaliyette bulunan ve yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenler ile 65 yaşını dolduranlardan talepte bulunanlar,
6.)Esnaf iken hizmet akdi ile çalışanların çalışmaya başladığı tarihten bir gün öncesinden,
7.)Gelir vergisinden muaf olan, ancak esnaf ve sanatkârlar sicili kaydına istinaden 4 -1(b) bendi kapsamında sigortalı sayılanlardan, bu sigortalılıklarının devamı sırasında, hizmet akdi ile çalışanların çalışmaya başladığı tarihten bir gün öncesinden itibaren sona erer.
Esnaflar 5510 sayılı Kanunun ile Kısa Vadeli Sigorta Kollarına Dahil Edilmiştir:
İş kazası veya meslek hastalığı sigortasından sağlanan haklar şunlardır;
a) Sigortalıya, geçici iş göremezlik süresince günlük geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi.
b) Sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanması.
c) İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine, gelir bağlanması.
d) Gelir bağlanmış olan kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmesi.
e) İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen sigortalı için cenaze ödeneği verilmesi.
Hastalık ve analık sigortasından sigortalıya hastalık veya analık hallerine bağlı olarak ortaya çıkan iş göremezlik süresince, günlük geçici iş göremezlik ödeneği verilir. Emzirme ödeneği verilir.4-1( b) bendi kapsamında olanlar için doğumdan önceki bir yıl içinde en az 120 gün kısa vadeli sigorta kolları primi yatırılmış ve genel sağlık sigortası primi dahil prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması,şarttır.
Geçici işe göremezlik ödeneği için sigortalı kadının analığı halinde, doğumdan önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması şartıyla, doğumdan önceki ve sonraki sekizer haftalık sürede, çoğul gebelik halinde ise doğumdan önceki sekiz haftalık süreye iki haftalık süre ilâve edilerek çalışmadığı her gün için, erken doğum yapması halinde doğumdan önce kullanamadığı çalıştırılamayacak süreler ile isteği ve hekimin onayıyla doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışması halinde, doğum sonrası istirahat süresine eklenen süreler için, geçici iş göremezlik ödeneği verilir.
Bu ödemeleri almaları için tek şart;
İş kazası veya meslek hastalığı ya da analık halinde geçici iş göremezlik ödeneği, genel sağlık sigortası dahil prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması şartıyla yatarak tedavi süresince veya yatarak tedavi sonrası bu tedavinin gereği olarak istirahat raporu aldıkları sürede ödenir.
İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve sigortalı kadının analığı halinde verilecek geçici iş göremezlik ödeneği, yatarak tedavilerde 5510/17 nci maddeye göre hesaplanacak günlük kazancının yarısı, ayaktan tedavilerde ise üçte ikisidir.
Yarın: Esnafların Sosyal Güvenliklerine Kaldığımız Yerden Devam Edeceğiz.