Engellilerin muhtaçlık kriteri değişmeli

31 Ocak 2016

Maaş promosyonu ile moral bulan vekiller, engelli ve yaşlılar için Meclis’te harekete geçmeli

MUHTAÇLIK aylığı, 40 yıldır uygulanıyor. Bu, 65 yaş üstündeki vatandaşları hayata bağlayan çok önemli bir düzenleme. 2022 Sayılı Yasa’daki değişikliklerle kapsama alanına engelliler de alındı..

Peki engelli ve yaşlılara aylık bağlanırken muhtaçlık kriteri nasıl belirleniyor? 2013’e kadar farklı, bu tarihten sonra farklı kriterler var. Gelin önce eski uuygulamayı anlayalım: Önce, kişinin durumuna bakılırdı. Geliri var mı? Ne kadar kazanır? Bu gelir, asgari ücretinin 3’te 1‘inden az ise devlet bu kişiye aylık bağlardı. 250-300 Tl arasındaki aylıkla bu muhtaç yaşlı ya da engelli kişi hayata tutunmaya çalışırdı.

KRİTER DEĞİŞTİ; İŞLER DEĞİŞTİ

Muhtaçlık kriteri 2013 yılı Ağustos ayında değiştirildi “65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun”daki muhtaçlık kriteri artık kişiye değil, aileye endeksli. Nasıl mı? O güne kadar muhtaç sayılma kriterinde kişi baz alınırken artık aile baz alınmaya başlandı. Bu meseleyi bilenler konuya hakimdir, ama ilk kez bu olayı kavramaya çalışanlara basitçe anlatalım: Eskiden muhtaç ya da engelli araştırılırken, şimdi yaşadığı hanedeki aile üyelerinin geliri, kazancı da hesaba katılıyor. Yani evde 4 kişi yaşıyor. Birisi muhtaç aylığı almak istiyor.Evdekiler tek tek ‘gelir testi’ gibi bir işlemden geçiyor. Hanedeki herkesin geliri saptanıyor.

BAKIN NE DEĞİŞTİ? AYLIK NASIL UÇTU?

Örneğin 4 kişilik bir ev var ve birisi engelli. Bu engelli .2022’ Sayılı Yasa’dan yararlanmak istiyor. Devlet başlıyor araştırmaya: Diyelim ki baba emekli ve maaşı 1500 TL, büyük kız hizmetli ve maaşı 1500 TL. Anne ev hanımı. Toplam gelir 3000. Bölelim hanedeki kişi sayısına 3000:4 … Kişi başına 750 TL düşüyor. Bu miktar, asgari ücretin 3’te 1’inden çok olduğu için muhtaç aylığı bağlanamıyor.

AİLE İÇİNDE MUHTAÇ HALE GELDİLER

Bu değişiklik, haksız yere kamu kaynaklarını kullananlara karşı bir tedbir olarak düşünülmüş olabilir. İstismar edenler de mutlaka olmuştur. Ama, ezici çoğunluk masumdur ve bu nedenle cezalandırılmamalıdır. Sonuçta ne mi oldu? Bu olayın da mağdurları çıktı ortaya. Kriter değiştiği için , artık birlikte oturduğu ailenin geliri dikkate alındığı için binlerce engelli ve yaşlı aylığından oldu. Dramatik bir tablo çıktı ortaya. Şöyle ki; eskiden devletten aylığı alan ve ‘devlete muhtaç’ olan hak sahipleri , değişiklik sonrası ‘aile üyelerine muhtaç” haline geldi. Biraz daha açalım mı? Diyelim, üniversite mezunu bir kardeşiniz, 3000 TL ile işe başladı, sevinmez misiniz? Tabii ki sevinirsiniz. Ama yaşlılık ya da engelli aylığı alıyorsanız, kardeşinizin bu başarısına sevinemezsiniz Çünkü artık ekonomik özgürlüğünüz sona erdi. Devlet Baba size artık para vermeyecek. Kardeşiniz işe girdi ve ailenin geliri arttı. Evdekilerin sayısına bölündü ve durumunuz gayet iyi hale geldi. Yani kişi başına asgari ücretin 3’te 1’inden fazla kazanır oldunuz. Daha ne istiyorsunuz!.

İTİBAR DA GİTTİ, AYLIK DA…

Eskiden devlete bağlı olan birey şimdi ailenin geliri yüksek bireyine bağımlı oldu. Eğer kardeşi ile küs ise, harçlık da alamayacak..Önceleri engellinin parası veya aylığı vardı itibar ve özgüveni vardı. .Aile bireylerine karşı muhtaç durumda şimdi. Yalnızlaşmış oldu. Yani devletin “muhtaç değilsin” diyerek aylığını kestiği veya talebini reddettiği güçsüz, kimsesiz ve engelliler, mevcut kanun sonucunda gelir kaybına uğradılar.

HAYDİ MECLİS GÖREVE

Sonuç: Bizce bu konuya Meclis’in el atması gerikir. Bir ara formül olmalı. Yani, yüzde 40 engelli raporu olan vatandaşlarımızı kırmamalıyız. Onları kimlik sahibi, sorumlu yurttaş olarak görmeliyiz. İstismarcı değil, hak sahibi muamelesi yapmalıyız. Sİtismarcıya en ağır cezayı verelim, tamam… Ama zaten kaldırımda park etmiş otoların arasından yürütmeye çalıştığımız, tüm çabalara rağmen yaşam kalitesini AB kriterlerine taşıyamadığımız engellimize, 300-400 TL’yi çok görmeyelim. Aynı şekilde 65 yaşını geçmiş, o değerli büyüklerimize, ülkesi için ter dökmüşlerden bunu sakınmayalım. Savurganlıkla giden milyonlarca liradan tasarruf edip, onların aylığını verelim. Ailedeki gelirden bağımsız olarak, talep ediyorlarsa bu hakkı verelim. Pozitif ayrımcılık, toplumun bu iki kesimine yapılmayacaksa kimlere yapılacak? Hayri TBMM, haydi siyasi partilerin Meclis Grup Başkanvekilleri harekete geçme zamanı. Şu kiriterleri yeniden kişiye endeksli hale getirelim. Bence, 8 bin TL’lik maaş promosyonu ne kadar sizlerin hakkı ise, bu da onların hakkı..