Ev kadınlarının Türkiye’de geçirdikleri sürelerde borçlanılır

25 Mart 2022

Yurtdışında  ikamet etmiş ev kadınlarının, yurtdışında bulundukları süreler 3201 sayılı Kanun uyarınca borçlanılabilmektedir.

Yurtdışında yaşayıp  Türkiye’ye gelinip kalınan ve geri dönülen süreler arasındaki sürelerin borçlanılmasına Kurum izin vermemekte idi.

Örneğin her yıl 2 ayını anavatınında geçiren bir  ev kadını her yıl 12 ay değil 10 ay borçlnabiliyor. Türkiye’de olduğu süreler borçlanma süresinden sayılmıyordu.

Yargıtay yeni kararı ile ev kadınlarının yurt dışında geçen tüm sürelerinin borçlanılabileceğine karar vermiştir.

Başka ülkelere tatile giden ev kadınları ile anavatanında zaman geçiren kadınlar arasında farkın ortadan kalkmış ve ülkemize gelmek adeta bir ceza olmaktan çıkarıldığı için yargıya teşekkür ederiz.

Karar Örneği

Yargıtay  10.Hukuk Dairesi         2020/4281 E.  ,  2021/8412 K.

Dava, 01.12.1993 – 26.09.1994, 25.03.1995 – 15.04.1995, 29.06.1995 – 16.08.1996, 06.07.2000 – 09.08.2000, 09.07.2001 – 30.11.2002 tarihleri arasını Almanya ev kadınlığı süresi olarak 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanılabileceğinin tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davacı vekilince istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, aksine davalı Kurum işleminin iptali ile 3201 sayılı Kanun kapsamında Almanya’da geçen ev kadınlığı süresinden Türkiye’de bulunduğu süreler dışlanmaksızın 01.12.1993 – 26.09.1994, 25.03.1995 – 15.4.1995, 29.06.1995 – 16.08.1996, 06.07.2000 – 09.08.2000, 09.07.2001 – 30.11.2002 tarihleri arasında borçlanma hakkı olduğunun tespitini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili yapılan işlemlerde hukuka aykırı bir husus bulunmadığından davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemesince “… Dava konusu olayda davacının 19/02/1991 tarihinden itibaren Almanya’ da ikamet ettiğine dair ikamet belgesini kuruma ibraz ederek Yurtdışı Hizmet Borçlanma başvurusunda bulunduğu, ancak davalı kurum tarafından ikamet belgesine rağmen davacının yurda giriş çıkış kayıtları değerlendirmeye esas tutularak davacının Türkiye’ de bulunduğu tarihleri borçlanmasına ilişkin talebinin reddedildiği, Yurtdışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmeliğin 9/2 maddesine göre ev kadını olarak geçen sürelerin, yurtdışında oturulduğuna dair alınacak ikamet belgesinin onaylanmış tercümesi ile belgelendirilmesinin arandığı, yönetmelik gereği ikamet belgesinin temin edilememesi halinde emniyet müdürlüklerinden alınacak yurda giriş ve çıkış çizelgesi aranması gerektiği, davalı Kurum tarafından yönetmelik hükümlerine aykırı davranılarak ve kurum içi genelge gerekçe gösterilerek ikamet belgesinin mevcut olmasına rağmen giriş çıkış kayıtlarına göre işlem yapılması yerinde görülmediğinden davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir…” gerekçesi ile, “…1-Davanın kabulü ile,
Davacının 01/12/1993 – 26/09/1994, 25/03/1995 – 15/04/1995, 29/06/1995 – 16/08/1996, 06/07/2000 – 09/08/2000, 09/07/2001 – 30/11/2002 tarihleri arasında Türkiye’de bulunduğu süreleri 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanma hakkı olduğunun tespiti ile aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline,…” karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince “… Yukarıda değinilen yasal düzenlemeler ve Yargıtay içtihadı kapsamında eldeki davada; davacının yurtdışında ev kadını iken, Türkiye’de fiilen geçirdiği dava konusu 01.12.1993 – 26.09.1994, 25.03.1995 – 15.04.1995, 29.06.1995 – 16.08.1996, 06.07.2000 – 09.08.2000, 09.07.2001 – 30.11.2002 tarihleri arasındaki süreler bakımından 3201 sayılı Kanun kapsamında yurtdışı hizmet borçlanması yapabilmesi mümkün olmamasına karşın, yanılgılı değerlendirme yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi usûl ve esas yönlerden hukuka aykırı olduğu kanaatine varılmıştır. Hal böyle olunca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca, düzeltilmek üzere incelenen kararın kaldırılması ve davanın reddine dair esas hakkında yeniden karar verilmesi gerekmiştir.
Ayrıca, sonuca etkisinin bulunmaması nedeniyle “27.06.2012 ilk talep tarihindeki asgari ücretler üzerinden borçlanmanın yapılması ve borçlanma tutarlarının ilk talep tarihine göre belirlenmesine” ilişkin dava konusu yapılan istemin ayrıca değerlendirilmesine gerek kalmadığını da belirtmek gerekir….” gerekçesi ile, “…A-)Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile … 5. İş Mahkemesinin 25.05.2018 tarih ve 2017/298 Esas – 2018/205 Karar sayılı kararının, HMK’nin 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden karar verilmesine,
1-)Davanın reddine,…” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU NEDENLERİ
Davacı vekili, usul ve yasaya aykırı kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ
Eldeki dosyada, davacının Almanya’da 19.2.1991 – 21.12.2000 tarihleri arasında ikametgah kaydının bulunduğu, 16.09.2004 tarihi itibariyle izinle Türk Vatandaşlığından çıktığı, 21.04.2017 tarihinde Kuruma verdiği yurtdışı ev hanımlığı, çalışılan ve boşta geçen sürelerden 19.2.1991 tarihinden itibaren 5300 gün borçlanma talebinde bulunduğu, davalı Kurum tarafından 19.02.1991-15.09.2004 tarihleri arasında Türkiye’de geçen süreler dışlanarak 3626 günlük tahakkuk yapıldığı, davacının yapılan tahakkuka itirazının reddi üzerine eldeki davanın açıldığı, İlk Derece Mahkemesince talep gibi 01.12.1993-26.09.1994, 25.03.1995-15.04.1995, 29.06.1995-16.08.1996, 06.07.2000-09.08.2000, 09.07.2001-30.11.2002 tarihleri arasında borçlanma hakkının olduğuna karar verildiği, davalı Kurum vekilinin istinaf talebi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacının yurtdışında ev kadını iken, Türkiye’de fiilen geçirdiği süreler bakımından 3201 sayılı Kanun kapsamında yurtdışı hizmet borçlanması yapabilmesi mümkün olmaması gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Karar eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır.
Davacının yurtdışı ikamet süresi başlangıcı olan 19.02.1991 tarihinden Türk Vatandaşlığından izinle çıktığı 15.09.2004 tarihi arası dönemi (4877 gün) tamamen borçlanması mümkün olup buna göre talep gibi karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 16.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.