FORUM- EVLİLİK NEDENİYLE FESİHTE KIDEM TAZMİNATI- SSK İDARİ PARA CEZALARINA KARŞI İTİRAZ USULÜ DEĞİŞTİ…

18 Şubat 2006

            EVLİLİK NEDENİYLE FESİHTE KIDEM TAZMİNATI     


            Ali bey, çalışanlarımızdan bir bayan yaklaşık üç yıl kadar yanımızda çalıştı ve bir ay kadar önce de istifa ederek ayrıldı. Şimdi de noter aracılığıyla bize tebligat göndermiş ve evlilik nedeniyle işinden ayrıldığını belirterek bizden üç yılın kıdem tazminatını talep ediyor. Bu konuda ne yapmalıyız, kıdem tazminatı ödemeli miyiz? KADİR YEŞİLYURT


 


            Kadir bey,


            1475 Sayılı İş Kanunu yerine gelen 4857 İş Kanunu gereğince, halen geçerli olan 1475 Sayılı İş Kanun’unun 14 üncü maddesine göre,” …veya kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet aktinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır.”


            Ayrıca, konunuzla benzer olan bir durumda Yargıtay’ın bir kararı da var ve aşağıda yayınlıyorum.


 


            Kutu… Kutu… Kutu… Kutu… Kutu… Kutu… Kutu…


 


Yargıtay 9. Hukuk Dairesi


Esas No: 2003/16699


Karar No: 2004/11271


Tarih: 11/05/2004


 


            KARAR ÖZETİ:


            Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre davacı “bayan işçi 14/06/2002 tarihinde evlenmiş ve 31/08/2002 tarihinde istifa ettiğini belirterek işyerinden ayrılmıştır. Anılan dilekçede davacı işçi iş sözleşmesinin feshi için neden göstermemiştir. Daha sonra davalı işverene gönderdiği ihtarnamede ise iş sözleşmesinin evlilik sebebiyle feshedildiğini belirtmiş ve kıdem tazminatı isteğinde bulunmuştur. Davacı işçi işten ayrılmayla ilgili anılan dilekçesinde belli bir neden göstermediğine göre, sonradan fesih nedenini değiştirmiş değildir.     Böyle olunca yapılan feshin, kadın işçinin evlenmesi sebebine dayandığı kabul edilmelidir.


 


            YARGITAY KARARI:


            Taraflar arasındaki, kıdem tazminatının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle reddine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11/05/2004 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat M.T.Ö. ile


            “Karşı taraf adına Avukat S.S. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşündü:


 


            Davacı işçi, iş sözleşmesini evlilik sebebiyle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı isteğinde bulunmuş, mahkemece davacının istifa etmek suretiyle ayrıldığı gerekçesiyle isteğin reddine karar verilmiştir.


            Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre davacı bayan işçi, 14/06/2002 tarihinde evlenmiş ve 31/08/2002 tarihinde istifa ettiğini belirterek işyerinden ayrılmıştır. Anılan dilekçede davacı işçi iş sözleşmesinin feshi için neden göstermemiştir. Daha sonra davalı işverene gönderdiği ihtarnamede ise iş sözleşmesinin evlilik sebebiyle feshedildiğini belirtmiş ve kıdem tazminatı isteğinde bulunmuştur. Davacı işçi işten ayrılmayla ilgili anılan dilekçesinde belli bir neden göstermediğine göre, sonradan fesih nedenini değiştirmiş değildir. Böyle olunca yapılan feshin, kadın işçinin evlenmesi sebebine dayandığı kabul edilmelidir.


            Davacı kadın işçinin 1475 sayılı İş Kanununun 14/1. Maddesine uygun olarak evlilikten itibaren bir yıl içinde iş sözleşmesini feshi nedeniyle kıdem tazminatı isteğinin kabulüne karar verilmelidir.


 


            SONUÇ:


             Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 375.000.000 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11/05/2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.


 


 


 


 


            Kutu… Kutu… Kutu… Kutu… Kutu… Kutu… Kutu…


 


            SSK İDARİ PARA CEZALARINA KARŞI İTİRAZ USULÜ DEĞİŞTİ…


            15.02.2006 gün ve 26081 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan, “T.C. Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur’dan  Aylık veya Gelir Almakta Olanlara Ek Ödeme Yapılması ile Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur’dan Aylık veya Gelir  Almakta Olanlara Ödenen Gelir ve Aylıklarda 2006 Yılında  Yapılacak Artışlar ve Bazı Kanunlarda Değişiklik  Yapılması Hakkında Kanun” ile sadece emekli aylıklarının artışı konusu belirlenmedi bazı kanunlarda da değişiklik yapıldı. Bunlardan en önemlilerinden biri de daha önce bu köşeden duyurduğumuz Uyuşmazlık Mahkemesi kararı gereğince, SSK’nın uyguladığı idari para cezalarına karşı açılacak dava yeri konusu olup yeni düzenleme aşağıdaki gibidir.


 


            MADDE 5 — 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 140 ıncı maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.


            “İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ edilmekle tahakkuk eder ve tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödenir veya aynı süre içinde Kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde yetkili sulh ceza mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idarî para cezası kararı kesinleşir. Sulh ceza mahkemesinin verdiği son karara karşı, yargı çevresinde yer alan ağır ceza mahkemesine itiraz edilebilir. Bu itiraz, kararın tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde yapılır. 2.000 Yeni Türk Lirası dahil idarî para cezalarına karşı sulh ceza mahkemesine başvuru üzerine verilen kararlar kesindir. Mahkemeye başvurulması cezanın takip ve tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödenmeyen idarî para cezaları, bu Kanunun 80 inci maddesi hükmüne göre tahsil edilir. İdarî para cezalarının, Kuruma itiraz ve yargı yoluna başvurulmaksızın tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde peşin ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme, idarî para cezasına karşı kanun yoluna başvurma hakkını etkilemez.”


 


            Madde metninden de görüleceği üzere SSK’nın uyguladığı idari para cezalarına karşı işverenler öncelikle,


            -Cezanın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde SSK Sigorta Müdürlüğüne itiraz edecekler…


            -SSK tarafından itirazları reddedilenler de red kararının  kendilerine tebliğ tarihinden itibaren yine 15 gün içinde yetkili Sulh Ceza mahkemesinde dava açacaklardır.


            -2000 YTL ve üzeri idari para cezaları için, Sulh ceza mahkemesinin verdiği karara karşı da kararın tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde yetkili Ağır Ceza Mahkemesine başvurulabilecektir.


            -Şayet, idari para cezalarına karşı SSK’ya itiraz ve mahkemeye başvurulmadan 15 günlük ödeme süresi içinde ödenmesi halinde dörtte biri terkin edilip, sadece dörtte üçü ödenecektir.


            -Bu şekilde ödeme yapıldıktan sonra Kuruma itiraz edilebilir ve mahkeme yoluna da gidilebilir. Bu şekilde ödeme yaparak mahkeme yoluna başvurmak ilerde mahkeme kaybedildiğinde ödenmesi gereken gecikme zamlarından kurtulmanızı temin edecektir.