HABERTÜRK-AB’de sona bırakılan fasıllar halkın cebini ilgilendiriyor
2 Aralık 2009
AB’de sona bırakılan fasıllar halkın cebini ilgilendiriyor
AB ile yürütülen tam üyelik müzakerelerin AB ile uyum çerçevesi içinde çeşitli fasıllar açılıyor ama sona bırakılan fasıllar halkı ve çalışanları-emeklileri direkt ilgilendiren hususlar ve şu ana kadar açılan fasıllar ise sermaye ve işverenler ile ilaç ve sağlık yatırımcılarına yaradı…
Açılacak olan fasıllar ise denge sağlayacak olan fasıllar ama ne yazık ki işçileri ilgilendiren “sosyal politikalar ve istihdam” sanırım en sona kalacak gibi görünüyor…
***Açılabilecek 5 fasıl kaldı
AB ile yürütülen tam üyelik sürecinde bir çok fasıl açıldı ve açılması tamamen ertelenen 8 fasıl dışında açılmayı bekleyen 5 fasıl daha bulunuyor.
Açılabilecek fasıllar şunlar
1-27 inci fasıl “Çevre”
2-5 inci fasıl “Kamu ihaleleri”
3-8 inci fasıl “Rekabet”
4-19 uncu fasıl “Sosyal politikalar ve istihdam”
5-12 inci fasıl “Gıda güvenliği, hayvan ve bitki sağlığı”
Kamu ihaleleri ve rekabet konusunun ne kadar önemli olduğu, soygun-vurgun düzeninin sona erdirilmesinin yolunun kamu ihalelerine çeki düzen vermekten geçtiği ve dürüst işverenin çoğalması içinde rekabet şartlarının tam oluşturulmasının gereğini de atlamamak gerekir.
***8 Fasıl vetolu ve sadece (işe yaramaz) tek bir fasıl bitirebildik
Avrupa Birliği Aralık 2006’da Türkiye’nin limanlarını Rum Kesimi’ne ait gemi ve uçaklara açmadığından sekiz fasıl için müzakereleri askıya almıştı. Öte yandan yine bu gerekçe ile de açılmış ve görüşmeleri devam eden fasılların kapanmasını da sorun çözülene kadar durdurmuştu. Ayrıca, bu sekiz fasıldan başka Rum Kesimi da kendi veto hakkını kullanarak, eğitim ve kültür faslı ile enerji fasıllarını da durdurmuştu.
Başlayan fasıllara göre ise Türkiye sadece 11 fasılda görüşmelere başlayabildi ve sadece bir faslı, “bilim ve araştırma” faslını kapatabildi. Fakat bu fasıl esasan AB müktesabatı bile sayılmıyor. Sonuç olarak sadece bir fasıl kapattık ama o da bir işe yaramıyor.
***Çevre ve Gıda Güvenliği
Bu fasılın açılması ile ülke vatandaşlarının sağlıklı bir çevrede ve sağlıklı gıda almalarının yolu temin edilecek ki, koruyucu sağlık hizmetlerinin iki temel ayağı yerli yerine oturtulursa, ülke vatandaşlarının hastalanmasının önüne geçilmiş olacaktır. Ancak unutmamak gerekir ki koruyucu sağlık hizmetleri sağlanırsa, tedavi edici sağlık hizmetlerine harcanacak para azalacaktır. Ülkemizin en büyük sosyal güvenlik gideri de tedavi edici sağlık giderlerinden oluşmaktadır. Son yıllarda da tedavi edici sağlık yatırımları da hızla artmıştır. Bu sebeple tedavi edici sağlık yatırımcıları (ki genelde yabancı sermayedir) bu fasılın açılmasının daha da geciktirilmesini isterler.
*** “Sosyal politikalar ve istihdam” ne içeriyor
Çalışanların daha doğrusu emeği ile geçinen ve geçinmiş (emeklilerin) olanların sosyal haklarını iyileştirecek olan bu fasıl ülkemiz tarafından sona bırakılmış olan fasılların başında geliyor.
İçeriğine gelince AB ülkeleri içinde aşağıdaki koşulların sağlanmasını içeriyor.
-Hakkaniyete uygun ücret alma,
-Asgari ücret ve sosyal yardım konusunda sosyal bir koruma,
-Örgütlenme özgürlüğü ve toplu pazarlık hakkı,
-Yaşam ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi,
-İşçilere bilgi verme, danışma ve yönetime katılma,
-İşyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin korunması,
Şayet, yukarıdaki fasıl açılır ve yukarıda koşullar sağlanırsa çalışanlar yani emeği ile geçinenlerin durumunda gerçekten harika değişiklikler olacak. Tabi fasıl açılırsa…
***Yeşil kitap ve ortak iş hukuku
AB istihdam Komiseri, Vladimir SPİD tarafından 2006 yılında açıklanan, “AB İş Hukukuna İlişkin Yeşil Kitap” ortak bir iş hukuku uygulamasını amaçlamaktadır. Esasen, eskiden beridir Avrupa düzeyinde kabul edilen direktifler, sosyal tarafların yapmış olduğu bağlayıcı anlaşmalarla da birleşerek Avrupa İş Hukuku olarak adlandırılabilecek bir mevzuat ortaya çıkmıştı ama Yeşil Kitap ile bu resmileşti, belirginleşti.
***Ortak sosyal güvenlik normları
AB ülkeleri arasında ortak bir sosyal güvenlik sistemi yoktur ama kişilerin serbest dolaşımının önündeki engellerin kaldırılması amacıyla, üye ülke sosyal
güvenlik mevzuatlarının koordinasyonunu sağlamayı amaçlamıştır. Bunu temin için de Sosyal Güvenlik Rejimlerinin İstihdam Edilenlere ve İstihdam Edilen Kişilerin Toplulukta Serbest Dolasan Aile Bireylerine Uygulanmasına dair 1408/71 sayılı Tüzük ve sonrasında da bu Tüzüğün uygulanmasını sağlayan 574/72 sayılı Tüzüğü kabul etmiştir.
Buna göre;
1-Hastalık ve analık ödenekleri,
2-Maluliyet ödenekleri,
3-Yaşlılık (emeklilik) aylıkları,
4-Dulluk aylıkları,
5-İş kazaları ve meslek hastalıkları ödenekleri,
6-Ölüm aylıkları,
7-İşsizlik ödenekleri,
8-Aile yardımları
Olarak sekiz başlık altında toplanmıştır. Ülkemizde sonuncusu halen uygulanmaya başlamamıştır. Diğerleri vardır ama AB seviyesinde değillerdir.
Doğum sebebiyle iş bırakılamaz
Soru: Eşim SSK çalışanı ve yeni doğum yaptı. Şimdi eşim çocuktan dolayı işini bırakmak zorunda ve başka bakacak kişi olmadığı için kendi isteğiyle de olsa işten ayrılsa kıdem tazminatını alma hakkı var mıdır? Mustafa Güneş Babadağ/Denizli
Cevap: 1475/14. maddesi gereğince evlilik nedeniyle işten ayrılan bayanlara kıdem tazminatı hakkı doğuyor fakat bir bayan doğum sonrası işten ayrıldığı taktirde bu hakka sahip olamıyor. Bu sebeple doğum sebebiyle işini bırakana işveren tazminat ödemek zorunda değildir.