HABERTÜRK-Bağ-Kur borcu ile SSK veya memuriyetten emekli etmeyen SGK’yı dava eden vatandaşlar dize getirdi

15 Mart 2010

Bağ-Kur borcu ile SSK veya memuriyetten emekli etmeyen SGK’yı dava eden vatandaşlar dize getirdi


 


SSK veya Memuriyetten emekli olmak isteyenlerden bazılarının geçmişte kısa süre de olsa Bağ-Kur’a borcu varsa, SGK üç-beş ay sonra Bağ-Kur’u borcunu ödetip, emekliliğini de başvuru tarihinden değil, borcu ödedikten sonraki ay başından başlatınca, vatandaşlar SGK’yı dava ettiler, bütün davaları kaybeden SGK şimdi bu hatasını gizlice düzeltti…


 


 


Sayın Ali TEZEL, 30 Eylül 1961 doğumluyum. İlk defa 1 Kasım 1984 yılında sigortalı oldum. 2004 yılına kadar 4000 gün prim ödedim ve işten ayrıldım. 1.1.2005 ile 30.5.2008 arasında vergi mükellefiyeti nedeniyle 1230 gün Bağ-Kur primi ödedim. 1.7.2008 tarihinde sigortalı çalışmaya başladığım şirkete % 10 ortak oldum. Sigortamda kesinti olmadığı için 30 Kasım 2009 tarihine kadar 510 gün SSK primi ödedikten sonra aynı gün çıkış yapıp emeklilik başvurusu yaptım. Bağ-Kur’a 2005 yılında verdiğim bildirgeye sigorta hizmetim olduğunu yazmama rağmen basamak intibakımı yapmamışlar. Emekliliğe başvurduktan sonra basamak intibakı nedeniyle bana 330 TL borç çıkardılar. Bu parayı 25 Şubat 2010 tarihinde ödedim ama bu seferde emekli başvurusundan basamak intibakı borcunu ödediğim süreler arasında da beni Bağ-Kur’lu sayıp, son 7 yıl hesabından emekli başvurumu reddetmişler. Bu nasıl bir kanunsuzluk ve bu nasıl reform yasası… Ne yapmalıyım, ne olur yardım edin. İsmi saklı


 


 


Hepimize reform yasası diye yutturulmaya çalışılan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun emeklilik hükümlerini anlatmadan önce sizlere Medeni Kanunun 2. ve 3. maddesi hakkında bilgi vereceğim. Medeni Kanunun 2. maddesine göre; “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” Buna benzer şekilde 3. maddesine göre; “Kanunun iyiniyete hukukî bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır. Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz.”


Şimdi Medeni Kanuna göre, kendisine daha önce sigortalı olduğunu belirten, bir anlamda da basamak intibakının yapılmasını bekleyen vatandaşa 5-10 sene sonra emekliliğe başvurduğu esnada basamak intibakı yaparak vatandaşın emekliliğini elinden alan SGK’nın bu işlemi hangi dürüstlük kuralına uyar ve SGK kendisinden beklenen özeni göstermeyerek ne hakla iyiniyetli olduğunu iddia edebilir yorumunu sizlere bırakıyorum.


Gelelim Reform yasası diye bizlere lanse edilen ancak foyası yavaş yavaş ortaya çıkan Kanunun emeklilikle ilgili hükümlerine.


5510 sayılı Kanunun 28. maddesinde, 4-b sigortalılarına yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için ayrıca, emeklilik prim ödeme süresinden başka yazılı talepte bulunduğu tarih itibarıyla genel sağlık sigortası primi dahil kendi sigortalılığı nedeniyle prim ve prime ilişkin her türlü borcunun olmamasının  zorunlu, olduğu bu maddenin uygulamasına ilişkin usûl ve esasların, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği hüküm altına alınmıştır. Görüldüğü üzere Kanun hükmü, çıkarılacak yönetmeliğin sadece 4/b sigortalılarının borcunun bulunmasına halinde yapılacak işleme yöneliktir. Ancak SGK’nın hukuk bilmezleri kurnazlıkla yönetmeliğin 61. maddesine kanuna aykırı bir maddeyi çaktırmadan monte etmiştir Yönetmeliğin 61. maddesinde; 4-b kapsamında geçen hizmetlerle birlikte 4-a ve 4-c kapsamından emekli olacakların aylık başlangıcı  4-b sigortalılığına ilişkin prim ve prime ilişkin her türlü borçların ödendiği tarih itibarıyla geçerli sayılarak aylığın bu tarihi takip eden ay başından itibaren başlayacağı hüküm altına alınmak suretiyle 5510 sayılı Kanunda olmayan bir hükmün Yönetmelikte düzenlendiği anlaşılmaktadır.


SGK’nın kurnazları Yönetmelikle yetinmemiş aynı hukuksuz düzenlemeyi Tebliğ’e eklemiş, yine hızını alamamış olacak ki; 11.09.2009 tarih 2009-114 sayılı Genelge’de 4-b kapsamında hizmeti bulunmakla birlikte hizmet birleştirilerek,e aylığın bağlanacağı sigortalılık halinin 4-a olması durumunda, tahsis talep tarihine göre aylık bağlanabilmesi için 4-b kapsamında prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması gerektiği belirtmiştir.


Esasında, Kanunun 28. maddesinden de net olarak anlaşılacağı üzere, 4-b sigortalılık  hizmetleriyle 4-a kapsamında aylığa hak kazanan sigortalıların aylıklarının 4-b sigortalığına ilişkin prim borcunun ödendiği ayı takip eden aybaşından itibaren başlayacağına ilişkin bir hüküm yoktur. Kanundaki düzenleme, “4-b sigortalılarına aylık bağlanabilmesi için ayrıca, yazılı talepte bulunduğu tarih itibarıyla genel sağlık sigortası primi dahil kendi sigortalılığı nedeniyle prim ve prime ilişkin her türlü borcunun olmaması olduğu için kanun hükmü sadece 4-b sigortalılarını ilgilendirmektedir. SGK’nın uygulaması Kanuna aykırıdır. Kanun metni sosyal sigorta ilkesine aykırı hukuktan anlamaz birisi tarafından zorlamayla yorumlanmış, Yönetmelik ve Tebliğ’de Kanunda olamayan bir düzenlemeye yer verilmiştir.


Burada bir hususu özellikle belirtmek istiyorum. SGK kendisine 14.215 TL’den az borcu olan işverenlere borcu yok belgesi vererek ihaleye girmelerine müsaade etmekte aynı cömertliği gariban sigortalılara göstermemektedir. Unutmadan belirtelim, SGK’nın sigortalılara tanıdığı borç sınırı 15 TL, Yani İşçi Emeklileri Derneğinin Emekli Sandığına tabi Başkanına, emekli sigortalılardan aktardığı 18 TL’den bile az…


Ülkemiz bazıları ne kadar beğenmese de hukuk devleti, SGK’nın bu yanlış uygulamasını mahkemelere taşıyan sigortalılar açtıkları davaları birer birer kazanmaya başlayınca SGK hemen geri adım atmaya başladı. Bunu açık açık Genelgelerle duyurma yerine genel yazılarla SGK İl Müdürlüklerine bildirmeye başladı. Son olarak İstanbul SGK İl Müdürlüğü’ne gönderdiği 22 Şubat 2010 tarihli 63730 sayılı yazı ile, “Aylık talep tarihi itibariyle basamak intibakından kaynaklanan borcu ödeyen sigortalıların bu ödemelerinin “geçmiş tarihli prim değerlendirilmesine” alınmak suretiyle aylık talep tarihi itibari ile borçsuz olmasının sağlanması halinde, aylık talep tarihini takip eden aybaşı itibariyle yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğini duyurmuştur.


Siz ve sizin gibi olanlar da hemen ilgili müdürlüğe dilekçeyle başvurarak kendisine aylık bağlanmasını talep etsin. Biliyorsunuz SGK memurlarının dilekçe almam demeleri çok rastlanan bir durum Bu nedenle, SGK memuru dilekçeyi almam derse aşağıdaki yazıyı kendisine okutsun…


 


 


 


 


T.C.


SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BŞKANLIĞI


Sigortalı Emeklilik İşlemleri Daire Başkanlığı


 


Sayı     : B.13.2.SGK.0.10.01.00.BKİK/5198


Konu  : Tahsis Talep Tarihi                                                              22.02.2010-63730


 


SOSYAL GÜVENLİK İL MÜDÜRLÜĞÜNE


İSTANBUL


 


İlgi: 10/02/2010 tarihli ve 2.218.269 sayılı yazı


 


İlgide kayıtlı yazınız incelenmiş olup, bilindiği üzere 2829 sayılı kanunun 4 üncü maddesine göre Kurumlara tabi çeşitli işlerde çalışmış olanların hizmet süreleri, aynı tarihlere rastlamamak kaydıyla bu kanuna göre aylık bağlanmasına hak kazandığında birleştirmekte ancak hizmet süreleri toplamının aylık bağlanmasına yeterli olmaması halinde bu kanun hükümleri uygulanmaktadır.


 


Diğer  taraftan 2009/114 No’lu Genelgenin tetkikinden de anlaşılacağı üzere kurumuza tahsis talebinde bulunan 4 (a) ve (b) sigortalılarının tahsis talep tarihi itibariyle kanunda ön görülen aylık bağlama şartlarına yerine getirip getirmediklerine bakılarak aylık bağlama işlemleri gerçekleştirmekte,  yaşlılık aylığı talebinde bulunan sigortalıların yaşlılık aylığından yararlanma şartlarından birisini taşımadıkları için taleplerinin reddedilmesi Kanuni şartlara haiz olduklarında yeniden talepte bulunmalarının bildirilmesi ve yeni talep tarihini takip eden aybaşından itibaren aylık bağlanması kanun gereği ise de; sigortalıya affedilecek bir kusurun bulunmaması zamanında Kurumumuz tarafından gerekli kontroller yapılmak suretiyle yaşlılık aylığı talepleri alınıp, aylık bağlanması esnasında tespit edilemeyen veya daha sonra Kurumumuzdan kaynaklanan bir nedenle yaşlılık aylığı taleplerinin geçersiz olduğu tespit edilen sigortalılarımızın müktesep bir hak oluştuktan sonra aylıklarının iptal edilerek mağdur edilmesinin iyi niyet kuralı ise bağdaştırılması mümkün değildir.   


   Bu durumda aylık bağlanması için talepte bulunan daha sonra Kanunda aranan aylık bağlanabilmesine ilişkin hizmet süresini doldurmadığı tespit edilen sigortalıların aylık taleplerinin reddedilmesi, kanunda aranan aylık bağlanabilmesine ilişkin hizmet süresini doldurmakla beraber sigortalılık süreleri basamağı değişen veya prim borcu çıkan sigortalılar ile hizmetlerinin sonucu yapılan basamak intibakı nedeniyle prim borcu çıkan sigortalıların ise aylık taleplerinin reddedilmeyerek değişen durumlarına göre aylık talep tarihi itibariyle çıkan ve ödenecek tarihe kadar cezalarıyla birlikte ödettiren borcunun geçmiş tarihli prim değerlendirilmesine  alınması halinde taleplerinin geçerli sayılması gerekmektedir.


 


Buna göre 01/10/2008 tarihinden sonra tahsis talebinde bulunan ve bütün yükümlülükleri yerine getirmek şartı ile daha önce yapılandırmadan faydalanmak suretiyle aylık talep tarihi itibariyle çıkan borçların ödemelerine rağmen hizmetlerinin birleştirmesinden dolayı basamak intibakı yapılması nedeniyle talep tarihi itibariyle yeniden borcu çıkan 4(b) ye tabi sigortalıların yukarıda izah edilen nedenlerden dolayı aylık talep tarihi itibariyle çıkan ve ödettiren borcunun “geçmiş tarihli prim değerlendirilmesine” alınmak suretiyle aylık talep tarihi itibari ile borçsuz olması sağlanması halinde kendilerine aylık talep tarihini takip eden aybaşı itibariyle yaşlılık aylığı bağlanması gerekmektedir.


 


Bilgi edinilmesini rica ederim.