HABERTÜRK-Başlarken-Parayı Halka Dağıtın-Anneniz bilmiyor ama 2006 yılından beridir aylıkları sizi bekliyor –İsteğe bağlıya devam edebilirsiniz–SSK’dan 48, Bağ-Kur’dan 49 yaşında emekli olursunuz
2 Mart 2009
Başlarken
İlköğretimden, üniversite eğitimine kadar HAKLARINIZI ÖĞRENMENİZİ İSTEMEDİKLERİNDEN, BİLİNÇLİ olarak hiç mi hiç eğitimi verilmeyen sosyal güvenlik ve çalışma hayatımızda geçirdiğimiz sürelere bir göz atarsak görürüz ki, sosyal güvenlik haklarımız biz doğmadan hatta (tüp bebek ile) biz daha anne karnına düşmeden başlıyor ve biz vefat ettikten sonra dul-yetim aylıkları ile devam ediyor, iş yaşamımız ise 15 yaşında başlayıp 65 yaşına kadar devam edip hayatımızın büyük bir kısmını kapsadığı gibi günlük yaşantımızın en az yarısı işyerlerinde geçiyor.
Ancak, iş, işyeri, izin, mesai, emeklilik, iş kazası, ikramiye, fazla çalışma, prim vs gibi hiçbir şeyi bilmeden çalışmaya başlıyor, hayatımızın bazı bölümlerinde de haklarımızın bir çoğunu alamadan da ölüp gidiyoruz.
Haklarımızı bilmediğimiz gibi borçlarımızı da bilmiyoruz ki iş hayatımızda, işçi-işveren-devlet üçlüsünde gereksiz çatışmalara neden olan bu bilinçsizlik-bilgisizliği giderecek, bir makam-mevki yer yok. Sağdan, soldan, kulaktan dolma bilgilere itibar ederek, çalışıyoruz. İşte bu durumda bize yani Çalışma Hayatı- Sosyal Güvenlik uzmanlarına çok iş düşüyordu ki tam 12 yıldır sizlerin soru ve sorunlara cevap bulmaya çalışıyordum ki Habertürk Gazetesi yönetiminden davet geldi, kabul ettim.
İşte bu nedenle de ocak ayının başından beri herhangi bir gazetede yazmıyor Habertürk’ü bekliyordum. Tam 12 yıldır kesintisiz yazarken, 2 ay yazmadan beklemek bana çok zor geldi hatta alışamadım. Artık, buradayım ve bundan çok da memnunum, her hafta mesai günlerinden beş gün sizlere bu sayfadan sesleneceğim. Sorularınıza cevap, sorunlarınıza çözüm getirmeye devam edeceğim. Soru ve sorunlarınızı ….. e-posta adresimden,0212 … faks numaramdan gönderebileceğiniz gibi gazete adresimize mektupla da iletebilirsiniz.
Krizden işverenden çok işsizler etkilenir
Parayı işverene değil halka dağıtın
İşverenlerimiz, sermayedarlarımız örgütlü ve çok sesleri çıkıyor, geniş halk yığınlarının ise örgütleri yok veya sesleri çok az çıkıyor. İşveren ve sermaye örgütleri bizi destekleyin, para verin, yüklerimizi azaltın krizden az etkilenelim, işçi çıkarmayalım diyorlar. Bana göre haksızlar ve doğruyu ifade etmiyorlar.
Krizin sebebi talep yetersizliği değil mi? Talep olmayınca, üretim olmuyor, üretim olmayınca istihdam olmuyor, istihdam olmayınca talep olmuyor, bir nevi krizi daha da derinleştiren sarmal yaşanıyor.
1-Serbest piyasa ekonomisi devlet desteği ister mi?
Son 30 yıldır ülkemizde serbest piyasa ekonomisi uygulanıyor ve uygulamayı savunanlar, devlet, piyasada sadece düzenleyici ve denetleyici olsun, bizler de serbest piyasa ekonomisi içinde üretelim, fiyatı pazar belirlesin yani arz-talep belirlesin diyorlardı. Şimdi de ağız değiştirmişler ve diyorlar ki devlet bize destek çıksın para versin, vergi almasın, prim almasın. Devlet bizi desteklesin, daha düne kadar gölge etmeyin diyenler şimdi üstümüze şemsiye tutun diyorlar. Yani milletin parasını bize verin diyorlar. Esaslı geliri dolaylı vergiler olan (şekerden, ekmekten, sudan toplanan) paralar ile işsizlere para verilmesi için toplanan İşsizlik Sigortası Fonuna göz dikmişler.
2-Destek işverenlere verilsin mi?
Ülke, serbest piyasa ekonomisi değil mi, piyasaya ayak uyduramayan şirket gider piyasa yenisini getirir, merak etmesinler kendi şirketleri batınca dünyanın sonu gelmez. Birilerinin dediği gibi mezarlıklar vazgeçilmezler ile dolu.
Diyelim ki İşsizlik Fonunda biriken 37 milyar (katrilyon) lira işverenlere dağıtıldı. Bu neyi değiştirir, sadece birkaç ay işçi çıkartılması engellenebilir ama talep yaratmayacağından sonunda para bitince işçiler işsiz kalmaya başlar.
Bu arada piyasa ekonomisine müdahale edildiği için bazı şirketler kapanmayacak, kötü olan işadamlarının bir müddet daha işlerine devam etmesi sağlanacağından, fırsat bekleyen daha akıllı, daha piyasaya uygun işadamlarının çıkmasına da engel olacağız.
3-Devlet para dağıtacaksa halka dağıtmalı
Bir para dağıtılacaksa bu halka yani geliri ile geçinen, aldığını yiyeceğe, içeceğe, ısınmaya verenlere dağıtılmalıdır ki, talep yaratsın, üretimi tetiklesin, istihdama fayda sağlasın. Özellikle sosyal devlet ilkesinin de gereği olarak işsizlere verilen, işsizlik ödenekleri tıpkı kısa çalışma ödeneği gibi arttırılabilir. Her haneye 1000 lira gibi eşit tutarda para dağıtılabilir. İşyeri açmak, esnaflık yapmak isteyenlere faizsiz ve belirli bir süre geri ödemesiz kredi olarak da verilebilir.
Anneniz bilmiyor ama 2006 yılından beridir aylıkları sizi bekliyor
1999 tarihinde vefat etmiş olan babamın 01.09.1977 tarihinde SSK girişi var ve toplam gün sayımı 1041 gün bana ve anneme maaş bağlanabilir mi? Annem SSK emeklisidir. Eksik gün sayısı için ödeme yapabilir miyiz? Bana bununla ilgili cevap gönderebilir misiniz? Canan Büyükdurmuş
Sayın okurum, babanız 22 yıllık sigortalı iken vefat etmiş. 2006 yılı kasım ayına kadar SSK’lı birisi vefat ettiğinde geride kalan eş ve çocuklarına dul-yetim aylığı bağlanabilmesi için ya en az 1800 günü olmalı ya da 1800 günü olmamakla birlikte en az beş yıldan fazla süredir sigortalı olup sigortalı olduğu her yıl için ortalama 180 günü olması gerekmekteydi. Mesela 5 yıldan beri sigortalı olan birisinin toplamda 900 günü varsa aylık bağlanırken, 9 yıllık sigortalılık süresi olup 1600 günü olana (1620 günü olmadığından) aylık bağlanmıyordu. Yani günü daha fazla olduğu halde bazılarına aylık bağlanamayınca, bir hakimin başvurusu üzerine, Anayasa Mahkemesi 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun ölüm aylığı bağlama şartlarına ilişkin 66’ncı maddesinin (c) bendindeki, “en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, sigortalılık süresinin her yılı için ortalama olarak 180 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş durumda olan,” hükmünü iptal etmiş ama boşluk oluşmaması adına iptal kararından bir yıl sonra yürürlüğe girmesi kararlaştırılmıştı. Bu 1 yıllık süre 18/10/2006 tarihinde tamamlanmıştı.
18.10.2006 gününden sonra 1800 günü olmayan kimse vefat ederse geride kalanlara, 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu gereğince artık dul-yetim aylığı bağlanamayacaktı. Bu durumu gören, bir önceki dönemin AK Parti Kütahya Milletvekili Abdullah Erdem CANTİMUR’un verdiği Kanun teklifi 18.10 2006 gününden geçerli olmak üzere TBMM’de yasalaştı ve o günden beridir de ölüm (dul-yetim) aylıklarının şartı, “5 yıldan beri sigortalı bulunup, sigortalılık süresinde en az 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş durumda, ölen sigortalının hak sahibi kimselerine aylık bağlanır.” şeklini almıştır.
İşte bu nedenle babanızın 900 günden fazlası olduğu için sizlere dul-yetim aylığı bağlanacaktır ki 2006 yılı kasım ayından itibaren bu aylıklarınız birikmiş halde sizlerin başvurusunu bekliyor. Unutmadan, şayet babanızın ölümünden sonra 1800 günü olmadığından size aylık verilmeyince SSK’dan toptan ödeme aldıysanız bu kere aldıklarınızı SGK’ya iade ederseniz aylığınız başlar.
İsteğe bağlıya devam edebilirsiniz
Bir televizyon programında isteğe bağlı sigorta primleriyle ilgili olarak (eğer doğru anladıysak) yaptığınız açıklamalarda, 1 Ekim 2008 tarihinden sonra 3600 günü doldurmak için 1260 gün ve yukarısı prim ödeyeceklerin bundan böyle sigorta primleri Bağ-Kur’a devrolacaktır ve eğer 1260 gün den az günü kalmışlarsa isteğe bağlı primleri SSK’lı olarak devam edecek demiştiniz. Bizde bunun üzerine SSK’ya dilekçe verip Ekim 2008 kadar yatırdığımız günü öğrenmek ve de Bağ-Kur’lu olmak istemediğimizi belirtmemize rağmen bize net bir cevap veremediler. Gelen cevabi yazıda başlangıçtan 07.02.2002’den, 1 Ekim 2008’e kadar 2364 gün prim yatırdığımız belirtilmiş. Buna göre 3600–2364=1236 gün kalmış. Bu hesaba göre bizim 1260 günden az günümüz kaldığına göre bizim SSK’lı olarak devam etmemiz gerekir diye düşünüyoruz, sizce algılamamız ve hesabımız doğru mu? Özet olarak Bağ-Kur’lu olmak istemiyoruz ama SSK’dan net cevap da alamıyoruz, makasta kaldık yardımlarınızı ve önerilerinizi bekliyoruz. Barış Karadağ
01.10.2008 gününden sonra isteğe bağlı prim ödemeleri eski adıyla Bağ-Kur’a yeni adıyla 4/b sigortalılığına sayılmaktadır, bunu dilekçe vererek değiştirmeniz mümkün değil. Ancak, kimin nereden ve nasıl emekli olacağı, son yedi yıllık (2520 günlük) prim ödemelerinde en çok prim ödediği sigortalılık çeşidine göre belirlenmektedir. Sizin de 01.10.2008 gününden sonra isteğe bağlı sigortada 1260 güne ulaşmamanız gerekmektedir. Hesabınız doğru ama isteğe bağlıda 41 ay (1230 gün) prim ödeyin kalan süreyi bir işyerinde çalışarak ödeyin.
SSK’dan 48, Bağ-Kur’dan 49 yaşında emekli olursunuz
13.01.1964 doğumluyum ve sigortaya giriş tarihim 20.06.1984 olup 15 günlük sigortam var. Askerden sonra Bağ-Kur’a girişim 13.06.1986 olduğundan 22 yıl, 8 ay, 8 gündür Bağ-Kur’da prim ödemeye devam ediyorum, şu an 14 üncü basamaktayım kaç yaşında emekli olurum? 14 üncü basamaktan ne kadar maaş bağlanır çok merak ediyorum sigortaya geçmemi önerir misiniz? Ahmet Omut
Verdiğiniz bilgilere göre, Bağ-Kur’a devam ederseniz toplamda 9000 gün (25 tam yıl) ile 49 yaşında (13.01.2013) günü Bağ-Kur’dan emekli olursunuz. Bundan sonra Bağ-Kur’u kapatıp, SSK’ya geçerseniz bu kere en az 3,5 yıl (1260 gün) prim ödemek şartıyla 48 yaşından sonra emekli olursunuz ama bu ay başlasanız 3,5 yıllık SSK primini ancak, eylül 2012 ayında tamamlayabiliyorsunuz. Bu arada 14 üncü basamaktan bugün emekli olsanız alacağınız aylık en düşük SSK aylığı olan 621 liradan az olacaktır. Ben SSK’ya geçmenizi tavsiye ederim. Hem daha erken hem de daha fazla aylığınız olur.