HABERTÜRK-Bireysel emeklilikte vergi kesintisi zulüm olmuş–Anayasa Mahkemesi yoluyla dul aylığı alabilirsiniz
21 Kasım 2011
Bireysel emeklilikte vergi kesintisi zulüm olmuş
Dimyat’a pirince giderken bulgurda azalmış gibi bir şey…
25 yıllık hemşire Safiye hanım, yıllarca dişinden tırnağından ayırıp her ay maaşından kesilen vergisine rağmen köşeye 40 bin atabilmiş. Sonra vergisi ödenmiş parayı toplu olarak Bireysel Emeklilik Şirketine yatırmış. Aradan 6 ay geçince hastalanmış ve parasını geri isteyince 6 bin lira vergi kesip 34 bin lira ödemişler… Haksızlığın daniskası….
Hemşire olarak (25 yıl) çalışırken, 40 bin TL biriktirdim bu birikimi yaparken ücretlerimden gelir vergisi de kesildi. Sonra parayı toplu olarak Anadolu hayat bireysele yatırdım. Bir müddet sonra hastalandım ve tedavim için paraya ihtiyacım olunca geri çekmek istediğimde 6000 lirasını vergi diye kestiler. Zaten, biriktirirken yüksek oranlarla vergisini ödediğim paradan bir de hiç yararlanmadığım vergi avantajı diye ikinci kere vergilendirilmiş oldum. Safiye Ayar
Safiye hanım, gerçekten büyük haksızlık yaşamışsınız ama gerek Maliye’nin gerekse de Bireysel Emeklilik Şirketinin yaptığı tamamen yasal. Yasalarımız maalesef böyle. Bunun çıkış yolu yok mu derseniz tabi ki var.
***Vergi Dairesinden paranızı isteyin
Hemen şimdi gidip, Anadolu Hayat Emeklilik Şirketinin bağlı olduğu vergi dairesine bir dilekçe verin ve sizin paranızdan kesilen 6 bin lirayı geri ödemelerini isteyin. İlgili vergi dairesi haksızlığa uğradığınızı düşünüp paranızı iade ederse ne ala. Yok ödemez ve size red cevabı gönderirse (veya 60 gün içinde cevap vermezse ) takip eden 60 gün içinde Maliye Bakanlığı’na bu vergi dairesini şikayet edin. Maliye Bakanlığı’da size 60 gün içinde cevap gönderir ve paranızı öderse işiniz tamam olur. 60 gün içinde red cevabı verirse veya 60 gün içinde yanıt vermezse bu kere takip eden 30 gün içinde Vergi Mahkemesinde dava açmanız gerekiyor. DİKKAT SÜRELER ÇOK ÖNEMLİ.
***Dava ile Maliye’nin aldığı vergiyi geri alabilirsiniz
Konu daha önce de vergi mahkemeleri ve Bölge İdare Mahkemelerinde konu dava edilmiş ve sizin gibiler ödedikleri vergileri geri almışlardı. Sonunda olayı Maliye konuyu temyiz etmiş Danıştay’ın dördüncü dairesinin önüne gelmişti. Danıştay 4 üncü Dairesi de 8 Nisan 2011 günü Resmi Gazete’de yayımlattığı aşağıdaki kararı ile Maliye’yi mahkum etmiştir.
***DANIŞTAY KARARI
“Danıştay Dördüncü Daire Başkanlığından :
Esas No : 2009/8882
Karar No : 2011/269
Kanun Yararına Temyiz Eden : Danıştay Başsavcılığı – ANKARA
Davacı : M. A. S.
Karşı Taraf :Anadolu Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğü/İSTANBUL
İstemin Özeti : Aviva Hayat ve Emeklilik Anonim Şirketi ile davacı arasında yapılan hayat sigortası poliçesi kapsamında 3 yıl süreyle ödenen ve poliçenin sonlandırılması üzerine davacıya iade edilen tutar üzerinden 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin 15/a bendi ve 94 üncü maddesinin 15/a bendi uyarınca yapılan gelir vergisi tevkifatının, ödenen prim tutarına isabet eden kısmının yasal faiziyle iadesi istemiyle dava açılmıştır. İstanbul 3.Vergi Mahkemesinin 30.1.2009 günlü ve E:2007/782, K:2009/398 sayılı kararıyla, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 75 nci maddesinin 15/a bendinde tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile emeklilik ve sigorta şirketleri tarafından on yıl süreyle prim, aidat veya katkı payı ödemeden ayrılanlara yapılan ödemelerin menkul sermaye iradı olduğu hükme bağlanmış ise de; maddede ödemelerden kasdedilenin davacıya ödenen tutarın (anapara dahil) tamamı değil, elde edilen gelir olduğu, dolayısıyla elde edilen gelirin menkul sermaye iradı kabul edilmesi ve tevkifatın bu miktar üzerinden yapılması gerektiği anlaşıldığından davacıya yapılan ödeme tutarı üzerinden 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin 15/a bendi uyarınca yapılan kesintide hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle yapılan tevkifatın davacının ödediği pirim tutarına isabet eden kısmının iadesine, vergi kanunlarında fazladan ödenen vergilerin faizi ile birlikte iade edilmesi gerektiği yönünde bir yasal düzenleme bulunmadığından yasal faiz isteminin reddine karar vermiştir. Vergi Mahkemesi kararı Bölge İdare Mahkemesine itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir. Gelir İdaresi Başkanlığınca 18.9.2009 tarihinde Danıştay Başsavcılığına yapılan başvuru üzerine Danıştay Başsavcılığı tarafından bu kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 51 inci maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istemiştir….
Danıştay ise kararında,
“193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun yukarıda belirtilen 75 inci maddesinin ilk fıkrasında menkul sermaye iradının tanımı yapılmış ve açıkca nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkül sermaye dolayısıyla elde edilen kar payı, faiz, kira ve benzeri iratların menkul sermaye iradı olduğu belirtilmiştir. Buna göre davacının sigorta şirketine üç yıl boyunca nakden yaptığı ödemeler dolayısıyla elde ettiği gelir, menkul sermaye iradı sayılacağından, sigorta şirketince yapılan ödemelerin tamamı değil bu ödemenin ana para dışında kalan kısmı menkul sermaye iradı niteliğindedir. Bu nedenle davacıya iade edilen toplam ödeme üzerinden 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin 15/a bendi uyarınca yapılan tevkifatta hukuka uyarlık bulunmamaktadır.”
demiş ve sigortalının parayı geri alması sırasında Maliye tarafından kesilen gelir vergisinin yasal olmadığına karar vermiştir. Siz de konuyla ilgili dava ederseniz bu parayı dava yoluyla Maliye’den geri alabilirsiniz.
Anayasa Mahkemesi yoluyla dul aylığı alabilirsiniz
Merhaba Ali bey, ölüm aylığı hakkında sizin yardımınıza ihtiyacım var, 1986 yılında vefat eden babamın karayolları ve şeker fabrikasından 140 günlük primi var, 1954 yılında da 2 sene askerlik yapmış bu günleri de topladığımızda 860 günü oluyor, annemin ölüm aylığına hak kazanabilmesi için 40 günlük prim eksiği kalıyor bu 40 günlük eksiği ne şekilde doldurabiliriz. Ayrıca babam 1964 yılında götürü usulle elektrikçi karnesi almış ve 98 liralık bir vergi tahakkuk ettirilmiş, kendisinin 1967 tarihli dilekçe ile bu vergi borcuna itiraz ettiğine dair bir dilekçe var elimizde, bu vergi borcunu ödeyip ödemediğini de bilmiyoruz, bununla ilgili herhangi bir prim ödemesi söz konusu olabilir mi? Kalan 40 günlük süreyi bu durumda tamamlayabilir miyiz? Sizin vereceğiniz bilgiler bizim için çok önemli, şimdiden teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dilerim. Mesut Tekin
Sayın okurum, aslında babanızı sağlığında çalıştırıp da sigortalı yapmayan işverenler varsa onlara karşı hizmet tespit davası açılabilirdi ama bu davalar 5 yıl içinde açılmazsa zamanaşımına uğrar. Babanız 1986 yılında vefat ettiğinden hizmet tespit davası açma olanağı kalmamış. Bu konuda tek yapılacak şey var konuyu anayasa mahkemesine taşımak. Zira, ölümün ne zaman geleceği belli değil, yasalarımıza göre de beş yıllık sigortalılık süresi ve bu süre içinde 900 günü olmayanın geride kalanlarına dul-yetim aylığı verilmiyor. Öte yandan hiç kimse sosyal güvenlik hakkından da mahrum bırakılamaz hükmüne göre, beş yıldan veya 900 gün az günü olanların eşi ve çocukları sosyal güvenlik hakkından mahrum bırakılmış oluyor. Konuyu Anayasa Mahkemesine taşımanız yerinde olur. Bu arada bakın, gerek 17 Ağustos 1999 depreminde ölenler için 360 gün, Van depreminde ölenler için 30 gün prim ile geride kalanlar dul-yetim aylığı bağlanması da yasalarımızda var. Bunları da örnek göstererek, önce İş Mahkemesinde dava açın ve hakimi ikna ederek konuyu Anayasa Mahkemesine taşıyın.