HABERTÜRK-Castro ölmeden Küba’ya gidin
9 Şubat 2010
Castro ölmeden Küba’ya gidin
Bir hafta Küba’da kaldım. 1953 yılında başlayıp 1 Ocak 1959 günü diktatör Batista’nın ülkeden kovulmasıyla başarıya ulaşan Küba Devrimi 52 inci yılını çoktan devirdi ve devrimin liderlerinden Fidel Castro’da 83 yaşını çoktan geçti ve böbreklerinden rahatsız olduğundan diyaliz hastası olarak hayatının son yıllarını yaşıyor… Kardeşi Raul ise iktidara gelir gelmez Amerikan mallarına kapılar açılmış, Küba bozuluyor…
Devrime kadar diktatör Batista yönetiminde ABD’lilerin pis işlerinin yapıldığı, ABD’li zenginlerin kumar oynadıkları ve fuhuş merkezi haline getirdikleri, kaçak içki imal edenlerin en sevdiği yerlerden birisiydi. İçki, kumar ve fuhuş merkezi Küba’da yerli halk ikinci sınıf olarak görülür ve en pis işler yaptırılırken, devrim sonrasında yönetimi halk ele geçirmiştir. Tam 52 yıldır da ABD’nin burnunun dibinde bir sosyalist devlet olarak yaşadığı gibi Latin Amerika ve Afrika milletlerini özgürlük yolunu açmak ve devrimi yaymak için çaba göstermiştir.
***Beş ihtiyacın tamamı bedava
Hayatınıza bir bakın genelde beş temel ihtiyaç için çabalıyoruz, ev kirası, yemek-içmek, elektrik-su-doğalgaz, sağlık ve eğitim işte bu beş temel ihtiyacı hepsi Küba’lı ailelere bedava. Devlet tarafından Küba’lı her aileye bir ev mutlaka veriliyor, evin genel giderleri olan elektrik-su-doğalgaz gideri olarak da aylık 1 liraya yakın para ödeniyor, her aileye karne ile yiyecek ve içecekleri bedava dağıtılıyor, eğitim devlet okullarına bedava ve gerçekten çok nitelikli, sağlık sistemi ise (bizim Akparti ile terk ettiğimiz sağlıkta sosyalizasyon sistemi) hiç hasta yaratmayan koruyucu sağlık sistemi.
***Sağlık sistemi bizden kopya
Dünyanın en iyi sağlık sistemini uygulayan Küba bakın kimi örnek almış. Bizim 05.01.1961 günü kabul edip 12 Ocak 1961 günü Resmi Gazetede yayınlattığımız 224 sayılı 224 sayılı “Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkında Kanun”un benzerini uyguluyorlar. BU uygulama gereğince her köy veya 2500 kişilik nüfusa bir sağlık evi, her ilçeye veya 12500 kişilik nüfusa bir sağlık ocağı ve ilçe devlet hastanesi, illerde uzmanlaşmış ihtisas veya numune hastaneleri var.
Her doğan bebek daha anne karnına düşer düşmez devlet tarafından sağlıklı doğması için takip ediliyor, aşıları, kontrolleri devlet tarafından yapılıyor, doğum sonrasında 1 yaşına gelinceye kadar bebek takip hizmetleri ile sağlık yardım ve kontrollerine devam ediliyor. 1-12 yaşına kadar da çocuk takip hizmetleri, sonrasında da ölünceye kadar tüm sağlık hizmetlerinden bedava yararlandırılıyor.
***Doktor sayısı çok
Ülkemiz 75 milyona yakın ve 110 bin civarında doktorumuz var. Bunlardan 60 bin kadarı kamuda görev alıyor. Bu duruma göre 75 milyonu 110 bine böldüğümüzde 681 vatandaşa bir doktor düştüğünü görebiliriz. Küba’da ise her 159 Küba vatandaşına bir doktor düşmektedir, bu da dünyadaki en yüksek oranlardandır. 11-12 milyon nüfusu olan Küba’da 72 bin doktor var.
Ayrıca,
. Her 1.000 Küba’lıya bir diş doktoru
. Her 120 Küba’lıya 1 hemşire.
. Her 1.000 Küba’lıya ise 10 hastane yatağı vardır.
Birkaç hastaneyi de içerden görmek istedim, gittiğim iki hastanede pırıl pırıl olduğu gibi hiç hastası da yoktu.
***Gerçek eczacılar var
Küba’da bildiğimiz eczaneler yok, reçetenizi verince çeşitli ilaç şirketlerinin ürettiği ilaçları size veren eczacılar yok. Siz reçetenizi veriyorsunuz, Küba’lı eczacılar da çeşitli kimyasalları karıştırıp kendileri ilaç üretip size veriyorlar.
Eczane raflarında ilaç değil kavanozlar içinde kimyasal malzemeler var.
***15 yıldır hırsızlık, gasp, kavga olmamış
Küba’da en çok ilgimi çeken durumlardan birisi de kaldığım bir hafta boyunca hiçbir tartışmaya şahit olmadım, hiç kavga görmedim, yüksek sesle dahi konuşmaya rastlamadım. Herkes, siesta, fiesta halindeydi. Ya uyuyor, ye eğleniyor. Beni kazıklayan taksici olmadı, marketlerinde Küba’lılar gibi alışveriş yaptım, eğlence yerlerinde hiç yabancılık çekmeden oturabildim.
***Dilenci, sokak çocuğu ve evsiz yok
Brezilya’da her sokağın bir sokak çocuğu veya sokakta yatan evsizini görmüştüm en ilginci ise Brezilya’da her akşam 2 saat tropikal yağmur yağarken, evsizler hemen üzerini çıkarıp, sabunlanmaya başlıyorlardı. Küba’da ise hiç evsiz yok, sokak çocuğu yok, dilenci ise akıl hastası değilse yok. Sadece bir kere kör bir Küba’lı benden 1 peso istedi, etraftakiler de akıl hastası olduğunu aslında ihtiyacı olmadığını söylediler.
***Aylık gelir 20-25 lira
Küba’da işsiz yok ama ortalama aylık gelir aylık 25 peso civarında Türk parasıyla da 50 lira kadar. Ancak bu rakamın düşüklüğü sizleri yanıltmasın, beş temel ihtiyacın (barınma, yeme-içme, eğitim, sağlık, temel giderler) devlet tarafından karşılandığı düşünülürse bu rakam sadece eğlence ve bazı sosyal faaliyetler içindir ama yine de yetersizdir.
Öte yandan en çok parayı 1950’lili yılların araçları ile taksicilik yapan şoförler kazanıyor. Onların günlük gelirleri 50 liradan fazla. Tıpkı bizdeki 1960 ve 1970’li yıllarda her sokakta sadece ve arabanın olduğu ve şoförlüğün en iyi meslek olduğu yılları yaşıyorlar diyebiliriz.
Sokaklarda gördüğünüz araçların mavi plakalı olanları devlete ait, sarı plaka olanları devlet tarafından şahıslara hediye edilmiş veya taksi olarak çalıştırılmak üzere şoförlere verilmiş araçlar, kırmızı plakalar devlete ait kiralık (Rent a car) araçlar, siyah plakalar ise diplomatik. Vatandaşların yeni araba alması ve yurtdışından getirmesi yasak.
Yeni dönemde yavaş yavaş insanlara evlerinin birkaç odasına turistlere kiraya vermelerine izin verilmeye başlanmış.
Bir doları 0,80 peso (CUC) ile alıyorlar, bir euroyu ise 1,25 pesoya satıyorlar.
***Her yerde canlı müzik var
Küba’da eğlence yerlerinde kaset, CD veya plak gibi müzik aletleri ile değişik müzik grupları canlı olarak müzik sunuyorlar. Sabah 08.00’den ertesi sabah 08.00’a kadar 3-4 saatte bir müzik grubu değişiyor veya aynı grup dinlenme araları vererek müzik yapıyor. Müzik ise tek çeşit salsa müziği.
***Yüzde 49 ile işyeri açabilirsiniz
Küba’da işyeri açmak, otel açmak, turistik yatırım yapmak isteyebilirsiniz buna izin var ama kural işletmenin yüzde 51’i Küba devletinin olacak. Kalan yüzde 49’u da size ait olabilir.
***Castro giderse devrim öncesine döner
Castro ölürse, Küba 1959 öncesinde olduğu gibi Amerikalıların kumar, fuhuş ve eğlence merkezi haline gelir ki bu konuda çalışmalar da başlamış. Devrim öncesinin haşmetli evleri, sarayları ABD kontrolündeki uluslar arası kuruluşlar tarafından restore edilmeye başlanmış. Bu arada ABD’nin Beyaz Sarayı’nın birebir aynısı Havana’da diktatör Batista yaptırılmış ama içine giremeden devrim olmuş. Devrimden sonra Castro ise burayı kullanmamış şu an müze.
Raul’un iktidarı devralmasından sonra Cola, Citroen, Fiat, Land Rover, Mercedes ülkeye girmiş.
Adada yarım yüzyıldır hüküm süren komünist sistemde, Fidel Castro’nun koltuğunu kardeşi Raul Castro’ya devretmesiyle değişim rüzgarları kendini gösterdi. Kübalılar geride bıraktığımız yıllarda ilk kez, internet (çok pahalı) DVD, mikrodalga fırın, bilgisayar, cep telefonu gibi teknolojik cihazlarla tanıştı.
***52 inci yılında Küba
12 milyonluk Küba nüfusunun tamamı okur yazar hatta yarından fazlası üniversite mezunu haline getirmiş, Küba halkı, komünist rejimin getirdiği sağlık ve eğitim hizmetleriyle Amerika kıtasının en uzun yaşayan topluluğu ve en eğitimli halkı haline gelmiş durumda.