HABERTÜRK-Deprem mağdurlarını bir de SGK vuruyor

3 Mayıs 2010

Deprem mağdurlarını bir de SGK vuruyor


 


SSK’dan emekli olacakların emekli aylığında en belirleyici yıl 1999 yılıdır ve 17 Ağustos 1999 günü İstanbul, Yalova, Kocaeli illeri gibi işçilerin (SSK’lıların) yoğunlukta olduğu bölgelerde 1999 yılının son 3 ayı sigortası olmayanların emekli aylığı tabana düşüyor…


 


 


 


17 ağustos 1999 yılındaki depremde evim yıkıldı ve işten ayrılmak zorunda kaldım. Ali Tezel’in, 1999 yılında işten ayrılanın maaşı en alt basamaktan hesaplanır diye bir Kanun çıktığını söylemişti. SGK müdürlüğünü aradım ve böyle bir kanunun çıkıp çıkmadığını sordum. Böyle bir Kanun’un çıkmadığını ve Ali Tezel’in yalan söylediğini belirttiler. Ali bey, ben bir deprem mağduru olarak ne yapmalıyım? Benim günüm doldu yaşımı bekliyorum. Bana yardımcı olursanız çok memnun olurum. Vereceğiniz bilgi için şimdiden size çok teşekkür ederim. Hasan Aydoğdu


 


***Emekli aylığı hesabında son 10 yıl sabitlendi


17 Ağustos 1999 depremini fırsat bilen dönemin hükümeti 21-25 Ağustos 1999 günleri arasında görüşülen 4447 sayılı Kanun’u 08.09.1999 günü Resmi Gazetede yayınlattı. 4447 sayılı Kanun ile 31.12.1999 günü son 10 yılın ortalaması emekli aylığını belirler kuralı sabitlendi.


Basitçe SSK’dan emekli aylığının hesaplanmasını açıklamak gerekirse, ortalama aylık gelirin aylık bağlama oranı (ABO) ile çarpılması diyebiliriz ki ABO’da gün sayısı ile belli edilir ki gün sayınız çoksa ABO yüksek, düşükse de azdır.


SSK’dan emekli olacakların çokları, emekli aylığının hesaplanmasında son 10 yılın ortalamasının alındığını bilirler ama bu kural 31.12.1999 günü sabitlendi. 2000 ve sonraki yıllarda emekli olanların 31.12.1999 gününden önceki çalışmalarının hesaplanmasında 1999, 1998, 1997, 1996, 1995, 1994, 1993, 1992, 1991, 1990 yıllarının kazançlarının ortalaması alınmaktadır.


 


***1993 yılına kadar son beş yılın ortalaması alınıyordu


506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu (ek madde 34) gereğince,


“Emekli aylıklarının hesaplanmasında;


            a) 1994 yılında aylık bağlanması için tahsis talebin­ de bulunanlar ile ölenlerin hak sahiplerine bağlanacak ay­lıkların hesabında altı,


            b) 1995 yılında aylık-bağlanması için tahsis talebin­ de bulunanlar ile ölenlerin hak hak sahiplerine bağlana­cak aylıkların hesabında yedi,


            c) 1996 yılında aylık bağlanması için tahsis talebin­ de bulunanlar ile ölenlerin hak sahiplerine bağlanacak ay­lıkların hesabında sekiz,


            d) 1997 yılında aylık bağlanması için tahsis talebin­ de bulunanlar ile ölenlerin hak sahiplerine bağlanacak ay­lıkların hesabında dokuz,


            1998 yılında ise 10 yılın ortalaması dikkate alınarak.” Emekli olacakların göstergeleri tespit edilmekte iken 2000 yılından itibaren sistem sabitlendi.


 


***2000 yılında sistem değişti


4447 sayılı Kanun ile son 10 yılın ortalaması sistemi 2000 yılı sonrası dönem için kaldırılmıştır. Bir çok SSK’lı son 10 yılımı yüksek öder yüksek emekli aylığı alırım diye bekleyip 1999 öncesinde yüksek ücret ödeme konusunda aceleci davranmadığından, şimdi düşük emekli aylığı alacaktır. Aynı şekilde 1999 depremi sebebiyle 1999 yılının son 4 ayında sigortası ödenmeyenler de hayatları boyunca yüksekten prim ödemiş dahi olsalar 4 aylık boşluk sebebiyle en düşük gösterge olan 9475 göstergeden emekli olmuştur ve olacaklardır.


***Yapılması gereken boşlukların dikkate alınmamasıdır


a-SGK tarafından halen uygulanan sisteme göre gerek gösterge ve gerekse gösterge tesbit tabloları oluşturulurken sigortalının TAM (her ay 30 gün-her yıl 360 gün) çalıştığı varsayılarak hesaplama yapılmaktadır.


b-Sigortalıların aylıkları hesaplanırken bu kere aşağıdaki Ek 34 üncü Maddenin ilk fıkrasında da belirtildiği üzere;


            “…Malüllük, yaşlılık ve ölüm aylıklarının hesabına esas alınacak üst gösterge, sigortalının işten ayrıldığı veya öldüğü tarihten önceki malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödenmiş son on takvim yılının prim hesabına esas tutulan kazanç tutarlarına göre bulunacak ortalama yıllık kazanç esas alınarak tesbit edilir…”


Yasa metninden de, 10 takvim yılına ait prime esas kazançlar ortalamasının takvim yılına oranlanması..” dememektedir.


Aksine yasa metni, “primi ödenmiş son on takvim yılının prim hesabına esas tutulan kazanç tutarlarına göre bulunacak ortalama yıllık kazanç”tan bahsetmektedir.


Ortalama yıllık kazancın hesaplanması ise çok değişik şekillerde yapılabilir. SSK’nın uyguladığı yöntem, sadece son 10 yılın kazançlarını toplayıp, 10 rakamına bölmekten ibarettir ki bu basit ortalamadır ve haksızlıklara yol açmaktadır. Uygulamada görülmüştür ki ömrü boyunca bir şirketin genel müdürlüğünü yapmış ve bugünkü rakamlarla ayda 10 milyardan fazla geliri olan birisi hastalanması, işsiz kalması vb nedenlerle (özellikle 1999 yılında) 6 ay SSK’ya prim ödememiş birisine bu şekilde ortalama bulunduğu için asgari ücretle çalışan birisine bağlanan aylık ile aynı aylık bağlanmaktadır.


İşte bu nedenle Kanun koyucu yıllık ortalama kazançtan bahsederken sigortalının çalışmadığı, boş geçen, prim ödenmemiş sürelerin ortalamaya dahil edilmesini kastetmiş olamaz, bunu amaçlamış da değildir. SGK’nın da artık deprem mağdurlarını da düşünerek hesaplama sistemini değiştirmesi gerekir. Kanunu yanlış yorumlamamalıdır.


Zira, bir çok çalışanın 1990-1999 yılları arasında ödediği primler her dönemde SSK’’nın en yüksek (tavandan) rakamı (SPEK Tavanı) veya tavan rakamına yakın olduğu halde sadece 1999 yılında 3-4 ay boşta geçirildiğinde, SSK’nın taban aylığı göstergesi olan 9475 gösterge rakamından aylık bağlanmasını açıklama getirebilecek bir mantık oluşturulması zor olacaktır.