HABERTÜRK-Maliye bakanı işçiyi sömürmede sınır tanımayalım diyor
21 Nisan 2010
Maliye bakanı işçiyi sömürmede sınır tanımayalım diyor
Küresel krizin bile işçiyi aşırı sömürmekten çıktığını göremeyen Bakan, emek sömürüsünde sınır tanımayalım demeye devam ediyor. Şimşek, işçilerin kıdem tazminatını, memurların ikramiyelerini kaldıralım, esnek çalışma modelleri ile çalışanlara az para verelim demeye devam ettikçe, daha çok kriz görürüz.
***Ülkede arz sorunu yok talep sorunu var
Bakın etrafınıza ülkemizde arz sorunu yok talep sorunu var. Esnek çalışma modelleri ile emeğe daha az ücret verelim, kıdem tazminatını kaldıralım diyenler, az ücret ve para verecekleri çalışanların aynı zamanda talepçiler olduğunu unutuyorlar. Memura, işçiye, emekliye ne kadar az para verirseniz talebi o kadar azaltırsınız, talep düştükçe üretim, üretim düştükçe işsizlik artar.
***Şimşek’den inciler
-Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, istihdam artışının önündeki en büyük engellerin kıdem tazminatı yükü ve esnek istihdama geçilememesi olduğunu söylemiş. Türkiye’de kıdem tazminatının bu kadar yüksek ve ağır olması nedeniyle istihdamın artırılamadığını ifade eden Bakan Şimşek, Türkiye’nin esnek istihdam uygulamasına geçmeden istihdam artışı sağlayamayacağına dikkat çektiği gibi kıdem tazminatı ile birlikte işsizlik sigortasının birlikte olamayacağını iddia etmiş.
***AB’de kıdem ile işsizlik birlikte var
Bakan Şimşek, hem kıdem tazminatı hem de işsizlik sigortasının aynı anda olamayacağından bahsediyor ama girmeye çalıştığımı AB ülkelerinde var. Sadece, dört ülkede (Almanya, Belçika, Finlandiya, İsveç) kıdem tazminatı yok. Diğer hepsinde hem kıdem tazminatı var hem de işsizlik sigortası ve işgüvencesi var.
Öte yandan, her fırsatta sermayenin örnek gösterdiği Avrupa ülkeleri ile bizim kıdem tazminatlarımız karşılaştırılmaktadır ama iş diğer çalışan ve yurttaş haklarına geldiğinde bu çevreler karşılaştırmayı bırakıp sessiz kalarak çifte standart uygulamaktadırlar.
Kıdem tazminatının kaldırılmasını isteyenlere manifestom var.
AB ülkeleri seviyesinde asgari ücret,
AB ülkeleri seviyesinde aile ve çocuk yardımları,
AB ülkeleri seviyesinde sosyal güvenlik yardımları,
AB ülkeleri seviyesinde emekli aylıkları,
AB ülkeleri seviyesinde sosyal güvence,
AB ülkeleri seviyesinde sendikal haklar, işçilerimize tanındıktan sonra ancak kıdem tazminatına sıra gelebilir. İnanıyoruz ki yukarıdaki haklara sahip olacak işçilerimiz kıdem tazminatı istemeyeceklerdir.
***Esnek çalışma nedir?
Esnek çalışmanın özü şu, işçiyi, dinlendiği, bir işten bir işe geçerken geçen zaman için para vermemektir. Ancak, işçinin de kendi emrettiği zamanlarda işe gelmesini ve işçinin başka işverenlere gitmesini de istememektir. Yani canım isterse geleceksin ama ben sana canımın istediği kadar para vereceğim sen de sesini çıkarmayacaksın demektir.
Örnek:
Konuyu bir örnekle açıklamak gerekirse, en uygun örnek metro büfesi olabilir.
Bir metro istasyonunda büfe çalıştıran bir işverenin en çok işi olduğu saatler, insanların sabah işlerine (07-09 saatlerinde) giderken 2 saat ve akşam evlerine (18-20 saatlerinde) giderken 2 saatlik zaman diliminde işi olduğunu düşünerek bir işçi işe almakta ama sadece sabah 2 saat işe geleceksin sonra git, akşam tekrar 2 saat işe gel ben de sana günlük 4 saat para vermeyi istemektedir. Bunu kabul ettirebilecek yasal alt yapı oluşursa işçi esnek saatlerde çalışacaktır.
Bu durumda işçinin alacağı para yarım yevmiyedir ama gün içinde iki kere işe gidip geleceği için ulaşım masrafı ikiye katlanacaktır. Öğle yemeği giderlerini de işveren değil işçi ödeyeceği için giderleri artacaktır.
İşveren açısından az para vermek demektir. Bu örnekte işçi tam süreli olsa sabah 07’den akşam 20’ye kadar (öğlen bir saati düşersek) toplam 12 saat çalıştığı ve buna uygun olarak tam günlük ücretin yanında 4 saatlik de fazla mesai parası alması gerektiği haldeki fazla mesasi zamlı ödeneceği için işçi bir günde iki yevmiye alacaktır.
Ancak, iş esnek çalışma modeline düşerse bu kere sadece 4 saatlik çalışma parasını yani yarım yevmiye alacaktır. İşte işverenlerin istediği de budur.
***İşçinin giderleri ise esnemiyor
Esnek çalışma modelinde işçilerin gelirleri azalırken, işverenlerin giderleri düşmektedir. Ancak, ne hikmetse geliri düşen esnek çalışan işçinin giderleri esnememektedir. Kira ödediği ev sahibine ben gündüz evde yokum, akşamları yatmaya geliyorum yarım kira vereyim diyemediği gibi ulaşım ücretleri ikiye katlanmaktadır.
***Akparti emeğin milli gelirden aldığı pay yarıya düştü
Akparti Hükümetinin ilk başladığı günlerde emeğim Milli Gelir içindeki payı yüzde 32 iken şimdi nasıl yüzde 17’ye düşmüşse, bu payı daha da azaltmanın yolu esnek çalışma modeline geçmektir. Şayet, patronlarımız TBMM’den esnek çalışma modelleri geçirebilirlerse emeğin milli gelirden aldığı payı Çin’de olduğu gibi yüzde 10’a indirebilirler. Ancak, kendiler için örnek gösterdikleri AB ülkelerinde emeğim Milli Gelir içindeki payının yüzde 40’lar düzeyinde olduğu görmek istemezler. Yani, kendileri için AB’yi isterken, emeğin ÇİN’e gitmesini isterler.
***Zamanın kontrolü işverende
Esnek çalışma da işçi ve “zaman” üzerinde işverene hâkimiyet olanağı vardır. Öte yandan işverenler-patronlar esnek çalışma diyerek, atipik çalışma modellerinin yaygınlaştırılmasını da istemektedirler.
Belirli süreli iş akitleri, part-time çalışma, çağrı üzerine çalışma, ödünç işçilik gibi normal işçi-işveren ilişkisi gibi bir de taşeronlaştırma ile işlerin firma dışına taşınarak örgütlenmelerinin önüne geçmek de amaçlarından birisidir.
Esnek çalışma modelleri, işgücü maliyetlerini giderek işçinin fiilen çalıştığı saatler için yapılan ödemelere yaklaştırmakta, fazla mesai, ikramiye, prim gibi ödemeleri ortadan kaldırdığı gibi belirli durumlarda potansiyel işgücü maliyetlerini -ihbar ve kıdem tazminatlarını- ortadan kaldırmakta, iş güvencesi hükümlerini etkisiz kılmaktadır.
***Esnek çalışma modeli
1-Örgütsüz işçi demek?
Esnek çalışma modellerini isteyen, patronlar esasen örgütsüz işçi istiyorlar ki dilediği kadar az para verip, dilediği gibi emeğin sömürebilsin.
2-Taşaronlaşma demek
Bundan 15 yıl kadar önce de işçi ile işveren, iş ile işçi arasına taşaronları sokarak daha az ücret, daha kötü ve örgütsüz çalışma koşulları oluşturan patronların bu uygulamaları Yargının vicdanlı ve hukuk bazlı kararları ile yavaş yavaş çözüldükçe, yeni yeni uygulamalar getirmeye çalışıyorlar. Tıpkı, Özel İstihdam Büroları aracılığıyla yeni köle yaratma çabalarında olduğu gibi.
3-Kölelik demek
Bakın, Özel İstihdam Büroları aracılığıyla işçi kiralamak için Hükümet ile birlikte nasıl yoğun çaba sarfediyorlar. Bir fırsatını bulsak da ÖİB’lerin işverenlere işçi kiralamasını uygulamaya sokabilsek peşindeler.
Çünkü, ÖİB aracılığıyla işçi alırlarsa, iş ile işçi arasına ÖİB girecek, işveren ile işçi arasına ÖİB girecek ve dikensiz gül bahçesi, çöpsüz üzüm olacak.
4-Kıdem tazminatı yok demek
Esnek çalışma modellerinde kıdem tazminatı ya hiç olmuyor ya da ücretler düşük ödendiği için düşük oluyor.
Benim önerim;Brezilya modeli olsun
Kıdem tazminatını kaldıralım ama o zaman Brezilya gibi yıl sonunda 13 üncü ücreti verelim yani bir yıl çalışan işçi yılın sonunda ilave bir ücret daha alsın. Ayrıca, sendika ve toplu sözleşme konusunda da Brezilya modeli harika. Brezilya’da işçileri sendikalı olmak zorunda değil ama her işyeri mutlaka bağlı bulunduğu işkolunda örgütlü bir işçi sendikası ile toplu sözleşme yapmak zorunda. Bu nedenle aynı iş kolundaki bütün işçileri aynı ücreti aldıklarından, işverenler arasında haksız rekabet de olmuyor. Ülkemizde ise sendika ve TİS’i olan işyerleri işçiye fazla para öderken, sendikasız işyerlerinde işçiler düşük ücret aldıklarında, işverenler arasında da haksız rekabet meydana geliyor.