HABERTÜRK-Sağlıkta biz Amerikanlaşıyoruz, Amerika bizleşiyor

23 Eylül 2009

Sağlıkta biz Amerikanlaşıyoruz, Amerika bizleşiyor


 


Obama ile Amerika Birleşik Devletlerinde yeni bir sağlık politikası başlıyor ve bu politika bizim Akparti hükümeti ile terk etmeye başladığımız Sağlıkta Sosyalizasyon programına benziyor. Biz de yeni bir sistem getiriyoruz bu da Amerika’nın terk etmeye çalıştığı sistem, sağlık paralarını halkın ödemesine dayanan bir sistem…


 


 


Obama’nın annesinin hastalığı


Obama, seçim kampanyası sırasında  sık sık annesinin hastalığından örnek vererek, acımasız ve para üzerine kurulu olan Amerikan Sağlık Sistemini değiştireceğine vurgu yapa yapa seçimi kazandı.


 


***Bu arada unutmamak gerekir, Bill Clinton’da bu sistemi değiştirmeye çabaladı ama dev ilaç ve sağlık endüstrisine gücü yetmemişti.


 


Obama’nın kendi anlatımına göre;


Annesi, son günlerinde hem over (yumurtalık) kanseriyle savaşıyor hem de pahalı kanser tedavisini ödemek istemeyen sigorta şirketinin memurlarıyla savaşarak geçiriyordu. “Sevdiğin insanın yalnızca hasta olduğu için değil, aynı zamanda bozuk bir sağlık sistemi yüzünden acı çektiğini görmek nasıldır bilirim” diyordu, seçim konuşmalarında.


 


***Amerikan sağlık sistemi özeldir


Amerika’da devlet sağlık sistemine pek karışmaz, özele ait sağlık sigorta şirketleri ile özele ait sağlık kurumlarının karşısında birey genelde yapayalnızdır.


Sağlık sigortası ve güvencesi olmayan 50 milyondan fazla Amerikan vatandaşı da vardır ve bunlar için hayır kurumları, kiliseler tedavi merkezleri açarlar, bedava ilaç vermek için kampanyalar düzenlerler.


Obama, başkanlığı kazandıktan sonra Kongre’ye hitaben getireceği sistem konusunda yaptığı konuşmasında “Son 100 yılda sağlık konusuna el atan ilk başkan değilim ama sonuncusu olmayı umuyorum.” demişti.


Amerika’da bırakın sağlık sistemine dahil olmadan yaşayanları, sağlık sigortası olanların bile sürekli kaygıları vardır. Zira, taşınırlarsa, iş değiştirirlerse ya da işlerini kaybederlerse işverenlerinin sağladığı sağlık sigortasını da kaybetme riskleri vardır.


Obama’nın getireceği sistem ile sağlık sigortasına dahil olanların koşulları iyileşirken,  sağlık güvencesi olmayanların ise isterlerse devlet sigortası şemsiye altına girme imkanı tanınacak.


Yapılan hesaplamalara göre, yapılacak olan düzenlemeler sonrasında ABD Bütçesinden yılda 900 milyar kadar ilave bir sağlık harcaması devletin cebinden çıkacak ama Amerikalılar özel sağlık kurumları ile ilaç endüstrisinin karşısında yalnız olmayacaklar, devletin kolları altında olacaklar.


 


İlaç devleri ile Özel Sağlık Kurumları Obama Reformlarına karşılar


Ne ilginçtir, Amerikan Başkanını yapılacak sağlık reformları nedeniyle bazı çevreler “Sosyalist” hatta “Komünist” olmakla suçladıkları gibi yapılacak sağlık sistemi reformunun devletin özel hayata müdahalesi olarak gösteriyorlar.


Yani diyorlar ki, bırakın Amerikan vatandaşları tek başlarına birey olarak dev ilaç şirketleri ile insan sağlığı üzerinden para kazanma amacındaki özel sağlık kurumlarının karşısında güçsüz, çaresiz kalsınlar.


Halkı düşüneni, sağlık sistemi üzerinden karşılarında devleti görmek istemiyorlar.


 


***OBAMANIN SAĞLIK PLANI


Obama’nın planı, sağlık sisteminin bir kısmını Amerikan merkezi devletinin bütçesi ile mali desteklemek yani bir nevi sağlığı sosyal hale getirmek (devletleştirmek). Öte yandan yapılacak yasal düzenlemeler ile bir ailenin yıllık sağlık sigortası ödemesini 2.500 dolar düşürmek.


 


Bunun için de;


**İşverenlere çalışanlarının sağlık giderlerine katkıda bulunmaları için hatta bazı hallerde tamamen karşılamaları için yasal düzenlemeler yapmak,


 


**18 yaşından küçük bütün çocukların sağlık güvencesine kavuşmaları için Medicaid ve Devletin Çocuk Sağlığı Sigorta Programının (SCHIP) yaygınlaştırılmak,


 


**Amerikalıların daha ucuz ilaç alması ve daha ucuz sağlık yardımı alabilmesi için, özel ve kamu sağlık sistemlerini rekabet ettirmek amacıyla Ulusal Sağlık Sigortası Borsası oluşturulmak,


 


amaçları vardır.


 


 


***Bizim sağlık sistemimiz aslında tamamen bedavadır


Bizim sağlık sistemimizin temeli; 224 sayılı “Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkında Kanun”dur ve biz 1961 yılında uygulamaya başlamışız ve bu Kanun’un amacı da, “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde bir hak olarak tanınan sağlık hizmetlerinden faydalanmanın sosyal adalete uygun bir şekilde ifasını sağlamak maksadiyle tababet ve tababetle ilgili hizmetler bu kanun çerçevesinde hazırlanacak bir program dahilinde sosyalleştirmektir…” olarak yazılmaktadır.


 


Hatta, bu Kanun gereğince insanlar önce Sağlık Ocağı hekimine giderlerse, ardından da Sağlık Ocağı Hekimi tarafından Devlet Hastanesine sevk edilirlerse tek KURUŞ para vermek zorunda değillerdir. (Belki bunu ilk defa duyanlar vardır, zira bir çok sağlıkçı bu sistemin vatandaşa uygulanmasını istemezler yasada var olduğu halde, tüm sağlık ocaklarında Devlet Hastanesine sevk formları var olduğu halde bu formlar ile sevk etmezler)


 


***Öte yandan, tüm Türkiye sathı 1992 yılında Sosyalleştirilmiştir.


 


Kanun’un halen de geçerli olan 14 üncü maddesine göre;


“Madde 14 – Sağlık hizmetlerinin sosyalleştirildiği bölgelerde hasta muayene ve tedavisi bu kanunun 16 ncı maddesi hükümleri dairesinde ücrete tabi olan ilaç bedelleri ve aşağıda zikredilen haller hariç parasızdır.


 


a) Sağlık ocağı tarafından sevkedilmedikleri halde sağlık merkezlerine veya hastanelere veya sağlık merkezi ve bir hastaneden diğer bir hastaneye sevkedilmeden hastanelere müracaat edenler (Acil vakalar hariç),


 


b) Sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmediği bir bölgeden gelip de müracaat ettiği ocak bölgesinde ikametleri 90 günü aşmamış olanlar (Mahallin mülki amirlerinden fakirlik belgesi alanlar hariç),


 


c) Bölgede yaşayan halkın çalışma saatleri nazarı itibara alınarak tayin edilen mesai saatleri dışında ve tatil günlerinde nöbetçi olmayan hekim ve yardımcı sağlık personeline muayene ve tedavi olmak istiyenler,


 


Sosyalleşmiş bölgelerden herhangi bir sebeple geçici olarak ayrılan ve kendi ocak hekimleri tarafından verilen sağlık fişlerini ibraz edenlerin muayenesi bulundukları yerlerdeki ocak hekimleri veya bunların hastayı sevkettikleri müesseselerde veya şahıs sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmediği bir bölgeye gittiği takdirde orada Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca tayin edilen müesseselerde ücrete tabi değildir.”


 


 


YARIN: ABD ilaç devleri ve sağlık kurumları yeni ülkeler arıyorlar


 


 


 


 


 


Bağ-Kur’u mahkemeye vermelisiniz


19.08.1956 doğumluyum, 01.10.1991 günü Bağ-Kur’lu oldum. Prim borçlarım vardı ve ödemek için 2003 yılında talepte bulundum bana her ay bankaya gidip ödeme yapmamı söylediler. O tarihten beri aksatmadan ödüyorum. Bu arada,ödeme sıkıntım var  borcumu nasıl öderim diye  sorduğumda, yeniden yapılandırma olacak dediler. Taksitle ödeyebilirsin dendi.Bende  taksitli ödeme için müracaat ettim. Ancak, öğrendim ki  benim 2003 -2006 yılları arası AY-AY ödediğim aylık primleri borcuma tahsil edilmiş. Tülin Dükancılar-Bursa


 


Hanımefendi, Bağ-Kur’a borcunuz varken, normal primlerinizi ödemeye daha doğrusu anladığım kadarıyla isteğe bağlı Bağ-Kur’a prim ödeme niyeti ile paralar yatırmışsınız. Ancak, Bağ-Kur bunları isteğe bağlı (veya normal) Bağ-Kur’a saymamış da eski borçlarınıza saymış. Anladığım doğru ise esasen Bağ-Kur’un yaptığı yasal ama siz elimde dilekçelerim var niyetim-amacım bu değildi diyorsanız iş mahkemesinde dava açmanız gerekir.