HABERTÜRK-SGK, Bağ-Kur’da 5 yılı aşan borçları yasadışı olarak silmiyor

16 Nisan 2010


SGK, Bağ-Kur’da 5 yılı aşan borçları yasadışı olarak silmiyor


1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu gereğince silinmesi gereken 5 yılı aşan borçları yasadışı bir şekilde 2008 nisan ayında durduran SGK, şimdi de 5510 sayılı Kanun’un geçici 17 inci maddesi ile yeniden getirilen borç silme işlemini hatalı uygulayıp, Bağ-Kur borçlularını mağdur ediyor….


 


*5 Yılı Aşan Süreye İlişkin Prim Borcu Olanların Sigortalılıklarının Belirlenmesi


–Yaklaşık 2,5 milyon kadar Bağ-Kur sigortalısı süresi içinde primlerini ödemedikleri için birikmiş prim borçları ile karşı karşıya gelmişler, bu nedenle bu durumda olan sigortalıların prim borçlarını ödeyebilmeleri için çeşitli tarihlerde yapılan yasal düzenlemelerle prim borçlarının yapılandırılarak ödenmesi ne çalışılmıştır. Buna rağmen prim ödeme yükümlüsü kendisi olan Bağ-Kur sigortalıları uzun süreli prim borçlarını ödemede zorlanmışlardır. Yapılan yapılandırmalara rağmen geçmiş yıllardaki prim borçlarının tahsili istenilen düzeyde gerçekleşmemiştir.


–Bu nedenle önce 1479 sayılı Kanunun ek 19 uncu maddesi ile 5 yılı aşan süreye ilişkin prim borcu olanların Kuruma müracaat etmeleri halinde ödedikleri kadar süreyle sigortalı olmaları sağlanmış, ödemedikleri sigortalılık süreleri ise durdurularak bu alacakların takip ve tahsilinden vazgeçilmiştir. Kurum bu durumda olanları ayrıca izlemiştir. Ancak yapılan bu düzenleme yasal olarak zorunlu olan sigortalılık sistemini de olumsuz etkilemiştir. Zira bu düzenleme geçici bir düzenleme olmayıp süreklilik arz ettiğinden, bu durumda olan sigortalılar prim borçlarından kurtulmak ve yasal takibe alınmamak için sanki isteğe bağlı sigortalı imiş gibi hareket ederek, talepte bulunmuşlar ve bu düzenlemeden yararlanarak, istedikleri kadar sigortalılık süresine ait prim borçlarını ödemişlerdir. Bu nedenlerle 5 yılı aşan süreye ilişkin prim borcunda milat belirlenmesi gerekmiş ve 31.05.2008 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 5510 sayılı geçici 17 nci maddesi ile 5 yılı aşan prim borcu bulunanların sigortalılıkları hakkında yeni bir düzenleme yapılmıştır.


 


***Yeni borç sildirme sistemi


5510 sayılı Kanunla getirilen düzenlemede 30.04.2008 tarihine kadar olan prim borçları esas alınmak suretiyle milat belirlenmiş ve önceki düzenlemenin eksiklikleri de böylece giderilmiştir.


5510 sayılı Kanunun geçici 17 nci maddesinde; “Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, 1479 ve 2926 sayılı kanunlara göre tescilleri yapıldığı halde, bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla beş yılı aşan süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, prim borçlarının ödenmesine ilişkin Kurumca çıkarılacak genel tebliğin yayımı tarihini takip eden aybaşından itibaren 6 ay içerisinde ödememeleri halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılıklarının durdurulacağı,


          Prim borcuna ilişkin sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirilmeyeceği ve bu sürelere ilişkin Kurum alacaklarının takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmeyeceği,


          Ancak, sigortalı ya da hak sahiplerinin daha sonra müracaatları tarihindeki 80 inci maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı üzerinden hesaplanacak borç tutarının tamamı, borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödendiği takdirde, bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği,


          Sigortalılıkları önceki kanunlara göre durdurulanlar için de bu maddenin ikinci fıkrası hükmünün uygulanacağı,” öngörülmüştür.


 


***Borç hesaplama miladı 30 Nisan 2008’dir


          Söz konusu düzenlemede de belirtildiği üzere bu kapsamdaki sigortalılar için Kurumca bir tebliğ çıkarılması gerektiğinden, bu tebliğ 14.01.2009 tarihli ve 27110 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, sigortalılara duyurulmuştur.


          Bu kapsamda 5 yılı aşan süreye ilişkin prim borcu bulunanların belirlenmesi önem taşıdığından 30.04.2008 tarihi itibarıyla 5 yılı aşan prim borcu bulunanlar tebliğ ekinde de yer almıştır.


          Bir diğer ifade ile bu maddeye tabi sigortalıların kimlik bilgileri ve prim borç tutarları 30.04.2008 tarihi itibarıyla belirlenerek tebliğ edilmiştir. Tebliğin yayımını takip eden 6 aylık süre içerisinde bu kapsamdaki sigortalıların yaptıkları ödemelere göre sigortalılık sürelerinin belirlenmesi  yasal bir zorunluluktur. Zira maddede bahsi geçen sigortalıların bu süre içerisinde prim borçlarını ödemeleri istenilmekte ve ödemeye göre sigortalılık süresi belirlenerek, diğer sürelerin takip ve tahsilinden de vazgeçilmektedir. Ancak sigortalının ileride ödemediği için durdurulan ve takibinden vazgeçilen sigortalılık sürelerinin tamamını güncel prim tutarları üzerinden ödeyerek ihya etmesine de imkan tanınmıştır.


Durumu bir örnekle açıklamak gerekrse;


          Örnek; Sigortalı A nın 30.06.200230.04.2008 tarihleri arasındaki 1479 sayılı Kanuna göre sigortalılık süresi bulunmakta olup hiç prim ödemesi bulunmamaktadır. Bu durumda 5 yılı aşan 70 aylık prim borcu nedeniyle sigortalı 31.Temmuz 2009 tarihine kadar hiçbir ödeme yapmamıştır. Bu durumda sigortalının prim ödemesi olmadığından sigortalılığı 30.06.2002 tarihi itibarıyla durdurulacaktır.


          Bu sigortalının, 31.Temmuz 2009 tarihine kadar 3.450. TL ödeme yaptığı varsayılır ise, bu durumda yapmış olduğu ödemenin karşıladığı ayın sonu itibarıyla sigortalılığı durdurulacaktır. Borcun eskiliği de göz önüne alınarak tamamen bilgisayar ortamında münferiden hesaplama yapılacağından ödemiş olduğu primin karşıladığı süre değişeceğinden bu örnekteki ödemenin  21 ayı karşıladığı varsayılır ise, sigortalı A için 21 aylık sigortalılık süresi değerlendirilerek geriye kalan 70-21 = 49 aylık sigortalılık süresi durdurulacaktır.


 


***30 Nisan 2008 sonrası ödemeler süreyi kısaltamaz


Sigortalılıkları durdurulan sigortalı veya bunların hak sahiplerinin daha sonraki tarihlerde Kuruma müracaat ederek durdurulan sigortalılık sürelerinin karşılığı olan prim borcunu ödemek istemeleri halinde Kurum, müracaat tarihindeki 5510 sayılı Kanunun 80 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı üzerinden hesaplanacak borç tutarını sigortalıya veya hak sahibine tebliğ edecektir. Tebligat yapılan sigortalı ya da hak sahibi, tebliğde belirtilen borç tutarının tamamını borcun tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içerisinde ödediği takdirde bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.


Yukarıdaki örnekte sigortalı 6 aylık süre içinde de hiç prim ödememiş ancak sigortalı olmayı gerektirecek faaliyeti devam ediyor ise 1.5.2008 tarihinden itibaren sigortalılığı devam edeceğinden, bu tarihten itibaren prim tahakkuk ettirilecektir.


          Ancak hiçbir suretle tebliğin yayımı tarihinden itibaren ödediği prim nedeniyle prim borcu 60 ayın altına düşse bile kapsamdan çıkarılmaması gerekmektedir.


Hal böyle olduğu halde yasa metni ve yasa koyucunun amacı da açık olduğu halde, kurumun uygulaması bu düzenleme ile bağdaşmamaktadır.


Yaklaşık 1 milyonun üzerindeki bu sigortalılarla Kurum helalleşme yoluna giderek, tahsil kabiliyeti düşük olan alacaklarından vazgeçip, milat belirleyerek istenilmeyen sigortalılık sürelerini durdurmayı amaçlamış iken uygulamanın bunun tersine bir durum içermesini anlamak mümkün değildir.


          Zira Kurum tebliğ ekinde bulunan ve bu kapsamdaki sigortalılardan prim borcunun bir kısmını ödemesi nedeniyle prim borcu ay sayısı 60 ayın altına düşüyor ise, bu durumdaki sigortalıları kapsamdan çıkarmakta ve takibe almaktadır. Bu da yasaya aykırı bir yorumla uygulama yapıldığını göstermektedir.


Bunu yukarıdaki örnekle açıklayalım.


Sigortalı A  70 aylık prim borcuna karşılık 21 aya karşılık gelen bir prim ödemesini bu süre içerinde yapmıştır. Bu durumda 70-21= 49 ay prim borcu kaldığından bu süreye ilişkin sigortalılık süresinin durdurulması ve kurum alacağından çıkarılarak takip edilmemesi gerekmekte iken, sigortalının prim borcunun 60 ayın altına düştüğü iddia edilerek kapsamdan çıkarılmaktadır.


Bu durumda olan sigortalıların Kurumca takibi yapılacağı göz önüne alındığında icraen tahsiline de gidileceği açıktır.


Tamamıyla yanlış bir uygulama olup, yasa koyucunun iradesi hiçe sayılmaktadır. Kaldı ki Kurumun amacına da ters bir uygulamanın birileri tarafından bu şekilde yapılıyor olmasının kurum hafızasının olmadığına karine teşkil etmesi yanında bunun gibi bir çok yanlışın da yapılıyor olduğunu gösterdiği aşikardır.