HABERTÜRK– Sözleşmeliler kadroya geçerse hayatlarında neler değişecek–Anayasa Mahkemesi kendisine dokunmayan başvuruda neyi bekliyor?

6 Ocak 2010

Sözleşmeliler kadroya geçerse hayatlarında neler değişecek



Aralarında en çok sözleşmeli öğretmenlerin sesini duyduğumuz 150 bine yaklaşan sözleşmeli kamu görevlileri kadroya geçirilmek için çaba gösteriyorlar, devlet yetkilileri ise bunu geciktirmek için ellerinden geleni yapıyorlar…


Peki sözleşmeliler kadroya geçirilince ne olacak hayatlarında ne değişecek…


 


***Devlet Sözleşmeli Öğretmenlere verdiği sözü tuttu mu?


Sözleşmeli öğretmenler diyorlar ki;


“SAYIN MEDYA MENSUPLARI!
27 ve 28 Aralık 2008 tarihlerinde ana haber bültenlerinizde ve gazetelerde o andaki Milli Eğitim Bakanımız şimdiki AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in 3.hizmet bölgesinde 3 yıl, 2. hizmet bölgesinde 4 yıl, 1. hizmet bölgesinde 5 yıl çalışan SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLERİN aynı gün kadroya geçirileceğini MANŞET HABER yaptınız ama verilen sözün süresi dolmasına rağmen neden fikri takip yapıp, yetkililere sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçirilmediğini sorma ya da haber yapma gereği bile duymuyorsunuz…“


Öğretmenler haklılar mı bana göre haklılar madem devlet büyükleri söz vermiş yerine gelmeli, çünkü bu öğretmenler öğrencilerine devlet sözüne güveni anlatacaklar, öğretecekler, bilmedikleri, inanmadıklarını nasıl anlatsınlar…


Hadi süreci bir kez daha hatırlatalım belki yetkililerin öğretmenlere verdikleri sözlerini tutmalarına yardımcı oluruz.


 


***İlk söz Çelik’ten


27 Aralık 2008’de zamanın Milli Eğitim Bakanı,  şimdiki AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in 3. hizmet bölgesinde 3 yıl, 2. hizmet bölgesinde 4 yıl, 1. hizmet bölgesinde 5 yıl çalışanların aynı gün kadroya geçirileceğini beyanatını vermiş ama 3. hizmet bölgesinde çalışan sözleşmesi öğretmenlerin 3. yılı Temmuz 2009‘da dolmasına yani kadroyu hak etmelerine rağmen uygulamaya geçilmemiş ve verilen söz tutulamamıştır.


***İkinci açıklama Çubukçu’dan


Bir önceki bakanın verdiği sözün tutulmadığını fark eden şu anki Milli Eğitim Bakanımız Sayın Nimet Çubukçu 2 Temmuz 2009 tarihinde ANKA ve CİHAN Haber Ajanları yoluyla sendikalar ve tüm eğitim camiası huzurunda sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçişini sağlayacak tasarının Kasım ayına yetiştirileceğine belirtmiştir. Ancak 24 Kasım 2009’da öğretmenler günü için TBMM’ de yaptığı konuşmada böyle bir tarih vermediğini belirtmiştir. Tabi bu konuşmadan sonra sözleşmeli öğretmenler büyük bir üzüntüye sokulmuş ve öğretmenler gününü, sözleşmeli öğretmenlerin yas günü haline dönmüştür.


***Üçüncü söz BİLGİ EDİNME’den gelmiş


Sözleşmeli öğretmenlerin verdikleri bilgiye göre, 27 Aralık 2009’da ilk kez kadro sözü verildiğinin 1 yılı dolacak olmasına rağmen hiçbir açıklama yapılmaması üzerine, sözleşmeli öğretmenlerin ’’ Kadro ne zaman ?’ sorularına MEB ve Ak Parti İletişim Merkezi (AKİM)’in cevap:


‘’’’Sözleşmeli öğretmenlerin kademeli olarak ve her yıl belli sayıda kadroya alınması için yönetmelik taslağı üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. 2009 yılı içinde uygulamanın başlatılması beklenmektedir ‘’’’’ olmuş. Ancak, 2010 yılına girdik halen sonuç yok.


***Dördüncüsünü de ben ekleyeyim


Memurlar ile Hükümetin arasında geçen Toplu Görüşmelerin 4. turunda Devlet Bakanı Hayati YAZICI, Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail KONCUK’un sözleşmelilerin sorunlarını dile getirmesinden sonra bakan YAZICI son aşamaya geldik demişti.


Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail KONCUK Toplu Görüşmelerin 3. turunda öğretmelerin farklı şekilde istihdam edildiğini, kadrolu, sözleşmeli, ücretli, vekil olmak üzere çeşitli istihdam modelleri oluşturulduğunu söyleyerek, Milli Eğitim Bakanı Nimet ÇUBUKÇU’nun 4/B kapsamında görevlendirilen sözleşmeli öğretmenlerin ve diğer çalışanların kadroya alınacağı sözünü hatırlatarak, öğretmenliğin bir uzmanlık mesleği olduğunun Milli Eğitim Temel Kanununda belirtildiğini, dolayısıyla bu sözün bir an önce tutulması gerektiğini belirtmişti.


Konuya değinen Hayati YAZICI, 11 Kasım 2009 günü sözleşmeli öğretmenlerin ve diğer kurumlarda çalışanların kadroya alınması için kanun taslağının hazırlandığını belirtti. Bunun üzerine konuya açıklık getirmek isteyen Maliye Bakanlığı Müsteşarı Naci AĞBAL kanun taslağını maliye olarak değerlendirdiklerini söyledi. Bu çalışmaya imamlar ve tüm sözleşmeli çalışanlar da dahil olacak demişti.


 ***Sözleşmeli ile kadrolunun farkı nedir?


657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4 üncü maddesinin (B) bendine göre çalıştırılan sözleşmeli öğretmenler, aynı maddenin (A) bendine göre kadrolu olmak istiyorlar. Peki, 4/B’den, 4/A’ya geçince ne değişecek?


-Belli bölgelerde belli bir süre çalışarak tayin-nakil isteme hakları olacak-Şu an sözleşmelilerin bu tür hakkı yok.


-Evlilik ve sağlık sebebiyle tayin-nakil isteme hakları olacak-Şu an yok


-Yılda 30 günden fazla istirahat alırlarsa işten atılmayacaklar-Şu an yılda 30 günden fazla istirahat hakları yok


-2009 yılı ortasına kadar hakları daha da azdı…


657-4/B’li sözleşmeli kamu görevlilerinin 2009 yılı ortasına kadar, bu personelin hakları devlet memuru statüsündeki çalışanlardan oldukça gerideydi. Kadın sözleşmelilere doğum esnasında 30 günden fazla izin verilmiyordu. Askere giden sözleşmelilerin ise anlaşması feshediliyordu. Ancak, 2009 yılı içinde Bakanlar Kurulunca sözleşme şartlarından lehlerine değişiklikler yapıldı. Mesela, kadın sözleşmelilere, 16 hafta doğum izni verilmeye başlandı, erkek sözleşmeliler de askere giderlerse ücretsiz izinli sayılacaklar ve askerlik bittiğinde yasal süresince başvurmak şartıyla işlerine geri dönebilecek hale geldiler. Aralarında becayiş (karşılıklı yer değiştirme) hakkı da yeni gelen haklarından.


***Sözleşmelilerin en büyük sorunu tayin-nakildir


2009 yılı ortasında bazı hakları verilen sözleşmeli (4/B’li) çalışanların en büyük eksikliği diğer kadrolu (4/A’lı) gibi tayin-nakil isteyememeleridir.


2009 ortasına kadar tam çakılı kadrolu olan sözleşmeliler, mevzuat gereği nakil yapamıyordu. Bu özelliklerinden dolayı sözleşmelilere çakılı kadro yakıştırması bile yapılmıştı. Sözleşmeli hangi ilde hangi ilçede göreve başlamışsa başka bir yere tayinini isteyemiyordu. Ancak 2009 ortasında bu kural gevşetildi. 4/’B’liler 1 yıl aynı kadroda çalıştıktan sonra diledikleri yere, şayet boş kadro varsa nakil isteyebilecekler ama maalesef boş kadro çok az açıklanıyor. Ayrıca, daha önce verilmeyen becayiş ( karşılıklı pozisyon değiştirme) istekleri de yine 1 yıl çalışma şartını yerine getirme koşulu ile kabul edilebilir hale geldi.


Ancak, kadrolu bir öğretmen 657 sayılı yasanın 4/a maddesi kapsamında memur olarak çalıştığı için, bulunduğu yerin hizmet puanını almakta ve buna göre il içi veya iller arası tayin isteyebilmektedir. Sözleşmeli öğretmenin ise 657 sayılı yasanın 4/B’sine göre çalıştığı için ve statüsü tam belli olmadığı için hizmet puanı alamamakta, il içi veya iller arası tayin talebinde bulunamamaktadır.


***Diğer sorunları


-Askerlik ertelemesinde kamu görevlisi sayılmıyorlar


-Yeşil pasaport alamıyorlar


-Ücretleri diğerlerine göre biraz daha düşük


-Kadrolu öğretmen hemen Emekli Sandığına bağlanıp, sağlık karnesini alır almaz sağlık hizmetinden yararlanabildiği halde; sözleşmeli öğretmen 90 iş gününü doldurana kadar hiçbir şekilde sağlık hizmetinden yararlanamıyor.


-Kadrolu öğretmen herhangi bir sendikaya üye olabilir iken, sözleşmeli öğretmenin böyle bir hakkı söz konusu değildir.



ÇUVALDIZ…


Anayasa Mahkemesi kendisine dokunmayan başvuruda neyi bekliyor?


Ucu kendilerine dokununca bir kaç ay içinde “herkes eşittir ama kamu görevlileri daha eşittir” diyerek 5510 sayılı Kanun’un 22 maddesini iptal ve 6 maddesinin yürürlüğünü durduran Anayasa Mahkemesi, ucu kendilerine (kamu görevlilerine) dokunmayan sadece SSK’lı ve Bağ-Kur’lulara dokunan 5754 sayılı Kanun ile ilgili başvuruyu ise 3 yıldır sonuçlandırmadı.


***İlk sosyal güvenlik reformunu Anayasa Mahkemesi iptal etmişti


Sosyal güvenlik kurumlarının SGK adı altında birleşmesinden sonra bu kurumların uyguladığı (506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı) Kanunları 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu adı altında birleştirilmesinden sonra (işçi-memur-esnaf için) daha çok çalışma ve daha az emekli aylığı ortaya çıkmıştı.


5510 sayılı Kanunu zamanın cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve 117 CHP milletvekili de Anayasa Mahkemesine götürünce, Mahkeme birkaç ay içinde olayı görüşüp, Kanun’un memurları (hakim ve askerleri) ilgilendiren 22 maddesini iptal etmiş ve kamu görevlilerinin emekli aylıklarını düşüremezsin kararı vermişti.


***SSK ve Bağ-Kur’lulara dokunan Kanunu gündeme bile almadılar


Anayasa Mahkemesinin aldığı memurlara-kamu görevlilerin dokunma kararından sonra Hükümet bu kere bunu “memura dokunma, git SSK ve Bağ-Kur’luların aylıklarını ve sosyal haklarını düşür” diye anladı ve 5754 sayılı Kanun ile 5510 sayılı SS ve GSS Kanunu’nda epey değişiklik yaptı.


Memurlara-kamu görevlilerine dokunmayan yani Anayasa Mahkemesi üyelerinin de emekli aylıklarına dokunmayan 5754 sayılı Kanun konusunda da CHP konuyu Anayasa Mahkemesine taşıdı.


CHP’nin başvurusuna karşı 26 Haziran 2008’te ilk incelemesini yapan Yüksek mahkeme, davanın esas incelemesini, bazı hükümlerin yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2008 tarihine kadar görüşmeyi planladığı duyurulmuştu. Ancak, 2010 yılına girdiğimiz halde Anayasa Mahkemesinden hala ses seda yok.


Konuyu önümüzdeki günlerde daha da detaylandırarak bu köşeden duyurmaya ve Anayasa Mahkemesindeki duyarlı kişileri da harekete geçirmeyi ümit ediyorum.