HABERTÜRK–Stajyer öğrencilere ve çıraklara SGK sağlık yardımı vermek zorundadır–Eczacılara…

23 Aralık 2009

Stajyer öğrencilere ve çıraklara SGK sağlık yardımı vermek zorundadır


 


Lise ve üniversite stajyerleri SGK’nın yasadışılıklarından birisini yaşıyor yasa kendilerine sağlık yardımını öngördüğü halde, yasadan bihaber SGK’nın sigorta işleri genel müdürü sağlık yardımı vermeyeceğiz diyor, demekle kalmıyor illere altına imza atıp yazı gönderiyor…


 


 


 


 


Soru 1: Ben lise Muhasebe bölümü Finansman ve Borsa 4.sınıfta okumaktayım. Haftada 3 gün zorunlu staj yapmaktayım staj sırasında sigortalı olacağımızı söylediler. Sağlık sigortasından faydalanabilecek miyiz? Anıl D.


 


Soru 2- Bir meslek lisesinde müdürlük yapıyorum daha önce staj yapan öğrencilere SSK sağlık yardımı da yaparken, şimdi yapmamaya başladı. Bir çok ilde çırak öğrencilerin normal hastalıklarında   ücret talep edilmekte ve sisteme aktive etmemektedir. Bu konuda şu an da benim bildiğim iller şunlardır, Nevşehir,  Niğde, Yozgat, Karabük, Kırşehir,  Kırklareli ve belki kim bilir başka hangi illerde bu sorun yaşanıyordur? Sorunu aktardığımız SGK’nın Sigorta İşleri Genel Müdürü imzalı bir yazı ile stajyerlere ve çıraklara sağlık yardımı verilmemesi emredilmiş. Bu durum bana göre yasadışı. İsmi saklı


 


 


***Stajyerler ve çıraklar hastalık (GSS) sigortasına tabidir


Sayın okurlarım, 30 Eylül 2008 günü yürürlükten kaldırılan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu gereğince, normal sigortalılardan yüzde 11 hastalık, yüzde 20 emeklilik ve yüzde 1,5 ile 7 arasında işkazası meslek hastalığı primi alınırken, meslek lisesi öğrencilerinden asgari ücretin yarısı üzerinden yüzde 4 prim alınır ve kendilerine iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık sigortası yardımları yapılırdı. Yani, stajyer öğrenciler ile çıraklar hastalandıklarında SSK sağlık yardımları verirdi.


Öncelikle, 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu’nun 25 inci maddesine göre; “ …Aday çırak, çırak ve işletmelerde meslek eğitimi gören öğrencilere sözleşmenin akdedilmesi ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun iş kazaları ve meslek hastalıkları ile hastalık sigortaları hükümleri uygulanır. Sigorta primleri 4857 sayılı İş Kanununun 33 üncü maddesi gereğince bunların yaşına uygun asgari ücretin %50’si üzerinden Bakanlık bütçesine konulan ödenekle karşılanır.


Aday çırak, çırak ve işletmelerde mesleki eğitim gören öğrenciler hakkında 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 23, 24, 35 ve 42 nci maddeleri hükümleri uygulanmaz. Ayrıca bunlara aynı Kanuna göre işgöremezlik ödenekleri bağlanacak sürekli işgöremezlik gelirine esas olacak günlük kazançların tespitinde sigorta primine esas tutulan ücret dikkate alınır.”


hükmü yasal dayanaklardan birisidir ve halen de yürürlüktedir. Ayrıca, madde içinde 506 sayılı Kanuna yapılan atıflar (yürürlükten kaldırılmayan hükümleri saklı kalmak kaydıyla), 01/10/2008 tarihinden itibaren 5510 sayılı “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu”nun ilgili maddelerine yapılmış sayılmaktadır.


***Stajyer ve çıraklar 4/A’lı olarak GSS’lidir


Öte yandan, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 5 inci maddesine göre de; “…b) 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununda belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde mesleki eğitim gören öğrenciler hakkında iş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık sigortası; meslek liselerinde okumakta iken veya yüksek öğrenimleri sırasında zorunlu staja tabi tutulan öğrenciler ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 46 ncı maddesine tabi olarak kısmi zamanlı çalıştırılan öğrencilerden aylık prime esas kazanç tutarı, 82 nci maddeye göre belirlenen günlük prime esas kazanç alt sınırının otuz katından fazla olmayanlar hakkında ise iş kazası ve meslek hastalığı sigortası uygulanır ve bu bentte sayılanlar, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılırlar”


denmektedir ki bu iki yasa maddesine göre gerek çırakların, gerekse lise ve üniversite stajyerlerinin okullarınca primleri ödendiği sürece SGK’dan sağlık (hastalık) yardımları alma hakkı vardır. Tıpkı geçmiş yıllarda hastalık (yüzde 11) ödenmediği halde nasıl Kanunla sağlık yardımı verilmesi gerekiyorsa şimdi de GSS (yüzde 12’5) ödenmediği halde yasal sebeplerle verilmesi gerektiği gibi…


Son olarak da 5510 sayılı Kanun’un Genel Sağlık Sigortası (GSS) uygulamalarında kapsamı  açıklayan 60 ıncı maddesine göre de; ”… 4 üncü maddenin birinci fıkrasının; (a) ve (c) bentleri gereğince sigortalı sayılan kişiler,…” otomatikman GSS sigortalısıdırlar ve 5510/5 gereğince de çıraklar ve stajyerlerde de bunlar arasında sayıldıklarından SGK’nın yazısı hatalıdır ve hak gaspı yapmaktadır.


SGK yazısında 5510 sayılı Kanun’un kimlere sağlık yardımı verileceğini ifade eden 60 ıncı maddesinde çıraklar ve stajyer öğrenciler lafzı geçmiyor gibi komik bir de gerekçe yazmış ama o madde de işçi, esnaf, emekli kelimesi de geçmez.


60’ıncı madde yukarıda belirtildiği üzere 4/A’lı olanlara sağlık yardımı verilmesi gerektiğini açıkça yazar, stajyer ve çıraklar da primleri ödendiği müddetçe 4/A’lıdır ve sağlık yardımı alma hakları var.


Sonuç olarak, Sosyal Güvenlik Kurumu, 5510 sayılı Kanun gereğince sigortalı olmak ve adlarında okullarınca prim ödenmek durumunda olan stajyer sigortalılara sağlık yardımı vermeyeceğiz diyor ama Kanun verilecek diyor. Bakalım Kanun’un dediği mi olacak yoksa sosyal sigorta mevzuatından bihaber kişilerin idare ettiği SGK’nın mı olacak? Bu arada kimin dediği belli oluncaya kadar da çıraklar ve stajyerlerden birisi sağlık yardımı alamadığı için vefat ederse sorumlusu kim olur konusunu da sonraya bırakalım.


 


 


 


Eczacılara…


Gerek 4 Aralık eyleminiz ve gerekse SGK’nın TEB ile yaptığı protokolü iptal etmesinden sonra serdettiğim düşüncelerime ve görüşlerime karşın beni satılık insan, (sağlık meslek mezunu) cahil insan gibi yakıştırmalarınızı demokrasi anlayışınızın düzeyine bağlıyorum. Sanırım benim hakkımda yazı ve yorum getiren eczacılar, kendileri lehinde yorum getirsem beni el üstünde tutacak kadar, sizinle paralel düşüncede olmadığımda da hakaretler edecek kadar demokratsınız? O sebeple size bazı sorular sorarak belki ufkunuzu açabilirim düşüncesi içinde aşağıdaki soruları sordum. Cevap falan beklemiyorum amacım her zaman olduğu gibi sisler ortasında, toz duman arasında birazcık ışık yakabilmek.


-Vatandaşın sağlık danışmanlarıyız diyorsunuz.


-Hatalı ilaç kullanımından kendinizi sorumlu tutuyor musunuz?


-Sizlerden ilaç alan her vatandaşa eczacı olarak bizzat uyarı ve telkinlerde bulunuyor musunuz? Yoksa bunları bazen kalfanızın yaptığı da olur mu?


-Kalfamın yaptığı da olur diyorsanız o zaman eczacı olmadan da ilaç satılabilir mi?


-Kalfalığı bu sistem içinde nasıl açıklıyorsunuz?


-Bu minvalde diploma kiralamasını-mesul müdürlük olayına nasıl bakıyorsunuz?


-Eylem yapan doktorlar gibiyiz diyorsunuz ama kendinizin ticaret yaptığını eylem yapan hekimlerin emek mücadelesi yaptığını görebiliyor musunuz?


-Sizin eyleminizin de bunlara benzemediğini, emek sahibi değil para-işletme sahibi tacir olduğunuzu göremiyor musunuz? Yaptığınızın bir işveren emrinde çalışmak değil, ilaç deposundan ilaç alıp üstüne kâr koyup satmak olduğunu anlayamıyor musunuz?


-Siz hiç özel bir hastane sahibinin SGK’yı yola getirmek için bugün acil dışında hasta kabul etmeyeceğim dediğini duydunuz mu?


-Özel muayenesi olan bir hekimin bugün acil hastalar hariç gelen müşterilerimi kabul etmeyeceğim dediğini duydunuz mu?


-Sizin durumunuzun yukarıdaki örneklerden daha beter olduğunu ne özel hastane ne de ne özel muayene konusunda Kanunen tanınmış bir tekel yok iken ilaç satımı konusunda tekel olduğunuzu bilmem biliyor musunuz?


-Vereceğiniz cevaplara göre, bir müddet sonra ilaçların marketlerde eczacı kalfaları tarafından satılabilir olduğunu veya en azından ilk başlarda şu an işsiz olan eczacılar marketlerde stand görevlisi olarak ilaç satabileceğini görebiliyor musunuz?


-Gerek sağlıkta dönüşüm politikalarının ve gerekse global bütçe uygulamalarının milleti donuna kadar soymak olduğunu bildiğimden üzerinize çok gitmek istemediğimi ama içinizde eski DHKP-C üyesi olacak kadar solcu olup da bugün bankalarda 3 milyondan fazla parası olup kapitalistliğini, eczacı eylemini solculuk diye yutturarak ve her akşam bir 70 lik votka içerek unutmaya çalışanların hakaretlerine dayanamadığımdan bu yazıyı kaleme aldığımı biliyor musunuz?


-Bilmiyorsanız www.eczacininsesi.com gibi web sayfalarına ve Konya’dan eczacı Bülent Pektaş’a, İstanbul’dan Mustafa Nuri Şener’e sorun.