HABERTÜRK-Torba yasayla insan emeği alınıp satılabilecek hale gelecek… buna da kölelik deniliyor…
2 Temmuz 2009
Torba yasayla insan emeği alınıp satılabilecek hale gelecek… buna da kölelik deniliyor…
İnsanlar emeklerini işveren ile karşılıklı kendileri pazarlık ederek satıyorlarsa bir tarafa işçi diğer tarafa da işveren diyoruz…Araya bir başkası giriyor ve insan emeğini pazarlıyorsa ona da kölelik diyoruz…
…İşte şimdi, TBMM alelacele bir kölelik yasası kabul etti… Kanun numarası 5920 ve “Özel İstihdam Bürolarının Mesleki Faaliyet Olarak Geçici İş İlişkisi Kurabilmesi” hakkındaki Kanun aynen uygulanmaya başlanırsa insan emeği bir meta olarak alınıp satılabilecek…
…Öte yandan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, sigorta primi gibi konularda hizmet verdiğiniz kişiler sorumlu olmayacak emeğinizi satan Özel İstihdam Büroları muhatap olacak…
…Tıpkı kapıdaki bekçisine, odacısına şirket kurdurup, borçlarından ve işçilerine karşı ödemelerinden sıyrılanlar artı utanmadan hem de yasal çerçevede bunu yapabilecekler…
Ülkemizde köleliğin kısa hikayesi
19 uncu yüzyılın sonlarına Osmanlı’da ise Gülhane Hattı Hümayunu’na kadar var olan kölelik gereğince, bir insanı bir diğeri satabiliyor hatta kiralayabiliyordu. Osmanlı kölelik uygulamaları gereğince;
** kölelere günde iki öğün yemek verilmesi,
**yatacak yer verilmesi,
**normal çalışanları verilen ücretlerin yarısının verilmesi ve
** belli bir süre sonrada azat edilmesi,
gerekiyordu.
Hatta köle biriktirdiği paralarda azatlığını yani özgürlüğünü daha erken de satın alabiliyordu. Cumhuriyet rejimi ile birlikte kölelik kaldırıldı.
Ülkemizde 1850’lili yıllarda Batı Anadolu bölgemizde sanayi tarzı üretim ve sanayi için tarımsal üretim (pamuk-incir-üzüm-şarap vs) yani kapitalist ilişkilerin yoğunlaşmasıyla birlikte, kölelik ve kölecilik İstanbul dışına da taşınmıştır. Plantasyon yatırımcıları işgücünün büyük bir kısmını Afrika’dan getirilen “zenci” kölelerle karşılamışlardır. Benim de doğduğum topraklar olan İzmir’in Torbalı, Ödemiş, Tire, Aydın’ın Söke, Çine
Manisa’nın Akhisar gibi ilçelerinde gördüğümüz siyahlarda o günlerden kalmadır. Şimdi atalarının köle olarak çalıştıkları tarlalarda kendileri özgürce üretim yapıyorlar.
Yine memleketim İzmir’e aynı yıllarda Afrika’dan çok sayıda köle getirilmiş ve esir pazarları yoluyla da kentlilere satılmışlardır. Ancak, 1890 yılında Hattı Humayun ile birlikte kölelik bitirilmiş ve 1890’larda azatlı köle erkekleri ilkokula, Bahriye’nin sanayi alaylarına ve askeri bandolara da yerleştirmişledir. Azatlı köle kadınlar Müslüman evlerine hizmetçi olarak yerleştirilmiş ve maaşlı işçi haline getirilmişlerdir.
Velhasıla, 19 uncu yüzyılda işleri kölelere yaptırıyorlardı ama köleye günde iki öğün yemek ver, yatacak yer ver sonrada yarım aylık ver gibi uygulamalar kapitalizmin iyice azgınlaştığı dönemlerde değişti dediler ki,
-Neden yatacak yer veriyoruz?
-Neden iki öğün yemek veriyoruz?
-Ücretini yarım değil tam verelim, yemekten de yataktan da kurtulalım bunu da öyle bir pazarlayalım ki anlayamasınlar diye “ Size özgürlük verdik ama yatacak yer ile yiyeceği kaldırdık” dediler.
Gecekondular başladı-Amele pazarları ortaya çıktı
Yatacak yeri , yiyecek yemeği olmayan ÖZGÜR insanlar şehrin çevresinde düzmece evler-barakalar yaptılar yani şimdinin gecekonduları oluştu, aynı insanlar bu sefer aç kalmamak adına şehre iş aramaya indiler amele pazarları başladı.
…İşte şimdi, TBMM alelacele bir kölelik yasası kabul etti… Kanun numarası 5920 ve “Özel İstihdam Bürolarının Mesleki Faaliyet Olarak Geçici İş İlişkisi Kurabilmesi” hakkındaki Kanun aynen uygulanmaya başlanırsa insan emeği bir meta olarak alınıp satılabilecek…
Kanun TBMM’den geçti…
26 Haziran 2009 günü TBMM tarafından, “5920 SAYILI İŞ KANUNU, İŞSİZLİK SİGORTASI KANUNU VE SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN” kabul edildi.
Bu Kanun’un 1 inci maddesi ile 4857 İş Kanununun 7 nci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki “7/A” maddesi eklenmiştir.
“Mesleki anlamda geçici iş ilişkisi
MADDE 7/A- Mesleki anlamda geçici iş ilişkisi; özel istihdam bürosunun, geçici işgücü talebini karşılamak amacıyla iş sözleşmesi düzenlediği işçisini, iş görme edimini yerine getirmek üzere ücret karşılığında bir başka işverene devrini ifade eder ve bu faaliyet Türkiye İş Kurumu tarafından izin verilmiş özel istihdam büroları tarafından yerine getirilir.
Özel istihdam büroları devredeceği işçi ile iş sözleşmesini, işçinin devredileceği işverenle geçici iş ilişkisi sözleşmesini yazılı olarak yapmak zorundadır. Bu sözleşmelerde yer alması gereken hususlar Türkiye İş Kurumunca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Geçici iş ilişkisi sözleşmesine dayalı olarak çalıştırılan işçi sayısı, işyerinde çalıştırılan işçi sayısının dörtte birini geçemez. Bu kapsamda çalıştırılacak işçi sayısının tespitinde kısmi süreli iş sözleşmesine göre çalışanlar, çalışma süreleri dikkate alınarak tam süreli çalışmaya dönüştürülür.
Aynı işçi için, aynı işverenle yapılacak geçici iş ilişkisi sözleşmelerinin toplam süresi on sekiz ayı geçemez. Bu süreyi geçen çalıştırma, geçici iş ilişkisi sözleşmesinin yazılı olarak yapılmaması veya sözleşmede belirtilen sürenin dolmasına rağmen devam eden çalıştırma durumlarında, devredilen işverenle işçi arasında belirsiz süreli iş sözleşmesi kurulmuş olur.
Özel istihdam bürolarının bu faaliyet için istihdam edecekleri işçilerle yapacakları belirli süreli iş sözleşmeleri, esaslı nedene dayalı zincirleme iş sözleşmesi niteliğini taşırlar.
Devredilen işyerinde grev ve lokavt olması ve özel istihdam bürosunun işçiyi bu süre içerisinde başka bir işyerinde istihdam edememesi halinde, özel istihdam bürosu işçinin asgari ücretten az olmamak üzere sözleşmede belirtilen ücretinin yarısını ödemek zorundadır.
Geçici iş ilişkisi sözleşmesine dayalı olarak çalıştırılan işçiler, 30 uncu maddenin uygulanmasında işçi sayısına dahil edilmez.
Mesleki anlamda geçici iş ilişkisinde, bu madde hükümleri ile 7 nci maddenin ikinci fıkrası hariç diğer hükümleri uygulanır.
21/4/2005 tarihli ve 5335 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerlerinde bu madde hükümleri uygulanmaz.”
İşverenler yaşadı…
Artık, güvenlik görevlisinin üstüne şirketi geçireyim, çaycıyı şirket ortağı yapayım demelerine gerek kalmadı.
-İşverenler işçi ihtiyaçlarını piyasadan değil doğrudan Özel İstihdam Bürolarından karşılayabilecekler,
-İhbar tazminatı,
-Kıdem tazminatı,
-Yıllık izin parası,
-İşten çıkardım İşe İade Davası,
-İşyerinde sendika örgütlenmiş,
-Sendika beni Toplu Görüşmeye davet edecek gibi dertleri olmayacak.
-İşçiler yandı…modern köle oluyorlar…
-Tıpkı bir köle gibi alınıp satılabilecekler,
-Çalıştıkları işveren ile aralarında hiçbir hukuki bağları olmayacak,
-İş akitlerini Özel İstihdam Büroları ile yapacaklar,
-İşverenler de Özel İstihdam Bürolarına “hizmet faturası” karşılığında para verecekler,
-İşçi emeğini işverene verecek ama işveren ile işçi muhatap olmayacak,
-kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin gibi haklarınızı artık unutacaksınız,
-Özel istihdam bürosunun parası varsa ilerde tazminatlarınızı alırsınız, yoksa avucunuzu yalarsınız.
-İşyerinden çıkarılırsanız işe iade davası açamayacaksınız.
-Sendikalı olmak artık hayal, olsanız da karşınızda işveren yok ki.
-Toplu İş Sözleşmesi kelimesini sözlüklerden çıkarabilirsiniz.
Yani, bir geceyarısı düzenlemesi daha TBMM’den geçti. Genel Kurulda 25.06.2009 günü görüşülmeye başlanan ve 26.06.2009 tarihinde saat 03.00 sıralarında da kabul edilen “Özel İstihdam Bürolarının Mesleki Faaliyet Olarak Geçici İş İlişkisi Kurabilmesi”ne ilişkin kanun artık hayatımıza giriyor. 2003 yılında 4857 sayılı Kanun ile getirilirken çıkan tepkilerden sonra geri çekilen “kölelik uygulaması” 6 yıl sonra alelacele geçirildi. Artık, bu Kanun ile modern işçi (köle) simsarlığı, bordro şirketleri hayata geçirilerek emek piyasası örgütlerden arındırılacak, modern kölelik uygulamaya geçecek.