HABERTÜRK-TRT’nin “Anayasa Paketi” tanıtımlarında rol alamadım!!!-KEY’de hala 3,5 milyon kişi var

23 Ağustos 2010

TRT’nin “Anayasa Paketi” tanıtımlarında rol alamadım!!!


Çalışanlar birden çok işyerinde sendikalı olabilecek…Cuma günü saat 11.00’de TRT-1’den geldiler ve yeni Anayasa Paketi’indeki bu ibareyi okumamı ama yorum getirmememi istediler… Yani bir spiker gibi “Artık tüm işçiler birden çok sendikaya üye olabilecekler” deyip bırakacakmışım. Ben de bu şekilde ifade edilirse doğru bir yaklaşım olmayacağını, halkı da yanıltmış olacağımı belirtip, bu değişikliğin, işçilerin lehine değil aleyhine olacağını, kaos yaratacağını söyleyince, çekimden vazgeçip gittiler. Gelin işin doğrusunu buradan anlatayım…


 


***İşçiler birden çok sendikaya üye olabilecekler


12 Eylül 2010 günü referanduma sunulacak olan “Anayasa Değişiklik Paketi” içinde, yer alan metin ile Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 51 inci maddesinin dördüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.”


Anayasanın kaldırılan 51. maddesinin 4. fıkrasında yer alan bu hüküm şöyledir: “Aynı zamanda ve aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olunamaz”.


Referandumda kabul çıkarsa, artık çalışanlar birden çok sendikaya üye olabilecek ama bu durum işçilerin lehine mi yoksa işverenlerin ve devletin lehine mi bunu ifade eden yok.


***Bundan sonra işçiler Toplu İş Sözleşmesiz kalır


Bir sendikanın örgütlendiği işyerinde TİS (Toplu İş Sözleşmesi) yetkisi alabilmesi için işkolunda en az yüzde 10 oranında üyeye sahip olmasının yanı sıra aynı zaman o işyerinde yüzde 50’yi aşan sayıda işçiyi de üye yapması gerekmektedir. Mesela 100 işçisi olan bir işyerinde örgütlenmeye başlayan bir sendika 51 işçiyi kendi üyesi yaptığı anda Çalışma Bakanlığı’na müracaat edip TİS yetkisi talep eder. Üye sayılarını kontrol eden Bakanlık da sendikaya TİS yetkisi verir.


Sendika bu yetki belgesi ile de işvereni TİS’e davet eder. İşverenler de genelde iki konuda mahkemeye gidip itiraz ederler birincisi işkoluna ikincisi de TİS yetkisine ve bu davalar da genelde 1-2 yıl sürer.


Şimdi düşünün ülkemizde aynı işkolunda hem Hak-İş’e, hem Türk-İş’e hem de DİSK’e bağlı üç ayrı sendikalar var. Bu fabrikanın sendikalı 51 işçisi bu üç konfederasyona ait üç sendikaya da üye olabilecek. Yani, aynı fabrikada hem Türk-İş’in, hem Hak-İş’in hem de DİSK’in 51 üye işçisi var ve hepsi de aynı kişiler, o halde hepsi de Çalışma Bakanlığına başvurup TİS yetkisi alabilecekler. Peki, aynı işyerinde 3 farklı sendika da TİS yetkisi almışsa, işveren hangi sendika ile TİS yapacak? Gelin cevap verin bakalım.


***Davalar yıllarca sürünceme de kalır


Aynı işkolu ve aynı işyerinde birden fazla TİS yetkisi alan sendika varsa, hepsi de işverene TİS için başvurmuşsa artık bunu mahkeme çözer ama nasıl? İşte bunun cevabı yok. Velhasıla işçilerin aynı işkolunda birden çok sendikaya üye olabilmesi işçilere değil, TİS’i sürüncemede bırakmak isteyen işverenlere fayda sağlar.


***Sadece 2821’de değişiklik yapılsa yeterdi


Bu hükmü getirenler, işçilerin aynı zamanda birden çok işyerinde part-time çalışıyorlarsa birden çok sendikaya üye olması yasağını kaldırıyoruz diyorlar ama Anayasa Değişiklik Paketi kabul edilse bile aynı hüküm 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 22/1. maddesinin birinci cümlesinde de aynen tekrar edilmiş hatta Yargıtay kararları ile genişletilmiştir.


Esasen mevcut Anayasa’ya göre yasak, “aynı işkolunda” kurulu bulunan bir başka sendikanın üyesi olmamaktır. Fevzi Demir hocama göre, Yargıtay, Anayasa ve Kanunda bulunan “aynı işkolunda” deyimini göz ardı ederek, işçinin “farklı işkolunda” bile olsa ikinci bir sendika üyeliğini “geçersiz” saymıştır.


Böyle olunca, farklı işkollarında özellikle kısmi (part-time) çalışanların birden çok sendika üyeliği engellenmiş olmaktadır. Örneğin, “gıda” işkolunda yarım gün çalışan bir işçinin yarım gün de “büro işkolunda” veya iki gün de başka bir işkolunda üç gün diğer işkolunda çalıştığı düşünülecek olursa, bu işçi bu işkollarında örgütlü bulunan sendikalardan sadece birine üye olabilmektedir.


Halbuki, işverenleri ayrı ayrı işkollarında faaliyet gösteren iki ayrı işyerinde örgütlü bulunan farklı sendikalardan birinin koruması altında olduğu için diğer işyerinde örgütlü bulunan sendikanın korumasından işçiyi mahrum etmenin hiçbir mantığı olmadığı açıktır.

Bu sebeple, Anayasa Paketindeki değişiklik işçilerin lehine değildir. Amaç yukarıda açıklandığı gibi sadece part-time çalışanların çalıştıkları her işyerinde sendikalı olabilmesini temin etmek ise, sadece Sendikalar Kanununun 22/1. maddesi hükmü kaldırıldığı takdirde, İş Hukukunun “işçiyi koruyucu amacına” uygun olarak farklı işkollarında kısmi (part-time) çalışanların birden çok sendikaya üye olarak korunmaları mümkün olabilecek.


Ancak, Sendikalar Kanunu’na mutlaka “ aynı işyerinde birden çok sendikaya üye olunması halinde sonraki üyelikler geçersizdir” hükmünün getirilmesi şarttır.


Aksi halde, yukarıda örnekle açıklamak istediğim gibi özellikle toplu iş sözleşmesini yapmaya “yetkili sendikanın” tespitiyle ilgili uyuşmazlıklar sırasında, bir işyerinde faaliyette bulunan farklı iki veya üç sendikaya da üye olan ve özellikle sendikaların baskısı ile birinden diğerine sık sık geçişler yapan işçilerin, sendikaları bitmez tükenmez davalarla meşgul ettikleri, işyerlerini belirsizlikler içine sürükledikleri ve bu suretle çözümü fevkalade zor sorunlar yarattıkları iyi bilinmektedir.



KEY’de hala 3,5 milyon kişi var


 


KEY’in ilk tasfiye kanunu çıktığında HABERTÜRK TV’de KEY alacak sahibi sayısının 9 milyonun üzerinde olduğunu iddia ettiğimde, canlı yayında Zeki Sayın kişi sayısının 3 mily kadar olduğunu ifade etmişti. Ardından da, 28 Temmuz 2008 günü ilk açıklanan KEY listesinde isminin olmadığı veya parasını eksik olduğundan bahisle 5,8 milyon kişi itiraz etmişti. Sonrasında, 28 Aralık 2008 günü de itirazcılar için liste yayınlanması gerekirken gerek KEY parasının olmaması gerekse de beceriksizlikten listeyi yayınlayamadılar. Sonrasında ikinci bir kanun daha çıkardılar ve üçer aylık devreler halinde ellerindeki para kadar liste çıkarmayı hedeflediler. İlk listeyi de mart 2010 da yayınladılar. Şimdi de 1,3 milyon KEYZEDE için 280 milyon liralık listeyi dün Resmi Gazetede yayınlandı, rakam ile sayısı bölerseniz 215 lira gibi rakama denk gelen kişi için para verecekler ama daha geride ismi çıkmamış ve parasını alamamış 3,5 milyon kişi daha var.