HABERTÜRK-TÜİK enflasyon hesabıyla oynayıp emekliler ve çalışanların zam oranını düşürüyor
22 Eylül 2010
TÜİK enflasyon hesabıyla oynayıp emekliler ve çalışanların zam oranını düşürüyor
Bu iddia DİSK Birleşik Metal İş Sendikasına ait ve yaptıkları araştırmayı da göndermişler. Bilindiği üzere memurlara beklenen enflasyon oranı kadar zam yapılırken, SSK ve Bağ-Kur emeklilerine TÜİK’in hesapladığı gerçekleşen enflasyon oranı kadar zam yapılıyor. Bu sebeple TÜİK hangi oranda enflasyon oranı hesaplamışsa emekliler o kadar zam alabilir…
İddialar ise gerçekten ciddi, TÜİK’in enflasyon hesaplama sepetindeki ana harcama gruplarının ağırlığı hangi harcama grubunda düşüş varsa ona ağırlık verilerek enflasyon oranı düşük çıkarılıyor. Emekliler de gelişmeden pay alamadıkları gibi enflasyona da ezdiriliyor…
***Birleşik Metal İş Araştırmasına göre;
TÜİK enflasyon hesabında kullandığı ana harcama gruplarının ağırlıklarıyla oynuyor. Bu sayede, ana harcama gruplarının enflasyona yaptığı etkiyi değiştirerek, enflasyon rakamlarına hesaplama yöntemiyle oynayarak müdahale etmiş oluyor.
TÜİK enflasyon hesaplamasını yaparken, toplam 446 adet mal ve hizmetin fiyatlarındaki değişimi izliyor. Bu 446 adet mal ve hizmet 12 ana harcama grubuna dağılmış durumda ve bu 12 ana harcama grubunun ağırlıkları farklı.
TÜİK bu 12 ana harcama grubunun ağırlıklarını açıklıyor. Her bir mal ve hizmetin ağırlıkları ise kamuoyunun bilgisi dışında.
TÜİK’in açıkladığı ağırlıklar şöyle:
01 | GIDA VE ALKOLSÜZ İÇECEKLER | 27,60 |
02 | ALKOLLÜ İÇECEKLER VE TÜTÜN | 5,31 |
03 | GİYİM VE AYAKKABI | 7,30 |
04 | KONUT, SU, ELEKTRİK, GAZ VE DİĞER YAKITLAR | 16,83 |
05 | MOBİLYA, EV ALETLERİ VE EV BAKIM HİZMETLERİ | 6,78 |
06 | SAĞLIK | 2,55 |
07 | ULAŞTIRMA | 13,90 |
08 | HABERLEŞME | 4,94 |
09 | EĞLENCE VE KÜLTÜR | 2,83 |
10 | EĞİTİM | 2,48 |
11 | LOKANTA VE OTELLER | 5,51 |
12 | ÇEŞİTLİ MAL VE HİZMETLER | 3,97 |
011 | GIDA | 93,36 |
012 | ALKOLSÜZ İÇECEKLER | 6,64 |
Bu ağırlıklar, kendi gruplarında gerçekleşen fiyat değişimi ile çarpılarak aylık enflasyona belirli bir etkide bulunuyorlar ve bunların toplamı aylık enflasyonu veriyor.
***2010 mayıs hesaplamaları ile oynanmış
Ana harcama grupları | Bir önceki aya göre değişim oranı (Temmuz 2010) | Ana Harcama Gruplarının Toplam Değişime Etkisi (Temmuz 2010) | |
TÜRKİYE | 100,00 | -0,36 | -0,36 |
Gıda ve alkolsüz içecekler | 27,60 | -4,38 | -1,67 |
Alkollü içecekler ve tütün | 5,31 | -0,01 | 0,00 |
Giyim ve ayakkabı | 7,30 | 11,16 | 1,13 |
Konut | 16,83 | 0,39 | 0,09 |
Ev eşyası | 6,78 | 0,15 | 0,01 |
Sağlık | 2,55 | -0,02 | 0,00 |
Ulaştırma | 13,90 | -0,03 | -0,01 |
Haberleşme | 4,94 | -1,34 | -0,09 |
Eğlence ve kültür | 2,83 | -0,46 | -0,02 |
Eğitim | 2,48 | 0,60 | 0,02 |
Lokanta ve oteller | 5,51 | 0,90 | 0,07 |
Çeşitli mal ve hizmetler | 3,97 | 1,97 | 0,11 |
İlk bakışta hesaplamada bir sorun yok gibi gözüküyor. Son sütundaki rakamları topladığınızda -0,48 rakamına ulaşıyorsunuz. Acaba bu rakamlar açıklanan ağırlıklara göre mi hesaplanmış?
-4,38 Gıda ve alkolsüz içecekler grubundaki aylık fiyat değişimini yansıtıyor. Grubun ağırlığı yüzde 27,60. -4,38’in aylık enflasyona etkisi -1,20 olması gerekirken, TÜİK hesaplamasında -1,67 olarak çıkıyor. Bu rakamın çıkabilmesi için ağırlığın yüzde 27,60 değil yüzde 38,21 olması gerekiyor. Yani, yüzde 27,60’lık ağırlık yüzde 38,46 oranında artırılmış oluyor.
Diğer harcama gruplarının ağırlıklarını da yüzde 38,46 oranında artırılması söz konusu. Alkollü içecekler ve tütün grubunun 5,31 olan ağırlığı 7,35 olarak, Giyim ve ayakkabı grubunun 7,30 olan ağırlığı 10,11 olarak hesaplamaya dahil edilmiş. Diğer gruplar için de aynı durum söz konusu. Dolayısıyla Mayıs ayı enflasyon rakamı yüzde 38,46 oranında etkilenmiş. Enflasyon eksi olduğu için bu sonuçta enflasyonun düşürülmesi sonucunu doğurmuş ve -0,26 olması gereken rakam, -0,36 olarak açıklanmış.
***Diğer aylar ile de oynanmış
Üstelik bu müdahale sadece söz konusu 2 ay ile sınırlı değil. 2010 yılı Ocak, Mart Haziran ve Temmuz aylarında açıklanan ağırlıklar hesaplamaya müdahale edilmeden kullanılmış ancak Şubat ayında yüzde 5,84, Nisan ayında -16,90, Mayıs ayında ise yukarıda da söylendiği gibi yüzde 38,46 oranında hesaplamalara müdahale edilmiş. Bu müdahalelerle 2010 yılının ilk yedi ayında enflasyon rakamı toplamda 0,14 düşük gösterilmiş oluyor.
2009 yılına bakılacak olursa yine aynı durum söz konusu: Ocak, Şubat, Mart, Eylül, Kasım aylarında müdahale yapılmamış, Nisan’da -87,50; Mayıs’ta -11,11; Haziran’da -42,11; Temmuz’da -24,24; Ağustos’ta 7,14; Ekim’de -1,63; Aralık’ta 3,92
TÜİK’in enflasyon rakamlarıyla oynadığı açıkça ortada. Ancak bunu sadece düşürmek için değil kimi aylarda yüksek göstermek için de yapıyor.
Kendi açıklamış olduğu ağırlıklara göre hesaplama yapmamasının nedenini ise kamuoyuna açıklamıyor. Örneğin, 2010 Mayıs ayında niye ana harcama gruplarının ağırlıkları niye hepsi birden yüzde 38,46 oranında artırılıyor? Niye Nisan ayında yine tüm harcama gruplarının ağırlıkları yüzde 16,90 oranında düşürülüyor?
Şeffaf olması gereken enflasyon hesaplamalarında uyguladığı farklılık ve sapmaların gerekçelerini neden kamu oyuyla paylaşmıyor?
***Memurlar ve emekliler düşük zam aldılar
2010 yılı Temmuz ayında yaklaşık 2,5 milyon memura ve milyonlarca emekliye verilecek zam yüzde 2,5 olarak açıklanmıştı. Ayrıca, enflasyon bu oranın üzerine çıkar ise aradaki fark da maaş zamlarına eklenecekti. 2010 Temmuz ayına gelindiğinde 6 aylık enflasyon yüzde 3,59 olarak açıklandı. Dolayısıyla memurlar ve emekliler 1,09 puan enflasyon farkı aldılar. Bu farkın devlete yükü ise 788 milyon TL. idi.
TÜİK enflasyon rakamlarına müdahale etmeyip, açıklamış olduğu ağırlıklar üzerinden hesaplama yapsa idi enflasyon farkı 1,19 olacak ve memur ve emeklilere 72,3 milyon TL daha ödenecekti. Ufak kalem oynatmalarıyla Ocak-Temmuz dönemi enflasyonunda yüzde 0,10’lük bir indirim yapılmış, memur ve emekliye ödenmesi gereken 72,3 milyon TL. devlette kalmış, maaş zamları gasp edilmiştir.
Aynı durum 2010 Ocak zamlarında da yaşanmış. Yüzde 2,5 oranında zamma ilaveten 0,115 enflasyon farkı ödenmiştir. TÜİK’in müdahaleleri ile yüzde 0,115’e çekilen enflasyon farkı, TÜİK’in ağırlıkları ile hesaplansa idi 0,10 yani 0,22 olarak ödenecekti. Başka bir deyişle memurlar yüzde 2,62 zam yerine yüzde 2,72 zam almış olacaklardı.
*******************************************
SGK’nın başındakiler doğum borçlanmasında ne dediğini hatırlamıyor mu?
SGK’nın 2 yıla yakın zamandır doğum borçlanmasında yasaya aykırı uygulamaları sonrasında kaybettiği davalardan sonra 1 Temmuz 2010 günü Resmi Gazetede yeni bir tebliğ yayınlayıp geri adım atmıştı. Aynı gün NTV’nin İstanbul stüdyolarında canlı yayın konuğuydum ve Ankara’da SGK Başkanlığının önünde NTV muhabirinin sorularını cevaplayan SGK Sigorta İşleri Genel Müdürü İbrahim ULAŞ, muhabirin sorularına verdiği cevap ve beyanatı (www.ntvmsnbc.com) da aynen şöyle;
“Sosyal Sigortalar Genel Müdürü İbrahim Ulaş NTV canlı yayında yanıtladı. İbrahim Ulaş, konuyla ilgili şu bilgileri verdi:
“Doğum borçlanması SGK reformuyla getirilen önemli bir yenilik, özellikle kadın sigortalılar için büyük farklılık taşımakta. Hizmet akdiyle işçi statüsünde sigorta kaydı bulunan kadınlar, doğum borçlanması yapabiliyorlar.
Doğum borçlanması yapabilmek için işçi statüsünde sigorta kaydının bulunması şart. İki çocuğa kadar ve her çocuk için de 2 yıl doğum borçlanması yapılabiliyor.
Daha önce doğum borçlanması çalışma ilişkisiyle irtibatlıydı ancak Yargıtay’ın verdiği karar vatandaşın lehine oldu.
İşçi statüsünde kaydı olan tüm kadınlar, sigortalılık başlangıcından önce veya sonra gerçekleşen doğumlar için başvuru yapabilecek. Başvuru için talep formu doldurmak yeterli.
SGK borçlanma tutarını hesaplayıp başvuru yapanlara bildiriyor. Sigortalı kadınlar ödemeleri gereken borçlanma tutarını kendileri belirleyebilecek.
Asgari olarak 4 yıllık bir borçlanma bedeli 11 bin 680 lira. Bu parayı ödeyen haktan yararlanabilecek. Borç tutarının bir ay içerisinde ödenmesi gerekiyor.
Önceki dönemlerde açılan davalar da bu uygulamayla ortadan kalkmış olacak.”
Konuşmanın en canlı alıcı yerinin altını da çizdim. Denilmişti ki, “İşçi statüsünde kaydı olan tüm kadınlar, sigortalılık başlangıcından önce veya sonra gerçekleşen doğumlar için başvuru yapabilecek” . Ancak, şimdi Tebliğ’den sonra yayınlan borçlanma genelgesi ise sigortalı olmadan evvel olan doğumları borçlandırmam diyor.
O halde SGK’nın başında bulunanlar ya ağızlarından çıkanı bilmiyorlar ya da bu işi bilmiyorlar. Bir milyondan fazla kadını da mağdur etmeye devam edip, TBMM’nin verdiği hakkı gaspediyorlar.