HE-EYT

12 Aralık 2022

Bugünlerde sesler yükseliyor.

Benim bir yandan canım acıyor.

Yeni belirlenecek Asgari ücrette İşçi Sendikalarının beyanları canımı acıtıyor.

Asgari ücret tespit komisyonu İşçi Sendikalarının da katılımı ile oluşuyor.

İşçi sendikaları örgütlü toplum, toplu iş pazarlığı ile güçlerini Toplu İş Sözleşmelerinde gösteriyorlar ve bağlayıcı metinler çıkıyor. Üyelerini öncelikle bu yolla koruyorlar. Peki asgari ücretlilerin kaçı sendikalı Yüzde 1’i geçer mi ben geçmez diye düşünüyorum. İşçilerden Sendikasız kesim % 70 lerden az değil o halde yıllardır yasal düzenleme ile İşçi Sendikalarının asgari ücret tespit komisyonunda görevlendirilmesinin ne anlamı var.

Asla böyle bir şey yaşanmamış olsa, bir tarafım diyor ki  bu yetki günün birinde şu şekilde “Asgari Ücret daha az belirlensin biz de kalanı toplu iş sözleşmeleri ile alırız.” kötüye kullanılabilir.

Ne kötüye kullanma fırsatı kalsın ne örgütlü toplumun temsili kalsın,

Örgütsüz asgari ücretliyi başka birileri temsil etmeli, % 70 örgütsüz işçinin temsilcisi örgütlü sendikalar olmamalı. Asgari Ücret Komisyonuna örgütsüz işçileri temsil edecek yenileri eklenmeli.

Tümü örgütlü işlerden oluşan toplum güçlü ekonomilerde, işçinin kolayca yeni iş bulabildiği toplumlarda grev de dahil haklarını kullanmalı. Ama örgütlü grupların pandemi ve son dönemde Fransa ve İngiltere’de yaşattıkları (ulaştırma, akaryakıt ve bir çok sektörde) örgütlü grupların kendi haklarını ısınma, yeme, içme gibi temel ihtiyaçlar kadar önemli gördüklerini düşündürüyor. Bu yakın gelecekte örgütlü toplumların başkalarının öncelikli yararlarına rağmen ikincil yararlarını öne çıkarmaları olarak anlaşılacak örgütlü toplum güç kaybedecektir. İngiltere Başbakanının açıklamalarından bu husus anlaşılmaktadır.

Bizim gibi gelişmekte olan, halen yeterli ekonomik güce kavuşmamış, istihdamı artmakta olan ülkelerde ise ülke gelir ve gider dengeleri dünya gelişmişlik sıralamasında ilk 10 ülke olunana kadar emeğin çalışma koşullarının ilk 10 a giren ülkelere benzemesi için çok çok erkendir.

Bu süreçte devlet müdahaleleri ile emek sermaye karşısında korunmaya çalışılmıştır.

Devlet müdahalesi  EYT öncesi olan dönemde de bu günde emekli aylıklarının belirli bir düzeyden aşağı olmaması yoluyla da yapılmıştır.

Eski yaşıma göre emekli olmak istiyorum diyenler bir süre sonra eski aylıklar gibi de diyecektir. Ancak İster eski ister yeni dönemde olsun, 5000 gün 5400 gün gibi günler ile emeklilikte gerçekten hak edilen aylık devletin verdiği aylığın % 50’si iyi koşullarda  % 60 oranına karşılık gelir. Ardaki farklar hep devlet yardımı olarak karşımıza çıkar (Örnek asgari kazançlar -en azdan prim ödenenler içindir).

Almanya son 20 yılda emekli yaşını 61 yaştan 65 yaşa çıkarmıştır. Almanya hiç EYT dile getirilmemiştir.

Emeklilik prim ödeme-aylık alma nihayet bir hesap meselesidir. Ömür uzamıştır. İnsanlar daha çok yaşıyor. Emekli yaşı da zorunlu olarak uzayacaktır.

Aksi kendi toplumsal geleceğimizi kendimizin zora sokmasıdır. Kamu kaynakları yatırımlara değil emekli aylıklarına gidecektir. Yahut emekliler başlangıçta iyi aylık alsalarda sürdürülemez zaman geldiğinde aylıklar devlet tarafından bu günkü rakamla 3.500’e çıkmayacak gerçek karşılığı olan 2.200-2500TL gibi rakamlarda reel olarak kalacaktır. Ülke güçlendikçe finansı mümkün hale gelse de üretken çağda emekli olan kesimleri iş gücünde tutmanın yolları aranmalıdır.

H hayır

E Evet

EYT

He-EYT hızlı söylersen  benim dediğim ya yaparsın ya yapmazsına getiren yüksek sesli söylemler de sıkıyor beni,

Herkes herkeyi söyler oldu.

EYT Düzenlemesinden önce şunları bir daha düşünsek olabilir mi Acaba?

1- EYT çıksa da Emekli olmayanı çalışmaya devam edeni teşvik edelim mi, mesele EYT’ye hak kazandığı günden sonra geçen Prime Esas Kazançlar aylık hesabında artık her yıl için % 2 değilde % 3 aylık bağlama oranından değerlendirilsin, Aylık almasın,ertelediği aylık kadar daha iyi bir aylık alsın, hatta bu düzenleme en az aylık için aranan günlerinden fazla günü olan herkese uygulanır hale gelsin.

2- EYT çıksa da emekli olanlarda işten ayrılma şartı aranmasın, EYT ile emekli olanlardan EYT olmasalardı aylık alacakları güne kadar her yıl için % 2 civarında bir indirimli emekli aylığı ödensin,

3- EYT yerine neden EYT yaşına kadar asgari aylık koşullarını ödemeyenlerden işten ayrılıp çalışmak istemeyenlere İŞ-KUR’dan ödeme yapmayalım, neden SGK’nın aylık yapısını bozalım.

YENİ ASGARİ ÜCRET YÖNÜNDEN

Ben temel sorunun çok hızla artan tüketim ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum. Zam zamı getiriyor. Asgari ücretlinin kaybı telefi edilsin ama kamunun belirleyici olduğu bir çok alanda düşük kar seçimi yoluna gidilebilir. Şeker’den başlanabilir. Krizin tetikleyici Akaryakıt zamları geriliyor. Hemde ne gerileme 30TL den 20 TL’ye düştü, Nereden nereye gelen şu şeker fiyatlarını bir atarak başlansa mı ?

Yüksek maliyetli stoktaki mallar nasıl eriyecek, kademe kademe zorunlu maliyetler kadar karsız satış yapılsa ne iyi olmazsa, buna zorlamanın yolu indirimli ürüne kolay erişimi sağlamak, bunu yapacak zincirler kurmak kadar

u