HÜZÜN SEVGİYE ENGEL Mİ ?

14 Şubat 2023

Savaşlar nikahları değil düğünleri engeller.

Yas yakına aitse nikahı erteler, düğünü engeller.

Ama sevgiyi engelleyen hiç bir şey olamaz.

Hatta ölümler, acılar, sevdiklerimizle paylaşabildikçe bizi daha yakın tutar.

Biraz hüzünle geçer belki ama sevgi günü sevgi günüdür. Sevginin takviminde acılara da yer ayrıldığını işaretler hüzün.

Kahkahalar olmaz ama tebessümler olur. Düşünelim depremzade bir çocuğunu kaybetmiş ikisi kurtulmuş, ikisi ne kavuşunca sevinmesin mi, seviniyor gülüyor belki ama hüzün saklı.

Aslında edip eyleyip kaldırılabilir hüzünlerin yolunu kapatmak, bizim kapıya değil hiç bir kapıya uğramaması için uğraşmak.

Deprem sonrası milletin hatta dünyanın gayretini gördükçe fedakarlıkta ölçümüzün olmadığını düşünüyorum. Ama bir yandan keşke felaket sonrası bu gayret felaket öncesi gayrete seçiciliğe dikkate dönüşse ne iyi olurdu. Hala beklenen tehlikeler için önlem alma imkanımız var. Bu bir trafik kazası, iş kazası, meslek hastalığı, basit bir hastalığın bulaşmasının önlenmesi olsun. Bütün felaketler için önlem almaya yönelmeliyiz.

Deveyi sağlam kazığa bağladıktan sonra tevekkülü öğreten dinimizde  başımıza gelenlerin ellerimizle yaptıklarımızın seçimlerin sonucu olduğunu ilahi buyruklar söylüyor. Ama bazen genel felaketlerin içinde masumlarında zarar görebileceğini de söylüyor ilahi buyruk. Hatta öyle koruyor ki, minik minik yavrular depremin beklemedik bir sürenin sonunda canlı olarak kurtuluyor.  Kaderi şöyle anlamak daha kolay daha gerçekçi benim elimde olan şeyler seçimim elimde olmayanlar kaderimdir demeliyiz. Bu sorumluluğu üstlenmeyi, gayretli olmayı da sağlar. Sorumluluğu depreme kadere bağlayanlar hayatı değiştirmeye güçlere yetmeyenler olacaktır.

Sağlam kazığa rağmen deveye bir şey oluyorsa rıza zamanıdır.

Ama depremzede psikolojisinden kurtulmalıyız. Cümle alem gelmiş yardıma koşuyor. Bakıyor depremzede köşeye çekilmiş seyrediyor. Yapamıyor bu ruh halinden kurtulamıyor. İnsanız zordur ama depremzede de olsa sağ kurtulmanın diyetini komşuya, hemşehriye başka insanlara dışarıdan gelmiş insanlar gibi yardım ederek, gayret göstererek daha kısa sürede depremin etkilerini üstlerinden atabilirler. Belki bu tarz yetişmeliyiz. Felaket karşısında donmamalı dinamik olmalıyız zira sadece düşünce üretse yol yordam anlatsa bile sahip oldukları bilgilerin çok işe yarayacağını düşünmeliler ve olabildiğince harekete geçmelidirler. Başkası yardım gönderiyor başkası dağıtıyorsa, dağıtan  çadırdan, konteynırdan çıkan depremzede olabilecektir.

Her felaket yenilenmenin de başlangıcıdır. Eksiğini bilir yola koyulursun. Eksiğini tamamlarsın artık eksik bina değildir. Depreme dayanıklı binadır.

Ama her binanın içinde sevgiler yaşar. Sevgiyle yaşanır. Minişler sevgiyle büyür.

Sevginin kırılma noktası güvendir. Güvenin kurulması fay kırığı gibi, sevginin kırılma noktası bazen kötü kaynamış kırıklar gibi artık  eskisi gibi iş görmese de kırgın kırgın iş görmeye devam eder.

Güvenin kırılmadığı sevgi gününüzde fay kırığı olmayan yarınları yaşamak dileğiyle .