İntes-İnşaat Sanayi Dergisi- Asgari İşçilik Uygulaması 2007 Yılında da Devam Ediyor

15 Aralık 2006

Ali Tezel-Ekim 2006


SSK Sigorta Başmüfettişi


 


            Asgari İşçilik Uygulaması 2007 Yılında da Devam Ediyor


 


            Giriş


            SSK, Bağ-Kur ve T.C. Emekli Sandığı ile 506 Sayılı Kanun’un geçici 20 inci maddesine tabi özel banka ve borsaların emeklilik sandıklarını tek çatı altında birleştiren 5502 Sayılı Kanun’dan sonra bütün bu kurum ve kuruluşların uygulama kanunlarını teke indiren 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 01.01.2007 günü yürürlüğe girmek üzere Resmi Gazetede yayınlandı. Halen 506 Sayılı Kanun’un 79 ve 130 uncu maddeleri gereğince uygulanmakta olan asgari işçilik ücreti uygulaması bazı değişikliklerle 2007 yılında da uygulanmaya devam edilecek.


 


            1-Yetkide Değişiklik Var


            506 Sayılı Kanun’un 130 uncu maddesinin ikinci fıkrasındaki;


            “İşverenin Kuruma, emsaline, yapılan işin nitelik, kapsam ve kapasitesine göre işin yürütülmesi için gerekli olan sigortalı sayısının, çalışma süresinin veya prime esas kazanç tutarının altında bildirimde bulunduğunun Kurumca saptanması halinde, işin yürütülmesi için gerekli olan asgari işçilik miktarı, yapılan işin niteliği, bünyesinde kullanılan teknoloji, iş yerinin büyüklüğü, benzer işletmelerde çalıştırılan işçi sayısı, ilgili meslek veya kamu kuruluşlarının görüşü gibi unsurları dikkate alarak sigorta müfettişi tarafından tespit edilir.”


 


            İbaresi bir takım küçük değişikliklerle 5510 Sayılı Kanun’un 85 inci maddesinin birinci fıkrasına denk gelmektedir aşağıda verilmiş olan bu fıkrada dikkati çeken en önemli değişiklik, eski halindeki “sigorta müfettişi” ibaresinin çıkarılıp, yerine “Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurları” ibaresinin getirilmiş olmasıdır.


 


            ” İşverenin, işin emsaline, niteliğine, kapsam ve kapasitesine göre işin yürütümü açısından gerekli olan sigortalı sayısının, çalışma süresinin veya prime esas kazanç tutarının altında bildirimde bulunduğunun tespiti halinde, işin yürütümü açısından gerekli olan asgari işçilik tutarı; yapılan işin niteliği, kullanılan teknoloji, işyerinin büyüklüğü, benzer işletmelerde çalıştırılan sigortalı sayısı, ilgili meslek veya kamu kuruluşlarının görüşü gibi unsurlar dikkate alınarak tespit edilir. Söz konusu tespitler, Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurları tarafından yapılır…”


           


            2- Borcun Kesinleşmesi Taahhütname ile Gerçekleşecek


            506 Sayılı Kanun’un 79 uncu maddesinin onikinci fıkrasında yer alan;


            Bu Kanunun 83 üncü maddesinde belirtilen kurum ve kuruluşlar tarafından ihale yoluyla yaptırılan her türlü işler, gerçek veya tüzel kişilerce yapılan inşaatlardan dolayı yeterli işçilik bildirmiş olup olmadığı Kurumca araştırılır. Usul ve esasları yönetmelikle belirlenecek bu araştırma sonucunda yeterli işçiliğin bildirilmemiş olduğunun anlaşılması halinde, bildirilmemiş olan işçilik tutarı üzerinden hesaplanan prim tutarı, gecikme zammı ile birlikte sigorta müfettişince inceleme yapılması istenilmeksizin işveren tarafından ödendiği takdirde, iş yeri hakkında sigorta müfettişine inceleme yaptırılmayabilir.”


            İbaresi de 5510 Sayılı Kanun’un 85 inci maddesinin ikinci fırkasında yer almaktadır ki ilk başta dikkati çeken farklılık bankaların da ihale makamı gibi düşünülmesidir ama işin bir de ihale mevzuatına göre verilmesi şartı da var olduğundan sadece kamu bankaları olduğu ortaya çıkmaktadır.         Ayrıca dikkati çeken bir diğer farklılık ise 506 Sayılı Kanun’un 79 uncu maddesinde ayrı bir fıkra olarak yazılan tebliğ ve tahsil fıkrasının birleştirilerek aşağıdaki gibi 5510 Sayılı Kanuna geçirilmesidir.


 


            “Kamu idareleri, döner sermayeli kuruluşlar ile bankalar tarafından ihale mevzuatına göre yaptırılan işlerden ve özel nitelikteki inşaat işlerinden dolayı bu işleri yapan işveren tarafından yeterli işçilik bildirilmiş olup olmadığı Kurumca araştırılır. Bu araştırma sonucunda yeterli işçiliğin bildirilmemiş olduğu anlaşılırsa, eksik bildirilen işçilik tutarı üzerinden hesaplanan prim tutarı, 89 uncu madde gereği hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte bir ay içinde ödenmek üzere işverene tebliğ edilir. Tebliğ edilen prim ve gecikme cezası ve gecikme zammının ödendiği veya ödeneceğinin işveren tarafından yazılı olarak taahhüt edilmesi halinde borç kesinleşir. Kuruma verilecek taahhütnamede üstlenilen ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde, işveren hakkında 88 inci ve 89 uncu maddeler uyarınca işlem yapılır. Tebliğ edilen prim ve gecikme cezası ve gecikme zammının ödenmemesi, taahhütname verilmemesi veya Kurumca işyerinin denetlenmesine gerek görülmesi durumunda Kurumca inceleme yapılır.”


 


            Halen geçerli olan 506 Sayılı Kanun’un 79 uncu maddesindeki düzenleme de işin Sigorta Müfettişi incelemesine gönderilmemesinin tek şartı Kurumca hesaplanan asgari işçilik ücreti farkının işverence ödenmesi iken, yeni 5510 Sayılı Kanun’un 85 inci maddesine göre, primlerin ödenmesi veya primlerin ödenmesine yönelik taahhütname verilmesi halinde iş denetim elemanı incelemesine gönderilmeyecektir. Taahhütname ile işveren hakkında borç tahsilatı işlemine başlanacaktır. Bugün ise (2006 sonuna kadar) taahhütname vermiş ama buna uymamış işverenler Sigorta Müfettişi incelemesine sevk edilmektedir.


 


            3-Zamanaşımı Değiştirilmiş


            Bugün geçerli olan 506 Sayılı Kanun gereğince asgari işçilik ücretleri konusunda ve idari para cezaları konusunda zamanaşımı süresinde değişiklik gerçekleştirmiştir.


            Halen geçerli olan 506 Sayılı Kanun’un 140 ıncı maddesi gereğince idari para cezalarında beş yıl olan zamanaşımı 5510 Sayılı Kanun ile 01.01.2007 gününden itibaren aşağıdaki fıkradan da görüleceği üzere 10 yıla çıkarılmıştır.


            “İdari para cezaları on yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Zamanaşımı süresi, fiilin işlendiği tarihten itibaren başlar.”


 


            Yine 506 Sayılı Kanun ile bazen beş ve bazen 10 yıl olarak uygulanan prim tahsil zamanaşımı 5510 Sayılı Kanun’un 93 üncü maddesi ile 10 yıla çıkarılmış ve zamanaşımın başlangıç tarihi de kanun ile belirlenmiştir.


            “…Kurumun prim ve diğer alacakları ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak on yıllık zamanaşımına tabidir. Kurumun prim ve diğer alacakları, hizmet tespiti veya asgari işçilik uygulaması nedeniyle doğmuş ise zamanaşımı süresi; mahkeme kararının kesinleşme tarihinden, Kurum veya diğer kamu idarelerinin denetim ve kontrolle görevlendirilen memurları tarafından yapılan tespitler sonucunda doğmuş ise rapor tarihinden veya bu idareler tarafından düzenlenen belgelerden doğmuş ise belgenin Kuruma intikal ettiği tarihi takip eden yıl başından itibaren beş yıl olarak uygulanır. Ancak, bu durumda zamanaşımı süresi on yıldan az olamaz. Bu alacaklar için gecikme cezası ve gecikme zammı, alacağın ait olduğu ayın veya dönemin sonundan itibaren uygulanır…”


 


            4-Diğer Hususlar


            Halen 506 Sayılı Kanun’un 79 uncu maddesin de düzenlenen borca itiraz  ve daha sonra yargı yoluna başvuru aşamaları da aynı olup herhangi bir değişikliğe gidilmemiş olup 5510’un 85 inci maddesindeki fıkra aşağıdaki gibidir.


            “Bu maddenin birinci ve ikinci fıkrasında belirtilen usullerle Kuruma bildirilmediği tespit edilen asgari işçilik tutarı üzerinden Kurumca re’sen tahakkuk ettirilen sigorta primleri, 88 inci ve 89 uncu maddeler dikkate alınarak işverene tebliğ edilir. İşveren, tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde Kuruma itiraz edebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazın reddi halinde işveren, kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz.”


 


            Kurum tarafından kurulan, asgari işçilik  tesbit komisyonu eskiden olduğu gibi yine 7 üyelidir ama şimdi 5 üye Kurum teknik elemanlarından oluşurken 5510 Sayılı Kanun ile bu sayı dörde düşürülüp bunun yerine bir üye TOBB’dan alınmıştır. Bir başka yenilik de bu komisyon üyelerine verilecek ücretin de kanunla belirlenmesidir ki “Asgari İşçilik Tespit Komisyonuna Kurum dışından görevlendirilenlere, katıldıkları her toplantı günü için (2500) gösterge rakamının memur aylıklarının hesabında kullanılan katsayı ile çarpılarak bulunacak tutarı üzerinden huzur hakkı Kurumca ödenir.”


 


            Sonuç


            1994 yılında yeniden başlayan ve asgari işçilik ücreti uygulaması 01.01.2007 gününden yürürlüğe girecek 5510 Sayılım Kanun ile bazı değişiklikler ile yeni Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından da uygulanmaya devam edilecektir.  506 Sayılı Kanun ile 5510 Sayılı Kanun’un asgari işçilik uygulaması ile ilgili hükümleri birlikte değerlendirildiğinde SGK’nın da SSK’nın olduğu gibi buradan büyük gelir beklediği gerçeği ortaya çıkmaktadır.