Geçen hafta İstanbul dışından bir misafirim gelecekti ve kendisine Taksim’e Beyoğlu’na gel orda buluşuruz dedim. Ürktü önce orası tekin yer değil diyorlar akşam karanlığında ben oraya gelmeye korkuyorum dedi. Aslında ülke genelinin korkusu var bu konuda, Beyoğlu ve Beyoğlu’nun arka sokaklarındaki tehlikeden hep korkar oldular uzun yıllar öncesinden beri, hatta kara perşembeden sonra Beyoğlu’ndan kaçan ecnebilerin evlerine yerleşenlerin de bunda etkisi büyük. 1996 yılında İstanbul’a yerleştim ve 2009 yılına kadar da genelde Anadolu yakasındaki çeşitli semtlerde oturdum. Taksim’e, Beyoğlu’nda değil gelmek içinden geçmeye de çekinirdim, en kısa sürede işimi bitirip kaçmak isterdim. Şimdi ise Taksim’de çalışıyor, Beyoğlu’nda oturuyorum ki hangi arka sokak, hangi tenha yer fark etmez hepsinde de gönül rahatlığıyla gecenin kaçı olursa olsun yaşıyorum. Bunda en büyük pay da Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’ın etkisi büyük. Tarlabaşı projesi, Cezayir sokağı projesi gibi binlerce proje ile Beyoğlu güzelleşti, İstanbul’un en göze eğlence yerleri artık Taksim’de, Beyoğlu’nda. Korkulacak sokak kalmadığı gibi şimdi görüyorum, eğlence yerlerinin, dinlence yerlerinin kalitesini artırma aşamasına da gelmiş. Semt konakları, çocuklar için parkları gördünüz mü bilmiyorum, hele Dolapdere ve Kurtuluş’un orda yapılan semt konağı ve parklar harika. Şimdi de kendisinden, yılbaşlarında şehrin varoşlarından gelip sosyalleşme aşamasını tamamlayamamış gençlerin, genç kız ve kadınlarımıza musallat olmasını engelleyecek projeleri de kendisinden bekliyorum. Kaliteli ve Beyoğlu’na yakışır eğlence yerleri olursa bu sorunda çözüme kavuşur.