Piyasalar prim ve vergi affına odaklandı

13 Mart 2016

HEMEN her 1.5-2 yılda bir gelen prim ve vergi affı bugünlerde yeniden gündemde. Halen Maliye’nin 150 milyar, SGK’nın ise yaklaşık 90 milyar alacağı bulunuyor. Mükellef ile işverenlerin devlete ödemediği vergi ve prim borçları her geçen gün katlanarak artıyor. Piyasalar henüz üzerinden 1,5 yıl geçen vergi ve prim affının yenisini bekliyor. 

Ancak vergi affında en büyük gösterge Mart ve Nisan ayında verilecek vergi beyannameleri sonrasında ortaya çıkacak tahakkuk-tahsilat oranları olacak. Tablodan da görüleceği gibi tahakkuk-tahsilat oranı 2015’te yüzde 84,7’ye düşmüş. Bu rakamın bu yılın Ocak ve Şubat döneminde yüzde 60’lar seviyesine kadar düştüğü belirtiliyor. Benzer şekilde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun prim tahsilat ve tahakkuk oranları da (tahsilatlarda prim affı ve yapılandırma gelirleri de olduğu halde) azalmış durumda.

HARCAMALARI AZALTIYORUZ

Vergideki bu tablonun yanında ETÜDER’e göre bu yılın ilk 2 ayında sosyal faaliyetler, spor merkezleri, lokanta, restaurant ve eğlence sektöründe harcamalarımız bir önceki yılın aynı ayına göre azalmış. Gerek ev içi ve gerekse ev dışı harcamalarımızı azalttığımız gibi hemen herkes alacaklarını toparlamak istiyor. Ayrıca herkes borçlarını ödemek istemeyip, nakitte kalmayı tercih ediyor. Bunun başlıca sebepleri de halen de artarak devam eden jeopolitik risklerimiz… Etrafımızda yaşanan savaş ortamı… Rusya pazarında meydana gelen daralma, turizm sektöründe beklenen kriz… 

Özellikle Maliye’nin kapısını küçük esnaf, sanatkarlar ile KOBİ’ler çalmaya başladı. Geçen hafta Bodrum Mali Müşavirler Odası’nda katıldığım panelde de katılımcıların en çok merak ettiği konu “vergi ve sigorta prim affı ne zaman gelir?” idi. Her yıl gerek gerçek gerekse de Kurumlar Vergisi mükellefleri yeni sezon için Nisan ve Mayıs ayı içinde bankalara kredi müracaatı yaparken bu yıl 2015 yılı Aralık ayında kredi başvuruları başladı ve mali müşavirlerden şirketlerin durumunu gösteren mizan ve bilançolar istenmeye başladı. Bu da piyasadaki nakit darlığının en önemli göstergelerinden birisi.

BEYANNAMELER YOL GÖSTERİCİ OLACAK

2015 yılı gelirleri için Kurumlar Vergisi mükelleflerinin ve diğer vergi mükelleflerini Mart ve Nisan ayında verecekleri beyannameler ve sonrasında tahakkuk-tahsilat oranları yeni bir vergi ve prim affının geleceğini bize gösterecek gibi duruyor. 

Geçmişten günümüze bakıldığında hemen her 1,5 veya 2 yılda bir prim ve vergi affı çıktığını görüyoruz. Ayrıca ne zaman Maliye veya Çalışma Bakanları ile SGK yetkilileri ‘Af yok’ deseler hemen 3 ay içinde af kanunlarının çıktığı da yaşanılan bir gerçek. Bu arada tıpkı 6111 Sayılı Yasa ile getirilen yurtdışındaki dövizlerin ülkeye sorunsuz girişi konusunda da bir af beklentisi ve söylentisi de hakim.

TAŞERON İŞÇILERINE 5 YIL ŞARTI AĞIR OLUR

“Sayın Ali Tezel; bir konuyu yazılarınızda gündeme getirmenizi rica ediyorum. 7 Mart 2016 tarihinde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na sevk edilen, kısaca taşeron işçilerin kadroya alınması hakkındaki kanunda yer alan bir durumu duyurmanızı rica ediyorum. İlgili komisyona sevk edilen taslakta Geçici Madde 42’de yer alan “31.12.2015 itibari ile 5 yılını doldurmuş olanlar” ibaresinin birçok taşeron çalışanı mağdur edeceğine inanıyorum. Başta Karayolları Genel Müdürlüğü olmak üzere idareye açılan, işçilerin kadrolu olmayı hak ettikleri ve Yargıtay’ca da onanan birçok muvazaa davalarında 6 ay çalışma şartı aranmakta iken ilgili kanun değişikliğinde bu bu şart “5 yıl” gibi ağır ve birçok işçiyi kapsamayacak şekilde yer almaktadır. İlgili kanun değişikliği bu şekilde Meclis’te yasalaşırsa; 5 yılı doldurmayanlar yeni davalar açarak zaten ağır olan Türk adalet sistemine binlerce yeni dava kazandıracak, kısacası “Taşeron sistemi uzun süre gündemde yer almaya ve tartışılmaya devam edecektir. 7 Haziran seçiminde tüm siyasi partiler taşeron işçilere kadro sözü vermiş ve bu durum parti programlarında yer almıştır. İlgili kanun maddesinde 5 yıl olarak geçen ağır şartın daha çok işçiyi kapsayacak şekilde düzeltilmesi ve aşağı çekilmesi gerekir. (İsmi Saklı) 

Sayın okurum, gerçekten de haklısınız, “asıl işi yapanlar”dan sadece 5 yıl ve daha çok hizmeti olan kamu çalışanlarının kadroya alınması, 5 yıldan az hizmeti olanların kadroya alınmaması adaletli olmaz. Biz de aynı görüşteyiz ve bu sebeple de sesinizi bu köşeden duyuruyoruz.